Kendine ‘Dünyanın İmparatoru’ diyen Asur kralı Aşurbanipal o dönemde gerçekten de dünyadaki en güçlü kişiydi. Doğu Akdeniz’den Batı İran dağlarına kadar olan tüm bölge onun imparatorluğunun kontrolü altındaydı.
Aşurbanipal hükümranlığı döneminde dünyadaki en büyük ve görkemli kütüphaneyi inşa ettirmiş. Asurbanipal’in kütüphanesi sarayının yanan duvarları altına gömülmüştü ve 2.000 yıl boyunca saklı kalmış. Kütüphanenin kırık ve dağılmış kalıntıları ilk kez 1849’da bulunmuş, günümüzde ise bu kalıntılar British Museum’da yer almakta.
Kütüphanedeki eserler arasında, bugün dünyanın en eski edebi eserlerinden biri olduğu düşünülen Gılgamış Destanı da yer alıyordu. Destanın bir kısmı günümüzde “Tufan Tableti” olarak adlandırdığımız tablet üzerine yazılmıştı, bu tablette Büyük Tufan anlatısı yer alıyor ki bu anlatıdan daha önce yalnızca Kutsal Kitap’ta bahsedildiği biliniyordu.
Günümüz Irak’ında yer alan başkent Ninova dünyanın en büyük şehriydi. Atina ve Sparta gibi Yunan şehir devletleri hala çocukluk dönemlerini yaşamaktaydı, Roma ise yalnızca küçük bir yerleşimdi.
50 bin civarında savaş esirinin sol gözünü çıkarmakla övünmüş ve bunu tabletlere yazdırdığı söylenmektedir.
Ayrıca aslan avlamaya pek meraklıymış. Asur’da, aslan avlama bir kraliyet sporuydu. Modern dünya için acımasızca olsa da, aslan öldürmek bir kralın halkını dünyadaki tehlikelere karşı koruma becerisini temsil ediyordu.
Asur’un en büyük krallarından biri olmasına rağmen, Asurbanipal tahtın ilk varisi değildi, kendinden büyük bir erkek kardeşi vardı.
Tahtın asıl varisi olan erkek kardeşi ölünce, babası büyük kardeşinş s geçerek Asurbanipal’i veliaht prens yapmış. En küçük oğlunu veliaht ilan edince diğer oğulları tarafından vahşice katledilmiş Asurbanipal’in babası.
Asurbanipal sarayının duvarlarını kaplamak için kendisini avlanırken ve hatta çıplak elleriyle aslanları boğarken gösteren bir dizi rölyef—kabartma—sipariş etmiş. Bu rölyefler Asur sanatının en meşhur örnekleri arasında.
Asurbanipal saltanatını heybetli sarayından yönetiyordu. Sarayı ve kralı tehlikeli doğaüstü güçlerden koruyan kocaman insan başlı kanatlı boğalar (Lamassu) koruyordu. Bu lamassu’lar dev kapıların iki yanında bulunuyordu.
New York’ta Christie’s Müzayede Evi’nde düzenlenen açık artırmayla Asur medeniyetine ait 3000 yıllık taş kabartmanın 31 milyon dolara satılması tepkilere neden olmuştu. Asur Kralı Aşurbanipal’ın tasvir edildiği bu taş kabartma bugün BP’nin sponsorluğunda British Museum’da Asur Medeniyetleri Sergisi’nde gösteriliyor. Sergi, petrol şirketlerinin sponsorluğuna karşı çıkan gruplar tarafından protesto edildi.
19’uncu yüzyılda Irak’ın Musul kentindeki Nemrud Antik Kenti’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eser, 2015 IŞİD saldırısı sonrası Virginia Papaz Okulu’nda korunuyordu. Kabartma, okulun fon ihtiyacı nedeniyle, geçen hafta müzayedede kimliği açıklanmayan bir alıcıya satıldı.
BP’nin cevabı ise çok enteresan:
“BP, kadim Irak topraklarından alınmış nesnelerin sergilenmesine sponsor olmaktan gurur duyar. Aşurbanipal gibi biz de bu bölgenin zenginliğinin ve kaynaklarının kontrolünü elimizde tutmak için ne gerekirse yapıyoruz.”