Afrika’nın kuzeydoğusunda yer alan Mısır’da ilk yerleşmeler Nil Nehri kıyılarında olmuştur. Mısır da ilk siyasi teşkilatlanma “nom” adı verilen şehir devletleri şeklindedir. MÖ 3000 yılında Kral Menes, Mısır’a tamamen hâkim olarak ülkede ilk kez siyasi birliği sağlamıştır.
YouTube Kanalımıza Abone OlunKral Menes ile beraber Mısır’da “firavun” adı verilen dinî ve siyasi gücü olan tanrı-kralların yönetimi başlamıştır.
Firavunlar döneminin en önemli olayı, MÖ 1280’de Hititlerle yapılan Kadeş Antlaşması olmuştur. Bu antlaşma tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır.
MÖ VI. yüzyılda Pers işgaline uğrayan Mısır, MÖ IV. yüzyılda İskender’in bölgeye gelmesine kadar bu devletin egemenliğinde kalmıştır.
Mısır’da toplum kâtipler, rahipler, askerler; tüccarlar, zanaatkârlar; çiftçiler ve köleler olmak üzere çeşitli sınıflara ayrılmıştır. Mısır ekonomisi tarım, ticaret ve madenciliğe dayanmıştır.
Mısırlılar, hiyeroglif adı verilen resim yazısı kullanmışlardır. Yazılarını papirüs bitkisinden yapılan kâğıtlara yazmışlardır.
Mısır hiyeroglif yazısı, bin yıl boyunca çözülememişti. Napolyon’unaskerleri 1799’da Rosetta (Reşit Taşı) Taşı’nı bulunca hiyeroglif yazısının şifresi çözüldü.Mısır Kralı tarafından üç dilde yazılmışdı. Mısır’da halkın kullandığı dil demotik, hiyeroglif ve antik Yunanca yazılmasıydı. Bu üç dil sayesinde Rossetta taşı Mısır hiyerogliflerinin çözülmesini sağlamıştır.
Discovery Channel tarafından hazırlanan Mısırın En Büyük 10 Keşfi belgeselini mutlaka izleyin.
Çok tanrılı dine inanan Mısırlılar, ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlardır. Mumyalama teknikleri sayesinde insan vücudunu tanıyan Mısırlılar, tıp alanında ve eczacılıkta gelişmişlerdir. O dönemde yalnızca bir Firavun, tek bir tanrı olması gerektiğini savunmuştur. Ona inanan rahip ve askerler de hatta bu uğurda eziyete maruz kalmış ve hayatlarına son verilmiştir. Bu inanca sahip olan Firavun: M.Ö. 14. Yüzyılda başa geçen IV. Amenofis’tir.
Mısırlılar öldükten sonra dirilmeye inanmışlar ve bu nedenle diğer yaşamlarında kullanabilmek için bazı eşyalarını mezarlarına koymuşlardır.
Antik Mısır döneminde önemli bir baş tanrı olan Amon adına; Amon Tapınağı yapılmıştır. Burası dünyanın en büyük dini yapısı olarak ziyaret edilebiliyor. Güneş tanrısı olarak kabul edilen Ra ise, firavunların soyunun geldiğine inanılan tanrıdır. Ra, bir şahin baş üzerinde, güneş figürü ile temsil ediliyor. Ölüler tanrısı olarak kabul edilen Anubis’in, çakal başlı olduğunu görebilirsiniz. Mezarlıklar çevresinde dolaşan çakalları korkutmak için çatal başlı olarak kabul edilmiştir.
Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlar, ilk defa dört işlemi kullanmış, “pi sayısı”nı bugünkü değerine yakın hesaplamışlardır. Mısırlılar geometride de önemli ilerleme kaydetmişlerdir. Nil Nehri nin hareketlerini incelemeleri astronomide gelişmelerine katkıda bulunmuş, bu da takvimi icat etmelerini sağlamıştır.
Mısır’da firavunlar için piramitler, halk için ise labirent adı verilen mezarlar yapılmış; bu mezarlara her türlü araç, gereç ve yiyecekler konulmuştur. Bu anlayış Mısırlıların ölümden sonraki yaşama inanmalarından kaynaklanmaktadır.
Kapalı bir bölge olduğu için ve toplumun tutuculuğundan dolayı çevreden fazla etkilenmemişler, bu yüzden tarih öncesi dönemleri sırasıyla yaşayan tek toplumdur.
Mısır ülkesi Nom (Nomos) denilen eyaletlere ayrılmıştı. Her ilin başında merkezden gönderilen valileler bulunurmuş…
- Pi sayısını bularak Geometriye önemli katkıda bulunmuşlardır.
- İlk tapu ve kadastro uygulaması Mısır’da görüldü.
- 365 günlük ilk takvimi (güneş yılı takvimi) Mısırlılar geliştirip kullanmışlardır. Bu takvimi daha sonra diğer uygarlıklar geliştirip günümüz Miladi Takvimi’ni bulmuşlardır.
- Mısır’da hukuk gelişmemiştir. Bunun önemli nedeni Firavun’un ilah olarak görülmesidir. Yüksek mahkemeye “Altı Büyük Ev” denirdi.
- Firavunlar için yapılan piramit denilen mezarlar ile tapınaklar en önemli sanat eserlerini oluşturur. Keops piramidi, Mikenos piramidi ve Karnak Tapınağı ile Luksor Tapınağı ünlü eserleridir.
- Mısır medeniyeti, Nil nehrinin çevresinde kurulmuştur. Etrafının çöllerle çevrili olması, diğer medeniyetlerle daha az etkileşmesine neden olmuştur.
- Gök cisimlerini incelemek için rasathaneler kurmuşlar ve astronomide oldukça ilerlemişlerdir. Bugün kullandığımız Miladi takvimin ilk düzenli şeklini Mısır medeniyeti oluşturmuştur.
Mısır tarihi genellikle üç “krallık” dönemine ayrılarak incelenir: Eski, Orta ve Yeni. Bunlar da kendi içinde daha ara dönemlere ayrılır. Buradaki “ara”dan kasıt, Mısır’ın birleşmiş ve tek elden yönetilmediği, dolayısıyla güçlü krallıkların “arasında” olduğu dönemlerdir.