İçindekiler
Mayorka ya da İspanyolca ismiyle Mallorca Balear Adaları’ndaki en büyük ada. Balear Adaları özerk bir ada topluluğu. Temelde İspanya‘ya bağlı beş büyük ve onları çevreleyen birkaç küçük adadan oluşuyor. Bu topluluğu oluşturan diğer dört ada ise; Minorka, İbiza, Cabrera ve Formentera ama ben size bugün Mayorka’dan bahsedeceğim.
Şimdi gözlerinizi kapatın ve gizli saklı koyları, yumuşacık altın gibi kumu, turkuaz mavisi suları, yemyeşil doğası, engebeli dağları ve seyre doyum olmayan köyleri olan bir ada hayal edin. İşte Mayorka. Turkuaz mavisi suları, gizli koyları, yumuşak altın kumları, yemyeşil yaprakları, engebeli dağları, pitoresk köyleri ve canlı bir başkenti olan bir ada hayal edin.
Şimdi o adayı, çoğu Avrupa şehrinden sadece birkaç saatlik uçuşla ulaşılabilecek bir noktada, denize bırakın, işte size Mayorka. Bu ada lüks oteller ve villalarla cömertçe döşenmiş gerçekten. Aynı zamanda dünyanın en önemli yelken merkezlerinden biri olma özelliğini de taşıyor. Yerel olarak üretilen gurme lezzetler ve şaraplar, leziz geleneksel yemekler ve Michelin yıldızlı birinci sınıf restoranlar burayı
cazip hale getiren en önemli ayrıntılardan. Hepsi bu değil tabi ki, büyüleyici köylere, görülmeye değer tarihi ayrıntılara ve yemyeşil bir doğaya sahip Mayorka.
Rahatlamak mı istiyorsunuz, kendinizi muhteşem plajlarına atıp bir şezlong kiralayın ve günün keyfini çıkarın. Denize doymak mı istiyorsunuz, hemen bir tekne turuna çıkın. Bir adalı gibi mi yaşamak istiyorsunuz? O zaman doğru alışverişe. Unutmadan, Mayorka’nın ışıltılı gece hayatı da burayı tatil seçimlerinde cazip hale getiriyor.
Mallorca’da yapılacak şeyler söz konusu olduğunda, yılın her zamanında oldukça fazla alternatifiniz var gerçekten de. Yıl boyunca ılıman bir iklim görülüyor ve bu ada için güneş ışığı ile kutsanmış diyorlar. Bu sebeple de açık hava etkinlikleri için ideal bir yer haline geliyor tabi. Bisiklet, yürüyüş, yelken, dağ bisikleti, binicilik, tırmanma, golf, tenis ve aklınıza gelebilecek tüm su sporlarını deneyebilirsiniz Mayorka’da.
Doğa gezisi, alışveriş, şarap tadımı yapabilir ya da rehberli turlara katılabilirsiniz. Daha farklı bir deneyim isteyenler ve bilhassa kuş gözlemciliği ile ilgilenenler için mutlaka görülmesi gereken bir ada. Gerçekten de birinci sınıf sanat galerilerini, müzelerini, adanın tarihi kalelerini, antik Tunç Çağı’ndan günümüze miras kalan yerleşim kalıntılarını, mağaraları, doğal parkları üzüm bağlarını görmelisiniz.
Mayorka’dan bunları yapmadan dönmeyin.
- Üzüm bağlarını gezip şarap tadımı yapın.
- Bodegas Angel Bağları, Santa Maria del Cami
- Son Artigues Bağları, Porreres
- Son Campaner Bağları, Sencelles
- Bodegues Macia Batle Bağları, Santa Maria del Cami
- Butxet Bağları, Muro
- Can Ribas Bağları, Consell
- Ca’n Vidalet Bağları, Pollensa
- Sahil köyü Port Soller’a giden bir tekneye binin.
- Mayorka inci dükkanı ve Drach mağaralarına düzenlenen turlara katılın. Hatta bunu yapmadan Mayorka’dan asla ayrılmayın. Biraz daha bahsedeceğim; Mayorka incileri ile ünlü. Bu ünlü incilerin tüm sürecine şahit olmak için Manacor kasabasını ziyaret etmeniz gerek. Majorica İnci Fabrikası’nda Majorica incilerinin nasıl yapıldığını görün. Mayorka incisi denildiğinde aklınıza istiridyenin içinden çıkan inciler gelebilir ama bu defa öyle değil. Mayorka incisi; bir sanayi ürünü aslında. Doğal yollarla elde edilmiyor, cam sanayinde üretilen bir mücevher.
- Martel Gölü’nde (dünyanın en büyük yeraltı göllerinden biri) tekne gezisinin keyfini çıkarın, canlı bir klasik müzik konseri dinleyin ve muhteşem bir ışık gösterisi izleyin.
- Serra de Tramuntana’da ATV turuna katılın.
- Mayorka Coloms deniz mağarasını mutlaka görün.
- Günü panoramik bir Porto Cristo gezi turu ve Manacor’da bir likör tadımı ile bitirin.
- Meşhur Aquapark’larına gidin.
- Aqualand Waterpark, S’Arenal
- Hidropark Waterpark, Port d’Alcudia
- Marineland, Portals Nous
- Western Waterpark, Magaluf
- Palma Aquarium, Palma de Mallorca
- Wave House Mallorca, Magaluf
- Mayorka’nın altın kumlu, turkuaz sularla döşenmiş plajlarında yüzmeden geri dönmeyin.
- Es Calo des Moro Beach, Güney Mallorca
- Illetas Beach, Palma de Mallorca
- Playa de Alcudia Beach, Port d’Alcudia
- Es Raco de S’Arena Beach, Güney Mallorca
- Portals Nous (Oratori) Beach, Puerto Portals
- Cala Figuera Beach, Kuzey Mallorca
- Cala Barca Beach, Güneydoğu Mallorca
- Cala Varques Beach, Doğu Mallorca
- Cala Sant Vicenc Beach, Kuzey Mallorca
- Cala S’Almonia Beach, Cala Llombards
Mayorka’da Gezilecek Yerler
Martel Gölü ve Drach Mağaraları
Mayorka’nın doğu kıyısında, en güzel balıkçı kasabalarından biri olan Porto Cristo kasabasında bulunan bu çarpıcı mağaralar, şüphesiz adanın en önemli turistik yerlerinden biri. Yaklaşık 1.200 metre uzunluğa ve yer seviyesinden 25 metre derinliğe ulaşıyor. Mağaralar, dünyanın en büyük yeraltı göllerinden biri olarak kabul edilen Martel Gölü’nün üzerinde bulunuyor. Martel Gölü yaklaşık 115 metre uzunluğunda.
Drach Mağaraları aynı zamanda Kara Mağara, Beyaz Mağara, Luis Salvador Mağarası ve Fransız Mağarası olarak adlandırılan dört çarpıcı doğal güzellikten oluşuyor. Hepsi birbiriyle bağlantılıdır ve bölge mirasının son derece önemli parçaları.
1896’da Fransız mağara bilimci E. A. Martel mağaranın derinliklerine inmiş ve yağmurun oyuklarda yavaş yavaş biriktiğini, duvarlardan sızdığını ve muhteşem sarkıt ve dikitlerle dolu küçük odalar oluşturduğunu gözlemlemiş.
Işık büyücüsü olarak bilinen Katalan mühendis Carles Buïgas sayesinde mağaraların güzelce korunmuş ve aydınlatılmış. Böyle güzel bir doğal mirasın, böyle güzel bir şekilde korunması insanı gerçekten mutlu ediyor. Işık ve gölge oyunu, mağaraları güzelliğini arttırmanın yanı sıra atmosfere bambaşka bir hava katıyor cidden. Rahatlatıcı bir tekne yolculuğu ile romantik bir kutlama yapmak için ideal yerlerden birindesiniz aslında. Tekne yavaşça salınırken, ufak sallantılarla mağaranın derinliklerini ve sularını keşfediyorsunuz. Hafif tuzlu suları rüzgara ve aya bağlı olarak yükselip alçalıyor. Suyun derinliğini değişen renklerden anlayabiliyorsunuz. Yeşil yaklaşık üç metre, mavi yaklaşık sekiz metre ve beyaz sadece bir derinlik anlamına geliyormuş. Buralara kadar gelmişken bir de Nostra Senyora dels Dolors kilisesini ziyaret edin. Cala Morlanda’nın turkuaz sularına serinletici bir dalış etkinliğine katılabilirsiniz ayrıca. Hiç değilse Cala Mendia’nın ince beyaz kumlu plajında tembellik edin ve günün keyfini çıkarın. Unutmadan, bu bölgedeki fauna ve flora zenginliğini rahatlıkla görebileceğiniz ve yaklaşık 29 km’lik güzel bir parkur olan Manacor ile Artà arasındaki yeşil yolu mutlaka keşfedin.
Rafa Nadal Spor ve Deneyim Müzesi – Manacor
Rafa Nadal’ı duymuşsunuzdur belki, kendisi ünlü bir İspanyol tenisçi. Müzede de kendisinin kariyerindeki en önemli kupaları, bazı raketleri ve çeşitli spor aksesuarları sergileniyor. Bir spor meraklısı olarak, sadece teniste değil, hayali spor olan herkes için ve her alandaki sporcuya saygı duyulması için bir kompleks yaratmak istemiş ve bu fikirle kurulmuş müze. Müzede önemli sporcuların küresel spor tarihine dair sergiler de göreceksiniz.
1.500 m2’lik alana kurulmuş ve sporun değerlerini öğrenirken eğlenme ve arkadaşlarınızla rekabet edebilme şansı sunuyor ziyaretçilerine. Sizi kendi spor deneyiminizi yaşamanızı sağlayan interaktif ekranlara sahip, ciddi anlamda en yeni görsel-işitsel teknolojilerle dolu benzersiz bir alana davet ediyor. Spor tarihi boyunca seyahat edebilir ve etkileyici yüksek teknoloji simülatörlerini deneyimleyebilirsiniz. Müze Rafa Nadal Vakfı ile bağlantılı ve müzeden elde edilen gelirin çoğu vakıf aracılığıyla ihtiyacı olan
gençleri spora teşvik etmek için kullanılıyor.
Müze pazartesiden cumartesiye 10:00 – 18:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir, pazar
günleri kapalı. Giriş ücreti 8 euro, 8 yaş altı ücretsiz.
Manacor Tarih Müzesi, Manacor
Burası aslında Manacor Arkeoloji müzesiymiş ama koleksiyonlarının çeşitliliği nedeniyle yıllar içinde felsefesini değiştimiş ve Manacor Tarih Müzesi adı altında ziyaretçi kabul etmeye başlamış.Arkeolojik objeler, tarım makinelerini, tarım aletleri, eski çekmeceli sandıklar, 20. yüzyılın başlarından kalma bir
matbaa, Roma döneminden günümüze kadar olan madeni paralar müzede görebileceğiniz nesneler arasında.
Yaz aylarında – (Haziran ortasından Eylül ortasına kadar) 09:30 – 14:00 ve tekrar 18:00 –
20:30 arası ziyaret edilebilir. Salı ve Pazar günleri kapalı. Kış aylarında (Eylül ortasından Haziran ortasına kadar) müze 10:00-14:00 ve 17:00-19:30,
Pazar 10:30-13:00 arası ziyaret edilebilir. Salı günleri kapalı. Giriş ücretsiz
Juniper Serra Fray Müzesi, Petra
Juniper Serra Fray İspanyol bir Roma Katolik rahibi ve Fransisken Tarikatı keşişi ve rahibiymiş aynı zamanda ve bu tarikat için oldukça önemli bir isim kendisi. Ünlü keşişin çocukluğunu geçirdiği ev daha sonra müzeye dönüştürülmüş. Mayorka’nın 18. yüzyıldaki tipik yaşam biçimini görmeniz için güzel bir müze. Müze, Serra’nın yaşamına ve çalışmalarına adanmış öğeleri sergilemek üzere genişletilen klasik bir Mayorka mimari eseri. Müze salıdan cumartesiye 09:30-13:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir, sembolik bir giriş ücreti var.
Balear Doğa Bilimleri Müzesi, Soller
Bu müze, Balear Adaları’nın doğal mirasını sergilemeye, korumaya ve halkı korumanın önemi konusunda bilinçlendirmeye adanmış bir oluşum.Biyoloji ve yer bilimlerinin farklı dallarında bir grup doğa bilimci, meraklı ve uzman arasında ortaya çıkan bir fikrin doruk noktası olmuş adeta.İçerisinde beş sergi odası, bir interaktif salon ve konferans salonu, bir okuma odası ve kütüphane, eğitim atölyeleri yürütmek için bir doğa sınıfı bulunuyor. Mart-Ekim ayları arasında 10:00-18:00 ve Kasım-Şubat ayları arasında 10:00-14:00
aralığında ziyaret edilebilir. Pazartesi günler, 1 ve 6 Ocak, Paskalya ve 25 Aralık’ta kapalı.
Can Prunera Modern Sanat Müzesi, Soller
Can Prunera, 2009’da açılmış. Oldukça güzel ve modern bir binada bulunuyor. Zemin katta ve birinci katta masa, sandalye, yatak, dolap ve kasa gibi orijinal mobilyalar ile tablo ve heykeller var. İkinci katta, çoğunlukla Serra Art Collection’a ait olan ve son yıllarda eser, kişi ve sanatçı bağışlarıyla zenginleştirilen tablolardan oluşan sergiyi görebilirsiniz. Bodrum katında Juli Ramis’e adanmış odalar var. Kendisi Soller’li bir sanatçı; gençlik, kübist ve soyut resimlerinde uzmanlaşmış. 1 Kasım – 28 Şubat arası, 10:30 – 18:00 arasında ziyaret edilebilir.
Son giriş, kapanmadan 30 dakika önce. Pazartesi günleri kapalı. 1 Mart – 30 Ekim arası, 10:30 – 18:30 arası. Son giriş, kapanmadan 30 dakika önce. Her gün açık. Müze 1 Ocak ve 25 Aralık tarihlerinde kapalı. 24 ve 31 Aralık tarihlerinde ise 10:30-14:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Piskoposluk Müzesi, Palma de Mallorca
Burası oldukça küçük bir müze, dini ve tarihi eserler sergileniyor. Katedralin arkasına gizlenmiş eski piskoposluk sarayının bir kanadında bulunuyor. Bu piskoposluk sarayı, aslen 13. yüzyılda inşa edilmiş. Ana tarzı Gotik olmasına rağmen, yüzyıllar boyunca çeşitli tadilatlardan geçmiş ve ilk imajından oldukça uzaklaşmış.
Resimler, minberler ve dua kitapları arasında muhteşem Arap duvar halıları, beş yüzyıla yayılan bir seramik koleksiyonu ve bir haç taşıyan 17. yüzyıldan kalma bir bebek İsa tablosu yer alıyor. Arka planda ortaçağ Palma’sı olan St George’un portresini de göreceksiniz.
Nisan – Mayıs ve Ekim – Pazartesi – Cuma 10:00 – 17:15
Haziran – Eylül – Pazartesi – Cuma 10:00 – 18:15
Kasım – Mart – Pazartesi – Cuma 10:00 – 14:15
Cumartesi günleri tüm yıl 10:00 ile 14:15 arasında ziyaret edilebilir. Giriş ücreti 3 euro. ( Palma sakinleri için 2 euro ). 10 yaşından küçük çocuklar için ücretsiz.
Mayorka Müzesi, Palma de Mallorca
Müze “Casa de la Gran Cristiana” olarak bilinen 16. yüzyıldan kalma bir konakta yer alıyor. Bir ana binası ve iki küçük binası var. Palma’daki ana binada arkeoloji ve güzel sanatlar bölümleri, kitap ve belgeler koleksiyonu ve yönetim hizmetleri bulunuyor. İki küçük binanın biri Mura’da, Alcudi’de bulunuyor. Muro’daki ikincil bina: Mayorka’ daki turizm öncesi zamanlardan bazı nesnelerin sergilendiği etnolojik bir bölüm.
Alcudia’daki ikincil bina ise Roma arkeoloji bölümü. Roma şehrinin kalıntılarıyla olan bağlantısı sebebiyle daha çok Museu Monogràfic de Pollença olarak da biliniyor. Pazartesiden cumaya 11:00 – 18:00 cumartesileri ise 11:00-14:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir, pazar günleri kapalı. Giriş ücretsiz
Spanish Village, Palma de Mallorca
Palma’nın eteklerinde bulunan bu köyü İspanyol temasıyla donatılmış bir tema köyü gibi düşünebilirsiniz. İspanya, Toledo, Cordoba ve Madrid’den ünlü binaların reprodüksiyonlarını, İspanyol bölgelerinden tipik evlerle bir araya getirilmiş. Bu köyü ziyaret ederek İspanyol mimarisinin gelişimini, Müslüman ve ardından
Hıristiyan etkileriyle gösteren bir tur yapabilirsiniz. Plaza del Mayor’da ( İspanyolca böyle söyleniyor ) İspanyol yemeklerini yiyebilir ya da bir kafenin dışında oturup turistlerin köy dükkanlarından inci ve hediyelik eşya satın almalarını seyredebilirsiniz.
Çeşitli sanatçıların el sanatları ürünler yaptığı ve sattığı dükkanları da gezmelisiniz. Kasım ayından Mart ayına kadar 09:00-17:00 saatleri arasında, Nisan-Ekim ayları arasında 10:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Robert Graves Müzesi, Deia
Şair ve yazar Robert Graves (1895-1985), 1929’dan ölümüne kadar Deia, Mallorca’da yaşamış Kilisenin yanındaki tepedeki kilise avlusuna gömülmüş öldükten sonra da. Robert Graves kim ola ki diyenler olacaktır, kendisi ünlü bir İngiliz şair ve romancı. Buralara ilk olarak metresi Laura Riding ile taşınmış ve 1946’da ikinci eşiyle birlikte dönmüş. Graves’in Deia’ daki evini Fundació Robert Graves satın almış ve ziyaretçiler için yenilemiş.
Nisan-ekim ayları arasında pazartesiden cumaya 10:00-17:00 ve cumartesi günleri 10:00-
15:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Kasım’dan Mart’a kadar, pazartesiden cumaya 09:00-16:00 ve cumartesi 09:00-14:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Pazar günleri kapalı.
Giriş ücreti 7 euro, 10 yaş altı 3.5 euro
Castell de Bellver Kalesi, Palma de Mallorca
Mis kokulu çam ormanları arasında oldukça ilginç bir kale müze burası.Palma Körfezi’nin muhteşem manzarasına sahip, iyi korunmuş 14. yüzyıldan kalma bir kraliyet kalesine kurulmuş. Bu kadar mükemmel korunmuş bu kaleye bakınca, neredeyse 700 yıldır ayakta olduğuna inanmak zor gerçekten. 1300 yılında yaptırılmış. Tamamen yuvarlak olmasıyla İspanyol kaleleri arasında benzersizdir bir örnek teşkil ediyor aynı zamanda. Üç büyük kule, merkezi bir avluyu çevreliyor ve bir kemer aracılığıyla kaleye bağlanıyor. Buradayken, , Palma’nın en iyi manzaralarından birini görebilmek için şehre ve körfeze bakın. Bellver Katalanca’da ‘güzel manzara’ anlamına geliyor bu arada.
Bu kale yüzyıllar boyunca hapishane olarak kullanılmış; Jaume III’ün dul eşi ve oğulları hayatlarının çoğunu burada hapis geçirmişler.
Nisan-Eylül – Pazartesi 08:30-13:00, Salı-Cumartesi 08:30-20:00 Pazar ve resmi tatil günleri 10:00-20:00. Ekim-Mart – Salı-Cumartesi 10:00 – 18:00 Pazar ve resmi tatil günleri 10:00 – 15:00
Bilet ücreti 4 euro, 14-18 yaş arasındaki kişiler için 2 euro
Pazar günleri ve 14 yaşından küçük çocuklar için ücretsiz.
Puig de Randa ve Cura Tapınağı
Burası şu uzun ve sessiz sahneler içeren korku filmlerini çekmek için ideal yerlerden biri bence. Mayorka’’nın ortasında iki kutsal alana sahip 540m yüksekliğinde bir tepe hayal edin. Ovadan 540 metre yükselen Puig de Randa, Ramon Llull’un 1275’te burada ilk inzivasını yapmasından beri, bir hac merkezi haline gelmiş. Kendisi Mayorka’lı yazar, filozof, ilahiyatçı, profesör ve segle misyoneri. Aynı zamanda oldukça mistik bir kişilikmiş. Katalanca, Oksitanca, Latince ve Arapça yazdığı eserler ile tanınıyormuş. Bu
vesile ile biz de kendisi hakkında fikir sahibi olduk tabi. 40 yaşındayken yaşam tarzını sorgulayarak gelmiş buraya, öncesinde de sarsıcı bazı olaylar yaşamış.
Özetle gençlik aşırılıklarıyla hatta galiba biraz da hovardalıkla dolu bir hayatı düşünmek için tecrit edilmiş halde Puig de Randa’ya çekilmiş. Zirveye giden dolambaçlı yol, üç ayrı inziva alanına çıkıyor. En alçakları, Oratori’de Nostra Senyora de Gracia, 200 metrelik, uçurumdaki bir çıkıntıya tünemiş. Daha ileride Santuari de Sant Honorat ve nihayet Llull’un yaşadığı Santuari de Cura var. Tarih duygusu, dağın tepesindeki radyo direği ve kilisedeki elektrikli mumlarla biraz zedelenmiş olsa da burası hala çok özel bir alan, ancak burası hala özel bir yer. Esasında bir türbe gibi de düşünülebilir burası.
Llull’un orijinal el yazmalarını ve manastırda yapılmış bir şişe 1934 Chartreuse’u görmek için Sala Gramatica’yı ziyaret edin, ardından terastan Palma Körfezi ve uzaktaki Cabrera adası ile ova manzarasına bakın.
Unutmadan, Chartreuse 1737 yılından beri Şartrö Tarikatına bağlı keşişler tarafından üretilen bir Fransız likörü. François Annibal d’Estrées tarafından verilen el yazması gizli bir tarife göre üretiliyor. Burada bir kafe ve restoran da bulunuyor ayrıca. Kafeterya ve restoran kışın 09:00-17:00 (18:00 hafta sonları ve resmi tatiller) ve yazın 08:30-21:30 saatleri arasında açık servis veriyor.
Pollentia’nın Roma Kalıntıları, Alcudia
Mayorka’nın kuzeyindeki antik Roma kasabası ve tiyatrosu göreceksiniz bu kalıntılar arasında. Qintus Caecilius Metellus MÖ 123 yılında 15-20 hektar civarında bir alana Pollentia’yı kurmuş ve bulunduğu yer oldukça stratejik bir noktada. Roma döneminde Balearların en önemli şehriymiş. Eserler ilk olarak 17. yüzyılda keşfedilmiş ancak 1923 yılına kadar kazılar başlamamış. Çalışma bugün hala devam ediyor. Halka açık üç alan var şu anda, tiyatro, forum ve La Portella’nın yerleşim alanı.
Müze ve Roma kalıntıları pazartesiden cumaya 09:30-20:30 ve hafta sonları 09:30-14:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Resmi tatillerde kapalı.
Lluc Tapınağı ve Müzesi, Lluc
Mayorka’nın en kutsal yeri Lluc Tapınağı. Mayorka’nın kuzeybatısındaki Serra de Tramuntana dağlarında muhteşem bir ortamda bulunan eski bir manastır burası ve hacılar için oldukça önemli bir yer.
Lluc, yeni Hıristiyanlığa geçen bir Arap çoban çocuğun, kayadaki bir yarıkta Meryem’in koyu renkli ahşap bir heykelini keşfettiği 13. yüzyıldan beri bir hac merkezi olarak biliniyor. Resim yerel kiliseye yerleştirilmiş, ancak üç kez mucizevi bir şekilde mağarasına geri dönmüş, bunun üzerine köylüler Tanrı’dan bir mesaj aldıklarını düşünmüş ve onu barındırmak için bir türbe inşa etmişler.
La Moreneta adlı bu eser ( Küçük Karanlık Olan ) şimdi değerli taşlarla kaplı ve tüm Mayorka kasabalarının armalarıyla süslenmiş bir şapelde oturuyor. Hacılar ve turistler, bilhassa Pazar günleri korosunun günlük konserlerinden önce saat 11:00’de saygılarını sunmak için sıraya giriyorlar burada.
Manastır kompleksi, odaların altında ahır bulunan eski hacıların kaldığı Els Porxerets ve Antoni Gaudi’nin dokunuşlarıyla yapılmış Tesbih Yolu’nu içeriyor. Arazide çok sevimli bir taş döşeli bahçe ve botanik bahçesi var, gerçekten de görülmeye değer.
Müzede seramik, kadeh ve madeni paraların sergileri arasında, 20. yüzyıl Mayorca sanatçısı Josep Coll Bardolet’in Valldemossa, Deia ve Fornalutx’tan sahneler içeren bir resim koleksiyonu da sergileniyor.
Müzeyi 10:00-14:00 (Cumartesi hariç), botanik bahçeleri ise 10:00-13:00 ve 15:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.Giriş ücreti 5 euro
Sa Torre Cega, Cala Ratjada
Botanik bahçeleri ve heykel parkıyla görkemli villa görmeye hazır mısınız? O halde istikamet Sa Torre Cega. 20. yüzyılın başlarında March ailesi için inşa edilmiş. Sahildeki bu güzel alanı, diğer gözetleme kulelerinden görünmediği için tercih etmişler. Ayrıca yalnızca Cala Ratjada’yı koruduğu için “Torre Cega” (Kör Kule) olarak adlandırılan eski bir gözetleme kulesinin de bulunuyor burada. Mülk 1915’te satın alınmış.
Kare formundaki bu güzel ev, merkezi bir avluya sahip, üç katlı ve bir yanında da meşhur kör kule yer alıyor. Çok güzel bahçelerle çevrili. Bahçeler, hem figüratif hem de soyut eserlerle yaklaşık yirmi modern heykele ev sahipliği yapıyor.
Bu villa yalnızca önceden rezervasyonla yapılan rehberli turlar için açık. Şubat-Nisan – Çarşamba, Cuma ve Cumartesi 11:00 – 12:30 arası. Mayıs-Kasım – Çarşamba-Cuma 10:30-12:00 ve Cumartesi ve Pazar 11:00-18:00 Giriş yetişkinler için 4 euro ve 12 yaşından küçük çocuklar için ücretsiz.
Sa Llotja, Palma de Mallorca
İkiz kuleleri ve kapısı üzerinde bir melek bulunan bu 15. yüzyıldan kalma bir yapı burası. Yarı kale, yarı kilise görünümünde ama aslında ikisi de değil. Mayorka’nın 15. yüzyılda büyük bir deniz ticaret merkezi olduğu zaman, mimarı tarafından şehrin borsası olarak tasarlanmış. Yüzyıllar boyunca ticaret azaldıkça, Palma ticari önemini yitirip bina bu amaçla kullanılmayınca, Kurtuluş Savaşı sırasında eşya ve silah deposu olarak kullanılmış ve 19. yüzyılın sonunda da güzel sanatlar galerisi olarak kullanılmaya başlanmış. Dikdörtgen salonun her köşesinde sekizgen bir kule var ve payanda görevi gören on küçük kule daha bulunuyor burada. Sarmal sütunların arasında durun, güzel kemere bir bakın ve yüzyıllar önce, Mayorka tüccarlarının ipek, baharat ve gümüş için burada pazarlık ettiğini hayal etmeye çalışın. Aktif bir sergi olmadığı sürece bina açık değil ne yazık ki.
Sant Salvador Manastırı, Felanitx
Felanitx kasabası yakınlarındaki Serra de Llevant’ın en yüksek noktasında, deniz seviyesinden 509 metre yükseklikte bulunan bu eski inziva yeri, bir manastır burası. Mayorka’nın manastırları arasında en kıdemlisiymiş bu amaçla kullanıldığı zamanlarda.
Bir tarafında 14 metrelik bir taş haç, diğer tarafında İsa heykeli bulunan 35 metrelik bir sütun olmak üzere iki muazzam simge yapı ile çevrili ve hala popüler bir hac yeri şimdilerde. Buradan Cabrera’yı, Cap de Formentor’u ve ova boyunca bulunan birkaç tepe tapınağını rahatlıkla görebilirsiniz. Bilhassa gün batımını izlemek için çok doğru seçim.
La Seu Katedrali, Palma de Mallorca
Bu Gotik Katedral gerçekten de görülmeye değer bir yapı, Palma’nın silüetinde göze çarpan en güzel eserlerden.
Rivayete göre, Jaume Mayorka’ya doğru yelken açarken bir fırtına çıkmış. Güvenli bir şekilde inerse şayet, 1230 yılı yılbaşında Hz Meryem onuruna büyük bir kilise inşa edeceğine dair bir yemin etmiş ve bu katedralin hikayesi böyle başlamış. İnşası 400 yıl devam etmiş ve 1851’de bir deprem batı cephesini yok ettiğinde yeniden başlamak zorunda kalmışlar. Daha sonra da meşhur Katalan mimar Antoni Gaudi tarafından dokunuşlar yapılmış. Katedralde önce bir yan kapıdan giriyorsunuz, küçük bir müzeyi
geçiyor, batı kapısına gidiyorsunuz. Burada durun ve uzun nefe bakın. Işık, dünyanın en büyük pencerelerinden biri olan, 12 metre genişliğinde ve 1.236 parça vitrayla süslenmiş gül penceresinden içeri giriyor. İzlemesi öyle keyifli, öyle güzel ki. Sütunlar Gaudi tarafından tasarlanan ferforje şamdanlarla çevrilmiş. Katedralin bugüne kadarki en tartışmalı ilavesi, sunağın üzerinde asılı duran bitmemiş Dikenli Taç.
Nisan, Mayıs ve Ekim – Pazartesi – Cuma 10:00 – 17:15 Haziran’dan Eylül’e – Pazartesi’den Cuma’ya 10:00 – 18:15 Kasım’dan Mart’a – Pazartesi’den Cuma’ya 10:00 – 15:15 Cumartesi günleri tüm yıl 10:00 ile 14:15 arası ziyaret edilebilir. Giriş ücreti 7 euro
Carthusian Kraliyet Manastırı (Gerçek Cartuja), Valldemossa
Chopin ve George Sand’in 1838-1939 kışını geçirdiği bu manastırı mutlaka görmelisiniz. Gerçek (Kraliyet Carthusian Manastırı), Carthusian rahipleri binayı 1399’dan 1835’e kadar işgal edene kadar bir kraliyet ikametgahı olarak kullanılıyormuş. Çeşitli temalarda müzelerin bulunduğu ‘hücrelere’ giden beyaz kemerli koridorlardan geçiyorsunuz içerisinde. Eski bir eczane var içerisinde, bitkilerin kokusunu halâ
alabiliyorsunuz. Kütüphaneyi de mutlaka görmelisiniz, keşişlerin haftada bir kez sadece yarım saat buluştukları tek sosyal alan. Picasso, Miro ve Juli Ramis’in eserlerinin olduğu güzel bir modern sanat müzesini ve Chopin’in hücresini görmelisiniz.
Banys Arabs (Arap Hamamları), Palma de Mallorca
Bu Arap hamamları 10. yüzyıldan kalma eserler. Mayorka’daki en eski ve sembolik anıtlardan biridir. Tam tarihleri bilinmese de 10. ve 12. yüzyıllar arasındaki bir döneme tarihlenmişler. Sonradan yapılan yenileme çalışmaları da antik unsurlara dayanılarak ve önceki dönemlerden (Müslüman, Bizans ve Roma) kalan izler korunarak yapılmış.
Arap Hamamları, Can Fontirroig malikanesinin eski meyve bahçesine mükemmel bir şekilde entegre edilmiş. Cidden görülmeye değer bir eser. Muhtemelen bir asilzade evinin parçası oldukları söyleniyor ve diğer İslam şehirlerinde bulunanlara benziyorlar.
Sütunları oldukça dikkatli incelemenizi öneririm, çok ince bir işçilik var ve ciddi farklılıklar var aralarında. Muhtemelen çeşitli Roma binalarının kalıntılarından kurtarılmışlar ve geri dönüşümün başarılı bir örneği her biri. Günümüze kadar, elbette hamam kompleksinin tamamı değil, sadece birkaç girişi ve iç mekanı olan küçük bir yapı olan bir kısmı hayatta kalmış. Buna rağmen, görülmeye değer.
Serra de Tramuntana, Batı Mayorka
Mayorka’nın batısında, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek veya kırsal bir alanda dinlendirici bir inzivaya çekilmek için mükemmel sıradağ Serra de Tramuntana. Anlamı da öyle tatlı ki; “kuzey rüzgarının dağları” anlamına geliyor. Bu sıradağlar Mayorka’nın kuzeybatı kıyı şeridi boyunca neredeyse 90 km boyunca uzanıyor ve adanın en muhteşem manzaralarını görebileceğiniz önemli yerler arasında gösteriliyor. 2011
yılında UNESCO tarafından kültürel peyzaj kategorisinde dünya mirası listesine de girmiş üstelik. Mayorka halkının dağlara minnettar olmak için oldukça iyi nedenleri.
Bu dağlar kışın Tramuntana rüzgârına karşı bir tampon görevi görüyor ve adayı bu rüzgârın şiddetinden koruyor. Yaz aylarında, Palma’nın ve güneyin sıcaklığından sonra serin bir sığınak imkânı veriyor.
Serra de Tramuntana’daki dağ köyleri oldukça güzeller, buralara kadar gelip tertemiz havayı içinize çekmenizi ve bu köyleri görmenizi öneririm. Arnavut kaldırımlı sokakları ve geleneksel satı taş binaları ile köy sokaklarını gezmek oldukça keyifli.
Valldemossa kesinlikle listenizde olmalı. Chopin ve sevgilisi George Sand’in kaldığı Carthusian Kraliyet Manastırı manastırı da burada, bahsetmiştim hikâyesinden. Banyalbufar, bozkırların oluşturduğu teraslı yamaçlarıyla ünlü küçük bir sahil köyü iken, Fornalutx genellikle İspanya’nın en güzel küçük köyü olarak tanımlanıyor.
Mayorka’ya Nasıl Gidilir?
Mayorka’da bir havalimanı mevcut, Palma De Mallorca ancak ne yazık ki Türkiye’den direkt uçuş yok. Madrid, Barcelona, Roma hatta Stockholm aktarmalı uçuşlar mevcut. Aktarma süreleri de ciddi anlamda uzun olabiliyor. Bu yüzden Barcelona’ya gidip oradan ikinci bir uçak ile Mayorka’ya geçmek çok daha mantıklı bir seçenek olacaktır.
Barselona’dan Air Europa, Vueling, Ryanair, Iberia gibi havayolu şirketleri ile Mayorka’ya uçabilirsiniz. İstanbul – Barcelona El Prat havalimanı arasındaki aktarmasız uçuş süresi yaklaşık 4 saat. El Prat’da 3 ayrı terminal bulunuyor, Mayorka’ya aktarma yaparken hangi terminalden olacağına dikkat etmenizi öneririm.
Havalimanı gerçekten de çok büyük. Şöyle örnek vereyim, birinci ve ikinci terminal arası 15 dk sürüyor ve bu elbette yürüyerek olan süre değil. Terminaller arasında ulaşım için çıkış kapılarındaki shuttle’ları kullanabilirsiniz. El Prat Havalimanı’ndan Mayorka uçağına bindiğinizde muhteşem bir Akdeniz manzarası eşliğinde 45 dakika süren bir uçuşun ardından, Palma De Mallorca’ya iniş yapıyorsunuz. Havalimanı
Mayorka’nın merkezine araçla yaklaşık 20 dk mesafede bulunuyor. Havalimanında araç kiralama ve taksi seçeneği var. Bunun dışında otobüs ya da metro da kullanabilirsiniz.
Mayorka’da Nerede Kalınır?
Mayorka büyük bir ada olduğu için konaklama seçenekleri de oldukça geniş gerçekten. Her yere kolay ulaşayım, merkezi bir yerde olsun derseniz elbette Palma de Mallorca ya da kısaca Palma. Sakin ve sessiz bir tatil istiyorsanız, Deia, Port de Soller, Pollença bölgelerini seçebilirsiniz.
Son Julia Country House Hotel, Llucmajor Palma
15 yüzyıldan kalma şahane bir Mallorcan malikanesi bir otele dönüştürülmüş. Palma’nın merkezine sadece birkaç kilometre mesafede. Havuzu, verandası, bahçeleri, terasları gerçekten çok şık ve çok keyifli. Lüks bir konaklama tercih ediyorsanız, burayı listenize mutlaka ekleyin. https://www.sonjulia.com/en/
Ca’s Xorc Luxury Retreat, Soller
Sóller dağlarının manzarası eşliğinde 13 odalı bir otel burası. İnziva ve lüks kavramlarını bir araya getirmişler desem yanlış olmayacak. Odaların haricinde 2 tane de özel bahçeli suit mevcut. https://www.casxorc.com/
La Reserva Rotana Hotel, Manacor
Mallorca’nın doğusunda, Manacor’un hemen kuzeyinde güzel bir vadide bulunuyor burası. 17. yüzyıldan kalma bir malikane. Üzüm bağlarının içinde, oldukça keyifli bir konaklama deneyimi sunuyorlar. https://www.reservarotana.com/
S’Hotelet de Santanyi Hotel, Santanyi
Mayorka’nın en güzel otellerinden biri bence. Bir manastırdan dönüştürülmüş, o kadar sade ve şık bir dekorasyonu var ki. Oldukça samimi ve aile evi konforunu yaşatan bir hizmet anlayışları var.
https://www.hoteletsantanyi.com/
Mayorka’da Ne Yenir?
Geleneksel Mayorka mutfağı, deniz ürünleri, domuz eti, sebzeler, zeytinyağı ve bolca sarımsak içerek lezzetlerden oluşuyor. Kendilerine ait zengin bir mutfak gelenekleri olsa da, restoran mutfaklarında hemen hemen tüm dünya mutfaklarına dair lezzetler bulmanız mümkün.
Arros Brut, etli ve sebzeli geleneksel bir pirinç yemeği kendisi. Malzemeler mevsimlere göre değişir ve tavuk, domuz eti ya da av eti, salyangoz, tavşan, yabani mantar, biber, bezelye, fasulye, enginar gibi değişkenler olabiliyor içinde. Sabit olan tek şey pirinç.
Bunyols, Mayorka donutları ama donut deyince üzeri bol çikolata ya da glaze kaplı olanlar gelmesin aklınıza. Bunlar daha çok bizim ortası delik pişilere benziyorlar.
Karışım patates püresi, un, yumurta, maya ve tereyağından oluşuyor, mayalandıktan sonra kızartılıyor ve üzerine şeker serpiliyor.
Coca de Cuarto, mutfağın en tatlı lezzetlerinden. Genellikle kahvaltıda ya da öğleden sonra atıştırmalığı olarak tüketilen, hafif, kabarık ve nemli bir kek bu.
Ensaimada, ünlü Mayorka pastası. Pasta deyince aklınıza yaş pasta gelmiyordur umarım sadece, bu biraz daha farklı bir lezzet. 17. yüzyıla kadar uzanan eski kökenlere sahip bir lezzet ve genellikle özel gün ya da kutlamalar için yapıyorlar. Temelinde un, yumurta, su, şeker ve saim (domuz yağı) ile yapılan bir hamuru var. Balkabağı, krema, çikolata gibi iç dolgularla hazırlanıyor.
Frit Mallorqui, geleneksel olarak sakatat ve sebzelerle yapılan klasik bir Mayorka yemeği. İçerisinde hayvanın kanını da kullanıyorlar, dolayısıyla sakatat ve bu tür konularda hassasiyeti olanlar sevmeyecektir.
Lechona Asada, genellikle Noel’de yenen kavrulmuş domuz yavrusu. Daha yumuşak ve lezzetli hale getirmek için brendi ya da şarap, sarımsak, defne yaprağı, kekik, biberiye, limon, tuz ve biber karışımı içinde 24 saat marine edildikten sonra kızartılıyor.
Fırınlanmış ya da kızarmış patates ile birlikte servis ediliyor.
Llom amb Col yine domuz kullanılarak yapılan lokal bir yemek. Domuz filetosu ve lahana ile yapılıyor. Bir nevi sarma-dolma gibi düşünebilirsiniz.
Panades, Paskalya zamanında yapılan tuzlu bir hamur işi. Paskalya haftasında yapılıyor ve et yeme yasağının sona ermesini kutlamak için Paskalya hafta sonu boyunca yeniyor.
Rubiols, Paskalya zamanında yapılan tatlı bir hamur işi. Panades ile aynı hamurdan hazırlanıyor. İç dolgusu balkabağı, çikolata, krema ya da reçel / marmelat şeklinde oluyor.
Tumbet, başlı başına ana yemek olarak yenebilen ya da yemeklerin yanında garnitür olarak servis edilebilen bir yemek. Bizim domates soslu kızartmayı bilirsiniz, işte size tumbet.