İçindekiler
Cote d’Azur, Fransız Rivierası… Fransa’nın Akdeniz kıyısındaki en kıymetli bölge. Sanat tarihinin,
Picasso’nun, Signac ve Renoir’in, Matisse’nin, Ortaçağ’dan kalma kasabalarının koynunda, Akdeniz’in
masmavi kıyıları ve inci gibi kumlarıyla döşenmiş uzun plajları ile hem dünya jet sosyetesinin hem de
gezginlerin hayali.
Fransız Rivierası yani Cote d’Azur ismiyle bilinen bu bölge Fransa’nın Alpes-Maritimes bölgesine yer
alıyor. Alper – Maritimes bölgesinin güney-doğu köşesindeki tatlı sahil şeridi de diyebiliriz burası için.
Bölge sınırları Batı tarafında Théoule-sur-Mer ile başlıyor ve Doğu tarafından Menton ile İtalya
sınırında sonlanıyor. Monaco krallığı da Fransız Rivierası kapsamına giriyor.
Güney Fransa ziyareti için en uygun mevsim, biraz da sizin buralarda ne yapmak istediğinize bağlı.
Akdeniz sularında yüzmek ve jet sosyetenin zamanına denk gelmek istiyorsanız elbette en ideal
zaman yaz ayları. Bu aylarda hem fiyatların daha yüksek olacağını hem de kentlerin kalabalıklığını
tahmin edersiniz diye düşünüyorum. Malum sezon, rezervasyon sorunları yaşayabilir, gittiğiniz
restoranlarda kapıdan geri çevrilebilirsiniz. Eğer iyi organize olur ve iyi para harcamayı göze alırsanız,
önceden yaptıracağınız rezervasyonlar ile sıkıntısız bir tatil geçirebilirsiniz.
Daha ekonomik, sakin ama keyifli bir tatil geçirmek isterseniz, ilkbahar ayları ideal zamanlar. Tatiliniz
Mayıs ayına denk geldiğinde, her yıl düzenlenen göz alıcı Cannes film festivalini de görebilirsiniz.
Güney Fransa’ya gitmişken Cannes’a uğramamak da olmaz tabi. Bu dönemlerde konaklama
seçenekleri daha ucuz oluyor genellikle. Restoran ve eğlence merkezleri de daha az kalabalık oluyor
tabi sezon henüz başlamadığı için.
Sonbahar, eğer deniz tatili yapmak istemiyorsanız güzel zamanlama olabilir. Tatlı bir Akdeniz serinliği
ile keyifli yürüyüşler yapabilir, bilhassa Ortaçağ masallarından çıkmış gibi görünen kasabaları ziyaret
edebilirsiniz.
Kış dönemi Güney Fransa için bir emekli dönemi diyebiliriz. Yaz döneminin o hareketli ve rengarenk
sokakları bir anda boşalıyor ve ciddi anlamda tenhalaşıyor. Arada belki bölgede yaşayan emekli
amcaları, teyzeleri görebilirsiniz. Bomboş şehirlerde, mekânların da hemen hemen çoğu kapalı oluyor
tabi. Eğer Cote d’Azur kıyılarında bir yazlık eviniz yoksa, kış mevsimini önermiyorum ama varsa, pek
tabi Ayvalık’a ya da Bodrum’a gider gibi gidip, evinizin keyfini çıkarabilirsiniz. Sessiz, sakin, bomboş
sokaklarda.
Nice
Fransız Rivierası’nda görülecek çok yer var gerçekten. Eğer zaman kısıtlı ise gerçekten iyi bir
programlama yapmak ve zamanı çok iyi değerlendirmek gerek. İlk durağınız Nice olsun, Nice’e
havayolu ile ulaşım oldukça rahat çünkü Türkiye – Nice arasında oldukça sık sefer düzenleniyor. Uçuş
süresi ortalam 3 saat 15 dk. Üstelik uçak bulmak çok kolay çünkü çok sık uçuş düzenleniyor. Ani bir
kararla ertesi gün yola çıkmaya karar verseniz dahi uçak bileti bulmanız mümkün. Nice havalimanı
demişken, burası hakkında bir detayı da paylaşmak isterim. Aeroport de Nice Avrupa’da deniz
doldurularak yapılan ilk havalimanı. Havaalanından şehir merkezine taksi ya da otobüslerle
ulaşabilirsiniz, her ülkede olduğu gibi uyanık geçinen sürücüler burada da olabilir, o yüzden taksimetre
kontrolü yapmayı unutmayın lütfen. Otobüsle gitmek için de Airport Express’i kullanabilirsiniz, daha
ekonomik bir seçenek olarak aklınızda olsun. Bu otobüsler hem Nice şehir merkezine hem de tren
istasyonuna gidiyor.
Eğer bu tatil için uzun zamanınız yoksa, Nice’e bir veya iki gün ayırmanız yeterli olacaktır. Eski Nice’in
( Vieux Nice ) dar ve dolambaçlı sokaklarında kaybolun ve 1700’lü yıllardan bu yana neredeyse hiç
değişmemiş olan bu bölgenin keyfini çıkarın derim. Cours Saleya Pazarı’na erken saatlerde gidip
tazecik meyve ve sebzelerle dolu tezgâhları ziyaret edin, mis kokulu çiçek tezgâhlarını seyredin.
Merhamet Şapeli’ni, Monument Aux Morts’u, Château de Nice Mezarlığı’nı gezip ruhani bir tur yapın.
Meşhur İngiliz Gezinti Yolu’nu, Notre Dame de Nice Bazilikası’nı, Massena Meydanı ve Müzesi’ni
ekleyin listeye. Unutmadan, İngiliz Yolu’ndaki Negresco Oteli’ni görmeyi ve burada bir kahve içmeyi
unutmayın. Bembeyaz duvarları, pastel pembe kubbeleri ile Otel Negresco şehrin en görkemli ve bir o
kadar da zarif yapıları arasında ilk sıralarda. Cimiez bahçelerinin zeytinliğinin kalbinde, 17. yüzyıldan
kalma tamamen yenilenmiş bir Ceneviz villasında kurulan Matisse Müzesi de görülmeye değer yerler
arasında. MAMAC (Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi) adından da anlaşılacağı gibi modern ve çağdaş sanat meraklıları için mutlaka listede olması gereken yerlerden. Nice’e gelmişken mutlaka denemeniz
gereken sokak lezzetlerinden biri socca. Buralara gelmişken ratattoille (sebze yahnisi), daube (et
yahnisi) ve ünlü magret de canard’ı denemeyi unutmayın.
Nice turumuzu bitirdikten sonra ikinci durağınıza karar vermek için tren istasyonuna gitmeniz yeterli.
Cannes
Nice’ten Cannes’a trenle rahatça geçebilirsiniz, üstelik yaklaşık 25 dakikalık bir yolculuktan sonra
hızlıca varıyorsunuz.Cannes’da şehir içi ulaşım otobüs ve taksi ile sağlanıyor, raylı sistem yok şehir
içinde. Yürüyerek de keyifle keşfedilecek bir şehir. Otobüs seferleri çok sık olduğu için, taksi
kullanmanıza gerek kalmayacaktır. La Croisette Cannes’ın en ikonik noktalarından biri, lüks
mağazalarla çevrili bu bölge vitrin izlemeyi sevenler için ideal nokta diyebiliriz. Alışveriş sevenlerin
listesinde mutlaka yer alması gereken yerlerden biri Rue d’Antibes. Burası Cannes’ın değil aynı
zamanda Fransa’nın da en ünlü alışveriş caddelerinden biri. Le Suquet, eski şehir meydanı küçük, dar
ve dolambaçlı sokaklardan oluşan bir bölge. Burası Cannes’ın ilk yerleşim yeri. Cannes deyince akla
gelen ilk şey, mutlaka Cannes Film Festivali oluyor. Palais des Festivals et des Congrès de Cannes,
festival binası listenizde mutlaka olması gereken yerlerden. Forville Market pazar gezmeyi sevenlerin
seveceği bir yer. Saat 14:00 civarında kapanıyor, erken gitmeniz gerek buraya.
Sainte-Marguerite Adası bilhassa Demir Maskeli Adam filmini sevenlerin gezilecek yerler listesinde ilk sırada yer alıyor çünkü o meşhur hapishane yani Kraliyet Kalesi bu adada yer alıyor. Sainte-Marguerite Adası bölgenin kalabalık günlerinde dahi kendinizi izole etmenize olanak tanıyan şemsiye çamları ve okaliptüs ağaçlarıyla dolu. Derin ve aromatik kokulu bir ormana sahip. Sainte-Marguerite adasının güney
kıyısında bulunan muhteşem su altı müzesini görmeden geri dönmeyin derim. Eğer dalış yapabiliyorsanız muhteşem bir deneyim olacaktır sizin için, dalıştan uzaksanız da şnorkelle yüzerek keyfini çıkarabilirsiniz. Sainte-Marguerite adasının komşusu olan Saint Honorat Adası 1600 yıldır hac alanı olarak kullanılan bir ada. Manevi duygularınızı tetikleyen gezileri seviyorsanız, burayı da gezmenizi öneririm.
Ünlü ressam Jean Gabriel Domerque’nin yaptırdığı Domergue Villası da görülmeye değer yerlerden. Ressamın heykeltraş eşi Odette Maugendre bahçeyi adeta bir sanat eserine çevirmiş. Cannes sahillerinin keyfini çıkarmak için InterContinental Carlton’a ait Carlton Beach, JW Marriott’a ait Long Beach ya da en popüler halk plajlarından Plage de la Bocca’yı tercih edebilirsiniz. Cannes’da yiyebileceğiniz en leziz şeylerden biri beignets de fleurs de courgettes, görüntüsünden tanırsınız mutlaka; kabak çiçeği. İçinde peynirle hazırlanan lezzetli bi doldu var ve kızartılarak servis ediliyor. Bir başka denenmesi gereken lezzet de tart au citron; üzeri merengle süslenen limonlu bir turta. İnanılmaz hafif, ferah ve lezzetli.
Monako – Monte Carlo
Nice’ten Monte Carlo’ya yine trenle gidiyorsunuz. İneceğiniz durağın ismi Monte Carlo. Bir ek bilgi
olarak, Monte Carlo’da havalimanı bulunmuyor. Trenden indikten sonra istasyondan çıkıp yürüyerek
rahatlıkla merkeze ulaşabiliyorsunuz. Monte Carlo, Monako’nun kumarhaneleriyle bilinen oldukça
zengin bir bölgesi. 35.500 nüfuslu Monako’nun 25.000’i burada yaşıyor. Unutmadan, Monako
Prensliği dünyanın en küçük ikinci devleti olma ünvanını taşıyor elinde. Ondan önce Vatikan geliyor.
Monte Carlo alan olarak küçük bir bölgeyi kapsıyor, gezilecek yerlerin birçoğu birbirlerine yürüme
mesafesindeler ama bazı noktalarda, özellikle bitmek bilmeyecek yokuşlarda yaz sıcaklarında
yürümek imkânsız hale gelebiliyor. Koskoca prenslik, bunu da düşünmüş neyseki ve işlevsel bir
ulaşım ağı kurmuşlar. Raylı sistem yok ama otobüsler oldukça iyi çalışıyor. 6 ayrı otobüs hattı mevcut,
geziniz bittikten sonra Nice’e dönmek üzere tren istasyonuna gidecekseniz eğer, 4 veya 5 numaralı
hatları kullanmanız gerekiyor. Otobüse binmek istemiyorsanız ve şehri yürüyerek keşfetme
niyetindeyseniz, toplamda 7 tane olmak üzere asansör mevcut bu bölgede, görevleri sizi dev
yokuşlardan kurtarmak.
Monte Carlo Güney Fransa’nın en pahalı bölgelerinden biri. Monako’da en sevdiğim yerlerden biri Tarih Öncesi Antropoloji Müzesi olmuştu. 1902’de Prens Albert I tarafından kurulmuş bir müze burası. “Hem Monako Prensliği hem de komşu bölgelerde erken insanlığa dair mezarlardan çıkarılan parçaları sergilemek ve o dönemin izlerini korumak’’ amacıyla kurulmuş.
Bununla beraber elbette Monako Prenslik Sarayı, gerçekten büyüleyici bir yer. Her gün, saatler 11:55’i
gösterdiğinde, saray meydanında geleneksel muhafıx değişimi töreni yapılıyor. Bunu da mutlaka
görmelisiniz. Otomobil meraklıları için ‘Monako Prensi’nin Otomobil Koleksiyonu Sergisi’ de saray
içerisinde gezilecek yerlerden. Otomobil tutkunu Prens III. Rainier, eski model araçlar toplamaya
başlamış ve bir yerden sonra garajı bu arabaları muhafaza etmek için yetersiz hale gelmiş. 1993 yılına gelindiğinde, bu iş böyle olmayacak deyip 5.000 m2’lik bir alana bu sergi kurulmuş ve Prens III.
Rainier bu kıymetli hazineyi halka açmış. Hem Monako Prensliği hem de Monte Carlo için en önemli
ayrıntı elbette Monte Carlo Casino. Casino binasının önündeki lüks arabaları izlerken hayranlık
duymamanız mümkün değil. Eğer yalnızca gezi için geldiyseniz, kıyafet konusunda çok hassas
değiller. Formula 1 Grand Prix dönemi hariç her gün,sadece 10:00-13:00 saatleri arasında giriş
yaparak turlara katılabilir ve gezebilirsiniz. Saat 14:00 olduğunda, Casino de Monte Carlo artık
yalnızca casino oyuncularına açık hale geliyor ve son masa kapanana kadar da açık kalıyor.
Kumarhanede vakit geçirecek ve oyun oynayacaksanız, giyim konusunda daha özenli olmanız
gerekiyor.Monte Carlo Kumarhanesi yemyeşil ve oldukça büyük bir bahçeye sahip, bu ünlü bahçeyi
de görmelisiniz. Monako plajları jet ski, rüzgâr sörfü, tüplü dalış ve şnorkelli dalış gibi bir çok su sporu
için ideal. En keyifli plajlardan biri; Larvotto Plajı. Avenue Princesse Grace’de bulunuyor ve iki koydan
oluşuyor. Yaklaşık 400 metre uzunluğa sahip ve çok sayıda kafe, restoran bulunuyor plaj bölgesinde.
Crique des Pêcheurs plajı da sakin ve ufak plajları sevenler için keyifli bir yer. Tek dezavantajı suların
dalgalı olması. Zaman zaman yükselen dalgalar sebebiyle plaja girişler yasaklanabiliyor. Monako’da
plajları ile ilgili bir de uyarıda bulunmak istiyorum, deniz suları birden derinleşebiliyor ve tehlikeli
durumlara yol açabiliyor. Bazı plajlarda can kurtaranlar var ancak ne yazık ki hepsinde değil. Bu
sebeple, dikkatli olmakta yarar var.
Antibes
Nice’den sonraki durağınız Antibes olsun isterseniz tren ya da otobüs ile Antibes’e rahatlıkla
ulaşabilirsiniz. Yaklaşık 30 dakikalık bir tren yolculuğu ya da Ligne d’Azur hatlarını kullanarak
yapacağınız 2 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra Antibes’e varacaksınız. İlk durağınız Old Town
yani Eski Şehir. Burası asırlık bir mahalle ve çeşitli kafeler, restoranlar, taze ürünler satan pazarlar bir
araya gelerek burayı oldukça keyifli bir hale getirmiş. Unutmadan; pazartesi, çarşamba, cuma ve
cumartesi sabahları mahallede rehberli yürüyüş turları da düzenleniyor. Grimaldi Kalesi’nde yer alan
Picasso Müzesi’ni görmeden dönmeyin derim. Tarih & Arkeoloji Müzesi, Garoupe Platosu, Kartpostal
Müzesi, Biot Köyü ve Fernand Leger Müzesi listenize ekleyebileceğiniz yerler arasında.
Eze
Eze Fransa’nın en güzel köylerinden biri. Monako ve Nice’in arasında yer alıyor. Eğer Nice’ten sonra
ikinci durak olarak Eze köyünü seçtiyseniz, trenle 10 dakikalık bir yolculuk yaptıktan sonra buraya
varabilirsiniz. Tren istasyonu sahil tarafında bulunuyor, köy ise tepede. Bu sebeple iki yolunuz var
trenden sonrası için; otobüse binecek ya da tırmanarak tepe noktasına ulaşacaksınız. Profesyonel bir
yürüyüşçü değilseniz, yürümenizi pek önermiyorum zira oldukça hırpalayabiliyor. 1,5 saat civarında
tırmanarak yürümeniz gerekiyor. Otobüse bindikten sonra yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuğun
ardından, bu keyifli ortaçağ köyüne ulaşacaksınız. Sahilden köyün tepesine çıkan bu zorlu patikaya
da Nietzsche Yolu adını verilmiş. Köyün girişinde tabelasını göreceksiniz zaten. Eğer köyden sahile
yürüyerek inmek istiyorsanız, bu keyifli ve daha kolay bir yöntem; 45 dakika gibi kısa bir sürede
yürüyebiliyorsunuz. Hafif esintili, tatlı bahar havaları için ideal aktivite. Bu köyün oldukça bereketli bir
bitki örtüsü var. Bol miktarda muz, harnup, portakal, hurma ve limon ağacına sahip. Köyün en yüksek
noktasında yer alan Notre Dame Kilisesi görülmeye değer. Kutsal Haç Şapeli ve otel olarak hizmet
veren Eze Kalesi de görülmeli. Bilhassa kadınların mutlaka ziyaret etmek isteyeceği Galimard Parfüm
Fabrikası ve Fragonard Parfüm Fabrikası da listenizde olması gereken yerlerden. Her ikisinde de
düzenlenen atölye çalışmalarına katılabilir ve kendi parfümünüzü yapabilirsiniz. Çeşitli bitkilerin,
çiçeklerin ve tropik örneklerin yer aldığı Egzotik Bahçe de köyde görülmesi gereken yerlerden. Köyde,
429 metre yükselikte eski bir ortaçağ kalesinin bulunduğu alana kurulmuş bir bahçe burasu.
Dolayısıyla panoraması, Fransız Riviera’sındaki en keyifli manzaralardan birini sunuyor ziyaretçilere.
Eze sahil şeridinde, deniz keyif yapmanız için birçok plaj bulunuyor.
Saint Paul de Vence
Saint Paul de Vence Nice ile Antibes’in arasında bulunan küçük, şirin bir Fransız Ortaçağ kasabası. Bu kasabaya trenle ulaşım imkanı bulunmuyor, bir havalimanı da yok. En kolay yöntem, Nice’ten
trene binip Cagnes Sur Mer istasyonunda inmek ve sonrasında otobüsle devam etmek. Nice’ten direkt otobüsler de mevcut elbette. Saint Paul de Vence kasabası adeta bir açık hava müzesi. Maeght Vakfı, Saint Paul de Vence Mezarlığı, La Colombe D’Or, Saint Paul de Vence Çeşmesi, Renoir Müzesi, Folon Şapeli ve Rosaire Şapeli listenizde olması gereken yerler arasında. Elbette bu kadar da değil, Vence Müzesi, Beyaz Tövbekârlar Şapeli ve Aziz Paul Anglikan Kilisesi de ziyaretçilerini bekliyor. Saint Paul de Vence aynı zamanda festivalleriyle de ünlü. Oil Saint Paul de Vence adını verdikleri bir zeytinyağı festivali. Hem tadım etkinlikleri oluyor hem de dans, müzik ve satış etkinlikleri.
Nisan ayında düzenleniyor. Haziran ayında da köyün dans festivali olan Saint Paul de Dance var. 3
gün 3 gece boyunca devam ediyor. Dans etkinliklerinin yanında çeşitli sanat dallarına ait sergiler de
düzenleniyor. Yine Haziran ayında, Fête de la Saint Jean var, Hıdrellez gibi düşünebilirsiniz. Yazın
gelişini, yeniden doğumu kutlamak için harika bir eğlence şekli oluyor. Bir sonbahar gezisi
yapıyorsanız ve aylardan Ekim ise, Kestane Festivali ve Hasat Zamanı ( üzüm ) etkinliklerine
katılabilirsiniz.
Saint Tropez
Saint Tropez Marsilya’nın doğusunda bulunuyor, uzaklığı 105 km civarında. Nice’in de 100 km kadar batısında bulunuyor. Eğer bir helikopter kiralayacak kadar zengin değilseniz, Marsilya ya da Nice’ten buraya otobüs ile gelebilir ya da araç kiralayabilirsiniz. Bir ek bilgi olarak, her sabah erken saatlerde
Nice – Saint Tropez arasında gemi seferleri de düzenleniyor. Tren yolunu tercih ediyorsanız, St.
Raphael’e geldikten sonra yine otobüs ya da deniz yolu ile Saint Tropez’e gelebilirsiniz. Unutmadan,
Saint Tropez’de toplu ulaşım yok. Yürüyerek gidiyorsunuz her yere. Bisiklet kiralama alternatifiniz de
mevcut. Araçla ulaşım da taksi ve özel araçlarla sağlanıyor. Saint Tropez’de en sevdiğim yerlerden
biri Place aux Herbes olmuştu. Sabah erkenden gidip bu pazarın keyfini çıkarabilirsiniz. Eski liman
bölgesi, Annonciade Müzesi, Denizcilik Tarihi Müzesi, Kelebek Evi, Grasse Katedrali ve izlemeye
doyum olmayan Saint-Tropez Yelkenleri de listenizde olmalı. Bouillabaisse, Canoubiers, Salins,
Ponche ve Moutte Plajları, Saint Tropez’de kullanacağınız keyifli halk plajları arasında.
Cote d’Azur, Fransız Rivierası anlatmakla bitmez her bir şehrin detaylı yazılarına bakarak daha detaylı bilgi alabilirsiniz.