İçindekiler
Roma gezilecek yerler listesinde şehri yakından tanıyacağız. Kendi toprakları içinde iki bağımsız ülke barındıran İtalyanın başkenti Roma. İki bağımsız ülkeden biri Katolik mezhebinin dini başkenti olan, Vatikan Devleti (0,44 km2); diğeri de Avrupa’nın yaşayan en eski cumhuriyeti olan ve Fransa’nını 100 km. kadar batısında yer alan San Marino Cumhuriyeti (481 km2)’dir. İtalya Japonya’dan sonra dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip ikinci ülkesi.
Yaklaşık 1200 yıl boyunca varlığını sürdürmüş Roma İmparatorluğu , hatta Doğu Roma ile birlikte düşünüldüğünde 2000 yılı aşkın bir süre dünya üzerinde hakimiyet sürdüren imparatorluk bu topraklarda filizlenmiş. 1866’da Garibaldi öncülüğünde başlatılan Bağımsızlık Savaşı sonucunda İtalya’da birlik sağlanmış.İtalya Birliği kurulmadan önce 11 farklı devlet bulunmaktaymış. İtalya, Mussolini’nin 1922’deki Faşist diktatörlüğüne kadar sınırlı monarşi ile yönetilmiş.
İtalya | Türkiye | |
---|---|---|
Yüzölçümü | 301.338 km² | 83.562 km² |
Nüfus | 60,6 milyon (2017) | 82,3 milyon (2018) |
Roma | İstanbul | |
---|---|---|
Yüzölçümü | 1.285 km² | 5.461 km² |
Nüfus | 2,8 milyon (2017) | 15,5 milyon (2018) |
Nüfus bakımından Avrupa Birliği sınırları içerisindeki 4. en kalabalık kent konumundaki Roma, efsanelere göre kardeşi Remus ile birlikte bir dişi kurt tarafından yetiştirilen Romulus tarafından M.Ö. 753yılında kurulmuş.
Roma gezilecek yerler
Kenti keşfederken en uygun başlangıç noktası Piazza Venezia’dır.
İtalyanların “takma diş, düğün pastası” adını taktıkları ünlü meydan
Kentin her yerinden görülen ve merkezi romanın en güzel manzaralarından birinin izlenebildiği ikinci II. Vittorio Emanuel Anıtı burada yer almaktadır.
İtalya topraklarında, yüzyıllarca Venedikliler hüküm sürmüşler ve şehirde bir elçilik binası açmışlar. Sonradan ise, meydan, buradaki elçilik binasından etkilenerek “Venedik Meydanı” olarak anılmaya başlanmış. Bu elçilik binasından “Mussolini” ülkeyi yönetmiş ve balkonundan halka hitap etmiş. Yüzyıllar boyunca bölünmüş durumda olan ülkeyi birleştirmeyi başaran İtalya kralı II. Emanuel’e ait anıtda bulunuyor meydanda. Bembeyaz mermerden yapılmış olması nedeniyle Romalılar ‘Düğün Pastası yada takma diş diye isim takmışlar. Geçmişte etrafındaki mimari yapılarla uyumsuzluğu nedeniyle çok eleştirilmiş olsa da, günümüzde turistlerin gözdesi.
Roma’nın kurucuları Romolus ve Remus’u emzirdiği söylenilen dişi kurt heykelinin bulunduğu Capitolin tepesi
II. Vittorio Emanuel Anıtı arkasından iki merdiven sırası çıkar.Daha zarif ve kademeli olan La Cordonata, sizi Kastor Polluks’un devasa heykellerinin arasından,Roma tepelerinin en küçüğü olan Capitolin tepesinin zirvesine çıkarır.
Capitol tepesi Roma kentinin ünlü yedi tepesinden en küçük olanı. Mitolojiye göre MÖ 753 yılında Roma şehri, Romulus tarafından Capitol Tepesi’nde kurulmuş. Eski zamanlarda tepe, Roma Forumu’na bakacak şekilde tapınaklar ile çevriliymiş. 500 ile 1540 yılları arasında tepe kalıntılara ev sahipliği yaparken Michelangelo, 1540 yılında Capitol Meydanı’nında ki yapıları San Pietro Katedrali’ne bakacak şekilde yeniden tasarlamış.
Neden mi “parayı veren düdüğü çalar misali” belki de Michelangelo Papa’ya jest yapmak istemiştir. Meydan gerçekten çok etkileyici. Ayrıca tepede yer alan 1471 yılında kurulan Capitol Müzesi dünyanın en eski müzesi.Roma şehrinin kurucuları Romolus ve Remus’u emzirdiği söylenilen bronz dişi kurt heykeli bu müzede yer almakta.
Via del Corso ve Piazza di Spagna, Roma’nın 1,6km ana caddesi Pizza Venezia’dan Pizza del Popollo’ya dek dümdüz uzanır.
Tiber nehrinin kıyısından devam edip Via della scrofa’dan sağa dönünce Ara pacis Augustae ile karşılarız. Barış sunağı, küçük bir müzeye dönüştürülen büyüleyici bir anıttır. Agustusun’un Galya ve İspanya zaferlerini kutlamak üzere yaptırılmıştır. Hadrianus, Tiber’in diğer tarafında kendi mozolesini yaptırana kadar bütün sezarların külleri burada saklanırmış.
Kentin en büyük dikilitaşının olduğu Piazza Del Popolo
Napolyon’un mimarı tarafından düzenlenen meydan acık hava kent tiyatrosu örneğidir.Kentin en büyük dikilitaşı MÖ 13yy’da Mısır’dan kalmış.
Meydan adını Neron‘un mezarının yerine yapılan rönesans kilisesi Santa Maria Del Popolla’dan almıştır.Roma’nın en eski ve özel iki kafesi Rosati ile Canova meydanda karşılıklı olarak yer alırlar.
1700 dönümlük arazisiyle şehrin en geniş alanı olan Villa Borghese
Adını Borghese Ailesi’nden alan ve kentin kuzeydoğusunda bulunan park Villa Borghese (Borghese Bahçeleri), huzurlu, rahatlatıcı, mutluluk verici devasa bir parktır.
Pincio bahçeleri bir zamanlar papanın kuzenine ait olan daha az formel özellikler taşıyan Villa Borgehese’nin yemyeşil bahçelerine kadar uzanır. 1700 dönüme yayılmış olan arazide, kardinalin eski yazlık sarayının bulunduğu Galleria Borgeshes bulunur. Villa Giulia ise İtalya’nın Etrüsk sanatı koleksiyonuna ev sahipliği yapar.
Giardino del Lago (Gölün Bahçesi) ve Art Nouveau tarzdaki Fontana dei Fauni (Yarı İnsan Yarı Keçi Orman Tanrısı Çeşmesi) parktaki dikkat çekici noktalar arasında yer alır.
Parkta yapılabilecek en önemli aktivitelerden biri de, parkın gölünde sandal kiralamaktır.
İtalya’nın başkenti Roma’daki İspanyol merdivenleri
Adını bölgede yer alan İspanyol Elçiliği’nden ala İspanyol merdivenlerinin yanı sıra, ikiz çan kuleleri ile Trinita dei Monti Kilisesi ile Fontana della Barcaccia çeşmeside burada yer almaktadır. İspanyol Merdivenlerinde tam 135 basamak bulunmakta. Avrupa’nın en geniş basamaklarına sahip.
Şair John Keats eski evi bugun müze olarak hizmet vermektedir. Ayrıca 23 Anglo- Sakson kibarlığı ile çay ve kurabiye sunan 1890’lardan beri hizmet veren Babington çay salonu bulunmaktadır.
Başka bir saygıdeğer bir mekan Via dei Condonti üzerindeki Caffe Greco, iki yüzyıldır yazarların sanatçıların uğrak yeri olmuş.İmzalı portreler müdavimlerini belgeler.
Sadece Türklerin Aşk çeşmesi dediği Trevi çeşmesi ( Üç yol çeşmesi)
Yılda 1,5 milyon Euro bozuk paranını atıldığı Trevi (Ask) Çeşmesi, Roma’daki diğer ünlü yapılara nazaran daha yeni. Çeşmenin yapımına 1732 yılında başlamış ama toplam 30 yılda, pek çok sanatçının yardımı ile tamamlanabilmiş. Yapının hikayesi ise rivayete göre kral ve askerleri susuzluktan ölmek üzereyken şuan bulunduğu noktada olan bu çeşme belirmiş. Çeşmedeki suyu içerek kral ve askerler ölmekten kurtulmuştur. Trevi İtalyanca “üç yol” anlamına geliyor. Bu ismin çeşmenin olduğu meydana çıkan 3 yoldan dolayı verildiği düşünülüyor.
Antik Roma’nın ölüm arenası Kolezyum
55.000 izleyicinin giriş yapabileceği Kolezyum’un yapımına M.S 72 yılında başlanmış. Tiyatro, sekiz yılda tamamlanmış. Flavium hanedanlığı döneminde yapıldığı için Kolezyum’a Flavium tiyatrosu da denilmekteymiş.
Kolezyum’un bulunduğu yerde, Neron’un sarayı varmış. Çıkan bir halk isyanında saray ve 2,5 metrelik Neron heykeli yıkılmış. Zamanla toprakla kapanmış. Sonrasında bu bölgeye Kolezyum’un inşa edilmesine karar verilmiş hatta adınıda Neron’un heykelinden almış.
188 metre uzunluğu, 156 metre genişliği ile devasa bir yapı olan Kolezyum, sadece tiyatro oyunları için değil, hayvan dövüşleri, idamlar ve gladyatör mücadeleleri için de kullanılmış. Seyircileri güneşten korumak için acılır kapanır bir sistem geliştirmişler.
Antik Roma’nın Beverly Hills’i Roma Forum
Eski Roma’da 1000 yıl boyunca şehrin en önemli bölgelerinden biri Roma Forum. Geçmişi Milattan da öncesine dayanan Roma Forumu bugün bizlere tapınaklar, bazilikalar, zafer takları, kemerli sütunlardan oluşan bir arkeolojik kalıntı olarak görünse de aktif olarak kullanıldığı 1000 yıllık süreçte Roma’nın siyasi, ticari ve hukuksal hayatının merkeziymiş.
Roma forumu, Yunan agorasıyla aynı işlevi görüyormuş. Kent hayatının merkezi konumundaki Roma forumu tıpkı Yunan agorasında olduğu gibi halkın alışveriş yaptığı; sosyal, politik, kültürel ve dini amaçlarla toplandığı açık hava alanları imiş.
Roma Forumu, Roma’nın en önemli turistik yerlerinden olan, Palatino Tepesi ve Kolezyum arasında bulunuyor. Forum ve Paletino Tepesi, birbirine bitişik.
Kubbesindeki delikten şeytanların kaçtığı,dönemin en büyük beton kubbesi Pantheon
İlk olarak Antik Roma’nın tüm tanrıları için tapınak olarak inşa edilmiş. Günümüzdeki Pantheon aynı yerde yapılan üçüncü yapıdır.Pantheon’un en önemli kısmı kubbesidir. Yapının devasa kubbesi, dünyanın en büyük beton kubbesi olarak bilinmektedir. Pantheon aynı zamanda krallar, ressamlar ve mimarların mezarlarının bulunduğu bir yerdir.
Romulus ve Rumus kardeşlerin dişi kurt tarafından beslendiği mağaranında bulunduğu Paletino tepesi
Palatino tepesi, Roma’nın yedi tepesinden biri ve merkeze en yakın olanı. Roma Forumu’ndan 40 metre yüksekte Palatino Tepesi
Roma’yı kuran Romulus ve Rumus kardeşlerin bir dişi kurt tarafından bu tepede yer alan bir mağarada bulunduklarına ve kurdun çocukları besleyerek onların hayatta kalmalarını sağladığına inanılıyor.
Roma’nın en güzel ve hareketli meydanı Navona Meydanı (Piazza Navona)
Elips biçimindeki meydanın bulunduğu alanda İmparator Domitian tarafından M.S 1. yüzyılda yaptırılan bir stadyum yer almaktaymış. 30.000 kişi kapasiteli olan stadyumun yıllar içinde yıkılması ile ve Papa X. Innocent (1644-1655) bölgenin yeniden düzenlenmesini istemesinin ardından Navona Meydanı hayat bulmuş. Şehirdeki çeşmeler Roma İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde temelde Roma halkına su sağlayabilmek amacıyla inşa edilmişse de, zamanla imparatorluğun güçlenmesiyle bir zenginlik göstergesi haline gelmişler. Meydanda yer alan 3 çeşmenin en ünlüsü ise Bernini tarafından tasarlanan Dört Nehir Çeşmesi.
Yaz günü kar yağan tepeye yapılan Santa Maria Maggiore bazilikası
Orijinal kilise M.S 356 yılında, Esquiline Tepesi’ne yağan kardan sonra, bu tepenin doruğuna yapılmış.
Efsaneye göre bir gece Bakire Meryem papanın rüyasına girer ve ona yeni bir kilise inşa etmesini, yeni kilisenin inşa edileceği yeri ise yarın karla işaretleyeceğini söyler. Gerçekten de yaz günü olmasına karşın Esquiline Tepesi’ne kar yağar ve bunun üzerine papa da bu bölgeye kiliseyi yaptırır.
İstanbul’un kurucusu Konstantin’in annesinin kemiklerinin bulunduğu Santa Maria in Ara Coeli kilisesi
Roma’daki en eski yapılardan biri (Cennetin Sunagı Meryemi kilisesi). Ters tuğla döşeme yöntemi ile dışı yapılmış. 1480 yılında yapılan Siena’lı keşiş San Bernardino freskleri gerçekten etkileyici. Kilisenin tavanı İnebahtı deniz savaşı anısına dekora edilmiş. Bizans döneminden kalan Meryem ikonası İstanbul’dan getirilmiş.
Michelangelo’nun ölen öğrencisi için yaptığı mezar kilisede görülmesi gereken diğer güzelliklerden.Kiliseden çıkınca ünlü Capitol tepesine ulaşıyorsunuz.
Kolezyum’un yaklaşık 25 katı büyüklükteki alanına kurulan Neron’un altın evi Domus Aurea
Domus Aurea ya da bilinen diğer adı ile Neron’un Altın Evi ünlü Roma İmparatoru Neron’un kendine yaptırdığı ünlü saray. M.S 64 yılında Roma’da meydana gelen büyük yangının ardından ortaya çıkan geniş alanı değerlendirmek isteyen Neron; bu alana saray, yapay göl, çeşitli bahçeler yaptırmış. Neron’un bu ihtişamlı sarayını kendilerine yediremeyen sonraki imparatorlar, sarayı olabildiğince bozmaya çalışmışlar. Neron’un yapay gölünün bulunduğu yerde Kolezyum (Colosseum) yapılmış.
2.662 figürlü 38 metrelik muhteşem Traianus Sütunu
Traianus, zaferini kutlamak için büyük bir forum inşa edilmesini emretmiş. Foruma, sütunlarla çevrili bir meydan, iki kütüphane, Bazilika Ulpia olarak bilinen büyük bir resmi bina ve hatta muhtemelen bir tapınak da dahilmiş.
St Pietro in Vincoli
Diğer kiliselere göre nispeten sade gözüken St Pietro in Vincoli içinde bir şaheser saklı. Büyük usta Michelangelo’nun bir başyapıtı olan Musa heykeli burada yer alıyor. Musa heykelinde Michelangelo resmen taşa hayat vermiş. Michelangelo Musa heykelini tamamladıktan sonra heykele “konuş” dediği ve bir iki adım geriye giderek elindeki çekici fırlatıp “kalk gidelim” dediği söylenir.
Hz. Musa’nın başında iki boynuz bulunmaktadır. Bu boynuzlar Rönesans döneminde yapılan çeviri azizliğine uğramıştır. İbranice de “keren” kelimesinin iki anlamı vardır: ışık yansıması ve boynuz. Tevrat’ı bu dönemde Latinceye tercüme eden çevirmen; Hz. Musa’nın başındaki ışık yerine, Hz. Musa’nın başındaki boynuz diye çevirmiştir ve bu o dönemde bütün çevirilerde bu şekilde çevrilmiştir. Bu yüzden hata anlaşılıncaya kadar uzun bir süre her alanda bu şekilde yansımıştır.
Sant’Agnese in Agone Kilisesi
Efsaneye göre genç bir azize olan Agnes inancını reddetmesi için çırılçıplak bir halde bir genelevin çatısına bırakılmış ancak saçları hızla uzayarak azizenin iffetini korumasına yardımcı olmuş. Tahmin edeceğiniz üzere bu kilise de Azize Agnes‘e adanarak yapılmış.
Papa X. Innocent tarafından yaptırılan kilisenin ilk aşamasında başka bir mimar çalışmış olsa da yapı Borromini tarafından tamamlanmış. Burada görülebilecek en dikkate değer eserler ise Azize’nin ön cephedeki heykeli ile eski stadyumun bazı kemerlerinin kalıntıları.
Bir zamanlar geniş bahçelerle ve araziler ile çevrili olan sarayın yerine kurulan Via Veneto 1950’lerde ve 1960’larda La Dolce Vita nın yani Tiber kıyısındaki Hollywood’un odak noktası olarak ünlenmiş.
Zarif ve şık kafelerin sıralandığı caddede film stüdyolarında çalışan, yıldızların hem de keşfedilmeyi bekleyen daha az ünlü olanların vakit geçirdikleri bir yer haline gelmiş. Elçiliklerin ihtişamlı otellerin ve açık hava kafelerinin yer aldığı Via veneto Romanın zevk düşkünü bir Avrupa Holywood olduğu günleri hatırlatmakta.
Piazza Barberini ve İmparatorluk Forum’a arasında eski Roma’nın yedi tepesinin en yüksek olanın zirvesinde barok Palazzo del Quirinale yer alır. 1870 yılında İtalya Birliği kurulduğunda olmadan önce burası Papa’nın yazlık Sarayıymış.1947 yılından beri cumhurbaşkanını resmi ikametgahı olarak kullanılmakta.
17 yüzyılda halka açık idamların infaz edildiği Campo de Fiori artık bir meyve, sebze ve çiçek pazarı. 1600 yılında karşı reform sırasında canlı canlı yakılan filozofların heykelleri meydanın kanlı tarihini anımsatmakta.
Antik dönemde “Kutsal dağ”olarak saygı gösterilen Roma surlarının dışındaki Aventino kentin gürültüsünden uzakta sakin bir sığınak olarak kalmıştır.imparatorluk döneminde aristokratik bir semt olan Tepe halen gösterişli villaları ile gözde bir yerleşim yeridir.
Erken dönem Hristiyan kiliselerinin en güzellerinden biri de Santa Sabina bazilikası Aventino eteklerinde yer alır. Santa Maira in Cosmedin Kilisesi papa tarafından Yunanlılara tahsis edilmiştir. Bu küçük kilisenin girişinin sol duvarında ki Bacco delel Verita’da dürüstlüğünüzü sınayın. 12 yy dan kalma mermer suratın açık ağzına elinizi sokanların yalan söyleyenlerinin parmaklarının koptuğu söylenir. Şu ana kadar kimsenin eline bir şey olmamıştır.
1953 tarihli Audrey Hepburn’in Roma Tatili filminde kilisenin bu girişi akıllara gelebilir.
Caracalla hamamları kolezyumun 1 kilometre güneyinde 3 yüzyıldan kalma. Zarafet lüks içinde banyo yapmaları için inşa edilmiş.Hamamda toplu olarak yıkanmak süre giden bir sosyal etkinlikmiş.6 Yüzyıl’da barbarlar su kemerlerini yıktıkları zaman hamamlarının suyu kesilmiş.Bugün hamamlar yaz günlerinde açık hava operalarına ve bale gösterilene sahne olarak kullanılmakta.
Roma Katolik dünyasının ana kilisesi olarak görülen San Giovanni in Latreno ilk San Pietro kilisesinden birkaç yıl daha eskidir. Konstantin 2 bazilikayı 4 yüzyılın başlarında yaptırmıştır. Şu andaki bina aynı yere inşa edilmiş 6. veya 7. binadır. Papalar Avignon’a taşınmadan önceki 1000 yıl boyunca burada yaşamışlar. 1377 yılında geri döndükten sonra Vatikan’a yerleşmişler. Bugünkü Bazilika da Eski Roma’daki Curia’nın girişini süsleyen bronz kapılar kullanılmaktadır. Bazilika’nın önce cephesinde vaftizci Yahya’nın ve kilise bilgelerinin 15 dev heykeli bulunmaktadır.
Bernini öğrencileri tarafından Roma’daki ilk Hristiyan vaftiz mekanı olan vaftizhane 5 ve 7 yüzyıllardan kalma mükemmel mozaikler barındırır. Güzel bronz kapıları Caracalla hamamlarından sökülmüştür. Kapılar açılırken menteşeler de müzikli bir ses duyulur.
Bazilikanın karşısında eski Letonya Sarayı’ndan kalan neredeyse tek yapı olan Scala Santa bulunur. Kutsal Merdivenler Aziz Helena tarafından Kudüs’ten getirtilmiştir. İsa’nın bu merdivenlere bastığı söylenmekte. İnananlar 28 basamağı dizlerinin üzerinde tırmanırlar. Teb kentindeki Amon tapınağından getirilen 32 metrelik Dikilitaş milattan önce 13 yüzyıldan kalmadır. Muhtemelen Roma’daki dikilitaşın en eskisidir.
San Pietro’dan sonra Roma’daki en büyük bazilika olan Aziz Paulus bazilikası (San Paolo Fuori le Mura) Mö 34 yılında Konstantin tarafından yaptırılmış.Havari Aziz Paulus’un gömülü olduğu kilisede 86 mermer sutun üzerinde Aziz Petrus2san sonraki havarileri temsil eden madalyonlar bulunur.
Tiber karşıtı anlamına gelen Trastevere çok eski zamanlardan bu yana Roma’nın geleneksel işçi sınıfının Mahallesi olmuştur. Sakinleri kentin geri kalanından farklı bir nesil olarak gerçek Romalılar olmakla övünürler.
Roma gezilecek yerler listesinden görmeniz gereken diğer yerler.
Cizvitlerin ana kilisesi Gesu, Sant’lgnazio, San Clemens, Agustus formu, Nerva forumu, sekizgen zemin üzerine yapılan Santa Maria di Loreto kilisesi, Le Domus R. Valetini sarayı, Roma’nın en görkemli mabedi San Andre Della Valle, Yahudi mahallesi.