İçindekiler
Hani şöyle mavi ve beyaz renklerin hâkim olduğu, hafif bir serinliğin estiği ve denizin tertemiz olduğu yerler vardır ya; İzmir’in son zamanlarda en popüler tatil noktalarından birisi haline gelen Çeşme ilçesi işte tam da böyle bir yer. Özellikle Alaçatı gibi son yıllarda popülaritesi daha da artan ve sörf sporu ile ilgilenenlerin sevdiği meşhur rüzgâra sahip lokasyonlara yakınlığı; hem butik tarzı işletilen cumbalı taş evleri hem de isteyenler için lüks butik otelleri ile tüm kalabalığına ve popülerliğine rağmen Çeşme için İzmir’in en güzel noktalarından birisi olma durumu su götürmez bir gerçek. Elbet ki son zamanlarda değişen yüzü, artan kalabalığı yüzünden bazılarının eski huzuru bulamadığını söylemesi, özellikle sezonda pahalılık derecesinin daha da artmasını söylemeden geçemeyiz ama bu durum ülkemizdeki neredeyse popüler olan tüm tatil noktaları için geçerli değil midir zaten?
Eğer sizin de tatil planlarınız içerisinde bu güzel Ege kasabası yer alıyorsa harika bir gezi rehberi hazırladığımı bilmenizi isterim. Çeşme hakkında bildiğiniz her şeyi yeniden gözden geçirerek işinize yarayabilecek tüm bilgileri kısa ve öz bir şekilde bu rehberde toplamaya karar verdim. Mesela Çeşme’nin gezilecek yerleri nerelerdir? Çeşme’ye nasıl gidilir? Çeşme’de ne yenir, Çeşme’nin en ünlü sokak lezzetleri nelerdir? Gibi birçok sorunun cevabını sizin için özenle araştırdık ve bu rehberde birleştirdik. Öyleyse hazırsanız Çeşme’yi birlikte keşfetmeye başlayalım mı?
Çeşme Nerededir?
İzmir ilinin ilçelerinden birisi olan ve İzmir’in batısında yer alan Çeşme; Urla Yarımadası üzerinde bulunmaktadır. İlçenin doğusunda Urla ilçesi bulunurken; diğer üç yanı da Ege Denizi ile çevrilmiştir. İlçenin batısında ise Yunan Adaları’nın en büyüklerinden birisi olan Sakız Adası yer alır. 2020 yılı itibarıyla nüfusu 46.093 kişi olan Çeşme İlçesi’nin sezondaki nüfusu ise bu sayının çok üzerinde rakamlara çıkabilmektedir.
Çeşme’ye Nasıl Gidilir?
Eğer özel aracınız ile seyahat ediyorsanız İzmir’den Çeşme İlçesi’ne gitmek için yaklaşık 90 km’lik bir yol gitmeniz gerekiyor. İzmir üzerinden gelecekler için Çeşme İlçesi’ne ulaşım kendi isminin verildiği Çeşme otobanını takip ederek rahat bir şekilde sağlanıyor.
Eğer özel araç ile seyahat etmiyorsanız ve toplu taşıma ile Çeşme’ye seyahat edecekseniz; İzmir’den Çeşme’ye geçmeniz için Üçkuyular’da bulunan Çeşme minibüslerini ve belediye otobüsünü kullanabilirsiniz.
Eğer havayolu ile seyahat ediyorsanız; Çeşme seyahatiniz için en yakın havalimanı İzmir Adnan Menderes Havalimanı. İlçeye yaklaşık olarak 95 km bir uzaklıkta yer alan havalimanına İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi büyük şehirlerin çoğundan direkt uçuşlar bulunmaktadır. Havalimanına iniş yaptıktan sonra Çeşme’ye gitmek için ister havalimanını servisini kullanabilir, isterseniz de özel araç kiralayabilir ya da transfer hizmeti satın alabilirsiniz.
Çeşme’nin Tarihi
Çeşme’nin tarihine baktığımızda; ilçenin kuruluşu ilkçağ dönemine kadar dayanmakta. Bilinen ilk adı Cysus olan ve MÖ 1000 yıllarında Anadolu’nun batı kıyısında kurulduğu tahmin edilen Çeşme İlçesi; 12 İonya kentinden birisi olan Eritre kentinin de iskelesiymiş. İlçenin bugünkü isminin nereden geldiğine bakacak olursak; denizcilerin su temin ettikleri ve ilçe sınırları içerisinde çokça bulunan çeşmelerden geldiği sanılmakta.
Bölgede yapılan kazılar sonucunda bölgenin hem arkeolojik hem de turistik yönden önemli kentlerinden birisi olan Eritre kentinin; özellikle MÖ 7. ve 8. yüzyıllarda büyük bir iktisadi güce sahip olduğu belirtiliyor. Kentte Doğu Akdeniz ile ticari ilişkilerin yanı sıra ve komşusu olan Sakız Adası ile birlikte esir ve şarap ticareti de yapılıyormuş.
Tarih sahnesinde önemli bir savaş olan Truva Savaşı’ndan sonra kurulduğu düşünülen Eritre şehri; tarih boyunca önce Lidyalıların ardından da Perslerin saldırıları sonrasında büyük zararlar görmüş. Ancak MÖ 14. yüzyılda yeniden bir toparlanma sürecine giren kent; kısa sürede eski zenginliğine ve gücüne kavuşmuş.
MÖ 2. yüzyılda ise Eritre kenti önce Bergama Krallığına ardından ise Roma İmparatorluğu’na bağlanmış. Romalılar zamanında Cysus adını alan Çeşme yöresi; Roma İmparatorluğu ikiye bölününce de Bizans topraklarında kalmış ve önemini kaybetmiş.
Ortaçağ döneminde ise Bizans İmparatorluğu’na bağlı olan Eritre kenti ve Çeşme yöresi ilk olarak meşhur Türk Denizci Çaka Bey zamanında Türk hâkimiyetine geçmiş. Selçuklular Dönemi’nde yaşanan bu gelişmenin ardından bugünkü Çeşme’nin yaklaşık 2 km güneyinde bulunan tepelerin arasındaki alana bir cami ve evler yapılarak Oğuz Boyundan gelen Türkler buraya yerleştirilmiş. Böylece bölgede Türklerin hâkimiyeti boy göstermeye başlamış.
Ege Denizi’ne açılan İlk Türk komutanı olarak bilinen ve başarılı bir denizci olan Çaka Bey, İzmir’de inşa ettirdiği bir filo ile Ege adalarına da akınlar yapmış ve özellikle Bizanslılara karşı başarılı savaşlar vermiş.
Çaka Bey’in on yıl süren denizdeki başarılı hikâyelerinin ardından gelen ölümü sonrasında Selçuklular büyük güç kaybetmiş. Bu güç kaybı bölgede Bizans’ın yeniden hâkim olmasını kolaylaştırmış.
Bazı kaynaklara göre Çaka Bey zamanında bölgenin adının ILDIRI olarak söylendiği yazılmakta. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet zamanında kalan bir belgede buralarda sakızlık bahçelerinin bol olması nedeniyle bölgeye İlderen denildiği de yazmakta. Piri Reis’in Kitabe-i Fahriye isimli kitabına da baktığımızda bölgenin ismi için Ildırı yazdığı açıkça okunmaktadır.
Bölgede Çaka Bey ile başlayan ancak onun ölümünün ardından kaybedilen Türk hâkimiyeti; Osmanlılar zamanında Yıldırım Beyazıt tarafından yeniden kurulmuş. 1402 yılında yaşanan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilmesi ile sonlanan Ankara Savaşı sonrasında bölgede Timur tarafından hâkimiyet kısa süreli el değiştirse de 1422 yılında yeniden Osmanlı kontrolüne geçmiş.
Birinci Dünya Savaşı zamanında Yunan işgaline uğrayan Çeşme İlçesi; Kurtuluş Savaşı sırasında 16 Eylül 1922’de Fahrettin Altay Paşa birlikleri tarafından kurtarılmış.
Çeşme Gezilecek Yerler
Gelelim rehberin en önemli ve Çeşme’ye gelme sebeplerinden birisine; Çeşme’nin gezilecek yerleri neresidir? Çeşme denildiğinde aklınıza beyaz ve mavinin buluştuğu güzel sokaklar, tertemiz deniz ve plajlar, hareketli gece yaşantısı ve tarihten bu zamana kadar getirdiği tarihi güzelliklerinin geldiğini biliyoruz fakat nokta atışı olarak gezmek isterseniz nasıl bir rota izlemelisiniz? İşte son zamanların en popüler tatil beldelerinden birisi haline gelen Çeşme İlçesi’nin mutlaka gidin ya da mutlaka yapın dediklerimizin listesi:
Çeşme Merkez
Çeşme ilçesinin merkezi; Çeşme’ye gelen turistlerin en çok zaman geçirdiği yerlerden birisi. Hem tarihi ve doğal güzellikleri hem de alışveriş dükkânları ve yeme-içme yerleri ile Çeşme ilçesinin merkezi her daim hareketli ve kalabalık.
Çeşme merkezde gezilecek yerler arasında ilk sırada elbet ki Çeşme Kalesi yer alıyor. Günümüzde Çeşme Arkeoloji Müzesi olarak hizmet veren Çeşme Kalesi’nin yanı sıra Çeşme Marina ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan ve günümüze kadar varlığını sürdüren kervansaray da gezilip görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Eğer Çeşme merkeze yakın bir yerde konaklama yaparsanız; Çeşme merkezde yer alan çoğu tarihi ve doğal güzellikleri yürüyerek kısa bir sürede görme imkânı bulabilirsiniz, bu da aklınızın bir köşesinde not olarak kalsın.
Çeşme Kalesi
Çeşme merkezde yer alan Çeşme Kalesi, 15 yüzyılda Çeşme ile Sakız Adası arasında yapılan deniz ticaretinin güvenliğini sağlamak için Cenevizliler tarafından inşa edilmiş. Çeşme denildiğinde akla gelen ilk yapılardan birisi olan Çeşme Kalesi; Osmanlı hâkimiyeti sırasında sultan II. Beyazıt zamanında yapılan ilaveler ve onarımlar sonrasında daha da büyütülmüş. Hem Osmanlı hem de Ceneviz üslubunu mimarisinde bir arada bulunduran Çeşme Kalesi; günümüze kadar ulaşmış en önemli kalelerden birisi olarak yer alıyor.
Çeşme Kalesi’nin mimarisine göz attığımızda dikdörtgen bir planda yapıldığını görürüz. Kayalık bir yamaç üzerine konumlandırılan ve üç bir tarafı da hendekler ile çevrilen Çeşme Kalesi’nin giriş kapısı güney cephede yer alıyor.
Çeşme Kalesi günümüzde Çeşme Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmakta. Çeşme ve çevresinde yapılan kazılar sonrasında elde edilen arkeolojik eserlerin sergilendiği bu müzede; aynı zamanda eski dönemlerden itibaren süregelen tarihi mirasa da vurgu yapılmakta ve Eritre kentinden getirilen eserler de sergilenmekte.
Çeşme Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret etmek isteyenler için müze Pazar günü hariç her gün açık ve ayrıca Müze Kart’ınız var ise giriş ücretsiz.
Aya Haralambos Kilisesi
Çeşme merkezde gezilecek yerlerden birisi olan Aya Haralambos Kilisesi, Çeşme merkezinde yer alan ve günümüze ulaşan tek kilise olarak karşımıza çıkıyor. 1830 yılında inşa edilen ve 19. Yüzyıla kadar Çeşme’nin en ünlü kilisesi olan Aya Haralambos Kilisesi, Mora isyanı esnasında yaşanan olaylardan dolayı kendilerinin kötü etkileneceklerini düşünen Rumların Çeşme’yi terk etmesi üzerine tahrip edilmesinin ardından günümüzde hemen yanına Kaptan-ı Derya’dan özel izin alınarak yeniden inşa edilmiş.
Aziz Haralambos; en eski azizlerden birisi ve Roma İmparatoru Septimus Severus döneminde Manisa’da görev yapmış. Roma İmparatorluğu o dönemde henüz Hıristiyanlığı kabul etmediği için, dönemin valisi Lukianus verdiği vaazlar nedeniyle Aziz Haralambos’u tutuklamış ve işkenceye maruz bırakmış.
Aziz Haralambos Kilisesi aynı zamanda freskleriyle ünlü bir kilise. Kilise günümüzde Çeşme Belediyesi’nin mülkündedir ve özel günlerde Sakız Adası’ndan gelen Rumların ayin yapması için açılmakta. Bunun dışında kültür-sanat faaliyetlerine ve bazı festivallere de ev sahipliği yapan kiliseyi açık olduğu gün ve saatlerde ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilirsiniz.
Çeşme Marina
Çeşme’nin merkezde en hareketli noktalardan birisi olan Çeşme Marina; seyahatiniz esnasında sık sık yolunuzun düşeceğine emin olduğumuz yerlerden birisi aslında. Çeşme’nin sosyal hayatının çoğunun burada yer aldığını düşünürsek Çeşme Marina aynı zamanda bir yaşam alanı olarak da isimlendirilebilir.
Çeşme Marina bünyesinde çok sayıda kafe, restoran ve mağazaya ev sahipliği yaptığı için gezmesi ve oturup bir şeyler yiyip içmesi oldukça keyif veren mekânlardan birisi. Zamanla Çeşme’nin en hareketli noktalarından birisi haline gelen ve gündüz olduğu kadar gece hayatına da şekil veren Çeşme Marina; bizce gündüz ayrı gece ayrı güzel, vaktiniz varsa iki halini de görün derizJ
Rumeli Pastanesi
Çeşme merkezde yapmadan dönmemelisiniz diyebileceğimiz en önemli şeylerden birisi elbet ki Çeşme’nin meşhur damla sakızlı ürünlerini denemeniz. Bunun için en doğru adreslerden birisi de 1945’te kurulan Rumeli Pastanesi’dir.
Alaçatı
Çeşme merkezden sonra gelelim Çeşme’nin son zamanlarda en popüler olan ve adeta başlı başlına bir tatil rotası haline gelen mahallesine. Evet, yanlış duymadınız şimdi size anlatacağımız mahalle aslında Türkiye’nin son zamanlarda en fazla yerli turistini bünyesinde barındıran da bir yer aynı zamanda. Çeşme gezilecek yerler dediğimizde akla gelen ilk yerlerden birisi olan Alaçatı; Arnavut kaldırımlı taş sokakları, butikleri, huzurlu ve keyifli işletmeleri, konsept mağazaları, hareketli gece hayatı, meyhaneleri ve özellikle sörfçülerin çok sevdiği rüzgarı ile son zamanların parlayan tatil noktalarından birisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Alaçatı’yı bu kadar popüler hale getiren en önemli şeylerden birisi günümüzde halen özgün mimarisinin korunması. Özellikle taş mimaride tasarlanmış butik otel konusunda en iyi rotalardan birisi olan Alaçatı; size hem huzuru hem de hareketli bir tatili aynı anda sunabilir. Tabii ki her popüler yere olduğu gibi Alaçatı’ya da sezonunda giderseniz iğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık ile karşılaşabilir, ara sokaklarında zorla yürüyebilirsiniz. Ancak sezon dışı bir tarihte giderseniz bu güzel Ege mahallesinin size sunduğu tüm huzur ve sakinliği hissedebilir, keyifli bir keşif yapabilirsiniz.
Rüzgâr Sörfü
Alaçatı demek rüzgâr sörfü demek. Sadece ülkemiz içerisinden değil dünyadan birçok turist Çeşme ve Alaçatı’ya özellikle rüzgâr sörfü yapmaya geliyor. Hal böyle olunca ve eğer denemek istiyorsanız böyle bir deneyimi de listenize ekleyebilirsiniz.
Henüz rüzgâr sörfü ile tanışma fırsatınız olmadıysa da endişelenmeyin; Alaçatı Liman bölgesinde yan yana sıralanan sörf okullarından ders alarak sörfe başlayabilirsiniz.
Deliklikoy
Rotanızı Alaçatı’ya çevirmişken buranın en ünlü koyunu ziyaret etmeden olmaz diye düşündük ve sıraya Deliklikoy’u koyduk. Burası özellikle son zamanlarda gençler tarafından oldukça popüler hale getirilen ve Alaçatı’nın en tanınmış bölgelerinden birisi. Deliklikoy adını; koydaki delik bir kaya parçasından almıştır ve alanda herhangi bir işletme ya da tesis bulunmamakta. Bu sebeple buraya gelirken hazırlıklı gelmeniz gerekmekte. Özellikle hafta sonu kampçıların yoğun olarak tercih ettiği noktalardan birisi olan Deliklikoy; bembeyaz kayaları ile aynı zamanda çok güzel fotoğraf karelerine de imkân veren bir yer.
Alaçatı Yel Değirmenleri
Alaçatı’ya yolunuz düşmüşken pas geçmemeniz gereken yerlerden birisi de Alaçatı’ya simge olmuş yel değirmenleri. Özellikle son zamanlarda fotoğraf çekimleri için doğal bir stüdyo olarak kullanılan yel değirmenleri eski zamanlarda buğdayı öğütmek için kullanılırmış. Günümüzde tamamen turistik bir ziyaret noktası olan Alaçatı yel değirmenlerinde siz de minik bir mola verebilir, isterseniz bu molanızı Alaçatı’nın ünlü damla sakızlı kahvesi ile ödüllendirebilirsiniz.
Alaçatı Ot Festivali
Alaçatı hakkında elbet ki söyleyeceklerimiz henüz bitmedi. Eğer buraya ziyaretiniz bahar aylarına denk geliyorsa coşku ile kutlanan ve son zamanlarda bölgenin en önemli festivallerinden birisi olarak gösterilen Alaçatı Ot Festivali’ne denk gelme ihtimaliniz oldukça yüksek olacak. Bölgeye ait otların ve çiçeklerin bir araya geldiği bu festivalde; aynı zamanda birçok etkinlik ve sanatsal faaliyet de düzenlenmekte. Tabii ki bu festivale katılmayı düşünüyorsanız iğne atsan yere düşmez bir kalabalığı da göze almalısınız.
Ilıca
Çeşme’nin belki de adı en çok duyulan plajlarından birisi olan Ilıca Plajı; Çeşme ilçe merkezine yaklaşık olarak 5 km uzaklıkta. Denizin içinde kaynayan termal suları ile bilinen Ilıca Halk Plajı; oldukça uzun bir sahil şeridine sahip.
Ilıca Bölgesi; uzun sahil şeridi ve sahil boyunca birçok yeme-içme mekânı olması açısından Çeşme’nin en önemli turistik noktalarından birisi. Çevresinde çok sayıda konaklama alternatifi barındıran Ilıca Bölgesi; plajı ve şifalı suları ile olduğu kadar temiz havası ile de ünlenmiş.
Yıldızburnu
Ilıca bölgesindeki en güzel yerlerden birisi Yıldızburnu’dur. Özellikle de Alaçatı gibi kalabalık ve popüler yerlere göre daha sakin ve kafa dinlemelik bir yer arıyorsanız Yıldızburnu’nu aklınızın bir köşesine not etmelisiniz, benden söylemesi.
Aya Yorgi Koyu
Çeşme’ye geldiğinizde hem deniz keyfi yapmak hem de müzikli eğlenceli bir gün geçirmek istiyorsanız; beach club tarzı işletmelerin sayısının fazlaca olduğu Aya Yorgi Koyu’nu tercih edebilirsiniz. Hem Çeşme merkeze yakın olması, hem denizin oldukça temiz olması, hem de işletme olarak çok sayıda alternatif olması açısından Aya Yorgi Koyu Çeşme’nin en ünlü koylarından birisi olarak karşımıza çıkmakta.
Şifne Plajı
Çeşme merkeze yaklaşık olarak 5 km bir mesafede yer alan Şifne Plajı; son zamanlarda popüleritesi daha da artan plajlardan birisi. Bunun sebebi olarak da bozulmamış doğal güzelliklerini ve tertemiz sahilini gösterebiliriz. Ayrıca bölgenin termal sular açısından da zengin bir bölge olduğunu düşündüğümüzde; termal turizminin de bu plajı hareketlendirdiğini söyleyebiliriz. Burayı keşfeden kişilere göre sadece gün batımını izlemek için bile buraya gelinmeli, bu da aklınızın bir köşesinde kalabilir.
Port Alaçatı
Alaçatı’nın yeni ve son zamanlarda adından oldukça söz ettiren ve karma bir yaşam projesi olan Alaçatı Port, yolunuz Alaçatı’ya düştüğünde uğramanız gereken yerler listesinde çoktan yerini aldı bile. Özellikle bir şeyler yemek ya da içmek için tercih edebileceğiniz marina kısmı ile keyifli bir gece geçirebileceğiniz gibi; gündüz saatlerinde gelerek günün yorgunluğunu da atabilirsiniz.
Çeşme yarımadasının güneyinde bulunan ve Karşıyaka Azmağı’nın batısında kalan arazi üzerine kurulan Alaçatı Port; modern bir yerleşim projesi olarak hayata geçirilmiş. Bölgede neredeyse tükenmek üzere olan doğal yaşamı yeniden canlandırma hedefi ile yola çıkan bu projenin temelleri aslında Fransa’nın meşhur Cote D’Azur sahiline kadar uzanıyor.
Fransa’da 1960’lı yıllarda başlayan bir yerleşim projesi olan Port Grimaud; Fransa’nın Eyfel Kulesi’nden sonra en çok turist çeken ikinci noktası. Bu proje hem bir bataklığı ıslah etmesi hem de Akdeniz’e açılan bir liman yerleşimi olması ile ilklere imza atmış bir proje.
Port Grimaud’nun mimarlarının danışmanlığı yaptığı Port Alaçatı projesi de tıpkı Fransa’daki örneği gibi ilklere imza atmış bir proje olarak öne çıkıyor. Hem Türk hem de Ege ve Akdeniz mimarisinin modern bir sentezi olan Port Alaçatı; hem konut hem otel hem de marina konseptinde hizmet veriyor.
Port Alaçatı Marina; yakınındaki güzel koyları, berrak denizi ve birbirinden güzel mekânları ile Alaçatı’ya geldiğinizde atlamamanız gereken noktalardan birisi olmalı.
Reisdere
Şifne sahilinden iç taraflara doğru giderseniz Şifne’nin devamı niteliğinde olan Reisdere’ye varabilirsiniz. Burası özellikle son zamanlarda birbiri ardına açılan mekânlar sonrasında Çeşme’nin yükselen yıldızlarından birisi olarak karşımıza çıkmakta. Reisdere’nin bizce en önemli noktası ise odun ateşinde pişen meşhur pizzalara ev sahipliği yapması.
Ildır
Çeşme ve Alaçatı’nın son zamanlarda artan popülerliğinden ve kalabalık olmasından şikâyet edenlerin alternatif arayışına girdiğini biliyoruz. İşte böyle bir arayışta olanlara önerebileceğimiz ilk yer Ildır Köyü. Ildır Köyü aslında antik dönemden itibaren var olan bir yerleşim yeri olmasından dolayı tarihten bu yana süregelen çok sayıda topluluğa yerleşim yeri olmuş. Özellikle gün doğumu ve gün batımı ile ünlenen bu bölge; birçok dizi ve filme de ev sahipliği yapmıştır.
Çeşme’nin en sakin ve huzurlu noktalarından birisi olan Ildır Köyü, denize sıfır kafe ve restoranları, doğal pazarları, antik dönemden kalan kalıntıları ile mutlaka gezip görülmesi gereken yerlerden birisi. Köyün Çeşme merkeze uzaklığı ise 22 km.
Erythrai Antik Kenti
Çeşme’nin Ildır köyü sınırları içerisinde yer alan ve Antik Ege kentleri arasında önemli bir konuma sahip olan Erythrai Antik Kenti; Çeşme seyahatinizde görülmesi gereken yerler arasında yer almakta. Antik İonya devletinin on iki kentinden birisi olan ve özellikle M.Ö 4. Yy. yaşanan sosyal ve politik değişimlerde önemli bir misyon üstlenen Erythrai Antik kentinde ilk yerleşimin M.Ö 3000 yıllara kadar dayandığı; yapılan kazılar sonrasında ortaya çıkarılmış. Erythrai Antik Kenti’nin aynı zamanda bölgeler arasında bir dağıtım merkezi olarak görev yaptığı ve özellikle doğudan gelen malların bölgedeki dağıtımını gerçekleştirdiği de yapılan kazılarda otaya çıkarılan bir diğer önemli bilgi.
Erythrai Antik Kenti M.Ö 6. yy’da bir liman kenti olmasının da avantajı ile İonya Devleti’ne en çok vergi ödeyen kentlerden birisi olarak da kayıtlara geçmiş. Erythrai Antik Kenti’ni ziyaret ettiğinizde; günümüze kadar ulaşabilen yapılarını görmeniz mümkün olacaktır. Bunlar; bir tiyatro, anıtsal mezarlar ve yaklaşık 5 metreyi bulan surları.
Eşek Adası (Karaada Adası)
Çeşme seyahatinizde yakın bölgeyi keşfetmeye yetecek kadar zamanınız varsa mutlaka tekne turlarını değerlendirmelisiniz. Çeşme merkezden kalkan tekne turlarının uğrak noktalarından birisi olarak karşımıza çıkan Eşek Adası; bu seyahatinizde sizin için güzel bir alternatif olabilir. Eski ismi Goni olan ve temiz koyları ile ünlenen bu adanın ismi tahmin edeceğiniz gibi adada yaşayan eşeklerden gelmiş ve ada eşekleri ile meşhurmuş. Kuzey rüzgârlarına kapalı ve korunaklı bir bölgede yer alan Eşek Adası; teknelerin mola verdiği noktalardan birisi olarak da karşımıza çıkıyor.
Çeşme merkezden yaklaşık olarak bir saatlik bir yolculuk sonrasında ulaşabileceğiniz Eşek Adası’nda gece konaklamasına izin verilmiyor.
Germiyan Köyü
Çeşme’ye bağlı bir köy olan ve özellikle kalabalık şehir hayatından sıkılanların tercih ettiği Germiyan Köyü; huzur ve sakinlik arayanlar için en güzel alternatiflerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle organik tarım ile gündeme gelen bu köyde uzun yıllardır kendi tohumlarını kullanarak sebze ve meyve yetiştirilmesi ön plana çıkıyor.
Çeşme bölgesindeki tek Türkmen Köyü olan Germiyan Köyü; aynı zamanda ‘Slow Food’ hareketine katılan ilk köy olarak da gündeme gelmiş. Köyün en ilginç özelliklerinden birisi de tüm evlerin beyaza boyanmış olmasıdır. Beyaza boyalı olan bu duvarlarda aynı zamanda çiçek ve bitki resimleri de yer almaktadır.
Dalyan
Çeşme’nin en kuzeyinde yer alan ve eskiden olsa sakin bir Ege hayatının tam yansımasını görebileceğiniz Dalyan Köyü; son zamanlarda beach club tarzı işletmelerin çoğalması ile ünlenen bir yer haline gelmiş.
Siz yine de sakinlik arıyorsanız ve halk plajı tercih ediyorsanız hala şansınız var; Kocakarı Plajı bu noktaya çok yakın bir konumda yer almakta. Yine de Dalyan Köyü; son zamanlardaki popüler tesislere ve işletmelere rağmen tipik bir Ege hayatını görmek için en iyi alternatiflerinizden birisi.
Ovacık
Çeşme’nin en güneyinde yer alan Ovacık Bölgesi; son zamanlara kadar pek adı duyulmayan bir yer olmasına rağmen; mekânların ve işletmelerin ardı ardına açılması ile ünlenen bir yer haline geldi. Burası aynı zamanda yerel şarap üreticilerinin üzüm bağlarının bulunduğu bölge olması ile de ünlenmiş.
Çeşmeköy
Çeşme’nin orta noktası olan Çakabey’de yer alan Çeşmeköy; aynı anda size birçok hizmeti bir arada sunabiliyor. Hem konaklama, hem açık hava etkinlik alanı, hem çocuk oyun alanı, hem de bir kamp yeri olan Çeşmeköy; sürdürülebilir bir yaşam projesidir. Doğa ile iç içe olan bu bölgede her şey üretilmekte ve tarladan mutfağa anlayışı hüküm sürmektedir. Burada aynı zamanda isteyenler için yoga dersleri, sanat ve gastronomi atölyeleri de düzenlenmektedir.
Gece Hayatı
Çeşme her ne kadar güzel denizi, birbirinden hareketli koyları ve çevresindeki köyleri ve doğal güzellikleri ile bilinse de Çeşme’yi Çeşme yapan en önemli şeylerden birisi bizce gece hayatı. Çeşme’nin en canlı ve hareketli halinin gece olduğunu söylesek yanılmış sayılmayız.
Sakız Adası
Çeşme seyahatinizde vaktiniz varsa ve pasaportunuz da yanınızda ise yapabileceğiniz en güzel alternatiflerden birisi de karşı kıyıdaki en büyük adalardan birisi olan Sakız Adası’na geçmek olmalı. Eğer geçerli bir Schengen vizeniz varsa bunu bir anda karar verip bile yapabilirsiniz ancak geçerli bir vizeniz yok ise kapıda vizeye başvurarak belirli bir ücret karşılığında aldığınız kapıda vize ile adayı ziyaret edebilirsiniz. https://www.feribot.net/ linkten feribot fiyatlarına bakabilirsiniz. Sakız adası yazımda detaylı gezş rehberi ve videolara bakabilirsiniz.
Çeşme’de Ne Yenir?
Çeşme’ye geldiniz, gezdiniz, denizde yüzdünüz, koylarda keyif yaptınız, yakın civardaki köyleri de keşfettiniz, peki ne yiyeceksiniz? Daha da önemlisi nerede yiyeceksiniz? Elbet ki Ege kasabası olmasının büyük bir avantajı olarak sınırsız deniz ürünü ve birbirinden lezzetli ot yemekleri ve mezelerini deneyebileceğinizi biliyorsunuz.
Öncelikle Çeşme seyahatinizde ilk şans vermeniz gereken lezzetler bizce de deniz mahsülleri ve zeytinyağlılar olmalı. Özellikle şifalı otlar ve sadece Ege Bölgesi’ne özgü bitkiler ile yapılan ot yemekleri de Çeşme mutfağının olmazsa olmazları. Çeşme’ye geldiğinizde neredeyse her mevsim taze olarak bulabileceğiniz barbun, lüfer, orkinos ve kalamarı mutlaka denemelisiniz.
Meşhur Ege mezeleri diye bir tabir vardır di mi? Hani şu her rakı-balık masasında ortaya söylenen mezelerden birkaçı muhakkak bu listede vardır. İşte onların en taze ve orijinal halini Çeşme’deki restaurantlardan yiyebilirsiniz. Özellikle deniz börülcesi, girit ezmesi, şakşuka ve kabak çiçeği dolmasını denemeden Çeşme seyahatinizden dönmemelisiniz.
Çeşme ile bütünleşen sokak lezzetlerinden birisi hiç şüphesiz kumrudur. Kumru yemek için uğrayabileceğiniz birçok mekân olsa da Kumrucu Erol ve Kumrucu Şevki akla gelen ilk adreslerden. Kumru kısaca yumuşak susamlı bir ekmeğin arasına sucuk ve peynirin koyulması ile elde edilen aperatif bir yemek. Özellikle ayaküstü bir şeyler atıştırmak isteyenleri kurtaracak lezzetler arasında.
Çeşme’de sabah kahvaltısı için mutlaka boyoz denemelisiniz. Bir Ege klasiği olan boyoz için Yıldız Fırın’ı tercih edebilirsiniz. Eğer mekânda kahvaltı yapmak istiyorsanız Çeşme Bazlama Kahvaltı, Sedir Kahvaltı gibi mekânlar bu konuda en popüler olan mekânlar arasında yer almakta.
Çeşme’ye geldiğinizde yemek için deniz ürünleri, zeytinyağlı ve balık haricinde tercih edebileceğiniz en meşhur lezzet hiç şüphesiz kıymalı pidedir. Bunun için doğru adres ise Dost Pide.
Çeşme her ne kadar pahalı bir yer dense de özellikle merkez bölgesinde çok sayıda esnaf lokantası ya da ev yemekleri yapan küçük restaurantlardan yer almakta. Bunlar arasında en meşhur olanlarından birisi de İmren Lokantası. Eğer yolunuz düşerse papaz yahnisini mutlaka denemelisiniz.
Çeşme’nin en meşhur restaurantlardan birisi de Asma Yaprağı’dır. Birçok farklı lezzeti bir arada bulabileceğiniz Asma Yaprağı’nın yanı sıra Kaptan’ın Yeri, Langusta, Fava Restaurant da diğer lezzetli yemekler sunan mekânlar arasında yer almakta.
Çeşme seyahatinizde mutlaka denemelisiniz diyeceğimiz en önemli lezzet duraklarından birisi de hiç şüphesiz Rumeli Pastanesi’. 1945 yılında kurulan pastane aynı zamanda Çeşme’nin en ünlü pastanesi. Sakızlı dondurması ve kurabiyesi ile popüler olan Rumeli Pastanesi, sütlü tatlılarında keçi sütü kullandığı için sütlü tatlılarının da oldukça lezzetli olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.