İçindekiler
Barcelona, lezzetli yemekleri, sıradışı mimarisi, Gaudi’nin eseleri ve futbol takımı ile tam bir Akdeniz’li. Hayat burada sanki biraz yavaş akıyor 🙂 Kendilerini İspanyol olarak görmeyen Katalanların başkenti Barcelona.
Barselona denilence akla hemen Gaudi gelir. Çılgın bir mimar Gaudi. Tramvay kazası sonucu hayatını kaybetmiş.(74 yaşında) 8 yılda mimarlık okulunu bitirmiş. 🙂 Ve bir öğretmeni tarafından bakın nasıl tanımlanmış öğrenciyken. ‘Bir dâhiyi mi yoksa bir budalayı mı mezun ediyoruz bilemiyorum. Zaman gösterecektir.’ demiş.
Bugün bile hala eserleri büyük ilgi gören Gaudi şüphesiz bir dahi. Katalan ve Katolik milliyetçisi olan Gaudi genç yaşlarda biraz aykırı bir gençmiş. Dindar Gaudi bir dönem katalanca konuşmak yasak olduğu halde katalanca konuştuğu için tutuklanmış bile. Barselona adeta Gaudi’nin sergi salonu gibi. Şehrin her yerinde imzası var. Gaudi küçükken astım rahatsızlığı olduğu için okula çok sık gidemez vaktini doğada geçirirmiş. Esrlerindeki bitkisel ve hayvansal figürleri bu kadar detaylı yer vermesi sanırım bu yüzden. Birazdan eserlerini detaylı anlatacağım.
Madrid’den sonra İspanya’nın en büyük şehri burası. İspanya’nın kuzeybatısında bulunan Barselona,Balear denizinin kıyısında, Fransa’ya oldukça yakın. Akdeniz kıyısındaki en büyük limanlardan biri olma özelliğini de taşıyor. 2021 nüfus sayımına göre Barselona’nın nüfusu 1.6 milyon. İstanbul’a göre ne kadar az değil mi? Yazı çok uzun olduğu için Barselona plajlarını ve yeme-içme önerilerini ayrı yazılarda toparladım. Keyifli okumalar 🙂
Barselona’da her ayın ilk pazar günü bazı müzelerin girişi ücretsiz. Buna ek olarak bazı müzelerde de pazar günleri belirli saatlerde ücretsiz giriş imkânı oluyor. Her müzenin web sitesinde, bu girişlere dair bilgiler var. Gitmeden kontrol eder ve ona göre bir planlama yaparsanız, daha ekonomik bir seyahat yapmış olursunuz.
Barcelona’da Bunları Yapmadan Dönmeyin!
- Gaudi’nin ünlü eseri devasal katedral, Barselona’nın sembolik simgesi Sagrada Familia’yı görmeden
- Renkli seramik mozaikleri ve ilginç mimarisi ile ünlü Park Güell’de gezmeden
- La Rambla’da uzun yürüyüşler yapıp, sokak sanatçıları ve kafeleri keşfetmeden
- Antoni Gaudi’nin, Casa Mila (La Pedrera) ve Casa Batllo’nun sıradışı mimarilerini incelemeden
- Montjuic Tepesinin güzelliklerini keşfetmeden. (Stadyum, kale,park vs)
- Şehir merkezine yakın konumdaki plajlarda deniz ve kum keyfi yapmadan
- Pablo Picasso,nun ana vatanında ki müzesini ziyaret etmeden
- Eğer bir futbolseverlerseniz FC Barcelona Müzesi ve Camp Nou Stadyumu görmeden
- İspanyol mutafğının eşsiz lezzeti Paella yemeden
Barselona’da Gezilecek Yerler
Barcelona’nın İstiklal Caddesi La Rambla
La Rambla 1,2 km uzunluğunda bir cadde. Her şehirde, bu tür simgeleşmiş caddeler bulunur ya La Rambla’da öyle. Bizim İstikal caddesi gibi. Barselona’nın en kalabalık ve popüler caddesi. Cadde üzerinde sokak sanatçıları, tezgâhlar ve kafeler bulunuyor.Oldukça tursitik olduğu için fiyatlar biraz yüksek ayrıca çok kalabalık bir cadde. Ama mutlaka ziyaret etmeli ve o atmosfer solunmalı hatta caddeye bağlanan ara sokaklarda kaybolunmalı.
Rambla, İspanyolca’da bulvar anlamına geliyor. La Rambla Katalonya Meydanı’ndan başlıyor ve limana (Kristof Kolomb Heykeli’nden)kadar devam ediyor. Burada göreceğiniz Canaletes çeşmesi de Barçalı taraftarların buluşma noktası olarak kullanılıyor.
La Rambra- Kristof Kolomb Anıtı
La Lambra’nın sahil tarafındaki başlangıç noktası Kristof Kolomb‘un heykeli. Heykel Kristof Kolomb’un Amerikayı keşfinin şerefine yapılmış bir anıt aslında ve 1888 yılında tamamlanmış.
60 metre uzunluğunda bir heykel ve içinde bir asansör bulunuyor ve bu asansörü kullanarak heykelin tepesindeki seyir terasına çıkabiliyorsunuz. Barselona’yı biraz yukarıdan görmek isterseniz, buraya da listeye ekleyebilirsiniz.
Heykelin çevresinde de çeşitli minyatürler göreceksiniz. Eğer az zamanınız varsa, çevresinde dolaşıp bir iki fotoğraf çekebilirsiniz. Daha geniş zamanınız varsa terası sizi bekliyor.
San Josep La Boqueria Pazarı
La Rambla’nın ortasında bir pazar burası. Her gün sabah 8’den akşam 8’e kadar açık. Çarşı – pazar gezmeyi seviyorsanız burası tam size göre. Şarküteri ürünleri, meyve, sebze, balık, çeşitli atıştırmalıklar ne ararsanız var pazarda.
Pazarı’nın tarihi oldukça eski bir geçmişe dayanıyor. 1217 yılında kurulduğu tahmin ediliyor. Ancak, mevcut binası 19. yüzyılda inşa edilmiş. İlk başlarda sadece birkaç tezgâhın bulunduğu bu pazar, zamanla büyümüş ve Barselona’nın en büyük ve çeşitli gıda pazarlarından biri haline gelmiş.
Pazar, deniz ürünlerinden taze meyve ve sebzeye, et ürünlerinden atıştırmalıklara kadar geniş bir yelpazede ürün sunuyor.
Plaça Reial – Kraliyet Meydanı
La Rambla’dan Katalunya’ya doğru ilerlerken sağ tarfat dar bir sokaktan geçerek kocaman bir meydana çıkarsınız. Çok hoş bir meydan etrafındaki kafelerden birinde bira-kalamar eşliğinde kısa bir mola verebilirsiniz. Buranın en ünlüsü Les Quinze Nits. Tabi yarım saat beklemeyi göze alırsanız lezzetli yemekleri uygun fiyata götürürsünüz. Ayrıca Los Tarantos’a da uğramanızı tavsiye ederim. Özellikle Flamenko’ya ilginiz varsa. Oldukça şirin ve küçük bir yer burası. Her gün canlı müzik eşliğinde, farklı bir dansçı yarım saatlik gösteriler yapıyor. Unutmadan eklemeyelim tabi ki bu meydanda Gaudi’den eserler var. Meydandaki sokak lambaları Gaudi tarafından tasarlanmış.
Eski Şehir Merkezi – Gothic Quarter
Daracık sokaklarda kaybolup bir anda kendinizi ortaçağda bulabilirsiniz. Barcelona’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Barselona Katedrali ve Santa Maria del Pi bazilikası bu bölgede görülmesi gereken eserler.
M.Ö. 1 yüzyılda Romalılar tarafından kurulmuş ve o dönemde Barcino adı verilmiş. Barri Gothic Gotik Semt anlamına geliyor. Hemen hemen her köşede sevimli, küçük kafeleri ve pubları var. Sakin sakin otururken, bir anda Ortaçağ’dan kalma bir şövalye önünüze çıkacak hissi yaratıyor. O döneme ait ruhu halâ barındıran, büyülü ve trafiksiz bir Orta Çağ dünyasına adım atmak isterseniz, Arnavut kaldırımlı dar sokaklardan ve gizemli geçitlerden oluşan bu labirentte dolaşabilirsiniz. Eğer sokak sanatına ilginiz varsa, akşam saatlerinde burada olmanızı öneririm.Mağazalar kepenklerini kapattıktan sonra, üzerlerinde çeşitli graffiti çalışmalarını görebilirsiniz. Ayrıca burada ufak mağaza ve butikler de mevcut.Henüz nerede konaklayacağınıza karar vermediyseniz, şehrin otantik havasını doyasıya yaşamak için bu bölgeyi tercih edebilirsiniz.
Barselona Katedrali
Catedral de La Santa Creu i Santa yani Kutsal Haç ve Aziz Eulalia, Barselano Katedrali bu şehrin en önemli dini yapılarından biri. Sivri ve uzun kulelerini,mutlaka görmüşsünüzdür. Barselona deyince akla gelen ilk fotoğraflarda biri genelde o olur. Aragon Kralı isteği üzerine yapımına 1298 yılında başlanmış ve 20. yüzyılda tamamlanmış. Efsaneye göre; Romalılar bir bahar ayında, Eulalia’yı çırılçıplak bir halde, sokak ortasına bağlayarak ölüme terk etmişler. O an bir mucize olmuş birden kar yağmaya başlamış vucudunu kaplamış. Bunu gören Romalılar çok öfkelenmiş ve Eulalia’yı içi bıçaklarla kaplı bir varile koyarak vahşiçe öldürürmüşler. Eulalia’nın mezarı Barselona Katedrali’nde yer alıyor.
Barselona Katedrali’nin bulunduğu yerde, daha önceleri bir Roma tapınağı varmış. Tapınaktan sonra da buraya Vizigot Bazilikası yapılmış. Bu yapı, Vizigotlar’dan sonra Emeviler’e geçmiş ve 72 yıl cami olarak kullanılmış. Barselona Kontluğu egemenliği ele aldıktan sonra da Barselona Katedrali’nin inşasına başlanmış. Bu süreç 700 yıl geçtikten sonra tamamlanmış. Gotik mimarisinin neredeyse tüm ayrıntılarını barındıran bu yapı gerçekten de görülmeye değer.
Küçük bir ipucu; katedral ziyaretini pazar günü yaparsanız, önünde yapılan Sardanes dansını izlemeyi de ihmal etmeyin. Bu dans Katalanlar için oldukça özel. Onların milliyetçi duygularıyla yaptıkları bir toplu dans. Bu dans esnasında oldukça ciddi bir yüz ifadesi takınıyorlar. Daha önce görmemiş biri için, izlemesi oldukça keyifli.
Palau Güell (Güell Sarayı)
Tahmin edeceğiniz üzere Palau Katalanca’da saray anlamına geliyor. Bu saray Gaudi’nin Barselona’ya kazandırdığı en önemli eserlerden biri ve ilk eseri. Dışarıdan baktığınızda bile insanı büyüleyen bir görüntüsü var. Buranın bir ev olduğunu öğrendikten sonra da insanın hayranlığı bir kez daha artıyor gerçekten. Eusebi Güell Abi’nin yakın dostu Gaudi’den ona özel bir ev istemesi üzerine yapılmış. Güell ailesi Park Güell’e taşınana dek burada yaşamışlar. Terasından görünen şahane Montjuic ve Katalan Sanat Müzesinin silüetini izlemek de, ayrı bir keyif gerçekten.
Burayı ziyaret etmeden önce App Store ya da Google Play’dan Palau Güell uygulamasını indirebilirsiniz. Bu uygulama size ücretsiz sesli rehber hizmeti veriyor. Türkçe dil desteği ne yazık ki yok.
Şuraya da Güell Sarayı’nın web sitesini bırakıyorum: https://www.palauguell.cat/
Sagrada Familia
Barselona’da görmeniz gereken en önemli yerler listesinde, ilk sıralarda olan Gaudí’nin en önemli ve ünlü eseri: Sagrada Familia var. Ona Bitmeyen Kilise veya Kutsal Aile Bazilikası da deniyor. 1882 yılında yapımına başlanmış ve 141 yıldır yapımı devam ediyor. Gaudi’nin eseri olsa da buranın ilk mimarı o değil. Yapımına başlandıktan yaklaşık bir yıl sonra ilk mimar istifa edince, iş Gaudi’ye kalmış. 43 yıl yani ölene kadar bu kilise için çalışmış. (Sadece bir kulesi ve apsis duvarının yapıldığını görebilmiş) Kilise yapıldığı dönemde buralar kırsal bir bölgeymiş. İspanya iç savaşı, bütçesel sebepler ve savaş esnasında orjinal planının tahrip olması gibi sebeplerle inşaat tamamlanamamış. Bitmeyen Kilise ismi de buradan geliyor. Halkın yardımları ile yapıldığını söylüyorlar. Bana pek inandırıcı gelmiyor.
Bu yapı, bu isimden ne zaman kurtulacak derseniz; en geç 2026 yılında yani Gaudi’nin 100. ölüm yıldönümünde tamamlanacağı söyleniyor. Şimdi, küçük bir dedikodu vermek gerekirse; kimileri bunun bir pazarlama taktiği olduğunu söylüyor ve yine bu haberi yayanlar, kilisenin hiçbir zaman bitmeyeceğini ekliyorlar. Tüm aksiliklere ve bu fısıltı gazetesi haberlerine rağmen burası yine de, muhteşem bir yapı. 140 yıldır bitmemiş olması, onun güzel görüntüsünü gölgelemiyor. Kutsal Aile Bazilikası adından da anlaşılacağı gibi burası aslında bir bazilika ama bir kilise kadar büyük. Pencerelerine döşenmiş vitraylar, içeride bir renk cümbüşü yaşatıyor. Vitraylarla döşenmiş pencereler içeride müthiş bir renk cümbüşü yaşatıyor. İçerideki kolonlar ise ağaçlar ve ağaç dalları gibi şekillendirilmiş. Bu da Gaudi’nin doğa aşkını simgeleyen en önemli ayrıntılardan biri olmuş.
Biletler ve program detaylarına bu linkten ulaşabilirsiniz.
Plaza de Cataluna -Katalonya Meydanı
Barcelon’nın Taksim Meydanı, Plaza de Cataluna (Katalonya meydanı) Şehrin göbeğinde yer alan bu meydanın bir tarafında eski ve dar sokaklarıyla Eski Şehir, diğer yanında ise neredeyse cetvelle çizilmiş kadar nizamı Eixample var.
1850’li yıllarda, nüfusun kontrolsuz artması ile Barselona’da boş arazi kalmamış. Sokakların genişliği 1 metreye kadar düşmüş işçiler ve orta sınıf, fabrikalarla iç içe girmiş konutlarda yaşamak zorunda kalmış. Sokaklarda adım atacak yer yokmuş. Haliyle 187 bin kişinin, küçücük bir alanda yaşamak zorunda kaldığı şehirde, hastalıklar hızla yayılmaya başlamış.
Barcelona’daki bu durum, ortalama yaşam süresini 30’lu yaşlara kadar düşürmüş. Dönemin Londra ve Paris’i ile karşılaştırıldığında çok düşük bir rakammış ortalama yaşam süresi.İspanyol kent planlamacısı İldefons Cerda tarafından geliştirilen Eixample şehir planı ile Barselona şehrinin kontrollü bir şekilde büyümesi amaçlanmış.Sadece insanlara birlikte yaşayacağı bir alan değil aynı zamanda insanların yaşam kalitesini iyileştirici bir yaşam alanı sunmak istemiş.
Planındaki binalar standart büyüklükte, ortası bahçe ya da gölgelikli bir meydan olarak kullanılabilecek dörtgen biçimli bloklardan oluşuyor. Ortası boş bu bloklar evlerin maksimum hava, güneş ve ışık almasını sağlamak içinmiş.
Keşke İstanbul’da bu şekilde büyüyebilseymiş değil mi? Hep beraber mahvettik 3 imparatorluğa başkentlik yapan şehri.
Bu plan, şehrin genişlemesine ve modernleşmesine yönelik bir dizi yenilikçi fikirler içeriyordu.Meydanda bir süs havuzu ve heykeller bulunuyor. Güvercin sevenler için, yanlarına bir miktar yiyecek götürmelerini öneriyorum zira burada da bolca güvercin var. Yem satan teyzeler de var elbette.
Recinte Modernista de Sant Pau
1901-1930 yılları arasında yapılan geniş hastane kompleksi Kutsal Haç ve Saint Paul Hastanesi. Bina, semtin sokaklarına 45 derecelik açıyla gelen iki cadde etrafında planlanmış.Hastaların açık havada ağaçlar arasında doğada daha kolay iyileşeceğine inanan Montaner’in eseri büyük bahçelerin içindeki 26 binadan oluşmakta. Bu 26 binanın birbirine geçişleri bile yer altından inşa edilmiş. Hastane, 1930 yılında açılmış 2006 yılında hastane hizmetleri durdurulmuş. Günümüzde temel olarak araştırmalar için kullanılan bir tesis halini almış
Kompleksin tarihi alanı UNESCO tarafından Dünya Mirası listesinde. Art Nouveau (Yeni Sanat) akımının dünyadaki en büyük alan olma özelliği taşıyan bu kompleksi.Mimarın ince işciliği, seramik süslemeleri, vitray çalışmaları, kubbeler, çatılar, heykeller hepsi görülmeye değer.
Casa Vicens
1885 yılında tamamlanan Casa Vicens Gaudi’nin ilk eserlerinden.İlk müşterilerinden komisyoncu Manel Vicens i Montaner için bir yazlık ev olarak tasarlanmış.
Casa Mila (La Padrera)
Casa Mila Gaudi’nin en ünlü eserlerinden. Mila ailesi için 1906 -1912 yıllarında tamamlanmış. Cephesindeki sıra dışı kireçtaşı,kabartmalar nedeni ile La Padrera’da deniliyor. La Padrera taş ocağı demekmiş. Gaudi’nin doğadan esinlenerek tasarladığı binanın dış cephesi dalgalı hatlar ve sıradışı desenlerle süslü. İlk yapıldığında radikal bir tasarım olarak değerlendirip ciddi eleştirilere maruz kalmış. İki adet avlu bulunun yapıda Gaudi Montserrat Dağı’ndan esinlenmiş.
Casa Mila’nın içinde daire ve ofisler bulunuyor. Binadaki orijinal dönem mobilyaları ve dekorasyonları mutlaka görülmeli. UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmış. Gaudi, Casa Mila’nın ana tasarımını tamamlamış ve bina onun tasarımına sadık kalınarak tamamlanmış.
Bina ile ilgili iki önemli efsane anlatılır. Dindar Gaudi binaya Meryem ana heykeli dikmek istemiş. Mila ailesi kesinlikle istemeyince heykeli yerleştirmemiş. Bir diğer hikaye; kiracılardan biri, duvarlar eğri olduğu için piyanosunu yerleştiremediğini söylemiş. Gaudi’de kiracıya flüt çalmasını önermiş:)
İlginç bacalı ve özel çatı tasarımlı Casa Mila’nın giriş ücreti 24 Euro. Yapının alt katında şirin bir kafe var. Cafe de la Pedrera’da canlı müzik eşliğinde bir kahve ile yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Casa Mila’dan sonra Gaudi kendini Sagrada Familia’nın inşasına adamış.
Casa Batllo
Evet, karşımızda yine bir Gaudi eseri. Gaudi’nin ne düşünerek yaptığını az da olsa anlamak ve onu biraz daha yakından tanıyabilmek için burayı mutlaka görmelisiniz. Pasaig de Gracia bulvarının biraz aşağısında yer alıyor. Bu bina 1877 yılında yapılmış. 1904’de de Batllo ailesi satın almış ve Gaudi’ye tamamını da yıkabileceği şekilde tam yetki vermişler. Binayı yıkmak yerine hem içini hem de dış cephesini tamamen değiştirmiş. Ortaya çıkan eser çok güzel ışık alan, fonksiyonel bir iş haline gelmiş ve sanatsal evrime gösterilen en güzel örneklerden biri olmuş. Casa Batllo’nun en dikkat çeken özelliği ejderha sırtı desenleriyle yapılmış renkli çatısı. Peri masallarındaki gibi bir dış cepheye ve etkileyici bir iç mekana sahip olan eserde Gaudi’nin diğer eserleri gibi düz çizgi pek kullanılmamış. Dış cephede kırık seramikler kullanılmış.
Eserin ilk katında bulunan balkonlar, kemik gibi ince sütunlardan yapıldığı için eve “Kemikler Evi” de denilmiş. Giriş ücretleri ve programlar hakkında bilgiye bu linkten ulaşabilirsiniz.
Santa Maria del Mar Bazilikası
Bu bazilikanın en önemli özelliği, tamamının Katalan Gotik tarza sahip olması. Bu özelliği ile şehirdeki tek yapı haline gelen Santa Maria del Mar Bazilikası, La Ribera sakinlerinin desteğiyle,1329 1384 yılları arasında, denizlerin koruyucu azizesine ithafen yapılmış. Bazilikanın içerisinde 15. yüzyıldan kalma bir gemi bulunuyor ve bu gemi İspanyolların denizcilikte başarısının simgelerinden biri. Burası La Ribera Katedrali olarak da bilinir ve renkli vitray camları ile dünyanın en güzel gotik kiliseleri arasında yer alıyor. Dışarıdan sade ve hatta kaba görünse de, içerisindeki zarif detaylar Gaudi’ye bile ilham vermiş deniyor. Bazilika geçmişinde iki büyük kederli olay görmüş, bunlardan ilki 1939 yılında çıkan büyük yangın. Bu yangında ne yazık ki çok büyük hasar görmüş ve içindeki Barok figür ve resimlerin çoğu yok olmuş. İkinci felaket ise, İspanyol iç savaşı. O dönemde de içindeki süsleme ve hazinelerin birçoğu kaybolmuş. Bazilikanın hemen yanında göreceğiniz anıt; Fossar de les Moreres. Bu anıt Katalan halkı için oldukça önemli bir yere sahip. 1914’te Barselona yenilgisinde ölen ve oraya defnedilen savaşçıların ruhuna adanmış.
Picasso Müzesi
Bu müzenin en büyük özelliği, Picasso hayattayken açılmış olması. Açılış tarihi 1963 ve Picasso, kendi adını taşıyan bu müzenin açılışına da katılmış tabi böyle olunca. Picasso Müzesi La Ribera semtinde bulunuyor ve Picasso’nun en çok eserini barındıran iki müzeden biri. Müzede yaklaşık 4000 eser yer alıyor. Bu eserler arasında Picasso’nun en ünlü eserleri olduğu gibi, henüz adı dahi duyulmamış bir çocukken yaptığı eserler de bulunuyor. Onun, ressamlığa attığı ilk adımdan geldiği son noktadaki gelişimini, değişimini görmek için inanılmaz bir fırsat. Unutmadan, burası aslında Picasso’nun da bir dönem yaşadığı bir Ortaçağ malikanesi.
Park Güell
Karşımızda yine bir Gaudi eseri, Park Güell. Güell ailesini Palau Güell’den hatırlarsınız. Park Güell Barselona’nın muhteşem manzarasını izlemek isteyenler için en iyi noktalardan. Aynı zamanda, bir masal diyarında hissetmek isteyenler için.1984 yılında da UNESCO dünya mirası listesine kabul edilmiş. Doğadan esinlenilerek yapılan figürleri, mozaik desenli merdivenleri,dolambaçlı yollarıyla bir harikalar ülkesi havası yaratıyor insanda. Oldukça renkli ve neşeli bir mimarisi var.
Bu parkın bir hikayesi de var elbette, Eusebi Güell ki kendisi Barselona’nın en zengin ve ünlü sanayicilerinden biri olur Gaudi’den Katalan modernizmi yansıtan 60 konutluk bir site projesi yapmasını istemiş ancak proje yarım kalmış. (o dönem şehir dışında kaldığı için sadece 2 ev satılabilmiş.) Bütçe sorunu yaşanınca proje yarım kalmış, yerel konseye bağışlanmış ve 1922’de de halka açık bir parka dönüştürülmüş. Burası bol bol fotoğraf çekebileceğiniz ve her anını keyifle geçireceğiniz bir alan. Parkta aynı zamanda 1906 – 1926 yılları arasında Gaudi’nin yaşadığı evi de görebilirsiniz. Şu an Gaudi Müzesi olarak görebileceğiniz bu ev Francesc Bereguer tarafından tasarlanmış, kendisi Gaudi’nin çalışma arkadaşlarından biri. Güell Park içerisine yiyecek – içecek temin edebileceğiniz bir tesis bulunmuyor. Bu sebeple eğer burada uzun kalma ihtimaliniz varsa, tedarikli olmanızda yarar var.
Bilet ve program detaylarına bu linkten ulaşabilirsiniz.
Barselona ve Futbol
Barselona’ya her ne amaçla gelmiş olursanız olun, mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Nou Camp Stadyumu. Şansınız var da bir karşılaşmaya denk geldiyseniz şayet, futbolla hiç ilgilenmiyorsanız dahi bir bilet alıp gidin zira buradaki futbol ve taraftar coşkusu bambaşka. Bu stadyum o kadar ilgi görüyor ki, turistler için ücretli ve rehberli turlar düzenleniyor. Nou Camp Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en büyük 5. stadyumu. 1957’de Katalan Mimar Francesc Mitjans tasarlamış, 55.000 metrekarelik bir alana kurulu muhteşem bir stadyum gerçekten. Stadın tam 132 ayrı giriş kapısı mevcut ve söylendiğine göre, gerekli durumlarda 5 dakika içerisinde tahliye edilebiliyormuş.Buraya gelmişken Camp Nou Stadyum Müzesi’ni de görebilirsiniz.
Montjuic Tepesi ve Montjuic Kalesi
Öncelikle baştan söylüyorum, Montjuic Tepesi’ne çıkmak pek kolay değil, biraz yorulacaksınız ama görecekleriniz bu yorgunluğa değecek. Barselona’nın panoramik görüntüsünü seyretmek için ideal nokta burası. Bu tepe esasında 18. YY ve 19. YY’da hapishane olarak kullanılıyormuş. Tepede yer alan musevi mezarları sebebiyle Romalılar burayı Mont Jois olarak adlandırmış, zamanda Montjuic haline gelmiş, Yahudi mezarlığı anlamına geliyor. Monjuic’te gözlem plaformlarını, tropik bahçeyi, botanik bahçeyi, Laribal bahçesini, Joan Maragal bahçesini, Mossen Cinto Verdaguer parkını, İspanyol köyünü, Olimpiyat alanını, Montjuic mezarlığını, Montjuic Kalesi’ni, Askeri müzeyi ve Albeniz Sarayı arkeoloji ve etnoloji müzesini görebilirsiniz.
Montjuic Kalesi ve Askeri Müze, tepenin zirvesine konumlanmış durumda. Kalenin İspanya Krallığı himayesine geçişi 1652 yılında olmuş. İspanyol Veraset Savaşları ( 1705 1741 ) sürecinde kalenin stratejik önemi de artmış. Bu süreçte birçok önemli olaya da tanıklık etmiş tabi, bir dönem hapishane olarak kullanılmış. Kalenin tarihindeki en önemli olaylardan biri de; Lluis Conpanys’ın ( Katalonya’nın sevilen hükümet başkanlarından biri ) diktatör Francı tarafından burada kurşuna dizilerek idam edilmesi ( 15 Ekim 1940 ). Böyle uzun süren bir savaş gördükten sonra, epey de hasar almış tabi ve Juan Martin Cermeno tarafından 18. YY’da yenilenerek günümüzdeki halini almış.
Museu Nacional d’Art de Catalunya ( Katalonya Ulusal Sanat Müzesi )
Müze binası 1929 yılında inşa edilmiş ve Barselona’nın en ihtişamlı yapıları arasında gösteriliyor. Klasik İtalyan tarzı mimariden esinlenilerek yapılmış. MNAC olarak da anılıyor kısaca. Müzede ciddi anlamda pek çok kolleksiyon sergileniyor ve burada gezmek için yaklaşık yarım gününüzü ayırmanız gerekiyor. Katalanların 1000 yıllık bir döneme ait farklı farklı eserlerini görebilirsiniz. Roma döneminden başlayarak, gotik, rönesans, barok ve modern sanatı da içine alan bir müze. Kalıcı serginin yanında sık sık geçici sergiler de düzenleniyor burada. Eğer sanata az da olsa ilginiz varsa, dünyanın en zengin kolleksiyonuna sahip müzeler arasında gösterilen bu müzeyi mutlaka görmenizi öneririm.
Poble Espanyol
İspanyol Köyü anlamına gelen Poble Espanyol bir açık hava müzesi, oldukça da ünlü. Montjuic tepesinde yer alıyor. Onu öne çıkaran özelliği ise, İspanya’nın farklı bölgelerindeki en iyi binaların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş olması. Burada İspanya’nın en özel 117 binasının birer replikası bulunuyor. İspanyol Köyü dört farklı sanatçının ortak eseri. Bu köyü yapabilmek için tam 1600 İspanyol köyüne gitmiş ve 3000 ev incelemişler. İlk başlarda fuar için yapılmış ama o kadar fazla ilgi görmüş ki, halka açık hale gelmiş. 1989 yılında bir yenilenme olmuş ve zaman içerisinde de Barselona’nın en turistik yerlerinden biri haline gelmiş. Köyün girişinde Torres de Avila isimli bina karşılıyor ziyaretçileri. Bu bina, gece kulübü olarak hizmet veriyor. Gündüz köyü gezip İspanya mimarisine özel yapıları gördükten sonra gece de gece kulübünde eğlenebilirsiniz. Burada aynı zamanda keyifli vakit geçirebileceğiniz çeşitli kafe ve restoranlar da bulunuyor. El sanatları açısından da oldukça zengin bir köy, köydeki zanaatkârların el emeği ürünlerini görebilir ve atölyeleri gezebilirsiniz.
Barselona Zafer Takı Triomf Kemeri
Triomf Kemeri, 1888 yılında Barselona’da Dünya Fuarı’nın ana giriş kapısı olarak inşa edilmiş. Yaklaşık 30 metre boyunda olan kemerinde bulunan kolonlar İspanya’nın 49 vilayetini temsil ediyormuş.Zengin süslemeleri olan zafer takı Ciutadella parkına sonunda yer almakta.
Ciutadella Parkı
Ciutadella Parkı, Barselona’da bulunan en eski parklardan biri. Parkın içinde bulunan Ciutadella Kalesi, parkın isminin kaynağı. Parkda geniş çim alanları, göletler, yürüyüş yolları ve spor alanları yer alıyor.
Park ikiye bölünmüş; girişi deniz tarafından olan Barcelona Hayvanat Bahçesi ve girişi diğer taraftan olan Ciutadella Parkı. Park bölümünde Katalan Parlamentosu, Şelaleli Havuz, Müzeler, gezi ve dinlenme alanları var. Merak etmeyin iki bölümün ortasında geçiş izni veren bir kapı da bulunuyor.
1892’de 14 hektar üzerine kurulmuş hayvanat bahçesi. 400 hayvan türünden 7000 canlı barınmaktaymış. Park alanı çok geniş olduğu için elektrikli araba yada trene binebilirsiniz.
Ortasında bir Venüs heykeli bulunan bu anıtsal şelale parktaki en etkileyici eser. Gaudi’nin de hocası Josep Fontsere tarafından tasarlanmış. Havuzun bazı dekoratif unsurları o dönemde henüz mimarlık öğrenci olan Antoni Gaudi tarafından yapılmış.
Jeoloji Müzesi, Doğa Bilimleri Labaratuvarı,Katalunya Parlamentosu parktaki diğer görülmeye değer eserler.
Tibidabo
Katalanlar oturmuş ve düşünmüşler, bir lunapark yapalım ama nereye? Sonra da bir dağın tepesine yapmaya karar vermişler. Tibidabo Dağı Barselona’da çıkabileceğiniz en yüksek tepelerden biri. Şehirden yaklaşık 520 metre yükseklikte bulunuyor. Gökyüzüne bu kadar yaklaşmak bana yetmedi derseniz, bir rollercoaster ya da dönme dolap bileti alabilirsiniz. Buraya kadar gelebildiyseniz Barselona’nın panaromik manzarasının keyfini de çıkaracaksınız. Bu tepede aynı zamanda Temple of the Sacret Heart of Jesus ( İsa’nın Kutsal Kalbi Kilisesi ) de bulunuyor. Kilisenin tepesindeki altın-bronz kaplama İsa heykeli de çok ihtişamlı görünüyor. Yapının tepesindeki İsa heykeli z Rio de Janeiro’daki İsa Heykeli’ni benzemekte.1902’de tasarlanan kilise 59 yılda tamamlanmış.
Buranın bir efsanesi de var, onu da anlatayım hemen; Tibi Dabo Latince bir kelime, anlamı ‘sana sunuyorum’. Efsaneye göre şeytan Hz. İsa’yı bu tepeye çıkarıyor ve muhteşem manzarasını gösteriyor. Sonra da onu yolundan saptırmak için o iki kelimeyi söylüyor; tibi dabo yani sana sunuyorum.
Barcelona’da Nelere Dikkat Etmek Gerek?
Ne yazık ki bu şehrin de bazı olumsuz yanları var. Şimdiden hazırlıklı olmakta fayda var deyip küçük bir uyarı yapmak istiyorum. Bu şehirde çaldığınız para 500 Euro’nun altındaysa polis ne yazık ki bir şey yapmıyor ve bu da kapkaç sektörüne güzel bir destek sağlıyor. Bu sebeple, bilhassa turistik ve kalabalık bölgelerde, çantanıza, cüzdanınıza, telefonunuza çok dikkat edin. Bir diğer konu ise, ilki kadar önemli olmasa da; akşam yemeği saati. İspanya’da akşam yemekleri geç vakitte yeniyor. Akşam yemeği servisi birçok mekânda genellikle 21.00’dan itibaren başlıyor. Dolayısıyla, akşam yemeğinizi erken yiyenlerdenseniz, bu duruma dikkat etmeniz gerekiyor. Bu servis durumundan ötürü birçok restoran akşam üzeri kapanıp, saat 20.00 civarında tekrar açılıyor. Google haritalardaki çalışma saatleri genellikle güncel oluyor, gitmek istediğiniz yere göre buradan bakıp planlamanızı yapabilirsiniz.
Barselono Resmi Dili
Resmi dili Katalanca ve İspanyolca ancak bu dilleri bilmiyorsanız hiç endişe etmeyin zira şehirde bir çok insan kendi dillerini konuşsa da, aynı zamanda İngilizce’ye de hakimler. Küçük bir ipucu; İspanyolca ya da Katalanca’da bir kaç kelime öğrenip, iletişim kurarken bunları kullanırsanız Katalanlar’ın ne kadar keyifli tepkiler verdiğini görebilirsiniz.
Barselona Para Birimi
Schengen vizesi kapsamında bulunan birçok Avrupa ülkesi gibi, İspanya’da da euro kullanılıyor.
Barselona’da banka ve bankamatik kullanımı nasıldır?
Barselona bu konuda en kolay şehirlerden biri. Otellerin, büyük marketlerin ve restoranların neredeyse hepsinde kredi kartı geçiyor. Visa ya da Master kartınızı rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Ayrıca Barselona’da şehrin hemen hemen her noktasında ATM’ler mevcut. Dilediğiniz zaman kolayca ulaşabiliyorsunuz.
İspanya Vizesi
Eğer Yeşil,gri ve kırmızı pasaportlardan birine sahipseniz vize almanıza gerek bulunmuyor ancak bordo pasaporta sahipseniz, Schengen vizesi almanız gerek. İspanya’da Schengen vizesi ile giriş yapılabilecek ülkelerden biri. Bu vizeyi aldıktan sonra, 180 içerisinde, 90 günü aşmayacak şekilde İspanya’yı ziyaret edebilirsiniz. Eğer yeşil, kırmızı ya da siyah pasaporta sahipseniz, yine 180 gün içerisinde 90 günü aşmamak kaydıyla, vizesiz olarak ülkeye giriş yapabilirsiniz. Eğer bir gri pasaportunuz varsa, yine vizeden muaf olarak görev süreniz boyunca İspanya’ya giriş çıkış yapabilirsiniz.
İspanya Vize Başvuru Şartları Neler?
İspanya, vize başvurularının tercihen bizzat yapılmasını istiyor. Ankara ya da İstanbul’daki İspanya başkonsolosluklarına gidip vize başvurunuzu yapabilirsiniz. Bu başvuruyu yapmadan en az 15 gün önce randevu almanız gerekiyor.
Vize reddi almamanız için birkaç önemli noktadan da bahsetmek istiyorum. Pasaportunuzun son 10 yıl içerisinde alınmış ve geçerliliğinin dolmasına en az 6 ayı kalmış olması gerekiyor. Pasaport dışında talep edilen vize evraklarının ise, son 3 ay içerisinde alınmış güncel evrak olması gerekiyor.Bu tarihlerden daha eski evraklar, ne yazık ki vize reddine sebep oluyor. Ve elbette vize başvuru formlarını Türkçe olarak doldurmuyoruz. Siyah tükenmez kalem ile İspanyolca veya İngilizce olarak hazırlanması gerekiyor.
İspanya Vizesi İçin Gerekli Evraklar Neler?
● Güncel ve en az 6 ay geçerliliği olan pasaport (Yukarıda bahsettiğim süreci kaplayan, çipli pasaport ile başvurmanız gerek ve pasaportunuzda en az 2 adet boş sayfa olması isteniyor.)
● Daha önceki pasaport ve Schen vizelerin fotokopileri
● Kimlik fotokopisi
● İspanya vize başvuru formu
● Ulaşım Belgeleri (İspanya’ya hangi yol ile gidecekseniz, buna dair evraklar. Uçak bileti vb. )
● Konaklama belgeleri (otel ya da benzeri bir yerde kalacaksanız eğer, kaşeli ve imzalı otel rezervasyonu belgelerini de eklemeniz gerekiyor)
● Yurt dışı seyahat sağlık sigortası (En az 30.000 Euro değerinde)
● Banka hesabı dökümanı ( Son 3 aylık banka hesap hareketlerinizi içeren bir ekstre sunmanız gerekiyor ve bu evrak, vize başvuru tarihinden en fazla 1 hafta önce alınmış olmalı.Vize başvurusu yaparken, banka hesabınızda en az 4.000 TL bakiyeniz olması gerekiyor.)
● İspanya vizesi dilekçesi (Eğer bir şirkette sigortalı olarak çalışıyorsanız şirketin antetli kâğıda basılmış kaşeli ve şirket yetkilisi tarafından imzalanmış dilekçenin aslı. Şirket ortağı veya şirketin tek yetkilisi iseniz de yine aynı evraklar isteniyor)
● Son 6 ayı gösteren SGK dökümü
● Adli sicil kağıdı
● Tam vukuatlı nüfus kayıt örneği
● Eğer aile ya da arkadaş ziyaret yapacaksanız, davet eden kişi tarafından size gönderilen davetiyenin fotokopisi.
● 35×45 mm biyometrik fotoğraf, 2 adet ( Mutlaka son 3 ay içerisinde çekilmiş biyometrik fotoğraflar olması gerekiyor. Yani beyaz bir arka plan, filtresiz, rötuşsuz, kulaklar ve alın görünecek şekilde tam karşıdan çekilmiş olması gerek. Gözlük kullanıyorsanız eğer, çıkarmanız gerek ve kocaman gülümseleri bir kenara bırakarak dişlerimizi göstermeyecek şekilde çektiriyoruz. ) Unutmadan, fotoğraflarda mutlaka kenar payı olmalı, aksi takdirde ne yazık ki kabul edilmiyor.
● İspanya vize harç ücreti makbuzu
Evet, İspanya vizesi için gereken temel evraklar bunlar. Bunların dışında çalışma durumunuza veya meslek grubuna göre değişkenlik gösteren farklı belgeler de talep ediyorlar. Bunları dahil olduğunuz gruba göre kontrol etmenizde fayda var.
İspanya Vize Ücretleri Ne Kadar?
2022 İspanya vizeücretleri 60 Euro’dan başlıyor.Öğrenci vizesi, turistik vize, çalışma vizesi ya da ticari vize türleri için 80 Euro ile 150 Euro arasında değişiyor. Vize ücretlerini mobil bankacılık kullanarak ya da banka şubelerinden yatırabiliyorsunuz. E-dekont ya da makbuzların, başvuru belgeleri ile birlikte teslim edilmesi isteniyor.
Barselona’da Hava Durumu Nasıl?
Akdeniz ikliminin hakim olduğu en keyifli şehirlerden biri burası. Dolayısıyla kış aylarını soğuk Avrupa ülkelerine göre daha hafif geçiriyor ama elbette oldukça soğuk günleri de olabiliyor. Barcelona seyahati için en güzel zamanlar Mayıs ayında başlıyor ve Ekim ayının sonuna kadar devam ediyor. Şehrin en soğuk günleri Aralık ayında başlıyor ve Şubat’a kadar devam ediyor. Bu dönemlerde hava sıcaklığı 5 dereceye kadar düşebiliyor. Haziran ayı geldiğinde şehrin en sıcak günleri de başlıyor. Eylül ayına kadar, sıcak günlerin tadını çıkarabilirsiniz ama bu sıcaklığın yanında, nem seviyesini de göz ardı etmemek gerekiyor. Barselona’da Temmuz ayında hava neredeyse 22.00 civarında kararıyor, o yüzden gündüz gezileri için Temmuz ayında oldukça geniş bir gün ışığı zamanına sahip oluyorsunuz. Ben sıcaktan ve nemden bunalırım, o turist kalabalığını da sevmem diyenlerdenseniz; Barselona seyahatiniz için size önereceğim ideal aylar Nisan – Mayıs ya da Eylül – Ekim ayları. Bahar seyahatleri Avrupa için her zaman daha keyifli oluyor.
Barselona Bavulunda Olması Gerekenler?
Eğer bu şehri yürüyerek gezmeyi planlıyorsanız, elbette rahat kıyafetler ve rahat ayakkabılar olmazsa olmazınız olacak. Barselona seyahatinizi kış aylarına denk getirdiyseniz, buna da hazırlıklı olmanız gerek. Neyse ki burası Avrupa’da en sakin kışlarından birini geçirebileceğiniz bir şehir. Kat kat giyinmeniz gerekmiyor, dolayısıyla da hareket özgürlüğünüz kısıtlanmıyor. Sizi sıcak tutacak bir mont, bit atı ve bere yeterli burada kış seyahati yapmak için. Yağmurlu dönemlere denk gelecekseniz, elbette bir yağmurluk ve taşımaktan sıkılmıyorsanız, şemsiye bulundurun derim.
Barselona’ya Nasıl Gidilir?
Barselona’ya seyahat için direkt uçuş seçeneğimiz var. Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava Yolları ile yapacağınız direkt uçuşlarla 4 saat sonra Barselona’ya ulaşabiliyorsunuz. Barselona’nın çevresindeki çeşitli Avrupa kentlerinden de buraya trenle ya da otobüsle ulaşmak mümkün. Barselona – Madrid arasında her gün farklı seferler de bulunuyor.
Eğer Barselona Havaalanı’na geldiyseniz, şehir merkezine ulaşmanız oldukça kolay. El Prat de Llobregat Havalimanı’ndan şehir merkezine otobüslerle ya da taksi ile ulaşabilirsiniz. Araç kiralama hizmeti de bulunuyor. Özel araçla yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuktan sonra şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz.
Barselona’da Şehir İçi Ulaşım Nasıl?
Barselona’da şehir içi ulaşımda metro, tren ve otobüs kullanarak her noktaya ulaşmak mümkün. İspanya içindeki tren seferleri’ni RENFE sağlıyor. Burası şehir içi ulaşım ağı açısından en kolay ve güçlü şehirlerden biri. Otobüs fiyatları daha uygun olsa da tren ya da metro ile ulaşım daha konforlu oluyor. Eğer şehir içi ulaşımda otobüsü tercih edecekseniz, biletinizi gidiş-dönüş almak her zaman daha kârlı oluyor. Şehirdeki otobüsler 200 civarında rotaya ulaşıyor, gündüz otobüslerinin yanı sıra akşam 22.00’dan sabah 05.00’a kadar hizmet veren gece otobüsleri de bulunuyor. Burada 5 ayrı metro hattı var. Metro hattı haftanın 6 günü gece yarısına kadar çalışırken, cumartesi günleri 24 saat çalışıyor. Metro hatları karmaşık değil, anlaması oldukça kolay. Eğer sadece ulaşım için kullanacağınız bir karta ihtiyaç duyuyorsanız günlük ulaşım kartı alabilirsiniz. Tourist Information noktalarından rahatlıkla temin edebiliyorsunuz bu kartı.Bol bol otobüse, metroya binecekseniz, bu çok daha uygun bir seçenek olabilir sizin için. Bu kartın iyi yanı, havaalanı ulaşımını da kapsıyor olması.
Burada birçok Avrupa şehrinde olan Hop on Hop off denilen bir uygulama var, Barselona turist otobüsü olarak geçiyor. Adındaki Hop’lardan da tahmin edeceğiniz üzere kısıtla zamanı olanların tercih ettiğini bir alternatif. Belli başlı ve en turistik yerleri hızlıca görmek isteyenlerdenseniz, bu otobüs sizin için bir seçenek olabilir. Bir bilet alıyorsunuz ve o gün içerisinde bu otobüse dilediğiniz kadar binebiliyorsunuz. Hoşunuza giden bir durakta inip, orayı gördükten sonra bir sonraki Hop On Hop Off’a binebilir ve başka bir noktaya geçebilirsiniz. Hop On Hop Off’ların 3 farklı rotası var. Şuraya linkini bırakıyorum, isterseniz detayları buradan görebilirsiniz. https://www.hoponhopoffbarcelona.org/
Barselona Ulaşım Kartı Ücretleri
● 2 Günlük Ulaşım Kartı: 14,50 Euro
● 3 Günlük Ulaşım Kartı: 21,20 Euro
● 4 Günlük Ulaşım Kartı: 27,50 Euro
● 5 Günlük Ulaşım Kartı: 33,70 Euro
Barselona’da şehir içi ulaşım için bir diğer alternatifiniz de bisiklet ve scooterlar. Bu araçları kiralamak için bir çok nokta mevcut, ulaşımı toplu taşıma ile değil bireysel olarak sağlamak isterseniz, bunlar da çok keyifli alternatifler olarak aklınızın bir köşesinde dursun istedim.Bunu yaparken de dikkat etmeniz gereken bazı şeyler var elbette. Gezdiğiniz yerlerde bisiklet yolu yoksa, araç yolunu da kullanabilirsiniz. Scooter’ı da bisikleti de kaldırımlarda kullanmanız yasak. Polis sizi yakalarsa 100 Euro’dan başlayan bir ceza ödemeniz gerekebilir. Dolayısıyla, kaldırma geldiğinizde inip elinizde taşımanız gerek. Yaya geçitleri için de bu durum böyle.
Barselona Kart
Barselona’da şehir içi ulaşım için kullanabileceğiniz ve size çeşitli noktalarda ücretsiz girişler ya da indirimli girişler sağlayan bir kart bu. Banliyö trenlerinde, metro ve otobüslerde geçiyor. Burada kalacağınız süreye bağlı olarak 48 saatlik, 72 saatlik, 96 saatlik ve 120 saatlik seçenekleri mevcut.
Transports Metropolitans de Barcelona (TMB) tarafından işletilen metro ve otobüslerde geçiyor. Ayrıca Generalitat şehir ağı tarafından işletilen trenlerde de kullanabiliyorsunuz. Tramvay ve RENFE banliyö trenlerinde de kullanılabiliyor. (Barselona havaalanına bağlantı geçişi dahil)
Barselona kart ulaşımın dışında size çeşitli restoran ve müzelerde de indirim imkanı sunuyor. Barselona’nın ünlü müzelerinden Museo d’Art Contemporani, Fundacio Joan Miro, Museo Nacional d’Art de Catalunya’ya ücretsiz giriş imkânı olması da kartı daha cazip hale getiriyor tabi. Ücretsiz girişin yanı sıra kapıda oluşan sıralarda da beklemek zorunda kalmıyorsunuz ki bu özellikle kısa süreli seyahatler için inanılmaz bir ayrıcalık. Aynı zamanda Casa Batllo,Erotik Müze Gaudi Müzesi ve Camp Nou gibi ünlü müzelere de indirimli girebiliyorsunuz.
Barselona kart ücretleri;
● 3 Günlük Kart: 45 Euro
● 4 Günlük Kart: 55 Euro
● 5 Günlük Kart: 60 Euro