İnsanlığın yaşadığı en eski ve uzun devirdir. İnsanlar tabiatta hazır bulduklarıyla, avcılık ve balıkçılıkla geçinmişlerdir. (Avcı ve toplayıcı).
İnsanlar bu dönemin başlarında doğada bulunan taş, kemik ve ağaç gibi malzemeleri doğal halleriyle işlemeden kullanmışlardır. Ancak zamanla taşı yontarak daha kullanışlı araç gereçler yapmaya başlamışlardır. Bu dönemde görülen en yaygın aletler çakmak taşı, kemik ve ağaçlardan yapılan kesici ve delici silahlardır.
Bu dönemde yaşayan insanlar mağara duvarlarına duygu ve düşüncelerini anlatan çeşitli resimler yapmışlardır. Mağara devri insanlarının beslenmek için hayvan avlaması gerekiyordu. Avların iyi geçmesi ve daha çok hayvan avlamak için çeşitli büyü ve sihirler yapılıyordu.
Dünyada Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö mağaralarında rastlanmıştır. Mağara ve ağaç kovukları barınak olarak kullanılmıştır.
Antalya’da Karain, Beldibi ve Belbaşı mağaraları, İstanbul’da Yarımburgaz Mağarası Anadolu’da bu döneme ait önemli merkezlerdir. Yarımburgaz Mağarası Türkiye’de bilinen en eski yerleşim yeridir.
Tarihöncesi dönemden kalma kadın heykelciklerine idol denir. Bunlar dinsel amaçlı eserlerdir. İdoller genellikle son derece şişman, doğala benzemeyen görünüştedir (şematize).
Willendorf Venüsü, 1908 yılında Avusturya’nın Willendorf şehrinde bulunmuş. Willendorf Venüsü günümüzden 28,000 ila 25,000 yıl önce, Paleolitik dönemde yapılmış bir Venüs figürüdür. 11 cm boyundaki figür bölgede bulunmayan oolitli kireçtaşından oyulmuştır ve kırmızı aşı boyasıyla hafifçe renklendirilmiştir. Figürin Viyana’daki Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenmektedir. Figürinde bereket ve doğumla ilgili vücut bölümlerinin vurgulanmış olması figürinin bu kavramla alakalı olabileceğini düşündürür. Figürün görünür bir yüzü yoktur. Başı ise yatay dairesel saç örgüleriyle, ya da belki de bir tür baş süsüyle kaplanmıştır.