Dünyanın en güçlü adamının karşısında, güneşin tadını çıkaran bir adam düşün. Adam, kralın varlığını bile umursamıyor ve kral ona bir şey isteyip istemediğini sorunca şöyle diyor:
“Gölge yapma, başka bir şey istemem.”
İşte bu adam Diyojen! Kinik felsefenin öncüsü, doğallığın ve özgürlüğün savunucusu. Onun hikayesi, zenginlikten fakirliğe, şehir hayatından bir fıçının içine kadar uzanıyor.
Diyojen Kimdir?
Diyojen, M.Ö. 412 civarında Anadolu’nun kuzeyinde, Sinop’ta doğmuş. Babası zengin bir kuyumcu ve aynı zamanda Sinop’taki devlet bankasında görevliymiş. Ancak işler yolunda gitmemiş; babası sahte para basınca baba oğul Sinop’tan sürgün edilmişler. İşte Diyojen’in sıradışı hayatı da bu noktada başlamış.
Önce Delphoi, sonra Atina… Zenginken birden fakir olmuşlar. Diyojen için bu büyük bir değişim olsa da o bunu bir fırsata çevirmiş. Ona göre:
“Fakirlik insanı felsefeye iter. Hiçbir şey sahibi olmayan insan nefsini köreltmeyi öğrenir.”
Yani, Diyojen’in felsefesi sahip olduklarını bırakıp doğaya ve basitliğe dönmek üzerine kuruluymuş. İnsanlar yemek için yaşarken o, yaşamak için yemek gerektiğini savunuyormuş.
Klinik Felsefe Nedir?
Diyojen, Antisthenes’in öğrencisi olmuş ve onun geliştirdiği Kinik Felsefeyi en uç noktaya taşımış. Kinikler, doğaya dönmeyi, sade ve doğal bir hayat yaşamayı savunmuşlar. Onlara göre mutluluk, maddiyata bağlı değil, iç huzurdaymış. Diyojen de bu felsefeyi benimseyip, modern hayatın getirdiği her türlü konforu reddetmiş. Bir gün şöyle demiş:
“Malın kadar bedenine de sahip çık. İnsanları bedenine değil, ruhuna âşık etmelisin.”

İskender ile Diyojen’in Efsane Buluşması
Diyojen’in en meşhur hikayesi, Büyük İskender ile karşılaşmasıdır. Hikaye şöyle:
Bir gün İskender, Diyojen’i güneşlenirken görür ve yanına gelip şöyle der:
İskender: “Benim kim olduğumu biliyor musun? Ben İskender’im!”
Diyojen: “Ben de Diyojen’im.”
İskender: “Benden hiç korkmuyor musun?”
Diyojen: “Sen iyi misin, kötü mü?”
İskender: “İyiyim.”
Diyojen: “O zaman neden korkayım ki?”
İskender: “Benden ne dilersin?”
Diyojen: “Gölge yapma, başka bir şey istemem.”
İskender bu cevap karşısında o kadar etkilenmiş ki yanındakilere şöyle demiş:
“Eğer İskender olmasaydım, Diyojen olmak isterdim.”

Diyojen’in Sıra Dışı Tavırları
Diyojen’in hayatı, sıradanlıktan oldukça uzakmış. O, insanların kurallarına ve geleneklerine uymayı reddetmiş.
- Bir gün elinde lamba ile gündüz vakti sokaklarda dolaşırken kendisine ne yaptığını soranlara:
“Adam arıyorum, adam!” diye cevap vermiş. - Kendisini iyi döşenmiş bir eve götüren biri ona yere tükürmemesini söyleyince, adamın yüzüne tükürüp:
“Buradan daha kirli bir yer bulamadım.” demiş. - Zengin biri ona yol vermeyince, Diyojen kenara çekilip şöyle demiş:
“Ben veririm!”
‘‘Felsefe insanı tek bir kuruş sahibi olmadan zengin yapar.’’
Basitlik ve Sadeliğin Savunucusu
Diyojen için fazlalık ve gösteriş, insanın mutsuzluk kaynağıymış. Bir gün lüks bir paltosuyla hava atan birine şöyle demiş:
“Bir koyunun postundan dolayı neden bu kadar gururlanıyorsun?”
Diyojen’e göre insanlar tutkularının kölesiydi. Tutkuları olmadan, maddiyattan uzak, doğaya uygun yaşayan insanlar özgürleşebilirdi.
“Tutku sahibi olmak köleliktir.” demiştir.
Diyojen ve Kinik Felsefenin Temel İlkeleri
✔️ Doğaya uygun yaşa.
✔️ Basit yaşa, gereksiz olan her şeyden kurtul.
✔️ Maddiyata değil, iç huzura önem ver.
✔️ İnsanların ne düşündüğünü umursama.
Özgürlük Anlayışı
Diyojen’e göre gerçek özgürlük, dış etkenlerden ve maddi bağımlılıklardan kurtulmaktı. Bir gün İskender ona kemik dolu bir tabak gönderdiğinde şöyle demiş:
“Bu Diyojen’e yakışır bir hediye, ama bir krala yakışmıyor.”
Bir köle özgür bırakıldığında, Diyojen buna tepki gösterip şöyle demiş:
“Bu adam müzisyen ya da filozof olmadıkça özgür değildir.”
Diyojen’in Mirası
Diyojen’in ölümünden sonra Korintos’lular, onun adına bir köpeğin yaslandığı mermer bir sütun dikmişler. Bu, Kinik felsefenin ve Diyojen’in köpekle özdeşleştiğinin bir sembolü olmuş.
Türkiye’de de Diyojen’in anısını yaşatmak için 2006 yılında Sinop’ta elinde fener ve yanında köpeğiyle tasvir edilen 6 metrelik bir heykel dikilmiş.
Diyojen’in Felsefesini Bugün Nasıl Uygularız?
- Sahip olduğun şeylerin kölesi olma.
- Doğaya dön, basit yaşa.
- İnsanların ne düşündüğünü umursama.
- İhtiyacın olanı al, fazlasını bırak.
- Özgürlüğünü tutkularından bağımsız yaşamakta bul.