İçindekiler
Romantizm denince aklıma gelen gelen ilk şehirler arasında Budapeşte. Üstelik gündüzü
ne kadar ağırbaşlı ise gecesi de bir o kadar çılgın. Günü gecesi sizi alıp bir duygudan başka
bir duyguya savuruyor. Tıpkı aşk gibi.
Evet, Macaristan’ın başkenti olan bu güzel şehir esasında oldukça eski ve köklü bir tarihe
sahip. Neredeyse milattan önce 1000’li yıllara kadar uzanıyor geçmişi. 9. yüzyıl sonrasında
buraya yani Doğu Avrupa’ya gelen Macar kabileleri bir krallık kurmuşlar burada; Macar Krallığı.
Macaristan bir zamanlar Roma İmparatorluğu’nun bir parçasıyken, imparatorluk
yıkıldıktan sonra fırsat bu fırsat, kendi krallığını ilan etmiş. Sonrasında da o meşhur
Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun güçlü bir parçası haline gelmiş.
Bugünkü Budapeşte, Eski Buda, Buda ve Pest’in bir araya gelmesi ile 1873 yılında oluşmuş.
Budapeşte’nin Buda kısmı, kentin tarihi bölgesini oluşturuyor, Tuna Nehri’nin batı
bölümündeki tepede kurulmuş bu tarihi bölüm. Budapeşte tam 23 ayrı bölgeden
oluşuyor ve bu bölgeler isimlerin haricinde ayrıca numaralandırılmış durumdalar.
Budapeşte’nin en kötü zamanları kuşkusuz ki İkinci Dünya Savaşı ve sonrası döneme denk
geliyor. Çok ciddi anlamda maddi ve manevi kayıp vermiş o dönemde. Üstelik orjinal
binaların hemen hemen tamamı tahrip olmuş. Savaşlardan kalan kurşun izleri bazı
binalarda hala görülse de, bu şehri inanılmaz bir şekilde yeniden inşa etmişler. Budapeşte
Avrupa’nın en büyük yedince şehri ve ülkesinin de hem en büyük hem de en kalabalık
şehri olma özelliğini taşıyor.
Budapeşte’nin para birimi nedir?
Macar forinti Macarca: Magyar forint olarak geçiyor. Macaristan’da kullanılan para birimidir. Şu an güncel kura bakacak olursak 1 Macar forinti 0,043 Türk Lirası, 0,0024 Euro veya 0,0025 ABD Doları, daha anlaşılır olması adına 1 Türk Lirası 23,42 Macar Forinti’ne denk geliyor.
Budapeşte nüfusu ne kadar?
Macaristan’ın en kalabalık şehri olduğunu söylemiştim değil mi? Son nüfus sayımına göre
Budapeşte’nin nüfusu 1.752.704 🙂
Budapeşte’nin hava durumu nasıl?
Budapeşte Büyük Macaristan Ovasının sert kara iklimi ve Transtuna’nın bol yağışlı iklimi
arasında gelgitli bir iklim haline sahip. Hava sıcaklığından bahsedecek olursa, en sıcak ay
olan Temmuz’da ortalama 22 °C ve en soğuk ay olan Ocak’ta ise ortalama -1 °C olduğu
söyleniyor. Bunlar ortalama sıcaklıklar elbette. Temmuz ayında ölçülen en yüksek sıcaklık
40,7 °C, Ocak ayında ise −25,6 °C’nin görüldüğü olmuş.
Budapeşte’ye ne zaman gidilir?
Hava sıcaklığından bahsetmişken hemen Budapeşte’ye ne zaman gidilir sorusunu da cevaplamak istiyorum. İlkbahar ve sonbahar; eğer hava durumu açısından sürprizle karşılaşmak istemiyorsanız, garantici ve daha ekonomik bir gezi planlıyorsanız elbette bahar aylarını seçebilirsiniz. Hava durumu daha ılıman, yaz turist akını başlamadığı için daha az kalabalık ve daha uygun fiyatlar oluyor bu dönemde.
Yaz; eğer bir yaz tatili için Budapeşte’yi seçtiyseniz sıcakla aranızın nasıl olduğunu bir gözden geçirmenizi öneririm. Budapeşte yürürken keyifle keşfedilecek şehirlerden biri ama bunu neredeyse 40 °C sıcağın altında yapmak hiç kolay olmuyor, bilmelisiniz. Tabi yaz mevsimi, günün her anı bu şekilde değil. Hava sıcaklığının 20 °C’lerde seyrettiği günler de oluyor. Biraz risk, biraz da şans işi diyebiliriz. Sziget Festivali sebebiyle, Ağustos ayı şehrin en kalabalık ve pahalı dönemi, bunu da unutmamak da fayda var.
Kış; eğer kış aylarında seyahat etmeye alışıksanız ( bilhassa Avrupa şehirleri için ) Budapeşte kışın da keyifle gezilecek bir şehir. Soğuğa karşı önleminizi aldıktan sonra, keyifli bir tatil geçirmeniz mümkün. Üstelik bir çok alanda fiyatlar elbette daha uygun oluyor ve şehir daha sakin bir ruh haline bürünüyor.
Budapeşte’ye nasıl gidilir?
Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava Yolları ile Liszt Ferenc Airport’a her gün uçuş bulabilmek mümkün, aktarmasız olarak üstelik. 10 saat ya da 15 saat civarı aktarmalı uçuşlar da var elbette. Aktarmasız yolculuk süresi 2 saat – 2 saat 10 dakika civarında değişiyor. Bu arada, Liszt Ferenc Airport Avrupa’nın en iyi havalimanını birkaç kez üst üste kazanmış bir havalimanı. Buranın eski ismi ise; Ferihegy Uluslararası Havalimanı.
Havalimanı, Budapeşte şehir merkezinden yaklaşık 16 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve şehir merkezinin güneydoğusunda yer alıyor. Havalimanından şehir merkezine ulaşım için; otobüs, taksi, minibud, araç kiralama ya da özel transfer gibi seçenekleriniz mevcut.
Bu seçenekler arasında en uygun fiyatlısı elbette otobüsler. İç ve dış hat seferlerine göre sıklıkla sefer yapan otobüsler mevcut. Oldukça konforlu bir ulaşım imkânı sağlıyorlar üstelik. Budapeşte Havalimanı’ndan şehir merkezine giden hatlar 100E ve 200E numaralı olanlar. Trafiğin durumuna bağlı 25-30 dakika sürüyor genellikle. 100E Havalimanı otobüsü Deak Ferenc Meydanı’na kadar gidiyor, 200E Havalimanı otobüsü Nagyvarad Metro İstasyonu’na kadar gidiyor.
Bir başka seçeneğiniz de tren yolunu kullanmak. Tren istasyonu havalimanına 5 km mesafede bulunuyor, önce otobüsle buraya gelip buradan da trenle şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Minibud ise kapıdan kapıya ulaşım sağlama imkânı veren mini bir otobüs servisi. Direk konaklayacağınız yere gidecekseniz Minibus’lar çok mantıklı bir seçenek.
Budapeşte Kart
Avrupa şehirlerinden aşinayız artık şehir kartlarına, Budapeşte’de de Budapeşte Kart bulunuyor.
24 saatlik Budapeşte Kart – 29 euro
48 saatlik Budapeşte Kart – 43 euro
72 saatlik Budapeşte Kart – 56 euro
96 saatlik Budapeşte Kart – 69 euro
120 saatlik Budapeşte Kart – 82 euro
72 saatlik Budapeşte Plus Kart – 87 euro
Budapeşte Kart avantajları nelerdir?
Ücretsiz toplu taşıma, 20 civarında müzeye ücretsiz giriş,, Lukács Hamamı’na ücretsiz giriş, ücretsiz yürüyüş turları, mağara turu ve bunun yanı sıra bazı restoranlar ve hediyelik eşya dükkanlarında %50’ye varan indirimler de veriliyor.
Budapeşte Plus Kart avantajları nelerdir?
Budapeşte karta ilave olarak plus versiyonu, ücretsiz minibud transferini, Tuna Nehri’nde bir tekne turunu, Matthias Kilisesi’ne ücretsiz girişi de kapsıyor. İndirim sağladığı mekânların sayısı da daha fazla.
Budapeşte’de Nerede Konaklanır?
Konaklama kısmına karar vermek Budapeşte için çok zor bir konu değil aslında. Çok büyük bir şehir değil, sürekli bir uçtan bir uca koşuşturmanız da gerekmiyor. Dolayısıyla, seçim yapmak çok daha kolay oluyor. Buda’da mı kalacaksınız yoksa Peşte’de mi? En belirgin ayrımınız bu olmalı. Tuna Nehri’nin bir yanında Buda bölümü, öbür yanında Peşte bölümü yer alıyor. Buda tarafı, aynı zamanda Buda Kalesi’nin de bulunduğu daha yüksek bir noktada kalıyor. Peşte bölümü ise, daha düz ayak ve aktif bir bölge. Eğlence
merkezleri, gece hayatı, kafeler, restoranlar, publar genellikle bu bölgede. Ben Peşte tarafını daha çok sevmiştim hem vakit geçirmek hem de konaklamak için.
Budapeşte’de Gezilecek Yerler?
Buda Kalesi ve Kale Tepesi
Tuna Nehri üzerinde yükselen Budapeşte’nin Kale Tepesi (Varhegy), şehrin en önemli ortaçağ anıtlarının ve müzelerinin çoğunu içeriyor. Şehrin en etkileyici yapıları listesinin başında, kaleyi Moğol ve Tatar saldırılarından korumak için inşa edilmiş, 13. yüzyıldan kalma kalenin yerini alan 200 odalı devasa bir saray olan 18. yüzyıldan kalma Buda Kalesi (Budavári Palota) geliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda ağır hasar görmesine rağmen, dış cephenin çoğu, şimdi bir dizi önemli müzeye ev sahipliği yapan iç kısımlarla birlikte restore edilmiş. Bunlar arasında ana kanattaki Macar Ulusal Galerisi, güney kanattaki Budapeşte Tarih Müzesi de bulunuyor.
Tuna Nehri’ne bakan kalenin önünde, Türk’lerin şehre saldırdığı dönemde bir kahraman ilan edilen Savoy Prensi Eugene’nin bronz bir atlı heykeli duruyor. Castle Hill, ortaçağ şeritleri ve Romanesk, Gotik ve Barok mimarisi için keşfedilmeye değer bir yapı gerçekten. Bu tarihi kompleksin tamamı UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış bile.
Şehrin çoğu gibi, Buda Kalesi de geceleri muhteşem bir şekilde aydınlatılıyor ve inanılmaz keyifli bir manzaraya ev sahipliği yapıyor. Üstelik kale avlularının tamamı 24 saat ziyarete açık.
Macaristan Parlamento Binası ve Kraliyet Mücevherleri
Budapeşte’nin güzel yürüyüş ve turist dostu, Arnavut kaldırımlı sokaklarında yapacağınız bir yürüyüş esnasında, en önemli duraklarınızdan biri olacak Macaristan Parlamento Binası. Mimari açıdan da şehrin en güzel binalarından biri burası. Etnografya Müzesi ve Tarım Bakanlığı da bu güzel binanın komşuları arasında yerini almış. Dünyanın en büyük üçüncü parlamento binası olan bu bina, Neo-Gotik tarza inşa edilmiş. Ülkenin 1000. yıldönümünü kutlamak için 1886’da açılmış. Macaristan o zamanlar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçasıymış ayrıca. Bu etkileyici yapı 691 odanın yanı sıra 19
kilometrelik etkileyici ve uzun bir koridora sahip. Hatta bu güne dek gördüğünüz en uzun koridorlarından biri olabilir. Parlamento Binası’nda aynı zamanda Macar Kraliyet Mücevherleri sergisini de görebilirsiniz.
St. Stephen’s Bazilikası (Aziz Stephen Bazilikası )
Budapeşte’deki Aziz Stephen Bazilikası (Szent Istvan-bazilika), etkileyici mimarisi, iç mekanının güzelliği ve kubbesinin panoramik manzarasıyla insanı mimari açıdan kendine hayran bırakan bir yer gerçekten. Bu Katedral, Macaristan’ın kutsal kralı ve Macar devletinin kurucusu olan Aziz Stephen’a adanmış ve inşaatına 1851 yılında başlamış ve 1905 yılında tamamlanmış. Bu süreçte, tamamlanmamış kubbesinin çöküşü de dahil olmak üzere birkaç talihsiz inşaat girişimi yaşanmış ne yazık ki. Çatı, kuleler ve dış duvarlar II. Dünya Savaşı’nda ciddi anlamda ağır hasar görmüş, zaten şehrin birçok bölümünün harap olduğundan bahsetmiştim size. Kilisenin değerli mozaikleri duvarlardan düşmüş ancak bunlar, başarılı bir restorasyonla orjinal yerlerine monte edilmiş tekrar. Aziz Stephan Katedrali’nin en değerli kutsal kalıntısı, kilisenin koruyucu azizinin mumyalanmış sağ eli yani Macaristan’ın ilk kralı, yüksek sunağın solundaki şapelde özel cam bir bölmede sergileniyor.
Fisherman’s Bastion – Balıkçı Tabyası
Buraya balıkçı tabyası – balıkçı loncası denmesinin sebebi geçmişte bu bölgeyi koruyan balıkçıları yad etmek içinmiş, öyle söylüyorlar en azından. Budapeşte’ye tepeden bakmak ve güzel bir manzaranın keyfini çıkarmak istiyorsanız, burası mutlaka gelmeniz gereken yerlerden biri olacak. Balıkçı loncası, Tuna Nehri’ne bakıyor ve Orta Çağ’da savunma duvarlarını inşa ettikleri noktada etkileyici yer alıyor. Neo-Romanesk tarzındaki kuleler, avlular ve duvarlardan oluşan zarif bir kalıntı burası. 1895 ve 1902 yılları arasında inşa edilmiş. Hazır buraya kadar gelmişken güney avludaki Macaristan’ın ilk Kralı Aziz
Stephen’ın bronz atlı heykelini görmeden gitmeyin.
Tuna Nehri Gezinti Yolu
Tuna nehri kenarından, Parlamento Binası’na doğru yürürken, yolun üzerinden ayakkabı figürleri göreceksiniz. Bunlar “Shoes on the Danube” yani nehir kıyısındaki ayakkabılar olarak adlandırılıyor. Tarihleri de en azın görüntüleri kadar hüzünlü. Tam 60 çift çelikten yapılmış ayakkabı , 1944 – 1945 yıllarında, Tuna nehri kıyısında öldürülen Yahudileri yad etmek için yapılmışlar. Uzun ve keyifli bir nehir yürüyüşü için burayı tercih edebilirsiniz.
Matthias Kilisesi (Meryem Ana Kilisesi)
Meryem Ana Kilisesi ( Nagyboldogasszony-templom ) olarak da bilinen Matthias Kilisesi, Castle Hill’deki önemli simge yapılardan biri. 1269’da tamamlanmış ve 1300’lü yıllarda Meryem’in Ölümünü tasvir eden kabartmalı muhteşem güney kapısı eklenmiş. Kilisenin en hayranlık uyandırıcı bölümü bu kapı dersem yanılmış olmam sanırım. 1541-1699 Türk işgali sırasında kilise cami olarak kullanılmış ve daha sonra Barok tarzında yenilenmiş.
1309’da Macaristan Kralı I. Charles’ın taç giyme töreni ve Avusturya İmparatoru I. Franz Joseph ve eşi Elisabeth’in (Sissy) Macaristan hükümdarları olarak taç giyme töreni de dahil olmak üzere birçok tarihi olaya sahne olmuş. Kimler gelmiş kimler geçmiş bu kiliseden anlayacağınız. Pazar akşamları burada düzenlenen ücretsiz org konserlerini dinlemeye gidebilirsiniz, gerçekten görülmeye değer. Ayrıca Kilise Sanat Müzesi de görülmeye değer. Kilisenin ortaçağdan kalan mahzeninde,kutsal emanetler, taş oymalar ve Macar taç mücevherlerinin kopyalarından oluşan bir koleksiyon bulunuyor.
Gellert Tepesi
Budapeşte’nin en sevdiğim noktalarından biri Gellert Tepesi. Muhteşem Budapeşte’nin o güzel manzarasını panoramik bir şekilde izlemek için ideal noktalardan. 235 metre uzunluğundaki bu büyük kayaç bloğu, Tuna Nehri’ne iniyor. Bu tepede aynı zamanda, çok uzun yıllardır dünyanın dört bir yanından turistleri ağırlayan Rudas Hamamları ve Gellert Spa da bulunuyor. Bu tepenin bulunduğu jeolojik çizgi boyunca, kıymetli doğal kaynaklar bulunuyor. 1046 yılında vefat eden Saint Gellert’in mezarı da burada bulunuyor. Saint Gellert Macaristan’ın en kıymetli azizlerinden biri, burada bir anıtı da bulunuyor tabi.
Gellert Tepesi 1987 yılında Unesco Dünya Mirası listesine girmiş. Seneler sonra, 2007 yılında burada bir mağara da keşfedilmiş. Mağaranın uzunluğu 60 metre, derinliği ise 18 metre. Üç odadan oluşan bu mağara, doğal taşlardan oluşuyor ve iç kısmı gerçekten de göz alıcı beyaz kristallerle dolu.
Central Market Hall -Budapeşte Büyük Market
Gellert Spa’dan çıkıp Özgürlük Köprüsü’nün hemen karşısında göreceksiniz pazar yerini. Nagyvasarcsarnok olarak da adlandırılıyor. 1987 yılında kurulmuş ve devasa bir alana yayılmış durumda. Hediyelik eşya, taze meyve, sebze, sokak yemekleri, balık, lokal şaraplar,taze çiçekler. Aradığınız her şeyi burada rahatlıkla bulabileceğiniz bir yer burası. Ayrıca yerel halk için de popüler yerlerden biri. Cumartesi günleri doğal olarak pazarın en yoğun günü, pazar günleri kapalı. Hafta içi giderseniz, daha sakin daha keyifli bir gezinti yapabilirsiniz. Erken kalkan biriyseniz, sabah erkenden buraya gelin; Ürünlerini hazırlayıp
satışa hazırlayan satıcıları izlemek çok eğlenceli oluyor, sabah 6’da açılıyor burası.
Güzel Sanatlar Müzesi
Güzel Sanatlar Müzesi (Szépmuvészeti Múzeum) sadece Budapeşte’nin en önemli sanat galerisi değil, aynı zamanda Avrupa’da bulunan Eski Ustaların en büyük eser koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Burayı görülecek yerler listenize mutlaka alın derim. İtalyan, İspanyol ve Hollanda tablolarından oluşan geniş bir yelpazesi var ve tüm bu güzel eserler, muhteşem bir 19. yüzyıl binasında sergileniyor. 1870 yılında Macaristan’ın güzel bir resim, çizim ve baskı koleksiyonunu devralmasından sonra kurulan
müze altı mükemmel bölüme ayrılmıştır: Mısır Sanatı, Antik Sanat, Eski Heykel Galerisi, Eski Ressam Galerisi, Modern Koleksiyon ve Grafik Koleksiyonu.
Kahramanlar Meydanı ve Milenyum Anıtı
Burası Budapeşte’nin hatta Macaristan’ın simge yapılarından biri. Kahramanlar Meydanı’nda, bazı insanların heykellerini göreceksiniz. Bu heykeller 1896’da Macaristan’ın 1000 yıldönümünü kutlamak için yaptırılmış . Başmelek Cebrail’in bir figürüyle taçlandırılmış ve 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkarılan 36 metrelik bir sütun olan Milenyum Anıtı oldukça ilgi çekici bir eser.. Kaidenin çevresinde, Macar Prens Arpad’ı ve altı savaşçı arkadaşını temsil eden bir grup bronz atlı heykeli göreceksiniz. Milenyum
Anıtı’nın önünde bir de Meçhul Asker anıtı bulunuyor. .Özellikle geceleri aydınlatıldığında
ziyaret etmek için güzel bir yer.
Szechenyi Termal Banyosu( Kaplıca )
Budapeşte sadece romatizm ya da gece hayatı ile değil, aynı zamanda doğal kaynakları, şifalı suları ile de ünlü bir şehir. Buralara kadar gelmişken, bir kaplıca ziyareti yapmanızı ve şifaya ermenizi çok isterim. Szechenyi Kaplıcaları da buradaki en popüler sağlık turizmi noktalarından biri. 1913 yılında kurulmuş ve iki kaplıcadan besleniyor. Aynı zamanda, üç açık havuzu (aileler için harika bir macera havuzu dahil bunların içine) ve 15 kapalı havuzuyla oldukça büyük bir tesis burası. Hatta Avrupa’nın en büyük tesislerinden biri
olarak geçiyor. Havuzlarının yanı sıra sauna ve buhar odaları ve çeşitli spa hizmetlerinden de yararlanabilirsiniz. Kendinizi şımartmak için iyi seçenek gerçekten.
Macaristan Devlet Opera Binası
Dışarıdan yarattığı muhteşem etkiyi içeriden de devam ettiren bir yapı Macar Devlet Opera Binası (Magyar Allami Operahaz ). Açılış tarihi olan 1884 yılından bu yana şehrin en popüler ve kaliteli etkinlik mekânları arasında yerini sağlama almış durumda. At nalı şeklinde tasarlanan oditoryumu 1261 kişiyi ağırlayabiliyormuş. Opera binası Macaristan’nın en önemli sanatçılarının ellerinden çıkan sanat eserleri ve heykellerle süslenmiş bir bina. Macaristan Devlet Opera Binası, Budapeşte Filarmoni Orkestrası ve Macar Ulusal Balesi’ne ev sahipliği yapıyor. Orkestranın sezonu genellikle Eylül’den Haziran’a kadar sürüyor, eğer burada bir etkinliğe katılmak istiyorsanız biletinizi mutlaka önceden online olarak alın ve giderken çıktısını yanınızda götürmeyi unutmayın. Günlük olarak düzenlenen İngilizce rehberli turlar da mevcut.
Web sitesi için tıklayınız.
Budapeşte Hayvanat Bahçesi ve Botanik Bahçesi
Dünyanın en eski hayvanat bahçelerinden biri olduğu söylenen Budapeşte Hayvanat Bahçesi ve Botanik Bahçesi ( Fovárosi Állat- és Növénykert ) özellikle burayı ziyaret eden çocuklu ailelerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. Kuruluş tarihi 150 yıldan eskiye dayanıyor ve 1070’in üzerinde farklı hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Bazı akşamlar çeşitli etkinlikler ve konserler de düzenleniyor.
Üniversite Kilisesi
Budapeşte’nin Üniversite Kilisesi ( Kisboldogasszony-templom ) , şehrin en güzel Barok kilisesi olarak kabul gösteriliyor. Öyle ulu orta yürürken rastlayabileceğiniz bir kilise değil, biraz gizli. Peşt’in güneyinde, ana alışveriş caddelerinden uzakta bir yerde ziyaretçilerini bekliyor. Ana cephesi dar bir ara sokağa bakıyor ve bu da pek adaletli olmamış aslında. Bu kadar güzel bir yapının, daha görünür bir yerde olmasını istiyor insan. 1725- 1742 yılları arasında inşa edilmiş.
Budapeşte’de Ne Yenir?
Goulash – Gulaş
En popüler Macar yemekleri arasında ilk sırada Gulaş var. Gulyas da deniyor. Esasında, bizim etli türlü yemeğine benziyor, damak tadımıza çok yabancı bir lezzet değil. Bazı mekânlarda çorba gibi sulu, bazılarında ise susuz olarak servis ediliyor. Sığır ya da domuz eti kullanılarak yapılıyor. Sipariş öncesinde detayları garsona sorabilirsiniz, eğer et ile ilgili hassasiyetleriniz varsa.
Chicken Paprikash – Kırmızı Biberli Tavuk
Gulaş’tan sonra en sevilen Macar yemeklerinden biri, Chicken Paprikash. Kırmızı biberle hazırlanmış özel bir sos var ve tavuk eti bu sosla birlikte pişiriliyor. Çoğunlukla da erişte yada makarna ile birlikte servis ediliyor.
Halaszle
Bu yemek bir nevi acılı, erişteli balık çorbası. Dolayısıyla sıcak yaz günlerinde tüketmeye pek uygun değil. Fileto yapılmış balıklar, kırmızı biber ve bol baharatla birlikte pişiriliyor ve bu çorbanın içerisine erişte eklenerek servis ediliyor.
Töltött Kaposzta
Bakmayın isminin zor olduğuna, bildiğimiz lahana sarması ama gerçekten çok lezzetli. Etli ya da etsiz versiyonları yapılıyor. Hem ana yemek hem de meze olarak tüketiyorlar. Bu genellikle Paskalya ve Noel dönemlerinde yapılan lokal lezzetlerden biri.
Lecso
Siz de yumurtasız menemen sevenlerden misiniz? Evet kulağa tuhaf geliyor farkındayım ama Lecso ancak bu şekilde bu kadar iyi tarif edilebilirdi. Sotelenmiş soğan, biber ve domates baharatlarla pişiriliyor. Bu yemeğin de en önemli malzemesi Macar mutfağının sık kullanılan lezzeti paprika ( kırmızı biber)
Langos
Macarların bir numaralı sokak lezzeti, Langos Budapeşte sokaklarında da sıklıkla göreceğiniz bir lezzet. Bir nevi hamur kızartması gibi düşünebilirsiniz. Altın renginde kızartılan bir hamur, üzerine sarımsak sürüldükten sonra redenlenmiş peynir, ekşi krema ya da çeşitli soslarla servis ediliyor. Oldukça da lezzetli bir yemek.
Rantott Sajt
Macarların kaşar panesi. Eğer dışı çıtır, içinden de sıcacık peynir akan bir lezzet seviyorsanız ki genelde herkes sever rantott sajt seçebilirsiniz. Yanında patates kızartması ve çeşitli soslarla servis ediyorlar.
Pörkölt
Patatessiz gulaş, evet gulaştan tek farkı bu pörkölt yemeğinin. Patatesi de yanında püre olarak servis ediyorlar.
Dobos Torta
Macarların en ünlü tatlılarından biri, Dobos Torta gerçekten de çok lezzetli. Mozaik pasta ve yaş pasta arasında bir kıvamı var sertlik olarak. İnce ince kek katmanları hazırlanıyor, en az 5-6 kat olmak üzere ve aralarına hazırlanan krema sürülüyor. Dış ve üst süslemesi de farklılık gösterebiliyor.
Kürtoskalacs
Yine telaffuzu zor lezzetlerden biri Kürtoskalács. Budapeşte sokak lezzetleri arasında en favorilerden diyebilirim. Kelimenin manâsı baca keki demekmiş. Hamur parçalarının dışı şekerle kaplanıyor ve bu parçalar odun ateşinde pişiriliyor. Pişerken dışı karamelize oluyor tabi. Daha sonra çikolataya bandırılıp ya da bandırılmadan, kuru yemiş, taze meyve ve çeşitli soslarla süslenerek servis ediliyor.
Palaçinka
Bizdeki akıtma ya da krep ile aynı Macarlar’ın palaçinkası. Çeşitli şuruplar, çikolata, soslar ve meyvelerle servis ediliyor.
Gyümölcsleves
Anahtar kelimeleri veriyorum; meyve, soğuk, çorba. Evet bir nevi soğuk meyve çorbası bu.
Özellikle yaz aylarında hem hafif hem de lezzetli bir şeyler yemek isterseniz, mutlaka
deneyin. Az şeker, vişne ve ekşi krema ile servis ediliyor.