Milano, İtalya’nın kuzeyinde, şıklığın ve tarihi dokusunun kusursuz harmanlandığı bir şehir: Moda haftaları, şık kafeler, sanat dolu sokaklar ve enfes lezzetlerle Milano, her köşesinde sizi şaşırtmaya hazır. İlk kez gittiğimde Duomo’nun ihtişamını görünce nefesim kesilmişti! Ama en büyük keyfi, ara sokaklarda kaybolup hiç bilmediğim minik kafelerde otururken yaşadım. Bir gün Gotik şaheser Duomo Katedrali’nin terasından manzaraya bakarken, ertesi gün lüks mağazaların vitrinlerine göz atabilir ya da kanal kenarında bir aperitivo keyfi yapabilirsiniz.
Milano’nun hikayesi oldukça eski ve bir o kadar da ilginçmiş! M.Ö. 600’lerde Keltler tarafından kurulmuş, ancak M.Ö. 222’de Romalılar gelip şehri ele geçirince adı “Mediolanum” olmuş. O zamanlar büyük bir ticaret ve kültür merkeziymiş, Roma İmparatorluğu’nun en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş. 4. yüzyılda Hristiyanlık burada iyice kök salmış ve Milano, dini ve kültürel bir merkez haline dönüşmüş.
Orta Çağ boyunca şehir sürekli el değiştirmiş, bir hanedan gitmiş, diğeri gelmiş. Sonunda 15. yüzyılda Sforza ailesi yönetimi devralmış ve Milano altın çağını yaşamış. Leonardo da Vinci burada eserler yaratmış, sanat adeta patlama yapmış ve şehir devasa bir açık hava müzesine dönüşmüş.
Sonra işler biraz karışmış; 19. yüzyılda Avusturyalılar şehri ele geçirmiş, ancak Milano 1861’de İtalya Krallığı’na katılarak özgürlüğüne kavuşmuş. Bugün ise Avrupa’nın en stil sahibi, finans ve sanatın kalbinin attığı şehirlerinden biri!

Milano’da Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler
Milano’nun Kalbi: İhtişamın Zirvesi Duomo di Milano!

Milano’nun kalbi! Bu devasa Gotik katedralin içine girip etkileyici vitraylarını görmeden ve terasına çıkıp şehri kuşbakışı seyretmeden dönmek olmaz. Sabah erken saatlerde giderseniz kalabalıktan uzak harika fotoğraflar çekebilirsiniz. Yapımına 1386 yılında başlanmış ve tamamlanması tam beş yüzyıl sürmüş! Bembeyaz mermerleri, ince işçiliği ve gökyüzüne uzanan ihtişamlı kuleleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Ayrıca, Duomo’nun en tepesinde yer alan ünlü “Madonnina” heykeli, 18. yüzyıldan beri şehrin koruyucusu olarak görülüyormuş.
Milano’nun Zarif Salonu Galleria Vittorio Emanuele II

Milano denince akla ilk gelenlerden biri şüphesiz Galleria Vittorio Emanuele II! Şehrin tam kalbinde, Duomo’nun hemen yanı başında yükselen bu ihtişamlı pasaj, aslında bir alışveriş merkezinden çok daha fazlası… Burası, adeta bir zaman tüneli! 19. yüzyıldan bugüne zarafetinden hiçbir şey kaybetmeden gelen, Milano’nun şık ve tarihi salonu.1867’de inşaatı tamamlanan bu galeri, İtalya’nın ilk kralı olan Vittorio Emanuele II’ye ithaf edilmiş. Mimarı Giuseppe Mengoni öyle bir tasarım yapmış ki, döneminin Paris’teki pasajlarını bile kıskandırmış! Ancak trajik bir olay var: Açılışına kısa bir süre kala, Mengoni, inşa ettiği bu muhteşem binadan düşerek hayatını kaybetmiş.
Milano’nun en havalı noktalarından biri olan Galleria, sadece alışveriş yapacağınız bir yer değil. Louis Vuitton, Prada ve Gucci gibi lüks markaların zarif vitrinleri sizi içine çekerken, tarihi kafeler ve restoranlar da burada Milano’ya yakışır bir şıklıkta hizmet veriyor. Özellikle Camparino in Galleria, efsanevi kokteylleriyle ünlü ve tam 1915’ten beri burada!
Ve tabii ki herkesin yaptığı bir gelenek var: Galerinin tam ortasında, yerdeki mozaiklerden biri Torino’nun sembolü olan boğa figürü. Rivayete göre, boğanın üzerinde topuğunuzla 3 kez dönerseniz şansınız açılıyor! (Bu kadar turistin bu mozaikte dönüp durmasının başka bir açıklaması olamazdı zaten!) Galleria’ya adım attığınız an, cam kubbesinden süzülen ışık, mozaik zeminin görkemi ve tarihi mağazaların şıklığı ile kendinizi bir film sahnesinde gibi hissediyorsunuz. Burada bir kahve içmek, biraz dolaşmak ve Milano’nun ritmini hissetmek gerçekten unutulmaz bir deneyim.
La Scala Tiyatrosu – Milano’nun Efsanevi Sahnesi

Milano’nun kalbinde, sanatın ve zarafetin zirveye ulaştığı bir yer var: Teatro alla Scala! Dünyanın en ünlü opera ve bale sahnelerinden biri olan bu ihtişamlı tiyatro, sadece bir bina değil; yüzyıllardır sanata ev sahipliği yapan bir efsane. 1778 yılında açılan La Scala, aslında bir yeniden doğuş hikâyesi! Öncesinde Milano’nun büyük tiyatrosu olan Regio Ducale bir yangında kül olunca, kentin aristokratları hemen kolları sıvıyor ve ünlü mimar Giuseppe Piermarini’ye yeni bir tiyatro inşa ettiriyor. İşte böyle doğuyor La Scala!
Ve tahmin et neyle açılmış? Antonio Salieri’nin “L’Europa Riconosciuta” operasıyla! Evet, ünlü Salieri ve Mozart rekabetinin tam ortasındaki o isim! Dışarıdan bakınca oldukça sade bir bina gibi görünüyor ama içeri adım attığında… Büyülenmeye hazır ol! Kırmızı kadife koltuklar, altın varaklı süslemeler ve devasa avizeler… Burada her detay, sanata adanmış bir tapınak gibi.
Günümüzde La Scala, Dünya’nın en prestijli operalarına, balelerine ve klasik müzik konserlerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Üstelik Puccini, Verdi, Rossini gibi efsanelerin eserleri ilk kez burada sahnelenmiş! Milano’ya geldiysen ve bir performans izlemek istiyorsan, bilet bulmak biraz zor olabilir. (Merak etme, yalnız değilsin!) Ancak tiyatronun müzesini gezebilir ve sahnenin ihtişamını yakından görebilirsin! Eski kostümler, tarihi afişler ve ünlü sanatçılara ait eşyalarla dolu bu müze, gerçekten görülmeye değer. Eğer şanslıysan ve bir performans izleyebildiysen, Milano seyahatin bir üst seviyeye çıkmış demektir! Ama bilet bulamasan bile gece ışıklandırması altında bu muhteşem yapıyı izlemek bile ayrı bir keyif. Milano’ya gidip La Scala’nın önünde bir fotoğraf çekmeden, en azından kapısından içeri bakmadan dönmek olmaz!
Brera Mahallesi – Milano’nun Bohem Ruhu

Milano’nun lüks caddelerinden sıyrılıp daha sanatsal, daha romantik bir atmosfere dalmak istiyorsan, Brera Mahallesi tam sana göre! Burası, klasik Milano şıklığını sanatçı ruhuyla harmanlayan, dar taş sokakları, bohem kafeleri ve tarihi binalarıyla büyüleyici bir mahalle.
Brera, yüzyıllardır sanatçılar, yazarlar ve entelektüellerin buluşma noktası olmuş. Eskiden burası daha çok fakir sanatçıların ve öğrencilerin yaşadığı bir mahalleymiş, şimdi ise Milano’nun en havalı semtlerinden biri! Mahallenin kalbi Pinacoteca di Brera isimli müze. İçeride Caravaggio, Raphael, Bellini gibi ustaların eserleri var. Yani sanatseverler için tam bir cennet! Üstelik müzenin avlusunda Napolyon’un devasa bir heykeli seni karşılıyor. (Napolyon’un Milano’daki izleri her yerde! Bugün Brera, şehrin en romantik, bohem ve Instagram’lık semtlerinden biri. Taş sokaklarında yürürken şık butiklere, sanat galerilerine ve tarihi kitapçılara rastlamak mümkün. Günün herhangi bir saatinde, sokak müzisyenleri enstrümanlarını konuşturuyor, sanatçılar kaldırımlara resim yapıyor ve her köşeden mis gibi espresso kokuları yükseliyor.
Brera Mahallesinde Nerede Ne Yenir?
- Trattoria Torre di Pisa 🍝 – Tipik bir İtalyan restoranı, Brera ruhunu hissetmek için birebir!
- Fioraio Bianchi Caffè ☕ – Hem çiçekçi hem kafe! Kahve içerken harika çiçek kokularıyla mest olabilirsin.
- Il Kaimano 🍷 – Mahallenin en eski barlarından biri, Milanolu entelektüeller burada takılırmış.
Brera, fotoğraf çekmek için de harika bir mahalle! Dar Arnavut kaldırımlı sokaklar, rengârenk duvarlar, vintage dükkânlar… Eğer gece gidersen, ışıklandırmalar ve loş barlar buraya tam bir film seti havası katıyor. Eğer Milano’nun lüks ve gösterişli yüzünden biraz sıyrılıp daha samimi, sanatsal ve tarihi bir atmosferde kaybolmak istiyorsan, Brera’ya mutlaka uğramalısın!
Santa Maria delle Grazie Kilisesi – Milano’nun Sessiz Mucizesi

Milano denince akla genellikle Duomo Katedrali, Galleria Vittorio Emanuele II ya da La Scala geliyor ama şehrin en büyük sanat hazinelerinden biri, şatafatlı değil mütevazı bir köşede saklı: Santa Maria delle Grazie Kilisesi. Neden mi bu kadar önemli? Çünkü içinde Leonardo da Vinci’nin ünlü eseri “Son Akşam Yemeği” (The Last Supper) var! 🎨
Bu Dominikan manastırı 15. yüzyılda, dük Ludovico Sforza’nın emriyle inşa edilmiş. Kendisi Milano’yu yöneten güçlü bir isim ve burayı ailesi için bir anıt haline getirmek istemiş. İşte bu yüzden, kilisenin duvarlarından birine Leonardo da Vinci’yi çağırıp bir şaheser yapmasını istemiş.
Leonardo da Vinci burada 1495-1498 yılları arasında “Son Akşam Yemeği” freskini yapmış. Ama bir sorun var! Klasik fresk tekniği yerine kendi geliştirdiği farklı bir teknik kullanmış, bu da tablonun yüzyıllar içinde hızla bozulmasına neden olmuş. Neyse ki modern teknoloji sayesinde eser bugün hala görülebiliyor (ama azıcık sabır gerekiyor, çünkü bilet bulmak zor!). Bugün kilise, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde ve Milano’nun en özel noktalarından biri.

İçeriye girdiğinde sade ama etkileyici bir mimari seni karşılıyor. Bramante’nin tasarladığı kubbe ve fresklerle süslü duvarlar büyüleyici! Ama asıl olay “Son Akşam Yemeği”nin olduğu yemek salonu. Oraya ulaşmak için biletini önceden alman gerekiyor ve eseri görmek için sadece 15 dakika süre veriliyor!
- Biletini önceden al! (Ciddi söylüyorum, aylar öncesinden tükeniyor.)
- Eğer bilet bulamazsan kilisenin içine girip mimarisini keşfetmek bile ayrı bir keyif.
- Etrafındaki dar sokaklarda yürüyüş yap! Kilise, Milano’nun tarihi merkezine çok yakın ve tam bir huzur noktası.
Navigli Bölgesi – Milano’nun Su Kenarındaki Ruhunu Keşfet!

Milano denince aklına sadece moda, sanat ve lüks caddeler mi geliyor? O zaman seni Navigli’ye alalım! Şehrin kanallar bölgesi, hem tarih kokuyor hem de Milano’nun en eğlenceli ve canlı mahallelerinden biri.Burada kanallar boyunca sıralanan renkli binalar, vintage dükkânlar, sanat galerileri, bohem kafeler ve hareketli barlar var. Yani Milano’nun en keyifli akşamlarını yaşayabileceğin yer burası!
Biliyor musun? Milano aslında denizden uzakta bir şehir, ama Navigli kanalları sayesinde eskiden buraya gemilerle malzeme taşınıyormuş. Hatta Duomo Katedrali’nin mermerleri bile bu kanallardan getirilmiş.
Bu kanal sisteminin tasarımına kim yardım etmiş dersin? Leonardo da Vinci! 🎨💡 Kendisi 1400’lü yıllarda Navigli’nin su akış sistemini geliştirmiş ve Milano’yu ticari bir merkez haline getiren bu kanalların daha verimli çalışmasını sağlamış.Bugün hala Naviglio Grande ve Naviglio Pavese isimli iki ana kanal duruyor ve burası Milano’nun en güzel sosyal alanlarından biri! Navigli gündüz ayrı güzel, gece ayrı! Gün batımında kanal boyunca yürüyüş yap, harika fotoğraflar çekebilirsin! Son Pazar günü buradaysan, Navigli Antika Pazarı’nı kaçırma! Tekne turuna katıl ve şehri bir de suyun üzerinden gör.
- ☕ Sabahları: Şirin kafelerde oturup kahveni yudumlayabilirsin.
- 🎨 Öğleden sonra: Antika pazarlarını gezebilir, sanat galerilerine göz atabilirsin.
- 🍝 Akşam: En güzel aperitivo mekanlarını keşfedip gün batımına karşı kokteylini yudumlayabilirsin!
Navigli Bölgesinde Nerede Ne Yenir?
- Officina 12 🍝 – Tarihi bir fabrikadan dönüştürülmüş harika bir restoran.
- Mag Café 🍹 – Navigli’deki en iyi kokteylleri burada bulabilirsin.
- Osteria del Binari 🍷 – Hem bahçesi hem yemekleriyle romantik bir İtalyan deneyimi sunuyor.
Milano’da Yeme İçme Keyfi
- Risotto alla Milanese: Safranla tatlandırılmış, kremsi bir risotto. Her kaşıkta Milano’yu hissedeceksiniz! Denediğim en iyisi, küçük bir aile restoranında önüme gelen oldu.
- Cotoletta alla Milanese: Altın sarısı rengi ve çıtır çıtır dokusuyla Milano’nun meşhur dana pirzolası. İlk lokmada çıtırtıyı duymak gerçekten şahane bir his!
- Panettone: Yılbaşı tatlısı olarak bilinse de, Milano’da her zaman karşınıza çıkabilir. Yanına bir kahve alıp tadını çıkarın! Ben bir pastaneden aldığım Panettone’yi parklarda dolaşırken atıştırmayı çok sevdim.
Milano’da Her Bütçeye Uygun En İyi Restoranlar | Lezzet Rehberi
Milano, modanın olduğu kadar yemeğin de başkenti. Burada ister hızlı bir atıştırmalık, ister uzun uzun keyif yapacağınız bir akşam yemeği arayın, her bütçeye ve damak zevkine uygun harika mekanlar var.
Bütçe Dostu Lezzetler (€)
- Luini Panzerotti – Hızlı, uygun fiyatlı ve efsane lezzetli! İç dolgusu akışkan mozzarella ve domatesle dolu olan panzerottisi, mutlaka denenmeli.
- Spontini – Kalın hamurlu, bol peynirli ve çıtır kenarlı pizza mı dediniz? Spontini, tam da bu yüzden var! Öğle arası ya da hızlı bir akşam yemeği için ideal.
- All’Antico Vinaio – Dev focaccia sandviçleriyle ünlü! İç malzemeler o kadar bol ki, tek sandviçle doyabilirsiniz.
Orta Seviye Keyif (€€)
- Ristorante Pizzeria Il Kaimano – Geleneksel İtalyan pizzalarıyla öne çıkan bu mekan, lezzetli ve makul fiyatlı bir akşam yemeği için harika bir seçenek. Odun fırınında pişen pizzalar, çıtır hamuru ve taze malzemeleriyle fark yaratıyor.
- Osteria Del Binari – İtalya’nın o meşhur samimi trattoria havasını Milano’da yaşamak istiyorsanız, Osteria Del Binari tam yeridir! Ev yapımı makarnalar ve taptaze malzemelerle hazırlanan yemekleriyle keyifli bir deneyim sunuyor.
- Trattoria Milanese – Milano usulü risotto denemek isteyenler için birebir! Yerel halk tarafından da sevilen, sıcak ve samimi bir mekan.
- Mag Cafe – Milano’nun en havalı kokteyl barlarından biri! Yaratıcı içkileriyle ünlü olan bu mekan, hem gündüz kahve keyfi hem de akşam şık bir kokteyl içmek için harika bir adres.
Şarap ve Gurme Deneyimi (€€€)
- N’Ombra de Vin – 13. yüzyıldan kalma bir mahzende, büyüleyici bir atmosferde şarap içmek ister misiniz? O zaman buraya mutlaka uğrayın. Geniş şarap koleksiyonu ve eşlik eden lezzetli mezeleriyle Milano’da özel bir akşam için harika bir seçim.
- La Gioia San Marco – Deniz ürünleri ve geleneksel İtalyan mutfağıyla şık bir yemek deneyimi sunuyor. Atmosferi sofistike, sunumu ise tam anlamıyla göz alıcı.
Lüks ve Şık Deneyimler (€€€)
- Il Luogo di Aimo e Nadia – İki Michelin yıldızlı bu restoran, İtalyan mutfağını modern dokunuşlarla yorumlayan şeflerin ellerinden çıkan muhteşem tabaklarla dolu.
- Seta by Antonio Guida – Mandarin Oriental’de yer alan bu restoran, Milano’daki en prestijli fine-dining adreslerinden biri. Şık bir akşam için mükemmel!
- Cracco – Ünlü şef Carlo Cracco’nun restoranı, Milano mutfağını yenilikçi bir bakış açısıyla sunuyor. Yemekleri kadar atmosferi de etkileyici.
Milano’nun En İyi Pizzacıları: Napoli Usulü mü, Milanese mi? 🍕😋

İtalya’nın pizza konusunda bir numara olduğunu zaten biliyoruz ama Milano’da işler biraz karışıyor! Çünkü burada iki farklı pizza ekolü var: Napoli usulü mü, yoksa Milanese tarzı mı?
Napoli Usulü Pizza: Yumuşacık, Bol Kenarlı, Odun Fırınında
Napoli usulü pizza, ince ve hafif yanık kenarlı olur, hamuru yumuşaktır ve domates sosu bolca kullanılır. Peynir olarak klasik Mozzarella di Bufala tercih edilir. Eğer pizzayı bıçak ve çatal kullanmadan, ellerinizle “katlayıp” yemeyi seviyorsanız, işte sizin için Milano’daki en iyi Napoli pizzacıları:
🍕 Pizzium – “Napoli havası, Milano ruhu!”
Napoli usulü pizza sevenlerin Milano’daki en büyük favorilerinden biri Pizzium. Taptaze malzemeler, incecik hamur ve harika bir fırın kokusu… Menüde her pizzanın farklı bir bölgenin ismiyle anıldığını göreceksiniz. “Puglia” peyniriyle, “Campania” burratasıyla öne çıkıyor. Napoli’deymiş gibi hissetmek istiyorsanız, doğru adres burası! Şehirde birkaç şubesi var ama Navigli’deki en popüler olanı.
🍕 Lievito Madre al Duomo – Gennaro Esposito’nun imzası!
Eğer gerçekten Napoli’nin ruhunu yaşamak istiyorsanız, ünlü şef Gennaro Esposito’nun pizzalarını deneyin. Fırından çıkan pizzalar o kadar lezzetli ki, ilk lokmadan sonra “Ben bugüne kadar pizza yememişim!” diyebilirsiniz. 🍕🔥 Duomo’nun hemen yakınında, lokasyonu şahane!
🍕 Gino Sorbillo – L’Antica Pizzeria
Napoli’nin en ünlü pizzacılarından biri olan Sorbillo, Milano’ya da şubesini açtı. Pizzaları “büyük, sulu ve çılgın lezzetli” olarak tanımlanıyor. Domates sosunun tazeliğini, peynirin kremamsı dokusunu ve hamurun pamuksu yumuşaklığını hissetmek istiyorsanız, bu mekan tam size göre! Via Montevideo 2, Milano
Milanese Usulü Pizza: Kalın, Bol Peynirli, Çıtır
Milano tarzı pizza, Napoli usulüne kıyasla çok daha kalın ve doyurucudur. Eğer “Beni tek bir dilimle doyuracak bir pizza lazım!” diyorsanız, işte Milano’daki en iyi Milanese pizzacıları:
🍕 Spontini – Milano’nun pizza kralı!
Milano usulü pizza denince ilk akla gelen yer: Spontini! Burası tam anlamıyla Milano’nun pizza ikonlarından biri. 1953’ten beri hizmet veren Spontini, kalın hamurlu, bol mozzarella’lı ve çıtır tabanlı pizzalarıyla ünlü. Yani bir dilim yediğinizde bile acayip doyuyorsunuz! 😍 Milano’nun birçok noktasında Spontini var ama Duomo’ya yakın şubesi en ünlüsü.
🍕 Dry Milano – “Gurme pizza ve kokteyl ikilisi”
Pizza yerken bir yandan kokteyl içmek mi istiyorsunuz? O zaman Dry tam size göre! Milanese tarzı pizzalar sunan bu mekan, özellikle trüflü ve burratalı pizzası ile meşhur. Şık bir akşam geçirmek ve farklı lezzetler denemek istiyorsanız Dry, kesinlikle denenmeli! Via Solferino 33, Brera
Peki, Kazanan Kim? Napoli mi, Milano mu?
Napoli pizzası mı, Milano pizzası mı sorusuna cevap vermek zor çünkü ikisi de ayrı bir sanat! Eğer ince hamurlu, odun fırınından çıkan klasik bir İtalyan pizzası istiyorsanız Napoli usulü pizzacılar tam size göre. Ama bol peynirli, kalın hamurlu ve tek dilimle bile doyuran bir pizza arıyorsanız, Milano usulü pizzacılar sizin için biçilmiş kaftan.
Milano Alışveriş Rehberi – Moda Başkentinde Alışveriş Keyfi!
Milano denince akla ne gelir? Moda, stil ve alışveriş! Şehir, dünyanın en önemli moda merkezlerinden biri ve burada herkesin tarzına, bütçesine ve zevkine uygun bir şeyler bulması mümkün. İster lüks markaların peşinde ol, ister vintage hazineleri keşfet, ister bütçene uygun keyifli bir alışveriş yapabilirsin.
Lüks Alışveriş: Şıklığın Adresi Quadrilatero della Moda
Eğer “Ben tam bir moda tutkunu ve şıklık benim işim” diyorsan, Quadrilatero della Moda (Moda Dörtgeni) tam sana göre!
Via Montenapoleone, Via della Spiga, Via Sant’Andrea ve Via Manzoni caddelerinden oluşan bu bölge, Gucci, Prada, Versace, Dolce & Gabbana, Armani ve daha nice lüks markanın mağazalarıyla dolu.
Buraya gelirken sadece vitrinleri gezmek bile başlı başına bir deneyim! Çünkü Milano’nun en şık insanları burada dolaşıyor, caddelerde adeta bir moda şovu var.
Bütçe uyarısı: Burada fiyatlar biraz yüksek, ama sadece gezmek bile ilham verici olabilir!
Trendy & Daha Uygun Alışveriş: Corso Vittorio Emanuele II ve Corso Buenos Aires
Eğer hem şık hem de uygun fiyatlı bir alışveriş deneyimi arıyorsan, Milano’nun en popüler alışveriş caddeleri şunlar:
Corso Vittorio Emanuele II
- Duomo’nun hemen yanında, Zara, Mango, H&M gibi popüler markaların Milano’daki en büyük mağazaları burada.
- Ayrıca Rinascente isimli Milano’nun en büyük lüks alışveriş merkezine de burada uğrayabilirsin. (Terasında bir kahve içmeyi unutma!)
Corso Buenos Aires
- Avrupa’nın en uzun alışveriş caddelerinden biri! Tam 1,2 km uzunluğunda ve fast fashion markalar, spor mağazaları, yerel butiklerle dolu.
- Hem uygun fiyatlı hem de çeşit çok! Burada her bütçeye hitap eden harika şeyler bulabilirsin.
Vintage & Butik Alışveriş: Brera ve Navigli’yi Keşfet
Eğer alışverişte farklı, özel ve retro parçalar peşindeysen, Brera ve Navigli bölgeleri tam sana göre!
Brera
- Şirin sokaklarıyla dolu bu mahallede, küçük butiklerde el yapımı aksesuarlar, Milano’nun genç tasarımcılarının özel koleksiyonlarını bulabilirsin.
- Özellikle sanatla iç içe bir ruhun varsa, buradaki sanat galerilerini ve tasarım mağazalarını kaçırma!
Navigli
- Vintage sevenler buraya! Eski ama harika durumda olan çantalar, deri ceketler, el yapımı takılar Navigli’de seni bekliyor.
- Son Pazar günü Navigli’de Antika Pazarı kuruluyor! Eğer şansın varsa, buraya denk gelmeye çalış.
Outlet & Uygun Fiyatlı Alışveriş: Fırsatları Kaçırma!
Lüks markaları daha uygun fiyatlarla almak istiyorsan, Milano çevresinde birkaç harika outlet var:
Serravalle Designer Outlet
- Milano’ya yaklaşık 1 saat uzaklıkta, Avrupa’nın en büyük outlet merkezlerinden biri.
- Prada, Gucci, Burberry, Michael Kors gibi birçok markanın ürünleri %30-70 indirimli!
- Buraya ulaşım için şehir merkezinden özel otobüsler kalkıyor.
Il Salvagente
- Milano’nun merkezine daha yakın bir outlet. Armani, Valentino, Fendi gibi markaların önceki sezon koleksiyonlarını burada bulabilirsin.
Milano’da Alışveriş Yaparken Bilmen Gerekenler!
✔ Pazar Günleri Çoğu Yer Kapalı: Milano’da büyük mağazalar açık olabilir ama küçük butikler genelde kapalı.
✔ İndirim Sezonlarını Yakala! Ocak ve Temmuz aylarında büyük sezon indirimleri oluyor. Eğer Milano’ya bu dönemde gelirsen, harika fırsatlar yakalayabilirsin!
✔ Vergi İadesi Al! AB dışından gelen turistler için %12’ye varan tax-free (vergi iadesi) alma şansı var. Alışveriş yaparken fişini iste ve havaalanında iade için başvur!
Milano’da Ulaşım Rehberi: Metro, Tramvay ve Bisikletle Şehri Keşfetme

Milano, yürüyerek keşfetmesi keyifli bir şehir ama bazen mesafeler biraz uzun olabiliyor. İşte tam da bu noktada metro, tramvay ve bisiklet devreye giriyor.
1. Milano Metrosu: Kırmızı mı, Yeşil mi, Sarı mı?
Milano metrosu (Milan Metro – Metropolitana di Milano), Avrupa’daki en eski ve en verimli metro sistemlerinden biri. Dört ana hat var:
🔴 M1 (Kırmızı Hat) – Duomo, San Babila, Cadorna ve Fiera Milano gibi önemli noktalardan geçer.
🟢 M2 (Yeşil Hat) – Navigli’ye ve tren istasyonlarına bağlanır. Eğer Como veya Bergamo’ya gitmeyi düşünüyorsanız bu hat size lazım olacak!
🟡 M3 (Sarı Hat) – Duomo’dan Porta Romana ve Milano Centrale’ye kadar gider. En turistik hatlardan biridir.
🔵 M4 (Açık Mavi Hat) – Linate Havalimanı’na gider, yani direkt uçaktan inip şehir merkezine ışınlanabilirsiniz.
- Tek yön bilet: 2,20 € (90 dakika geçerli, metro + tramvay + otobüste kullanılabilir)
- Günlük bilet: 7,60 € (sınırsız kullanım)
- 3 günlük bilet: 13 € (Milano’yu keşfetmek için ideal!)
- Biletleri metro istasyonlarından, gazete bayilerinden ya da ATM mobil uygulamasından alabilirsiniz.
👉 Tüyolar:
- Saatler: Metro sabah 05:30 – gece 00:30 arası çalışıyor.
- Dikkat! Sabah ve akşam iş saatlerinde aşırı kalabalık olabilir.
- Duomo’da metro çıkışı, bazen “Hogwarts’a açılan bir kapı” gibi hissedilebilir, yani yönünüzü şaşırabilirsiniz. Panik yok, tabelaları takip edin!
2. Tramvay: Vintage ve Keyifli
Milano’da tramvaya binmek, adeta geçmişe ışınlanmak gibi! 1920’lerden kalma sarı vintage tramvaylar, ahşap iç tasarımıyla nostaljik bir atmosfer sunuyor. Özellikle 1 numaralı tramvay, şehrin en güzel noktalarından geçiyor ve bir nevi “şehri bedavaya gezdiren turistik otobüs” gibi.
- 1 numara – Duomo, Scala Tiyatrosu, Sforza Kalesi gibi turistik noktaların içinden geçer.
- 10 numara – Navigli ve Chinatown arasında gezmek için harika.
- 16 numara – San Siro Stadyumu’na gider, futbolseverler için önemli!
3. Bisikletle Milano: Hem Spor Hem Keşif
Milano, bisiklet dostu bir şehir olmaya çalışıyor ve BikeMi adında harika bir bisiklet paylaşım sistemi var. Eğer otobüs beklemek istemiyorsanız ya da güneşli bir Milano gününde biraz hareket etmek istiyorsanız, bisiklet harika bir alternatif! Navigli Kanalı boyunca pedal çevirin, kahvenizi alın ve sokak sanatlarını keşfedin! Sempione Parkı’nda piknik molası verin. Porta Nuova bölgesinde modern Milano’nun mimarisine hayran kalın.
- Günlük abonelik: 4,50 €
- Haftalık abonelik: 9 €
- İlk 30 dakika ücretsiz, sonrasında ekstra ücret ödeniyor.
Son Tüyolar!
✅ Şehirde ATM Milano uygulamasını indirerek tüm ulaşım bilgilerine anında ulaşabilirsiniz.
✅ Bilet kontrolüne denk gelirseniz (özellikle tramvaylarda sıkça yapılıyor), ceza yememek için biletinizi okutmuş olduğunuzdan emin olun!
✅ Eğer Milano’da 2-3 günden fazla kalacaksanız MilanoCard veya ATM Travel Card gibi ulaşım kartlarını değerlendirebilirsiniz.
Sonuç olarak, Milano’yu keşfetmenin en güzel yolları metro, tramvay ve bisiklet! Hem şehri bir Milanolu gibi yaşarsınız hem de zamandan kazanırsınız. Şimdi biletinizi alın, bisikletinize atlayın ve Milano sokaklarında kaybolmanın tadını çıkarın! 🚲🚋🚇✨