Don Kişot’un yazarı dünyaca ünlü Cervantes’in, İstanbul’daki çok önemli bir eserin inşaatında amelelik yaptığını biliyor muydunuz?
Don Kişot yazarı meşhur İspanyol romancısı Cervantes Kılıç Ali Paşa Camiinin inşaatında çalışmış. Cervantes 1569 yılında henüz 22 yaşındayken adının karıştığı bir yaralama olayından dolayı sağ bileğinin kesilmesi kararı verilince Roma’ya kaçmış. 1570 yılında Lala Mustafa Paşa komutasındaki Türk birlikleri Kıbrıs’ı ele geçirince Papa’nın çağrısına uyarak Venedik donanmasına katılmış ve meşhur İnebahtı deniz savaşına katılmış.
İnebahtı deniz savasında sadece Uluç Ali Reis komutasındaki donanmanın sağ tarafı savaşta başarı göstermiş ancak Osmanlı İmparatırluğu ilk büyük yenilgisini almış. Uluç Ali Reis İstanbul’a döndüğünde kaptan-ı derya ilan edilmiş ve Kılıç Ali Paşa adını almış.Bu savaşta sağ kolunu kaybetmemek için İtalya’ya kaçan Cervantes sol kolunu kaybedmiş.
Bu beş yıllık esareti sırasında esiri olduğu Kılıç Ali Paşa’nın Tophane’de yaptırdığı Camii’de amele olarak çalışmış. Mimar Sinan’ın emrinde cami inşaatında çalışanların isimlerinin yazılı olduğu defterler vakıflar arşivinde bulundu ve içinde Cervantes’in de ismine rastlandı.
Camiinin mimarı Koca Sinan’dır. Camii hissedilir derecede Ayasofya’ya benzer.
5 yıl sonra Cervantes serbest bırakılmış ve ülkesine dönmüş.
Aslen İtalyan olan, Kılıç Ali Paşa 11 yaşında papaz mektebine Napoli’ye gönderilirken yolda Müslüman korsanların eline esir düşmüş. Bir rivayette göre Uluç, Arap asıllı olmayan korsanlara verilen isimdi. Irkı ne olursa olsun Türk denizciliğinin en parlak şahsiyetlerinden biri. Barbaros Hayreddin Paşa’nın himayesinde yetişmiş. Dünyaca meşhur denizcilerden birisi olmuş.
İtalya’daki La Castella kasabasının en büyük meydanında Kılıç Ali Paşa’nın bir heykeli bulunmakta.
Büyük Türk denizcisi Kılıç Ali Paşa, namını sürdürmek için bir cami yaptırmak istemiş. Sultan III. Murad’ın huzuruna çıkıp arzusunu bildirmiş Padişah latife olsun diye, “Sen deryalar serdarısın. Var git camini deryaya kur!” deyince Kılıç Ali Paşa Tophane iskelesinde güzel ve ihtişamlı bir cami yaptırmış.
Mimar Sinan, üç kaptan-ı deryaya aynı sahil boyunca üç güzel cami yapmıştı. Diğerleri Kasımpaşa’da Piyale Paşa ve Beşiktaş’ta Sinan Paşa camileridir.
Halk arasında anlatılan bir hikayeye göre üstü başı toz içinde bir ihtiyar, Kılıç Ali Paşa’nın yanına gelerek, ‘Caminin açılışını ben yapacağım’ der. Orada bulunan padişah ve diğer devlet erkanı bunu tuhaf karşılasalar da Kılıç Ali Paşa bir şartla bunu kabul edeceğini belirtir. “Bundan böyle bu camide tüm namazları sen kıldıracaksın.” İhtiyar da cevaben; “Her vakit değil ama her gün bir vakit mutlaka burada olacağım” der. Bu cevapla, ihtiyarın Hz. Hızır olduğu ortaya çıkar. Bu söylenti halk arasında o kadar kabul görür ki günümüze kadar ulaşan bir gelenek oluşur. Hz. Hızır ile namaz kılmak isteyenler, bir tam gün boyunca bu camide namaz kılarlar.”