Urartu Devleti Doğu Anadolu’da yaşamış ilkçağ ulusudur. Başkenti Tuşpa (Van) idi.
Urartular M.Ö. 8. yüzyıla kadar Yakındoğu’nun en büyük devletlerinden biri olarak yaşadılar. Kimmer ve İskit akınlarıyla sarsılarak dağlık bölgelere sıkıştılar, İskit istilasından ve VII. yüzyılda Asur Devleti’nin ortadan kalkmasından sonra Medlerin Anadolu’yu ele geçirmeleri üzerine Urartu Devleti M.Ö. 600 yıllarında son buldu.
Bugüne kalan yazıtlardan anlaşıldığına göre Urartu kralları başkent Tuşpa’da ve başka kentlerde kaleler, saraylar, su kanalları yaptırmışlardı. Ortaya çıkarılan eserler Urartu mimarisinin yüksek düzeyde olduğunu göstermektedir. Urartuların yaptığı su tesisleri de ilgi çekicidir (Kral Menua’nın yaptırdığı Menua ya da Şamranaltı Kanalı, Keşiş Gölü Barajı v. b.). Onlardan kalan madeni eşya ve kapkacak, taş, kemik ve seramik eserler sanat ve teknik bakımından ileri düzeydedir.
Yaklaşık 50 kilometre uzunluğundaki Şamram Kanalı, Van’ın 2800 yıldır kesintisiz bir biçimde Van Ovası’na tatlı su taşıyor.
Dönem ve dayanıklılık açısından bakıldığında, araştırmacılar Urartu baraj, gölet ve sulama kanallarının dünyanın hiçbir yerinde bir benzerlerinin daha bulunmadığını da kabul ediyorlar.
Urartu dili Ön Asya dilleri grubuna girer. Yazılarıysa iki çeşitti: çivi yazısı ve hiyeroglif. Hiyeroglif yazısı yönetim ve din işlerinde kullanılıyordu. Urartular çivi yazısını Asurlardan almışlar ve bunu değiştirerek sadeleştirmişlerdi. Taş üzerine yazılmış kral yazıtları, yıllıklar, askeri olaylardan söz eden belgeler, yapılar ve su tesisleriyle ilgili levhalar çivi yazısıyla yazılmıştır.
Urartular, çok tanrılı dinlere inanırlardı. Urartular lisanının, Hurri diliyle ortak hususiyetleri vardı. Çivi ve hiyeroglif yazısı kullanırlardı. Daha çok taş üzerine yazılan kitabeleri olup, seramik, madeni ve diğer dayanıklı maddeler üzerine yazılı olanlara da rastlandı.