Ege uygarlığı Ege adaları ve Ege Denizi kıyılarında yaşayan toplulukların oluşturduğu ortak bir uygarlık. Bu bölgede sırasıyla Girit, Miken ve Yunan uygarlıkları meydana gelmiş.
Ege uygarlıklarının ilki Girit Adası’nda kurulmuş. Girit adası merkezli uygarlık Minos Uygarlığı adıyla biliniyor. Bu isim efsanevi kral Minos’un adından ötürü verilmiş. Girit en parlak dönemini MÖ 2400-1400 tarihleri arasında yaşamış.
En önemli yerleşim yeri Knossos. Girit adası, Doğu Akdeniz’in Kıbrıs’tan sonra ikinci büyük, tüm Akdeniz’in beşinci büyük adası.
Balıkçılık, avcılık, tarım, ticaret, gemicilik ve deniz ulaşımı gelişmiş. Girit, savaşların ve istilaların hüküm sürdüğü büyük kara uygarlıklarından uzakta kaldığı için sakin bir barış uygarlığı olarak tanınmış. Girit Krallığı’na MÖ 1200 yıllarında Dorlar son vermiş.
Girit’in kuzey sahilinde bulunan Knossos Sarayı, Minoslular tarafından inşa edilen 4 muhteşem saraydan en büyüğü. Burada iki hektarlık arazi üzerine kurulmuş, duvarları fresklerle donatılmış görkemli bir saray bulunmuş.
Yaklaşık olarak MÖ 1.700’de inşa edilen bu saraylar, Girit’in 4 küçük krallığının merkeziymiş. 5 katlı bir yapıya sahip olan Knossos Sarayı, hepsi merkezdeki iç avlu etrafına dizilmiş yaşam alanları, ibadet ve eğlence yerleri, atölyeler ve depolardan oluşan 1.300 odalı bir labirentmiş. Buradaki karmaşık tasarımın, Kral Minos’un yarı insan yarı boğa bir canavar olan Minator’u yeraltına hapsettiği Yunan destanından aldığı düşünülmekte.
MÖ 3.000 yıllarında ortaya çıkan Minoslular, Avrupa’daki ilk medeniyeti yaratmış ve geriye sadece büyük saraylar değil, kaliteli çömlekçilik ve metal işleme yöntemleri de bırakmışlar. Minos uygarlığının MÖ 1.450 yılı civarında çökmesi, Mikenlerin Yunanistan anakarasından ilerleyerek Girit’i ve Minos deniz ticaretini ele geçirmelerine fırsat vermiş.
Rodos’ta, Kıbrıs’ta ve Anadolu’nun güneybatı kıyılarında koloniler kuran Mikenler, sonrasında Ege’de yaşanan genel kargaşa hali yüzünden MÖ 1.220 yılı civarında beklenmedik bir çöküşe uğramışlar.
Girit sanatında resim ve çok renkli dekorasyon büyük önem taşımakta.
Girit vazoları da önemli bir ihraç ürünüymüş. Vazolar tıpkı Girit saraylarının duvarları gibi çeşitli figürler kullanılarak süslenirmiş.
MÖ 1400 yıllarında önce Akhaların, arkasından da 1200 yıllarında Dorların saldırılarına uğrayan bu arada da depremlerin etkisi ile sarsılan Girit Uygarlığı parlak dönemini yitirmiş. Uygarlık merkezi Peloponnes yarımadasına kaymış.
Girit resminde bütünü gösterilmeyen bazı figürler de bütün ayrıntılarıyla ele alınmışlar, işte bunlardan birisi, Girit resminin pek ünlü örneği sayılan ve ressam Toulouse-Lautrec’in kadınlarına benzerliği yüzünden Parisienne adını alan kadın figürüdür.
Miken (Aka) (MÖ 2000 – MÖ 1200)
Anadolu’dan M.Ö. 2000’de Yunanistan’a gelen Akalar tarafından kurulmuş. Şehir devletleri halinde yaşamışlar. En önemli şehirleri Miken’dir. Bu yüzden Miken Medeniyeti diye anılır.
Akaların siyasi tarihinin en önemli olayı Truva Savaşları’dır. Boğazların egemenliği için Mikenlilerle Truvalılar arasında yapılmış.
Truva Savaşları tarihte ilk defa boğazlar sorununu ortaya çıkarmış. Homeros’un İlyada adlı eserinde bu savaşlar anlatılır. Önemli mimari eserleri Miken ve Tirins Şatoları. Miken Uygarlığı, Dorlar tarafından yıkılmış.
Akaların egemenliğine MÖ 1200 yıllarında Yunanistan’a giren Dorlar son vermiş.
Girit uygarlığının kendisini büyük kara topraklarından uzak tutabilmesi uzun sürmemiş. Kuzeyden göçle gelen ve Peloponez yarımadasına kadar sızıp orada yerleşen kabileler kısa zamanda Girit’le ticari ve kültürel alışverişe de başlamışlar.
Ayrıca Mikenlerden üç tip mezar kalıntısı kalmış. Bu mezarlar altın, gümüş, tunç ve fildişi maddelerden yapılmış süs eserleri, çeşitli silahlarla, kap kaçaklarla dolu olarak bulunmuş. Ayrıca yüzlerinde altın maskeler bulunan ölüler bulunmuş. Bulunan eserlerin bir kısmı Girit eserleridir.
Çok önemli bir başka değişiklik, bazı vazolar üzerinde herhangi bir hikâye ile bağlantısı olmayan insan ve hayvan figürlerinin yer alması.