İçindekiler
”Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin,
Sanma ki geldiğin gibi gideceksin,
Senden öncekiler de böyleydiler,
Akıllarını Bodrum’da bırakıp gittiler.”
– Cevat Şakir
Adına ne şiirler, ne şarkılar yazılan güzel şehir… Eğer gittiyseniz mutlaka gönlünüzü bir gün batımında, güzel bir koyunda, sessiz bir köyünde ya da bir balık sefası akşamında bırakmışsınızdır. Eğer hala gitmediyseniz; bu rehber size Bodrum’un magazin programlarında gördüğümüz ve kalabalığı ile gitmeyi bir kez daha düşündüğümüz yüzü haricinde daha sakin, daha huzurlu yüzünü göstermek için harika ipuçları barındırıyor olacak. Tıpkı yukarıda Cevat Şakir’in dizelerinde bahsettiği Bodrum’un izini birlikte sürmeye ne dersiniz?
Şimdi diyecekseniz ki; ‘Neden Bodrum’u tercih edelim?’ En kısa yanıtı ile şöyle diyebiliriz; Bodrum’da yok yok. Nasıl bir tatil yapmak istiyorsanız o tatile hitap edecek bir karşılık mutlaka bulursunuz bu güzel Ege kasabasında. Mesela sizin için tatil demek tarihi yerlerde gezmek ve müze ziyaret etmek demek ise; Bodrum Kalesi, Su Altı Arkeoloji Müzesi, antik tiyatro ve Halikarnas Mozolesi gibi birçok eser sizi bekliyor olacak. Eğer sizin için tatil demek ‘kafa dinlemek’ ve sakinlik ise; Bodrum’un sürekli olarak televizyonda gördüğümüz yüz haricinde öyle mahalleleri ve koyları var ki; dinlenmek ve huzur bulmak garantili. Eğer bol bol yüzmek ve güzel koylar keşfetmek istiyorsanız; Bodrum bu konuda tam bir derya deniz! Eğer deniz-kum-güneş haricinde eğlence mekânları ve gece hayatı da olsun diyorsanız Bodrum’un ünü bu konuda da oldukça fazla.
Kafanız karışmış olabilir, ‘iyi de biz bunları nereden bulacağız’ diyebilirsiniz. Hiç merak etmeyin; bu rehberi sizin için tam da bu sebeple özenle hazırladım. Bodrum nerededir? Bodrum’da gezilecek yerler nereleridir? Bodrum’a gidildiğinde ne yenilir, ne içilir? Bodrum seyahatine kaç gün ayırmak gerekir? İşte tüm bu soruların ve harika ipuçlarının yanıtı bu rehberde saklı. Öyleyse ne duruyoruz; hadi, Bodrum’u birlikte keşfetmeye başlayalım mı?
Bodrum Nerededir?
Bodrum, Muğla İli’nin on üç ilçesinden birisidir aslında. Son yıllarda artan popülerliği ile birlikte önemli turizm merkezleri arasında yer almakta. Kendine has özellikleri olan ve sadece yerli değil daha çok yabancı turistlerin de tercih ettiği Bodrum; 2020 itibariyle 175,000 toplam nüfusa sahip ve bu rakam ile nüfus bakımından en büyük ilçe ünvanına da sahip.
Muğla İli’nin batı köşesinde yer alan ve bir yarım ada içerisinde bulunan Bodrum; hem kuzey, hem batı hem de güneyden Ege denizi ile çevrelenmiş. Doğusunda yer alan Mlias hariç herhangi bir idari sınırı yoktur.
Ulaşım olarak bakıldığında; Bodrum ilçesi popüler bir tatil beldesi olduğunda dolayı gelişmiş ulaşım seçenekleri bulunmakta.
Bodrum’a hava yolu ile gelmek istendiğinde en yakın havalimanı Milas-Bodrum Havalimanı’dır ve havalimanın kente uzaklığı 32 km’dir. Bodrum’a kara yolu ile gelmek istendiğinde ise komşu illerden ve büyük şehirlerden bu ilçeye düzenli otobüs seferleri bulunmakta.
Bodrum’un Tarihi
Türkiye’nin en önemli tatil beldelerinden birisi olan Bodrum Yarımadası; tarih boyunca birçok medeniyetin iştahını kabartan önemli bir merkez olmuş. Tarihi neredeyse milattan öncesine kadar dayanan ve daha o zamanlarda bile insanoğlunu kendisine hayran bırakan bu bölge; Antik Çağ’dan günümüze kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. (Leleg, Karia, Pers, Dor, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi tarih sayfalarında önemli uygarlıklar)
Bodrum beldesinin ismine baktığımızda; ilk adının Halikarnassos olduğunu görüyoruz. Bodrum’lu Tarihçi Herodotos kentin MÖ 1.000 yıllarında Dorlar tarafından kurulduğunu yazması ile şehrin ilk kurucularına ulaşabiliyoruz. Dorlar’dan sonra bölgeye hâkim olan Karyalılar, MÖ 6. yy.da önce Lidyalıların, ardından Perslerin egemenliğine girmiş. Persler Anadolu’yu satraplıklara ayırarak yönetmiş. Satraplık, İran medeniyetinde ülke topraklarının ayrıldığı idari birimlere (eyaletlere) verilen isim aslında. Bu yönetim şekline göre Karya Bölgesi Hekatomnos Sülalesi tarafından yönetilmiş ancak Mausolos, Karya Satraplığı’nın başkentini Mylasa’dan Halikarnassos’a getirmesi ile birlikte şehir yeniden düzenlenmiş. Halikarnassos şehri en parlak devrini bu yıllarda yaşamış. Mausoleion (Mozole) olarak anılan ve dünyanın yedi harikasından biri olan mezar anıtını yaptırmaya başlamış ve şehre günümüze kadar ulaşan ve dünya mirası listesinde yer alan ölümsüz bir eser bırakmış.
MÖ 334’de Makedonya Kralı Büyük İskender’in Anadolu’daki Pers egemenliğinde yer alan toprakları fethetmesi ile yeni bir uygarlığa ev sahipliği yapmaya hazırlanan Halikarnassos; Büyük İskender tarafından yakılıp yıkıldıktan sonra büyük bir tahribata uğramış ve adeta tamamen yıkılmış. İskender’in ölümünden sonra bölge bir süre generaller tarafından yönetilse de; istilalara daha fazla dayanamamış. Önce Ptolemaioslar’ın ardından Rodos’un egemenliğine girmiş, ancak bağımsızlığını korumayı da başarmış.
MÖ 133’te Romalıların Anadolu’da, Asia Eyaleti’ni kurmalarıyla birlikte Karia’da bu eyalete dahil olmuş.
Halikarnassos şehrinde Türk hakimiyeti yaklaşık olarak XI. yüzyılın son çeyreğinde karşımıza çıkmakta. XIII. yüzyılda Menteşe Beyliği’nin topraklarına katılan şehir, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos’u fethi ile birlikte en son Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmış. I. Dünya Savaşı sonunda ise İtalyanlarca işgal edilmiş olsa da Kurtuluş Savaşı’nda işgal sona ermiş ve bölgede Türk hakimiyeti devam etmiş.
Görüldüğü gibi tarihte Halikarnassos ismi ile bilinen bu güzel şehir; hem deniziyle hem doğasıyla hem de bulunduğu konum itibariyle devletlerin ilgisinde olan bir bölge olmuş. Halikarnas; son olarak Cumhuriyet döneminde Bodrum adını almış ve öylece kalmıştır.
Ünlü Tarihçi Homeros’un da bahsettiği ve “Ebedi Mavilikler Cenneti” olarak adlandırılan Halikarnassos yani Bodrum; Yunan ve Anadolu uygarlıklarının kesişme noktası olan topraklar üzerinde kurulduğundan; birçok uygarlıklara ait arkeolojik buluntulara da ev sahipliği yapmakta. Bu arkeolojik buluntulara göre bölgenin yedi bin yıllık bir geçmişi olduğu söylenmekte.
Halikarnassos şehri; bu uygarlıklara ev sahipliği yapmasının yanında aynı zamanda birçok önemli kişiye de yetiştirmiş. Tarihin babası olarak tanınan Herodotos ve tarihin ilk kadın amirali I.Artemisia bu topraklarda yetişmiş.
Bodrum Bardakçı koyundan Hermaphroditos’un Hikayesi ve Biseksüellik
Bir zamanlar, tanrıların ve perilerin yaşadığı bir dünya varmış. Bu dünyada, habercilik ve ticaret tanrısı Hermes ile aşk tanrıçası Afrodit’in oğlu Hermaphroditos adında bir genç yaşarmış. Hermaphroditos, hem göz alıcı güzelliğiyle hem de dikkat çekici fiziksel özellikleriyle tanınırmış.
Bir gün, uzun bir yolculuktan sonra yorgun düşen Hermaphroditos’un yolu, Bodrum’un güzel koylarından biri olan Bardakçı’ya düşmüş. Küçük ve berrak bir gölün kenarında dinlenirken, su perisi Salmakis onu fark etmiş. Salmakis, Hermaphroditos’u görür görmez ona aşkını ilan etmiş, ancak Hermaphroditos bu teklifi reddetmiş.
Bu reddi sindiremeyen Salmakis, tanrılara dönerek ikisinin bedenlerini birbirlerinden ayırmamaları için yalvarmış. Tanrılar, Salmakis’in bu isteğini kabul etmiş ve Hermaphroditos ile su perisinin bedenlerini birleştirmişler. Böylece, ortaya çift cinsiyetli bir varlık çıkmış.
Hermaphroditos’un erkeksi güzelliğine, bir de kadınsı zarafet katılmış. Bu olay zamanla anlatılan bir masal olmuş ve “Hermaphroditos efsanesi” adı altında halk arasında dilden dile dolaşmış. 13. yüzyıla gelindiğinde, bu masalın hikayesi “Hermafrodit” terimiyle birlikte çift cinsiyetlilik anlamını kazanmış. Ve nihayetinde, 17. yüzyılda bu hikaye, hermafroditin sadece mitolojik bir kişi değil, aynı zamanda bugünkü anlamıyla “biseksüel” bir durumu ifade ettiği bir masal haline gelmiş.
Bodrum gezilecek yerler
Bodrum denildiğinde genellikle akla ilk gelenler ya birbirinden güzel koyları ve denizi oluyor ya da gece hayatı ve lezzetli deniz ürünleri yiyebileceğiniz güzel restoranları. Ancak Bodrum tabi ki sadece bunlardan ya da magazin programlarında izlediğimiz pahalı beach cluplardan ibaret değil. Bodrum’un binlerce yıl öncesine dayanan tarihi birçok kültürel mirası sınırlarında barındırmasına ve hem denizi hem de tarihi kalıntıları ile tam bir liman şehri olmasına imkan tanımış. Tabi bunun sonucu olarak da hem kent merkezinde hem de civar bölgelerde gezilecek yerler oldukça fazla. Bodrum tatili için kaç gün ayırmak gerekir sorusu biraz öznel tercihlere kalmış bir soru olsa da hem deniz tatili yapmak hem de civardaki yerleri gezmek ve Bodrum’un keyfini çıkarmanız için 4-5 gün ayırmanızı tavsiye ederiz.
‘Bodrum tatili için yılın hangi ayları daha uygun olur’ diye bir soru da kafanızda yer etmiş olabilir. Bizce yılın her dönemi Bodrum’un ayrı bir yüzünü ayrı bir güzelliğini görebilirsiniz. Ancak sezonda gelmek gibi bir zorunluluğunuz yoksa bizim tavsiyemiz daha az kalabalığın olduğu ilkbahar ve sonbahar aylarında gelmenizden yana olacaktır.
Gelelim Bodrum’daki gezilecek yerlerin listesine. Bodrum için detaylı bir gezi rehberi hazırlayacağımızdan bahsetmiştik. Öncelikle gezilecek yerlerin listesi ardından da deniz için en güzel koyların ve büklerin listesini sizinle paylaşarak; bu bilgilerden sonra yeme içme önerileri ve bazı özel öneriler ile rehberimizi size özel hale getirmek istiyoruz.
Öyleyse gelin birlikte gezilecek yerlerin listesine göz atalım;
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Bodrum’da gezilmesi gereken yerler listesinde ilk sıralarda yer alan ve hem ülkemizde hem de dünyada önemli müzelerden birisi sayılan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Türkiye’nin tek su altı arkeoloji müzesi olma özelliğini taşıması bakımında önemlidir. Müze yer olarak Bodrum Kalesi’nin içerisinde yer almaktadır ve hem Bodrum ve çevresinde yapılan kazı çalışmalarından çıkarılan eserler hem de su altı kazı araştırmalarından elde edilen kalıntılar bu müzede sergilenmektedir.
Müze toplamda 14 adet sergi salonundan oluşmaktadır. Sergilenen eserlerin çoğu amforalardan oluşmaktadır. Su altı müzesinde sergilenen amforalar dışında en önemli parça ise batık gemi kalıntısıdır. Hikâyesi ise şöyledir; 1025 yılında batan bir tekneye ait olan bu batık gemi kalıntısı, aynı zamanda dünyanın en eski batık gemi kalıntısı olarak bilinmektedir.
Sualtı Arkeolojik Müzesi; Bodrum Kalesi’nin içerisinde yer aldığı için iki eseri bir arada gezmek mümkündür.
Sualtı Arkeoloji Enstitüsü (INA)
En az sualtı arkeoloji müzesi kadar önemli ve farklı yerlerden birisi, bir nevi sualtı arkeoloji müzesinde sergilenen eserlerin araştırıldığı ve bulunması çalışmalarının yürütüldüğü yer olan Su Altı Arkeoloji Enstitüsü; Bodrum gezinizin bir diğer gezilmesi gereken noktalarından birisi olabilir. Kuruluş hikâyesinden bahsedecek olursak; ilk olarak 1958 yılında bölgede dalış yapan sünger dalgıçlarından birinin gemi batığı olduğunu bulması üzerine başlamış süre. İki yıl sonra George Bass önderliğindeki bir ekip tarafından Gelidonya batığı kazısını yapması ile Texas Üniversitesi bünyesinde Sualtı Arkeoloji Enstitüsü kurulmuş. Bu kazı çalışmaları aynı zamanda dünyanın ilk bilimsel sualtı kazısı olarak da tarihteki yerini alıyor.
Bu su altı kazı çalışması ve ardından devam eden daha birçok su altı kazı çalışmalarından bulunan eserler restore edilerek Su Altı Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Bodrum Kalesi
Kuruluşu eski çağlara kadar dayanan ve tarih boyunca birçok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapmış olan Bodrum’da gezilecek en güzel yerlerden birisi de hiç şüphesiz Bodrum Kalesi. Bu kale; 1406-1523 yılları arasında St. Jean şövalyelerinin kalesi olarak yapılmış ve kalede tam olarak 5 tane kule var. Bu kuleler arasında en uzunları 47,50 metre yükseklikteki Fransız kulesi. Diğer kulelerin isimleri de; İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, İngiliz Kulesi ve Yılanlı Kule’dir. Kalenin yapımında, daha önce depremde yıkılmış olan dünyanın yedi harikasından biri Mausoleion’un taşlarını kullanmışlar.
Kalenin ilk inşa edildiği zamanlarda kara ile bağlantılı olduğu cephedeki duvarları güvenlik amacı ile çift kat örülmüş. Ancak denize doğru bakan duvarlarında herhangi bir kuvvetlendirme yapılmamış. Bunun sebebi olarak şövalyelerin deniz tarafından gelebilecek herhangi bir saldırı karşısında donanmaların iyi savunacağından emin oldukları söylenmekte. Yine güvenlik amacı ile kalenin dışından iç kaleye ulaşmak için yedi kapı koymuşlar. Hatta kapıların bir tanesinin üzerinde 16 yüzyıldan kalma Yunanca bir yazı bulunmakta ve bu yazıda ‘casusluk yapılanların cezalandırılacağı’ yazmakta.
Bodrum Kalesi’nde tam on dört adet sarnıç bulunur. Kale kuşatma altındayken oluşabilecek su ihtiyacı bu sarnıçlar tarafından karşılanıyormuş.
Kalenin tarihi sürecine bakmaya devam edecek olursak; 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman Rodos Adası’nı fethedince kalenin şövalyelerini de kaleyi terk etmeye zorlamış.
Zaman içinde Bodrum Kalesi’ne bir cami de eklenmiş. Ancak eklenen bu caminin minaresi 1. Dünya Savaşı sırasında Fransız topçu ateşine maruz kalmış ve yıkılmış. 1997 yılında tekrar inşa edilen minare, bugün halen ayaktadır.
Bodrum Kalesi zaman zaman restorasyon çalışmaları ile yenilenerek günümüze kadar gelmiş. Ayrıca kale hendeklerinden birisi de günümüzde tiyatro oyunlarının sergilendiği bir festival alanı olarak kullanılmakta ve burada çeşitli etkinlikler düzenlenmekte.
Halikarnas Mozolesi
Bodrum gezisi sırasında tarihten günümüze kadar gelen ve dünyanın sayılı eserleri arasında yerini almış olan Halikarnas Mozolesi’ni mutlaka görmelisiniz.
Kraliçe Artemisia tarafından Karya Kralı Mausolos için yaptırılmış bir anıt mezar olan (MÖ 353) ve dünyanın yedi harikasından birisi olarak gösterilen bu gösterişli yapı; kolonlarının mimarisi ile Yunan mimarisini; piramit şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini birleştirerek kendine has farklı bir mimari anlayışta inşa edilmiş. Bu özelliği sayesinde ondan sonra yapılan anıt mezarlara de mozole denmesine ön ayak olmuş.
Bu harika yapı; 15. yy’da büyük bir depremle yıkılmış ve Saint Jean şövalyeleri Bodrum’a geldiklerinde mozoleyi yıkık bir şekilde bulması üzerine burayı taş ocağı olarak kullanmaları ile o dönemde farklı bir kullanım şekline bürünmüş. Hatta Bodrum Kalesinin yapımında taşların buradan kullanıldığı söylenir.
Günümüzde mozolenin kalan kısımları da tahrip olduğu için açık hava müzesi olarak düzenlenmiş.
Mozole aslında basit bir anıt mezar olarak görülebilir. Ancak mimari olarak bakıldığında çok fazla farklı mimari bilgiyi içerisinde bulundurduğu için birçok bilim adamı için incelenmeye değer ve merak uyandırıcı bir eser olarak görülmekte.
Mozole; dış görünüşle değil içyapısıyla da oldukça farklıdır. Mesela mozolenin içerisinde ilginç tüneller bulunmakta ve bu tüneller Artemis tapınağı ve Amfi tiyatroya kadar devam edecek şekilde yapılmış. Bu kadar gizemli oluşu ve tüneller hakkında söylenenler maalesef bir dönem tarihi eser kaçakçılarının da dikkatini çekmiş. O dönemde mozolenin içyapılarının büyük bir kısmı da zarar görmüş.
Mozole tümüyle yıkıldığı mevcut yeri çok dikkat çekici değil. Maalesef parçaların çoğu İngiltere’ye götürülmüş ve British Museum’da sergileniyor. Bir kısmı da burada mevcut salonda sergileniyor.
Halikarnas Balıkçısı’ olarak tanıdığımız Cevat Şakir Kabaağaçlı, British Museum yetkililerine mektup yazarak iadesini istemiş. Şair yazdığı mektupta eserin değerinin ancak Bodrum’un masmavi gökyüzünde bulacağını söylemiş.
Tabi müze yetkilileri de şairane bir cevap vermişler. Önerinizi çok mantıklı bulduk demişler. Mozolenin, Bodrum mavisinde sergilenmesi için tüm sergi salonunu Bodrum mavisine boyadık.”demişler.
Hatta son yıllarda Bodrum Mozolesinin çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak yeniden yapılması planlanıyor.
Antik Tiyatro
Bodrum’un tarihi bir liman şehri olmasından bahsetmiştik hatırlarsanız. Eski adı ile Halikarnassos olan ve tarihi süreç boyunca birçok uygarlığın dikkatini çeken bu güzel şehirden günümüze kalan en önemli yapılardan birisi de hiç şüphesiz antik tiyatro.
Mausolos döneminde inşa edilen ve Anadolu’nun en eski tiyatrolarından birisi olarak gösterilen Bodrum Antik Tiyatrosu; Skene (sahne), Orkestra ve Kavea (Oturma Kademeleri) olmak üzere üç bölümden oluşmakta. Yaklaşık 13.000 kişi kapasiteli olan bu antik tiyatronun oturma kademelerinden bazılarının üzerinde orada oturacak olan kişinin ismi yazması da hayli dikkat çekicidir.
Zeki Müren Evi
Bodrum denildiğinde akla gelen en önemli isimlerden birisi hiç şüphesiz ki Zeki Müren’dir. Kendine has tavırları, o güzel sesi, duruşu ve düzgün Türkçesi ile Türk Sanat Müziği’nde büyük bir yeri olan namı diğer sanat güneşimiz; aynı zamanda büyük bir Bodrum aşığı olarak bilinir.
Zeki Müren hayatının son 6 yılını Bodrum’da dinlenmeye çekilmiş ve burada ruhunu dinlendirmiş. Ölümünün ardından Zeki Müren’in Bodrum’da yaşadığı bu ev Kültür Bakanlığı tarafından müzeye dönüştürülmüş. Evinin sadece alt katını kullandığı için o dönem yaşadığı şekliyle evin alt katı düzenlenmiş; evin üst katı ise müze yapılarak Zeki Müren’in kullandığı eşyaları, kıyafetleri, kendi yaptığı tabloları burada sergilenmiştir.
Bitez
Şehir merkezine en yakın koylardan birisi olan Bitez, yarım ay şeklinde uzun bir kumsala, sığ bir denize, sahil boyunca konumlanmış birçok otele ev sahipliği yapmakta. Turistlerin en çok tercih ettiği noktalardan birisi olan Bitez; özellikle mandalina bahçeleri ve taş evleri ile size görsel bir şölen sunmakta.
Bitez Bit Pazarı
Eğer Bodrum’a geldiyseniz ve bilinen noktalar haricinde farklı tavsiyeler istiyorsanız; biraz da buranın yerel halkının alışkanlıklarını merak ediyorsanız size çok güzel bir önerimiz var. Ama önce sormamız lazım; bitpazarı gezmesini sever misiniz? Eğer seviyorsanız Bodrum’a geldiğinizde Bitez’de kurulan bitpazarına mutlaka uğramalısınız. Birbiri ile alakasız ancak birçok güzel parçanın bulunabileceği tezgâhlar, ağaçlar arasına çekilmiş iplerde sergilenen kıyafetler, kendine has tarzları ile dikkat çeken satıcılar… Kısacası bu bitpazarı hem renkli hem de çok eğlenceli.
Bir tarafta ikinci el kıyafetler, diğer tarafta ise kitaplar, eski telefonlar, eski evlerde gördüğümüz eşyalar… Bu pazarın sizi geçmişte bir yolculuğa götüreceğine de eminim.
Bodrum Bitez’de her Pazar günü sabah 6’dan öğlen saat 3’e kadar kurulan bu pazarı gezebilirsiniz.
Bitez Kadınlar Kahvesi
Madem Bitez dedik Bitez’den devam edelim. Yine Bodrum gezisinde farklı bir öneri isteyenlerin çok seveceğini düşündüğümüz bir yer burası. Kahve kültürüne kadın elinin değmesi sonucu ortaya çıkan ve üç kadın tarafından işletilen Bitez Kadınlar Kahvesi; aynı zamanda kadınların birbirlerine yeni şeyler öğrettikleri bir yer haline de gelmiş. Kim ne biliyorsa diğerine aktarıyor, böylece kahvede geçirilen zaman verimli bir hale geliyor gibi düşünebilirsiniz.
Siz de bu sohbete ortak olmak için çay molanızı bu kahvede verebilir, kadınların kendi el emekleri ile yaptıkları şeyleri de görebilirsiniz.
Karia Yolu
Bodrum’a geldiyseniz ve sadece tarihi yerler ve deniz haricinde doğaya da karışmak, doğa içerisinde uzun yürüyüşler yapmak istiyorsanız şanlısınız çünkü Bodrum’da muhteşem bir trekking yolu var. Likya yolunun bir benzeri olarak düşünebileceğiniz Karia Yolu; sizin için çok farklı bir deneyim olabilir.
Karia yolundan kısaca bahsedecek olursak; hem Muğla hem de Aydın illerini kapsayan 820 km’lik bir trekking yolu burası. Dört etaptan oluşuyor. Bu yol adını antik çağda burada yaşamış olan Karia medeniyetinden alıyor.
Karia yolunun ilk etabı Dalyan’dan başlayan ve sarnıçta biten 38 km’lik bir etap. İkinci etabı ise Gerga antik şehrinden başlayarak Ören’de bitiyor ve bu etap da 36 km sürüyor. Üçüncü ve dördüncü etaplar da Bodrum şehrinin yakınlarında yer alıyor.
Peki, bu etapların hangisine katılacağını merak ediyorsanız sizin için söyle bir planlama yapabiliriz. Eğer Bodrum gezinizde bir günü bu yürüyüş yoluna ayırmak istiyorsanız; en güzel seçenek şöyle olabilir; Mazı’dan başlayıp Torba’ya kadar devam eden birkaç alternatif güzergâhta yürüyüş yapabilirsiniz.
Bu yürüyüşe çıkmadan önce dikkat etmeniz gereken birçok nokta var; mesela yol boyunca su sıkıntısı çekebilirsiniz. Bu yüzden yanınızda mutlaka su bulundurmalısınız. Bazı yollar çok taşlı yollar olduğu için herhangi bir kaza yaşamamak adına dikkatli olmalı, doğru bir ayakkabı seçmelisiniz. Rotalar kırmızı ve beyaz renklerde yapılan işaretlemeler size yardımcı olacaktır.
Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü
Bodrum gezinizde biraz da çevre köylerden bahsetmeye ne dersiniz? Bodrum’un çevresinde gezilecek en güzel köylerden birisi olan Dibeklihan Köyü aynı zamanda bir kültür ve sanat köyü. 2013 yılında hizmete açılan Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü, hem mimarisi hem de konumu sebebi ile son zamanlarda çok dikkat çeken yerlerden birisi haline gelmiş durumda. Köy içerisinde yer alan sanat galerileri, tasarım atölyeleri, restoranlar, el işi satan dükkânlar sizin de ilginizi çekebilir.
Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü’nde bunlar haricinde ayrıca çeşitli sergiler de düzenlenmekte. Belli zamanlarda film ve dans gösterileri, konserler, sanatsal ve kültürel etkinlikler gibi çok çeşitli faaliyetlere de ev sahipliği yapmakta.
Kültürel ve yerel dokuyu merak ediyorsanız Bodrum geziniz sırasında bu köye uğramalısınız.
Karakaya Köyü
Bodrum geziniz sırasında yakın civardaki köyleri keşfetmek istiyorsanız size bir güzel öneri daha sunmak isterim. Üstelik bu önerimiz biraz da gizemli, şimdiden söyleyelim.
Karakaya Köyü tahminen 16. yy’da korsanlardan korunmak isteyen yerliler tarafından yapılan ve günümüzde Gümüşlük ’ün Peksimet Dağı’nın sırtlarında kalan bir köy. Güzel bir koy ve bu koya hâkim bir tepede konumlanan bu köy zamanında korsanlardan kaçmaya çalışan yerlilerin saklandığı yer olarak kullanılıyormuş.
Terk edilmiş bir halde iken özellikle yabancı turistlerin buraya ilgi göstermesi ve bu harabe haline gelmiş evleri satın almaları üzerine köyde hayat yeniden başlamış ve günümüzde köyde bulunan neredeyse altmışa yakın evin yarısı o dönemde yer alan yabancılardan oluşmuş. Evlerin hepsi yeniden restore edilerek harabe hallerinden kurtulmuş ve köyde yeni bir hayat başlamış.
Köyün girişinde iki tane tabela dikkatinizi çekecektir muhtemelen. Bunlardan birisi köye araçla girmenin yasak olduğu ikincisi ise köyde sigara içmenin yasak olduğudur.
Peki, Karakaya Köyü’nde ne yapabilirsiniz? Öncelikle bu köyün harika bir manzarası var. Bizim tavsiyemiz gün batımında olacak şekilde bu manzarayı seyredebilirsiniz. Köyün içerisinde yeniden restore edilen çokça taş ev bulunmakta. Bu taş evler arasında gezmek keyifli olacaktır. Köy özellikle gidilmesi gereken bir yer değil de daha çok yolunuzun üzerinde ise uğrayabileceğiniz bir yer olabilir.
Etrim Köyü (Mumcular)
Bodrum geziniz için birbirinden güzel ve yerel kültür örneklerini görebileceğiniz köy önerilerimizden bir diğeri de Etrim Köyü’dür. Bu köyün özelliği geçimini kilim ve halı dokuyarak kazanan insanlardan oluşması. Bu köyde geleneksel hayat aynen devam etmekte olup; sadece bu hayatı gözlemlemek ve oturup bir bardak çay içmek bile keyifli. Etrim köyü teyzelerinin sofralarına konuk olabilir, onların dokuma tezgâhlarını gezebilir, hatta düzenlenen dokuma derslerine bile katılabilirsiniz.
Bu köyü de özellikle gidin diyebileceğimiz bir rota gibi değil daha çok yolunuzun üzerinde kalıyorsa uğramanız gereken yerlerden birisi olarak değerlendirebilirsiniz.
Batık Uçağa Dalış
Bodrum geziniz esnasında dalış yapmak istiyorsanız Bodrum’un bu konuda çok da iyi bir deneyim sunacağını söyleyemeyiz. Özellikle daha öncesinde Kaş gibi harika yerlerde dalış yaptıysanız Bodrum’un bu konuda pek şansı yok diyebiliriz. Ancak Bodrum’da bu amaca hizmet eden bir batırılmış uçak var. Nasıl yani dediğiniz duyar gibiyiz. Hemen detay veriyoruz.
Bodrum turistik bir yer olduğu için tekne turları ve dalış turları oldukça popüler. Bu konuyu daha da cazip hale getirmek için denizin dibine batırılmış bir uçak bile var. Eğer dalış yapmak istiyorsanız batık uçağa dalış yapan turlardan birisini tercih ederseniz siz de batırılmış bir uçağın manzarasına şahit olabilirsiniz.
Tekne Turu
Dalış konusunda Bodrum sizi hayal kırıklığına uğratabilir ancak aynı şeyi tekne turu için söylemeniz pek mümkün değildir. Birbirinden güzel koyları ve cam gibi denizi olan Bodrum; tekne turu için adeta biçilmiş kaftan.
İster günübirlik tekne turlarına katılın, isterseniz de özel tekne turlarından birisine dâhil olun göreceğiniz koylar ve geçireceğiniz keyifli zaman; bu tekne turunu iyi ki yapmışız dedirtecek kadar güzel, emin olabilirsiniz. Hatta bizce günübirlik tekne turlarının çok gürültülü ve kalabalık olduğunu düşünüyorsanız 5 ya da 6 kişilik bir ekip ile neredeyse aynı fiyata özel tekneler bulabilir, hem daha az kişi ile hem de daha keyifli bir tekne turu yapabilirsiniz.
Windsurf
Bodrum’a geldiğinizde deneyebileceğiniz en farklı aktivitelerden birisi de Windsurf yani rüzgâr sörfü. Bodrum’un özellikle kuzey kıyılarının rüzgârı ile meşhur olmasının bir sonucu olarak burada rüzgâr sörfü çok fazla popülerleşmiş. Birçok rüzgâr sörfü okulunun burada olduğunu söyleyebiliriz. Denemek isterseniz herhangi biri ile iletişime geçebilirsiniz.
Yalıkavak
Bodrum’un belki de en popüler, magazin programlarından en aşina olduğumuz yerlerinden birisi olan Yalıkavak, Bodrum’u gezmek isteyenlerin uğraması gereken yerlerden birisi. Popüler olması ve kalabalığı, biraz da uzak olması sizi aldatmasın, eğer güzel bir Bodrum gecesi yaşamak ve manzaraya doymak istiyorsanız bu rotayı da gezi planınıza dâhil etmelisiniz.
Kulağa çok bilindik bir öneri gibi gelse de; herkesin kafasında tatil planına uyan bir rehber hazırlamak istediğimiz için bu öneriyi de detaylandırmak istiyoruz. Yalıkavak’a gittiğinizde neler yapabilirsiniz sorusuna cevap olarak; öncelikle meşhur dondurmasının tadına bakmalısınız. Ayrıca İstanbul’a da sıçrayan birçok lezzet markasının ana vatanı burası. Bu yüzden mantı ve dondurma ikilisine özellikle vurgu yapmak ve denemenizi tavsiye etmek istiyorum.
İsterseniz marina kısmını gezebilir, buradaki değişik temalardan oluşan dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz.
Yalıkavak denizindeki dalga ile meşhur olduğu için deniz tatili isteyenler burayı pek tercih etmez aslında. Ancak yine de birçok beach clup tarzı işletme burada yer alır. Eğer güzel bir gün geçirmek istiyorsanız bu işletmelerden birisini tercih edebilirsiniz.
Yalıkavak denildiğinde neredeyse herkesin tavsiye ettiği bir yer var. Kahvaltı için uğrayabileceğiniz Havva Ana. Lezzetli köy kahvaltısı ile tanınan bu işletme, denenecekler listesinde yer almalı.
Burada sabahtan akşama kadar günü geçirebileceğiniz her ihtiyacı içerisinde barındıran büyük işletmeler de var. Plaj, yeme-içme, canlı müzik, partiler, etkinlikler, performanslar, gün batımı partileri gibi eğlencelerin yanında sanatsal etkinliklere de ev sahipliği yapan bu işletmelerden birisini tercih ederek güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Yalıkavak genelde mekanlar ve işletmeleri ile ön plana çıkan bir bölge aslında. Bir nevi Bodrum’un İstanbul’u denilebilir. Ancak mekanlar hem manzarası hem de işletme kalitesi olarak oldukça güzel ve keyifli mekanlardır. Denemek istediğiniz bir yer varsa gitmeden rezervasyon yaptırarak deneyebilirsiniz.
Gümbet
Bodrum seyahatinizde hem güzel bir koy hem de gece devam eden hareketli bir hayat arıyorsanız şehir merkezinden 5 dakikalık bir araç mesafesi ile ulaşabileceğiniz Gümbet güzel bir tercih olacak. Otellerin, barların ve lokantaların yoğun olarak bulunduğu, gece başlayan eğlencelerin sabaha kadar sürdüğü en hareketli koylardan birisi olan Gümbet, merkeze yakın konumu sayesinde de en çok tercih edilen noktalardan birisi.
Aspat
Bodrum seyahatinizde Bodrum Kalesi haricinde görebileceğiniz bir diğer kale de merkeze yaklaşık 14 km uzaklıktaki Bağla Koyu’nun tepesinde bulunan, Çökertme türküsünde de adı geçen Aspat. Aspat Kalesi yer yer yıkılmış olsa da Bodrum’da görebileceğiniz yerlerden birisi olan Aspat’ta yaz aylarında düzenlenen Resim-Heykel Sempozyumu da çoğu kişinin tercih ettiği aktiviteler arasında yer almakta.
Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez Yalısı…
Karaincir
Bodrum’un rüzgâra kapalı konumu ve sakinliği ile bilinen koylarından birisi olan Karaincir, adından da anlaşılacağı üzere eskiden incirlerin bolluğu ile bilinirmiş. Burası özellikle salaş balıkçı lokantaları ve popüler yerler kadar kalabalık olmaması ile bilindiği için, eğer sakin ve keyifli bir akşam geçirmek istiyorsanız tercih edebilirsiniz.
Akyarlar
Gelelim Bodrum’un en güneyinde bulunan ve karşısındaki Kos Adası’na en yakın olan koyuna. Burası günümüzde oldukça önemli bir turizm merkezi haline gelmiş durumda. Rüzgar alan bir konumda olduğu için özellikle rüzgar sörfü yapanların en çok tercih ettiği yerlerden birisi olan Akyarlar Koyu; aynı zamanda sığ bir denizi olduğu için çocuklu aileler için de uygundur. Akyarlar’da deniz ve rüzgâr sörfü haricinde güzel balık restoranlarını deneyebilirsiniz. Aynı zamanda isterseniz Kemer köyü, 1931 yılında yapılmış olan Hüseyin Burnu Feneri ve kum hamamı da ziyaret edebilirsiniz.
Turgutreis
Turgutreis Bodrum’un en büyük yerleşim yerlerinden. Adının nereden geldiğine bakacak olursak; adı ünlü Osmanlı kaptanı olarak Akdeniz’de pek çok yeri fethetme başarısı gösteren büyük denizci Turgut Reis’ten gelmiş. Uzun bir kumsalı vardır ve kumsal boyunca pek çok otel ve pansiyon bulunmakta. Ayrıca Turgutreis Marina; liman, marina, sağlık, güvenlik gibi genel hizmetlerin sağlandığı ve yatçılık aktivitelerinin buluştuğu bir merkez olarak hizmet vermekte.
Turgutreis bölgesine çok yakın bir konumda yer alan Kadıkalesi ise temelleri Helenistik Dönem’e a ait olan ören yeri. İsterseniz bu kaleyi de listenize ekleyebilirsiniz.
Gümüşlük
Bodrum seyahatinizde size mutlaka ama mutlaka görmelisiniz diyeceğimiz yerlerden birisi Gümüşlük. Küçük bir köy olma özelliğini korumayı başaran ve hem huzurlu hem de oldukça samimi bir atmosfer sunan Gümüşlük, birçok kişinin Bodrum’daki en favori yerlerinden birisi.
Gümüşlük denildiğinde hepimizin aklına sahilde yan yana sıralanmış ve özellikle gece olduğunda renkli fenerler ile oldukça güzel bir atmosfer sunan balıkçı lokantaları gelmekte. Eğer güzel ve keyifli bir akşam geçirmek istiyorsanız, aynı zamanda lezzetli bir deniz ürünleri sofrasının tadına da bakmak istiyorsanız Gümüşlük bunun için tercih edilecek yerler listesinde bizce ilk sıralarda yer alıyor.
Gümüşlük koyunun hemen ilerisinde meşhur Tavşan Adası bulunmakta. Buraya denizin içinden yürüyerek gidebilirsiniz. Tavşan Adası’ndan denize daldığınızda ise bir kısmı sular altında kalmış olan Myndos kalıntılarını görebilirsiniz.
Gümüşlük tarihi olarak da önemli bir yerdir. Neredeyse Bodrum kadar eski ve zengin bir tarihsel geçmişe sahip olan Gümüşlük’ün kuruluşu beş bin yıl öncesine dayanır. Bölgenin Lelegler tarafından kurulduğu, aynı zamanda Antonius ve Kleopatra’nın da Roma’ya yelken açtıklarında burada mola verdiği bilinen tarihsel rivayetler arasında.
Gümüşlük tarihi ve doğası ile olduğu kadar kendine özgü el işi dükkânları, dokuma dükkânları, takı dükkânları ile de bilinir. Sahile inen yol boyunca tüm bu dükkânları görebilir, alışveriş yapabilirsiniz. Ayrıca bölgede çarşamba günleri Pazar da kurulmakta.
Gündoğan
Bodrum’un yine tarihi olarak eski bir yerleşim yeri olan Gündoğan, Bodrum seyahatinizde görmeniz gereken yerlerden birisi. İlk kurulduğu zamanki adı Rumca’da güneşin doğuşu anlamında kullanılan Farilya olan Gündoğan; genellikle seçkin sitelerin, otellerin ve tatil köylerinin bulunduğu bir yer. Gündoğan aynı zamanda Bodrum yarımadasının en uzun plajlarından birisine de sahip.
Denizi ve koyu haricinde burada bulunan kaya manastırları ve kilise gibi yapılar bölgenin zengin tarihine de ışık tutar.
Gündoğan bölgesi; rüzgâr sörfü, sualtı balıkçılığı, sünger avcılığı, dalış ve sualtı fotoğrafçılığı açısından ünlü bir yer. Ayrıca yine bu bölgeden kalkan tekne turlarına katılarak 15 dakika uzaklıktaki Apostol Adası’na da gidebilirsiniz. Adada bulunan Bizans Kilisesi, kilisenin üzerinde yer alan freskler, kiliseden geriye kalan kalıntılar ve adanın yemyeşil doğasını gezmek size farklı bir deneyim katacaktır.
Göltürkbükü
Turistik açıdan oldukça popüler merkezlerden birisi olan Göltürkbükü hem ünlülerin hem de yabancı turistlerin de yatlarıyla uğradıkları bir yer haline gelmiş. Aynı zamanda gösterişli villaların, lüks yatların, seçkin otellerin ve popüler gece kulüplerinin de adresi olmuş.
Güvercinlik
Güvercinlik Koyu; Bodrum’un en sakin koylarından birisi. Burada hem sakin bir denize girebilir hem de günübirlik olarak düzenlenen tekne turlarına katılabilirsiniz. Güvercinlik Koyu’na yakın bir mesafede yer alan Çiftlikköy ise çam ormanlarının içerisinden geçerek ulaşabileceğiniz ve gitmenizi tavsiye ettiğimiz sevimli bir Ege köyüdür.
Mazı Koyu
Eğer Bodrum seyahatinizde çok fazla bilinmeyen, sakin, huzurlu bir yer arıyorsanız size bonus bir öneri ile geldim, Mazı Köyü. Bodrum’a yakın ancak bir o kadar da kendi halinde bir köy olan ve son zamanlarda Bodrum’un kalabalığından kaçan insanların yavaş yavaş popüler hale getirmeye başladığı Mazı Köyü, tertemiz doğası ve berrak denizi ile size istediğiniz her şeyi verebilecek zenginlikte. Buraya neden bonus öneri dediğimize gelecek olursak; ilk sebep olarak kesinlikle sakinliğini belirtmeliyiz. İkinci olarak birbirinden güzel koylarını ve denizini saymalıyız. Mazı Köyü’nün birbirinden güzel sekiz koyu bulunmakta. Bunlardan bazıları dalgalı bazıları sakin, yani nasıl bir deniz öyle bir deniz burada mevcut. Peki bu koylar arasında en ünlüleri hangileri derseniz; Hurma, İnceyalı ve Çakıllıyalı sahilleri en çok tercih edilen ve en ünlü olan koyları arasında yerini almaktadır. Mazı’yı bonus öneri olarak sunma sebeplerimizden bir diğeri de istediğiniz an Bodrum’a karışabilmenizdir. Mesela gece hayatına Bodrum’da devam etmek mi istiyorsunuz, Mazı’dan kolaylıkla Bodrum merkeze geçebilirsiniz. Bir diğer sebep ise burada ekonomik olarak uygun pansiyon ve apartların bulunmasıdır. Eğer her şey dahil ultra lüks bir otelde konaklamak istemiyorsanız; Mazı sizin için en ekonomik ve en güzel alternatiflerden birisi olacaktır. Mazı’yı tercih etmenize sebep olacak sebeplerden birisi de; manzaralı ve sevimli restoranlarıdır. Ayrıca tüm bu restoranlar lezzet olarak da kesinlikle on puanı hak ediyor. Bizce en güzel sebeplerden birisi de gün batımı manzarası. Güneşi burada batırmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz.
Bodrum’da ne yenilir?
Gelelim rehberimizin en güzel kısmına; Bodrum’da nerede ne yiyelim? Bodrum demek hem güzel bir deniz-kum- güneş keyfi hem de birbirinden lezzetli yemekler yemek demektir. Öyleyse gelin Bodrum’un en popüler mekânlarına ve nerede ne yiyebileceğinize birlikte göz atalım.
1. Limon (Gümüşlük)
Bodrum’un en popüler ve keyifli yerlerinden birisi olan Gümüşlük’te yer alan Limon; bahçe içerisinde çok keyifli bir mekân. Hem Gümüşlük manzarası hem de Myndos manzaralı bir restaurant olan Limon; salaş ve bir o kadar da keyif veren dekoru ile kendisini hemen diğerlerinden ayırıyor. Özellikle Ege yemekleri konusunda zengin bir menüsü var ancak et yemek isteyen için de aynı zamanda başarılı bir et restoranı olması seçenekleri arttırıyor.
Buraya giderseniz özellikle gün batımı zamanı gitmenizi tavsiye ederiz. Rezervasyon şartı olan bir yer olduğunu da belirtmemiz gerekli.
2. Tel Dolap (Gümüşlük)
Son zamanlarda en popüler mekânlardan birisi olan Tel Dolap; İstanbul’dan Bodrum’a giden bir aile tarafından kurulmuş. Doğal bir dekoru var ve manzarası keyif veriyor. Akdeniz menüsü ile zengin bir mekân olan Tel Dolap; bazı günlerde canlı müzik de sunuyor.
3. Lagün Restoran (Bargilya)
Eğer Bodrum’da iyi bir balık yemek istiyorsanız hem farklı konumu hem de hizmet kalitesi ile en çok önerilen yerlerden birisi Lagün Restaurant ’tır. Adı gibi gerçekten lagünün ortasında bulunan ve huzur dolu bir mekân olan Lagün Restaurant, bizce denemeniz gerekenler listesinde ilk sıralarda yer almayı hak ediyor.
4. Mahmut Kaptan Yeri (Merkez)
Bodrum demek çoğu kişi gibi sizin için de balık ve deniz ürünleri demek ise ve konum olarak merkezde bir yer arıyorsanız; Mahmut Kaptan’ın Yeri bölgenin en çok tercih edilen ve tavsiye edilen balıkçılarından birisidir. Yalnız burası hakkında ilginç bir bilgi vermemiz gerekli; burası yazın açık olan bir yer değil. Evet, yanlış duymadınız; burası sezon dışı zamanda açılan bir yer. Bu sebeple yazın giderseniz büyük ihtimal kapalı olabilir, bu da aklınızda olsun.
Mekân küçük ve samimi bir mekân, bu konuda kendinizi çok rahat hissedeceksiniz. Ancak sezon dışı olmasına rağmen kalabalık bir mekân, rezervasyon yaptırmadan gitmeyin derim.
5. Kocadon Restaurant (Merkez)
Yine merkezde kalalım ve 19. yüzyıldan kalma bir taş ev ve bahçesinde hizmet veren Kocadon Restaurant ’tan bahsedelim. Menüsünde ağırlıklı olarak Ege mezeleri bulunan ve zeytinyağlı konusunda kesinlikle önerebileceğimiz yerlerden birisi olan bu restaurant, tatlı konusunda da çok başarılı, bizden söylemesi.
6. Orfoz Restoran (Kumbahçe)
Burası Bodrum’un en popüler yerlerinden birisi desek sanırım yanlış olmaz. Görebileceğiniz en çeşitli deniz mahsullerini bu restaurantta görmeniz mümkün. Hatta bu konuda Vedat Milor’un bile onayını almış bir yer. Eğer deniz mahsullerine doymak ve farklı lezzetler denemek istiyorsanız burayı şiddetle tavsiye ediyoruz.
7. Doy Doy Restoran (Güvercinlik)
Güvercinlik Bölgesi’nin en çok önerilen mekanlarından birisi olan Doy Doy Restaurant, özellikle mezeleri ve balıkları ile tam puan almış yerlerden. Samimi ve salaş bir havası var, üstelik manzarası da oldukça iddialı. Yine rezervasyon olmadan gidilmemesi gereken yerlerden birisi.
8. Terzi Mustafa’nın Yeri (Gündoğan)
Konum olarak Gündoğan sahilinde kalan ve tam anlamıyla salaş bir balıkçı lokantası olan Terzi Mustafa’nın Yeri, aynı zamanda bir aile işletmesi. Kendi evlerini lokantaya çeviren ve yemeklerin yanında köy kahvaltısı da sunan işletme, tavsiye edilenler listesinde yerini alıyor.
9. Mimoza (Gümüşlük)
Burası Bodrum’un en bilinen ve en çok tavsiye edilen yerlerinden birisi. Denizin kenarında hatta denizin içindeki minik ahşap masalar, su kabaklarıyla yapılmış dekorasyon ve gece olunca hafif ışıklandırmalar ve benzersiz gün batımı manzarası ile Gümüşlük’te tercih edebileceğiniz en güzel mekanlardan birisi.
10. Müdavim Bodrum (Merkez)
Müdavim, adından da anlaşılacağı üzere çoğu kişinin müdavimi olduğu mekânlardan birisi. Bodrum merkezde yer alan ve Bodrum Kalesi manzarasına karşı güzel ve keyifli bir akşam geçirmenize neden olan bu güzel mekân, özellikle Ege mezeleri ile meşhur. Gittiğinizde mutlaka enginar kalbi ızgarası ve vişneli sarmasını denemenizi tavsiye ediyoruz.
11. Aman Da Bravo Bistronomique (Yalıkavak)
Bodrum’un farklı bölgelerinden en çok tercih edilen mekânları sizler için listelemeye devam ediyoruz. Bu mekan İstanbul’dan tanıdık gelebilir. Boho Bodrum Hotel içinde yer alan ve menüsü oldukça zengin olan Aman Da Bravo Bistronomique; manzarası ile de keyifli bir akşam geçirmenize kefil olacak kadar başarılı bir işletme.
12. Root Bodrum (Yalıkavak)
Son yıllarda Bodrum’un en popüler yerlerinden birisi olan Tilkicik Koyu’nda yer alan ve plaj, yeme-içme, alternatif ve canlı müzik performansları gibi çeşitli etkinlikleri bünyesinde barındıran Root Bodrum; Ege, Asya ve Güney Amerika mutfaklarını bir araya getiriyor. BU restaurantta sağlıklı kaseler, salatalar, makarnalar, pizzalar, sushi’ler bulabilirsiniz.
13. Zuma (Yalıkavak)
İstanbul’dan Bodrum’a uzanan mekânlardan birisi olan Zuma; Bodrum’da lezzetli sushi bulabileceğiniz yerlerden birisi. Teras manzarası tek kelime ile efsane olan Zuma; aynı zamanda kokteyl konusunda da çok başarılı.
14. Bağarası (Bitez)
Eğer güzel ev yemekleri yapan bir yer arıyorsanız en çok önerilen yerlerden birisi Bağarası isimli bu samimi mekândır. Ağaçlar altında, ahşap masa ve sandalyeleri hem çok keyifli hem de çok samimi bir yer olan Bağarası, özellikle çıtır mantı, ciğer, çöp şiş ve mücver gibi lezzetlerde çok ama çok başarılı. Bu arada akşam yemeği için tercih edecekseniz rezervasyon şart, baştan söyleyelim.
15. Kısmet Lokantası (Konacık)
Bodrum’da güzel bir ev yemeği yemek istiyorsanız en çok tercih edilen adreslerden bir diğeri de Kısmet Lokantası’dır. Birbirinden lezzetli Ege mutfağı yemekleri ve taze börekler tek kelime ile harika. Yolunuzu düşürürseniz asla pişman olmazsınız.
16. Sade Bir Ege Mutfağı (Bitez)
Küçük fakat lezzetli ev yemeklerinin ortaya çıktığı güzel bir mekân arıyorsanız burayı kesinlikle tavsiye edebiliriz. Özellikle zeytinyağlıları ve Ege mutfağından lezzetleri çok meşhur.
Sünger Pizza (Merkez)
Araya biraz da farklı lezzetler sıkıştıralım mı? Mesela pizza tutkunları için Bodrum’da çok eskiden beri var olan ve lezzeti ile klasikleşmiş bir mekân var: Sünger Pizza. Burası merkezde Milta Marina’nın hemen karşısında ve neredeyse her akşam dolup taşıyor. Menüsünde sadece pizza da yok bu arada, bu da aklınızda olsun. Burası için de öncesinde rezervasyon yaptırmanızı şiddetle tavsiye ederiz.
Nazik Ana Restaurant (Merkez)
Bodrum Merkez demişken merkezin en eski işletmelerinin birisinden de bahsetmek istiyoruz. Eğer ev yemeği tercih ediyorsanız Nazik Ana, 25 yıldır var olan ve lezzeti ile klasik haline gelmiş mekânlardan birisi. Çeşit olarak çok fazla çeşit var, bu sebeple canınız ne isterse burada bulabilirsiniz.
Yunuslar Karadeniz Fırını (Merkez)
Hani derler ya şuraya gitmeden dönme diye; işte Bodrum için öyle bir liste yapılacaksa ilk sıralarda muhakkak bu fırın olmalı. Bodrum merkezde çarşı içerisinde yer alan ve Bodrum’un en eski ve köklü fırınlarından birisi olan Yunuslar Karadeniz Fırını, önünden geçerken vitrini ile sizi kendisine çekecektir zatenJ
Sinan Bey Çiftliği (Mumcular)
Bodrum’a gelip de deniz ürünleri ve balık haricinde dünya mutfağından farklı lezzetler denemek istiyorsanız; size kendinizi Toskana’da hissettirecek bir önerimiz var; Sinan Bey Çiftliği. Mumcular’a bağlı Bahçeyaka Köyü’nde yer alan bu keçi çiftliği; gitmeden önce mutlaka rezervasyon şartı olan yerlerden birisi.
Sinan Bey ve eşi Sylvia Hanım odun fırınında el yapımı pizzalar yapıyor. Aynı zamanda çiftlikte taze olarak tadabileceğiniz keçi peynirleri de bulunuyor.
Avlu Bistro Bar (Merkez)
Bodrum merkez içerisinde şarap-peynir keyfi yapmak isteyenlere önerebileceğimiz mekânlardan birisi olan Avlu Bistro; tarihi taş bir binanın restore edilmesiyle oluşmuş keyifli bir mekân. Keyifli bir şarap gecesi için tavsiye edilebilir.
Savra (Bitez)
Bodrum’un en kaliteli butik otellerinden birisi olan Savra; aynı zamanda restoranı ile de bu başarısını devam ettiriyor. Akdeniz, Ege, İtalya, İspanya ve Güney Amerika’dan birçok lezzete menüsünde yer veren ve aynı zamanda zengin bir şarap menüsüne de sahip olan bu butik işletme, zaman zaman canlı müzik performansları ve jazz geceleri de düzenliyor.
Vamos (Bitez)
Bitez’de bulunan ve hem cafe hem de güzel bir pizzacı olarak hizmet veren Vamos; odun fırınında pişen pizzaları ile meşhur. İsterseniz başarılı bir kahvaltı menüsü de var. Keyifli bir arka bahçesi bulunan bu mekânda özellikle denemenizi istediğimiz lezzet ise San Sebastian cheesecake. Giderseniz mutlaka deneyin, tadı ve kıvamı oldukça başarılı.
Arka Pizzeria (Merkez)
Pizzacılardan devam edelim ve merkezde yılların nokta atışı adreslerinden birisi olan Sünger Pizza’nın en büyük rakibi olan Arka Pizza’dan bahsedelim. Hem merkezde hem de Yalıkavak’ta şubesi bulunan bu pizzacı, pötikareli masa örtüleri ile klasik bir İtalyan pizzacısı görünümünde. Sıcak ve sempatik bir havası var. Menüsünde de İtalyan esintileri ağırlıkta ve gitmeden rezervasyon yapılması tavsiye ediliyor.Vula Bodrum (Konacık)
Zai Bodrum (Konacık)
Bodrum’un konsept mekanları ve kafeleri oldukça meşhurdur. Özellikle son yıllarda art arda açılan mekânlar arasında yeni nesil kütüphane mottosu ile açılan bu mekân ayrı bir parantezi hak ediyor. Burası adını eski dilde zeytin anlamına gelen Zai’den almış ve kitapseverlerin çok hoşlanacağı bir kafe haline gelmiş. Zaman zaman imza günlerine ve yazar söyleşilerine de yer veren Zai, tam da kitabınızı kahvenizi alıp keyif yapacağınız bir yer.
Müptelal (Gümüşlük)
Restaurant haricinde kafe kültürü olarak da zengin bir yer olan Bodrum’da bir başka sevilen kafeyi size tanıtmak istiyoruz. Gümüşlük’te bulunan ve yeşillikler içerisinde kocaman bir bahçesi olan Müptelal; özellikle hamur işleri ve tatlılar konusunda oldukça başarılı.
Bodrum’dan Feribotla gidilen Yunan adaları
Bodrum denildiğinde elbet ki yapılacak ve gezilecek yerler çok fazla, hepsinden size de bahsetmeye çalıştık. Ancak bir de önceden planlayarak ya da yeşil pasaportunuz var ise oradayken bile araştırıp karar vererek gidebileceğiniz; Bodrum’a yakın Yunan Adaları var ki; bunlardan da bahsetmeden olmaz. Son zamanlarda Yunan Adaları Türkler tarafından en çok tercih edilen yurtdışı tatil destinasyonlarından birisi haline gelince, bu başlığı açma gereği hissettim.
Hadi Bodrum’dan feribotla gidebileceğiniz Yunan Adaları’na birlikte göz atalım:
Kos
Bodrum’dan en sık gidilen Yunan Adası Kos olduğu için listenin ilk sırasına onu koyduk. Diğer adı ile İstanköy olan Kos Adası; Bodrum’a gerçekten çok yakın bir ada. Peki, ‘Bodrum’dan Kos Adası’na nasıl gidilir?’ diye soracak olursanız; her sabah saat 9.30 gibi kalkan feribotlar var. Ortalama 40 dakika süren bir yolculuktan sonra Kos Adası’nda oluyorsunuz. Günübirlik bile giden çok turist olmasına rağmen biz en azından bir gece konaklamanızı tavsiye ediyoruz. Kos hem plajları ile hem de tarihi güzellikleri ile gezilmesi çok keyifli bir ada.
Kos Adası’na kapı vizesiyle girebiliyorsunuz. Aynı zamanda yeşil pasaportunuz var ise kapı vizesine ihtiyacınız olmadan mevcut pasaportunuz ile giriş de yapabiliyorsunuz.
Kalimnos
Kalimnos Adası; Bodrum’a en yakın Yunan adalarından birisi olduğu için en çok tercih edilen bir diğer Yunan Adası’dır. Bodrum’dan kalkan feribotlar ile kolayca ulaşabileceğiniz Kalimnos’a ortalama bir saatlik bir yolculuk ile ulaşabiliyorsunuz.
Kalimnos’a kapı vizesi ile giriş yapamıyorsunuz. Bu sebeple ya geçerli bir Schengen vizeniz ya da yeşil pasaportunuz olması gerekiyor.
Patmos
Burası oldukça sessiz sakin, tam anlamı ile Ege’nin huzurunu yaşayabileceğiniz bir ada. Beyaz dokulu o klasik Yunan mimarisi, sizi kendisine hayran bırakacak. Burası aynı zamanda Hristiyanlar arasında oldukça popüler bir yer, bunun sebebi ise İncil’in son bölümünde yazıldığına inanılıyor.
Patmos Adası’na da kapı vizesiyle gidilmiyor maalesef. Geçerli bir Schengen vizeniz ya da yeşil pasaportunuz olması gerekiyor.
Simi
Yine en bilinen Yunan Adaları’ndan birisi olan Simi’ye Bodrum’dan kalkan feribotlar ile çok rahat bir şekilde ulaşabilirsiniz. Rengarenk evleri adanın en enerjik yüzü diyebiliriz. Bozburun yarımadasının önünde bulunan ve Rodos Adası’na çok yakın olan Simi, gezilecek yerler açısından da oldukça zengin bir yer.
Bodrum – Simi feribot yolculuğu yaklaşık 1 saat 45 dakika sürüyor. Simi Adası’na maalesef kapı vizesi ile gidilemiyor.
Rodos Adası Türkler arasında en çok tercih edilen Yunan Adaları listesinde ilk sıralarda yer alır. Oldukça büyük ve tam anlamı ile Yunan havasını hissedebileceğiniz adalardan birisi olan Rodos Adası, güzel Yunan lezzetleri tatmak ve keyifli taverna geceleri geçirmek isteyenler için de gözümüz kapalı tavsiye edebileceğimiz adalardan bir tanesi.
Güzel bir haber, Rodos Adası’na kapı vizesi ile giriş mümkün. Bodrum’dan yaklaşık 3 saatlik bir feribot yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Rodos; tarihi olarak da büyük bir öneme sahip. Zamanında Osmanlı egemenliği altında olan adada; Osmanlı’dan kalan izler bulmak da mümkün.