Dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a göre “Çam ağacı süslemesi” bir türk geleneği
Türklerin, Müslümanlıktan önceki inanışlarına göre yeryüzünün tam ortasında bir “Akçam Ağacı” bulunurmuş. Yaprak dökmeyen ağaçlar yaşamın simgesi olarak kullanılırmış o dönemlerde.
Buna “ Hayat ağacı” diyorlar. Bu ağaçı, motif olarak halı,kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.O zaman ki inanca göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşırmış. Güneşin zaferini Türkler büyük şenliklerle akçam ağacının altında kutlarmış.
Duaları tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyarlar, dallarına ipler bağlayarak o yıl için dileklerini iletirlermiş. Güneşin yeniden doğusu yeni bir doğum olarak algılanır.
Bu bayram için evler temizlenir, güzel giysiler giyilir.Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlaroynarlar.
Kutlamalarda kullanılan “Akçam ağacı” yalnız Orta Asya’da yetişir.
Bu yüzden kutlama geleneğinin Türk’lerden Hıristiyanlara geçtiği düşünülüyor. Pagan adeti olarak (tanrı inancı öncesi)i görülen bu adet İsa’nın doğuşu olarak kabul ediliyor ve adet Hıristiyanlara geçiyor diyor Prof. Muazzez İlmiye Çığ.
Tek tanrılı dönemine ait bir çok alışkanlığın, nazar boncuğunun nazardan koruması, at nalının şans getirmesi gibi bazı adetleri günümüzün popüler kültürünün hala bir parçası olduğunuda unutmayalım.