İçindekiler
Afrodisyas; Lidya’lıların baskenti. Aşk ve bereket tanrıçası Afrodit’e adanmış antik şehir Ara Güler tarafından tesadüfen keşfedilmiş. “Uygarlıklar Vadisi” Büyük Menderes Havzası tarihin her döneminde yoğun yerleşimlerin olduğu bir bölge olmuş.
Afrodisyas, antik kentlerin aksine bir yamaca değil ovaya hatta vadinin içine kurulmuş ender antik kentlerden. Özellikle Roma çağında Afrodit kültüyle tanınmış bir antik kentmiş ve önemli bir heykelcilik okuluna sahipmiş. TRT tarafından hazırlanan belgesel biraz eski ama yine de Afrodisyas’ı zahmetsiz gezmek için iyi bir fırsat olabilir.
YouTube Kanalımıza Abone OlunAydın ili, Karacasu ilçesinde yer alan Afrodisyas, vadi içinde denizden yaklaşık 600 metre yükseklikte kurulmuş. Babadağ’ın eteklerinde yer alan mermer yatakları kentin zenglik kaynaklarından biri olmuş.
MÖ 5. bin yıllarda başlayan ilk yerleşimler, MÖ 6. yüzyılda küçük bir köy haline gelmiş. MÖ 2. yüzyılda kent devleti olmuş. MÖ 1. yüzyılda Roma ile yakın ilişkilere sahip olan Afrodisyas vergi muafiyeti ve özerklik gibi ayrıcalıkları sayesinden zenginleşmeye başlamış. MÖ 2. yüzyılda, ızgara planlı olarak yeniden düzenlenen kentte, yaklaşık bir kilometrelik bir alana yayılmış 15000 civarında insan yaşıyormuş.
MS 3. yüzyılın sonlarında Roma İmparatorluğu’nun Karia Eyaleti’nin başkenti olmuş ve 4. yüzyılın ortalarında etrafı surlarla çevrilmiş. 6. yüzyıldan itibaren eski önemini kaybetmeye başlayan kent, 12. yüzyılda tamamen terk edilmiş.Mermer ocaklarının yakınlığı heykel sanatının gelişmesini ve kentin zenginleşmesini sağlamış. 2017 yılında Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiş Afrodisyas.
Buranın keşfinin hikayesi gerçekten çok ilginç. Ara Güler,1958 yılında bir barajın açılış fotoğraflarını çekmek için Geyre’ye gelmiş. Şöför yolu kaybedince bugünkü Afrodisyas’ın olduğu köyden geçmişler. Ara Güler gördüklerine inanamamış. Roma sutunları ve lahitleri içinde yaşayan insanları bol bol fotoğraflandırmış. Sutun başlarının kahvehanelerde masa yapıldığını görünce harakete geçmiş.
Birçok uğraşısı sonucu destek görmeyince, son çare İstanbul arkeoloji müzesi müdürüne gitmiş. Yani özetlersek Ara Güler sayesinde bu bölgedeki kazılar başlamış.
Prof. Dr. Kenan Erim Afrodisyas’ya görünce hayran kalmış ve 1961’de Afrodisyas’ı kazmaya başlamış.
Hatta Afrodisyas’ın tanınması için büyük emekler veren Prof. Erim’in mezarı Tetrapylon’un hemen doğusunda yer almaktadır.
Afrodisyas en çok, antik dünyanın en iyi korunmuş stadyumu ve anıtsal tapınak kapısıyla tanınıyor. Ören yerinin girişindeki müzede ise Roma Çağı’nın en güzel mermer heykelleri sergileniyor.Kent adını, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodite’den almış. Roma’lıların Venüs dediği tanrıça.Kent daha önce başka adlarla anılıyormuş.
Afrodit Kimdir? Afrodit Ne Demek?
Aşk ve bereket tanrıçası Afrodit aslında hem ruhsal hem bedensel aşkı temsil etmekte. Afrdodit nasıl doğmuş derseniz hikaye kısaca şöyle.
Gök tanrısı Uranos ve yeryüzü tanrıçası Gaia evlenmiş ve çoçukları olmuş. Çoçukları büyüyünce Uranos oğullarından korkmaya başlamış. Onları değişik eziyetler yaparmış. Hatta ünlü İspanyol ressam Goya, Uranos’un bu durumunu resmetmiş. Uranos çocuklarını yerken.
Anne yüreği olsa gerek Gaia, Uranos’un oğullarına yaptığı bu eziyetlere dayanamamış ve oğlu Kronos’a babasının eziyetlerinden kurtulması için yardım etmiş. Kronos babasını cezalandırmak için cinsel organını kesmiş. Cinsel organı deniz düşmüş işte afrodit bu şekilde varolmuş. Denizde oluşan köpüklerle istiridye kabuğunun içinde Kıbrıs adasına çıkmış. Aphros (afros) kelimesi köpüklerden doğan güzel kıza verilen isimmiş. Genel de hikayenin yunan mitolojiisndeki halini biliriz. Yani Afrodit kültünün yunan mitolojisinden geldiği düşünülür.
Aslında hikayenin geçmişi daha eskilere dayanırmış. Sümerlerde de ‘aşk tanrıçası’ İnanna ve kocası Dumuzi arasındaki hikaye. Afrodit’inde aslında sümer tanrıçası Inanna’dan geldiği düşünülür. Dumuzzi’de Yunan mitolojisinde Adonis olur. Ve Afrodit’e aşık olur. İnanna çok istemeden de olsa Dumuzi’ye yer altı cinlerin vermiş. Dumuzzi yılda bir kere bir ay yeryüzüne çıkarmış. Temmuz ayında… Yani Temmuz adınında Dumuzi’den geldiği söylenir.
Ünlü ressam Boticelli “Venüs’ün doğuşu” adlı tablosunda Afrodit’in istiridyeden çıkışını resmetmiştir.
Babil zamanınında İnanna, iştar olmuş. Yunan’lılar Afrodit Roma’lılar Venüs demişler. Hikaye uzun… Biz gezimize devam edelim.
Afrodisyas Gezilecek Yerler
Kutsal alana girişi sağlayan Tetrapylon denilen Afrodit Tapınağı, yaklaşık 7000 kişilik oturma kapasitesine sahip ve iki bölümden oluşan antik tiyatro ve tiyatronun doğusundaki sütunlu meydan Tetrastoon Afrodisyas’ın en ünlü yapıları.
Kamusal alan olarak kullanılan Güney Agora, Hadrian Hamamı ve Bouleuterion’u (Meclis Binası) diğer önemli yapılar.Bizans egemenliğindeyken piskoposluk merkezi olan kent 12. yüzyılda Türk’lerin eline geçmiş. Aydın Kenti 1282’de Menteşe Bey tarafından alınarak Menteşeoğulları topraklarına katılmış.
Tetrapylon
MS 2 yy tarihlenen korinth uslupla yapılmış olan Hellence, tetra: dört, pylon: kapı anlamına gelmekte. Dört tarafındaki dörder sütundan oluştuğu için bu adı almış. Tapınakla aynı eksende olmadığı için sadece heykel sanatçılarının yeteneklerini sergilemek için yapıldığı düşünülmekte.
Aphrodithe Tapınağı
Afrodisyas kentinin en önemli yapısı kuşkusuz Afrodit tapınağıdır. Tapınağın ilk yapımı Arkaik devirde gerçekleştirilmiş. Kentlerinin Medler ve Babiller tarafından yıkılışından sonra Ninova’dan gelen Asurlular, bu gözden uzak yöreye Asur’un aşk ve güzellik tanrıçası İştar’ın kültünü de beraberinden getirmişler.
Afrodit kültünün temeli de bu mezopotamya kültürü aslnda. Heykel okulunun yanında, heybetli mavi gökyüzüne tırmanan on dört sütunu hala ayakta olan yapı, kentin kalbinin attığı yer olan Afrodit tapınağı. Anadolu’ya özgü İon tarzında yapılmış olan tapınakta, yapıyı çepeçevre saran kısa taraflarda sekiz, uzun taraflarda da on üçer sütun dizisi bulunmakta. MÖ. 1. yüzyılda Zoilos tarafından yapımı başlatılan tapınak, MS. 130 yıllarında tam olarak bitirilmiş. İmparator Hadrian devrinde yapının etrafını çeviren kutsal duvarları eklenerek yapıya son şekli verilmiş.
Tiyatro
1960 yıllarının başında tiyatroyu kazmaya başlayan Prof. Dr. Erim tiyatronun üzerinde yer alan Geyre köyünün evlerini Yeni Geyre köyüne taşıyarak başlamış. Yeni buralarda ki yerleşimi başka yere almak bile başlıbaşına bir işmiş.
Stadyum
Afrodisyas stadyumu, kentin en iyi korunmuş ve en görkemli yapısı olmakla birlikte Ege bölgesindeki eski stadyumlardan en iyi korunanı. Kentin kuzeyinde yer alan stadyum, Dünyanın en önemli antik yapılarından biri. Şehrin kuzeyinde olan stadyum 262 metre uzunluk, 50 metre genişlik ve 30.000 izleyici alabilecek oturma sıralarına sahip.
Buralara kadar gelmişken Geyre Köyü’nde ufak bir gezinti yapabilirsiniz. Karacasu yakınlarındaki Sırtlanini mağarasıda diğer ilginizi çekebilecek bir nokta.
Comments (1)
Pingback: Afrodisyas’a çeyrek asır sonra Ukraynalı turist kafilesi geldi! – KUPÜR HABER