Tarihin en gizemli taşlarından biridir Rosetta taşı ya da diğer bilinen adıyla Reşit taşı. Napolyon’un Fransız kuvvetlerin Mısır Seferi sırasında 17 Temmuz 1799’da Kale yapımında bir subay tarafından tesadüfen bulunmuş ve bulunduktan sonra antik Mısır’ın gizemlerini ortaya çıkarmış taştır. Reşit Kasabası yakınında bulunduğu için, taşa, Fransızlar “Rosetta” demiştir. Reşit
Taş, 118 cm. yüksekliğinde, 70cm. eninde ve 30 cm. kalınlığındadır.
Taşı bu kadar ünlü yapan olay taşın antik Mısır Kralı tarafından üç dilde yazılmış olmasıydı. Yani bu diller Mısır’da halkın kullandığı dil demotik, hiyeroglif ve antik Yunanca yazılmasıydı. Nedeni ise kralın emirlerinin hem o zaman ki Mısır’daki Asil kadronun, hem halkın hem de komşu Yunanistan’ın rahatça okuyup anlaması amaçlanmıştır.
Kısacası Rossetta taşı Mısır hiyerogliflerinin çözülmesini sağlamış yazıttır. Ama basit gibi görünse de büyük bir gelişme olmuştur.
Rosetta taşı yada Reşit taşı olarak bilinen bu tarihi eserde genç bir hükümdarın başa geçmesi anlatılmaktadır. Büyük İskender’in Mısır’ı fethettikten sonra hüküm süren Ptolemaios hanedanının hükümdarlarından yeni tahta geçen bir hükümdar tarafından yazılmıştır. Bu taş siyah bazalttan yapılmış ve kralın buyruklarını içermektedir. Taş genel olarak ilk etapta yeni Kralın, Amon‘un soyunun geldiği gibi bilgiler yazmakta ve yeni kral övülmektedir. Daha sonra da halka ve komşulara çeşitli mesajlar taşımaktadır.
İngilizler Napolyon’u yendikleri zaman, Taş’ı da yanlarında götürdüler. Bir iki yıl sonra yani 1801 ya da 1802 gibi de Reşit Taşı British Museum’da sergilenmeye başladı.