İçindekiler
Sakız Adası, kulağınızda tatlı Yunan ezgileriyle dolu bir masal gibi. Ege’nin inci gibi kumu ve berrak sularıyla çevrili bu ada, tarihî ve kültürel zenginlikleriyle büyülüyor. Homeros ve Hipokrat’ın doğduğu rivayet edilen bu ada, sessiz sakin köyleri ve muhteşem manzaralarıyla göz kamaştırıyor. 66 köyü, dar sokakları ve korsan saldırılarından korunmak için kale gibi inşa edilmiş evleriyle adeta bir açık hava müzesi niteliğinde. Özellikle Pirgi köyünün çizik adı verilen dış cephe süslemeleri, adanın tarihî dokusunu gözler önüne seriyor. Sakız Adası, Ege’de keşfedilmeyi bekleyen birinci sınıf bir tatil destinasyonu!”
Bu arada ada öyle küçük bir ada değil. Hemen belirteyim.
1. Girit (8.336 km²)
2. Evia (Eğriboz) (3.670 km²)
3. Midillli (1.633 km²)
4. Rodos (1.401 km²)
5. Sakız (Chios)(842,3 km²)
6. Kefalonya (773 km²)
7. Kerkira (Korfu) (592,9 km²)
8. Limnos (477,6 km²)
9. Samos (477,4 km²)
10. Naxos (429,8 km²)
Sakız Adası’nda bunları yapmadan dönmeyin!
1- Seramik atölyeleri ile ünlü Armolia Köyü’nü ziyaret edin ve köy meydanında soğuk bir şeyler içip dinlenmenin keyfini çıkarın.
2- Adanın en büyük köyü Pirgi Köyü’nü ziyaret edip sanatsal bir el işçiliği ile süslenmiş evleri görün.
3- Adeta bir kale gibi inşa edilmiş, dar sokalı bitişik nizam Mesta Köyü’nü ziyaret edin. Kilise meydanındaki ağacın altında soluklanmayı unutmayın.
4– Lagada Köyü’ne gidip gün batımını izleyin ve keyifli bir akşam yemeği yiyin.
5– Chios Kalesi’ne çıkın ve manzarayı seyre dalın.
6– Sakız Adası’ndan temizlenmiş saf damla sakızı, damla sakızı macunu, sakızlı kurabiye, zeytinyağı, Elliniki Mastixa ( Çiğnenebilir, aromanlı Yunan damla sakızı ), uzo ve ada reçellerinden almadan ayrılmayın.
7- Unesco listesindeki, 11 yy kalma 17.000 metrekare Nea Moni manastır kompleksini ziyaret edin.
8- Sakız Adası’nın plajlarında güneşe doyun, bol bol yüzün ve dinlenmenin keyfini çıkarın.
9- Κarfa sahilinin plajlarına gidin, deniz keyfinden sonra Agia Fota ya da Mega Limnioa’da taverna keyfini çıkarın.
Hadi şimdi biraz detaylı gezelim 🙂
Ada(Chios-Sakız) Çeşme’nin tam karşısında bulunuyor ve yarım saat mesafede yer alıyor. Yunan adaları arasında en büyük beşinci ada, 904 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip. Sakız’a bağlı ufak iki ada daha var. Koyun ( Oinusses ) Adası ve Balık ( Psara ) Adası.
Ada büyüklüğü nedeni ile 1 günde bitirilecek bir ada değil. Hakkı ile gezmek için 3 gün yeter. Günübirlik geldiyseniz adanın güneyini gezmenizi tavsiye ederim.
Adanın kuzeyinde, Homeros’ un Öğretmen taşı Daskolapetra, balıkçi köyü Kardamila, Marmaro sahil kasabası önemli yerlerden.
Adanın ortalarında; 11 yy kalma Nea Moni manastırı var. 17.000 metrekare olan manastır kompleksi UNESCO listesinde. Küçük kiliseler, inziva odaları, su depoları olmak üzere geniş bir kompleks.
Adanın güneyinde; Kambos bölgesinde, seramik atölyeleri ile ünlü Armolia, sakız ağaçlarının bulunduğu bölge Mastichoria, muhteşem geometrik desenli evleri ile Pirgi köyü, ortaçağ dan kalma daracık sokakları ve bitişik evleri ile Mesta köyü mutlaka görülmesi gereken yerler.
Sakız Adası ismini adından da tahmin edeceğiniz üzere sakızdan alıyor. Dünyada damla sakızının yetiştiği iki yerden biri olma özelliğini taşıyor.
Sakız Adası’nın güneyinde ve Türkiye’nin batısında Çeşme Yarımadası’nda yetişiyor yalnızca damla sakızı. Damla sakızının tarihteki yerine baktığımızda, ilk bilgilerin Herodot tarafından verildiğini görüyoruz. Hipokrat da damla sakızını iyi bilenler arasındaymış.Antik Roma döneminin en ünlü hekimlerinden olan Bergamalı Galen de damla sakızını yılan sokmasında saç dökülmesine kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanmış. Durum böyle olunca da adanın en büyük gelir kaynağı elbette damla sakızı olmuş. Uzo, zeytinyağı, turunçgiller, reçeller, incir ve vişne de diğer gelir kaynakları arasında ve elbette turizm.
Adanın en keyifli yanlarından biri de Ortaçağ’dan kalma köyleri. Ne zaman bu dönemlere ait köylere gitsem, kendimi bir masalın içerisinde hissediyorum ve bu çok hoşuma gidiyor. Sakız Adası da bu masal dünyasına adım atabilmek için çok doğru bir yer.
Pirgi, Mesta ve Anavatos olmak üzere ada köyleri korsan saldırılarından korumak için labirent gibi inşa edilmişler. Bir diğer ünlü köyleri kullanımı hala devam eden güzel manzaralı, lor peyniri ile ünlü Avgonima köyü.
Adanın tarihine baktığımızda, 1300’lü yıllarda Ceneviz dönemini yaşanmış ve 1566 yılında Osmanlı egemenliğine girdiğini görüyoruz. Ada tarihindeki en önemli olaylardan biri 1822 yılında yaşanan Yunan isyanı. İsyandan sonra adada bulunan Türkler bir kaleye sığınmışlar ve milisler tarafından burada kuşatılmışlar. Bu olaylardan sonra, o dönemlerin meşhur Kaptan-ı deryası Nasuhzade Ali Paşa tarafından adaya bir çıkartma yapılmış ve isyanları bastırılmış. İsyanı çıkartan Sisamlı milisleri de adadan göndermiş tabi. En son Balkan Savaşları yaşanırken ada Yunanlılar tarafından işgal edilmiş ve ardından 1913 yılında yapılan anlaşma ile Yunanistan’a bırakılmış.
Sakız Adası’na nasıl gidilir?
Bunun için en pratik yol Çeşme’den feribot kullanmak. 30 dakikalık bir yolculuğun ardından adaya ayak basıyorsunuz. Havayolu ile de ulaşmak mümkün. Atina’ya geldikten sonra Sakız’a geçebilir ya da yaz sezonunda Samos, Rodos, Limnos adalarında Sakız Adası uçuşlarını değerlendirebilirsiniz. Feribot kesinlikle çok daha ekonomik bir yöntem elbette. Kendi aracınızla gitmek istiyorsanız, yine Çeşme’den arabalı feribotu kullanabilirsiniz. Bunun için iki önemli detay var, aracınızın uluslararası sigortası olması
ve ehliyetinizin yeni tip (uluslararası geçerliliği olan ) olması şartı aranıyor.
Sakız Adası’nda şehir içi ulaşım nasıl sağlanıyor?
Adada otobüs ve taksi ile birçok yere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Belediye binasının önünden kalkan belediye otobüsleri sayesinde gezilecek yerlere ve adanın köylerinin birçoğuna gidebilmeniz mümkün. Bir diğer alternatifiniz de kiralık bisikletler. Çok uç noktalara gitmeyi planlamıyorsanız, günlük gezileriniz esnasında bisiklet de tercih edebilirsiniz. Ben daha hızlı haraket etmek için küçük araba kiralıyorum. Bu arada Çeşme’de tur programı satan firmalar var. Fiyatları uygun. Limanda hatta giderken feribotun içinde bile tanıtım yapıyorlardı en son gittiğimde.
Sakız Adası’na ne zaman gidilir?
Eğer bir deniz tatili istiyorsanız, elbette tercihiniz yaz mevsiminden yana olmalı. Adanın en hareketli ve kalabalık zamanları aynı zamanda. Ekim ayından Mart ayına kadar oldukça yağış alıyor, bu sebeple yaz dışında bir dönemde gidecekseniz Nisan – Mayıs ya da Eylül aylarını tercih edebilirsiniz.
Sakız Adası’nda Gezilecek Yerler
Armolia Köyü
Şehir merkezine 20 km mesafede bulunan köy seramikleri ile ünlü. Köyün sokaklarında gezebilir, seramik atölyelerini ziayret edebilir, hediyelikler alabilirsiniz. Köyün en yüksek noktasında Bizans döneminden kalma kaleden gece manzarası çok güzel oluyor. Adadaki köylerin idare merkezide bu köyde yer alıyor.
Mastichoria Bölgesi
Şimdilik gelelim Sakız ağacının hikayesine. Diyeceksiniz ki bu sakız ağacı neden sadece bu adada yetişiyor. Aslında sakız ağacı dğnyanın her yerinde dikilebiliyormuş ama ağaç büyüsede sakız damlatmıyormuş. Hatta adanın güneyindeki(Mastichoria Bölgesi) ağaçlarda sakız damlarken, kuzeydeki ağaçardan sakız damlamıyormuş.
Ağaçların altları temizlenip , beyaz tebeşir tozu ağaç altlarına iyice seriliyor. Keskin bir alet, ağaç gövdesi ve dalların çizikler atılıp, ağaç kendi haline bırakılıyormuş. Ağacın centik atılan yerlerinden akan sıcı, recine yere damlayarak sakız ürününğ veriyor. Sonra yerden toplanan sakızlar temizleniyor.
Adanın en ilgi çekici bu özelliğini anlatmak için müze bile yapmışlar. Tüm sakız üretim süreci anlatılıyor sakız müzesinde.
Pirgi Köyü
Bu köyün en önemli özelliği, evlerin ön cephelerinde bulunan sanatsal motifli süslemeler. Bu sebeple tablo gibi bir köy yakıştırması yapılır daima. Adanın en büyük köyü Pirgi, şehir merkezinden 25 km uzaklıkta bulunuyor. Köyün planı, düşman saldırılarına korunmada diğer yerleşim yerlerine örnek olacak şekilde tasarlanmış.
Nea Moni kilisesinin bir kopyası olan Agioi Apostoloi mabedi mükemmel şekilde korunarak günümüze kadar gelmiş. Bol miktarda kiremit süslemesi, mermer sütunları, kubbesindeki şeritleri, duvar süslemeleri ile gerçekten de görülmeye değer bir eser. İnşa ediliş tarihi 13 yüzyıla dayanıyor.
Köyde ayrıca, oldukça iyi durumda olan 1694’de inşa edilmiş Koimisis Theotokou ( Meryem Ana ) Kilisesi, Dotion Kalesi, 1680’li yıllarda inşa edilmiş Taksiarchi Kilisesi ve 19’uncu yüzyıldan kalma Agios Georgios Manastırıda bulunmakta.
Mesta Köyü
Adanın en güzel köylerinden biri de Mesta. Şehir merkezine 35 km mesafede bulunuyor ve koruma altına alınmış bir Ortaçağ köyü burası. Bizans dönemine ait bir mimari tarzı vardır ve köyün kendisi kale gibi inşa edilmiş. Taştan ve yan yana yapılmış küçük evlerin dış duvarları, yerleşim yerinin dış cephesinde koruyucu güçlü bir duvar meydana getirmiş adeta. Korsan saldırılarından korunmak için beş köşeli kale içine inşa edilmiştir. Mesta’ya gelmişken Mestousiko şarabını ve özellikle de soumayı denemelisiniz. Souma bölgede
yapılan içkilerden biri. İncir ve üzümlerin damıtılmasıyla elde ediliyor. Köyün dar ve kemerli sokaklarını gezdikten sonra merkezindeki kilisenin önündeki meydanda ağaç gölgesi altında bir kahve içip soluklanmayı ihmal etmeyin.Bu arada, köyün sadece iki tane girişi var. Sakız kaçakçılığını ve diğer tehlikeli durumları önlemek için geceleri bu kapılar kapatılıp güvenlik sağlanırmış.
Agios Dimitrios kilisesini ve Panagia kilisesi
Panagia’da 1744 yılına ait olduğu düşünülen ve günümüze kadar korunmuş en güzel tablolalardan birini de göreceksiniz. Köyün kuzeybatısında Apolichnon Kalesi bulunuyor. Kale Lukouriou tepesinin üzerine inşa edilmiş, Cenevizliler tarafından. Sakız köylerinin yönetim merkezi olarak kullanılıyormuş burası. 1446 yılında İeronimo Ioustinianos tarafından inşa edilmiş.
Ortaçağ döneminden kalan ve iyi şekilde korunarak bu günlere gelmeyi başaran bir eser bu kale. Lagkadi’de ( köyün doğu kısmında ) Zoodochou Pigis Vretou Manastırı’nı göreceksiniz. Bu manastır 18. yüzyıl sonlarında aynı yerde daha önce bulunan Panagia mabedinin yerine inşa edilmiş. Manastırın yakınlarında bir su pınarı ve oldukça bakımlı bahçeler bulunuyor. Civardaki tepelerin yamaçları yabani kuruyemişler, kocayemişler, sakız ağaçları, finike ardıcı, laden ağaçları ve çam ağaçları gibi değişik türden
fundalıklarla kaplı durumda. Armolia ve Pyrgi arasında, sakız ağaçlarıyla kaplı dar bir vadiden devam eden yan yol var, bu yol da Kato Fano koyuna gidiyor.
Apolichna Kalesi
Armolia köyünün kuzeybatısında bulunuyor ve konumu itibariyle civar köyleri kontrol eden yüksek bir noktaya yapılmış bu kale. Ufak bir tırmanıştan sonra, önce bir zeytinlik selamlıyor sizi. Sonra da ormanlık araziyi geçiyorsunuz ve çıplak patikanın ardından kaleye ulaşıyorsunuz. 1440 yılında Cenovalı Nikolaos Banka İoustiniani tarafından inşa edilmiş Apolichna Kalesi. Bu bilgi hem kaleyi ziyaret eden birçok seyyahın anılarında hem de kalenin giriş kapısının üzerine yerleştirilmiş olan latince yazıtta doğrulanıyor. Bu yazıtta, İoustiniani’nin armasıda görünüyor. Kale oldukça heybetli bir görüntüye sahip. Çift sıra halinde dış duvarlarla çevrili ve içerisinde 62 tane oda bulunuyor. Üst köşelerinde küçük savunma kuleleride var. Büyük kulenin önünde, odaların ve kulelerin çatılarından gelen yağmur sularını toplayan kanallar sisteminden oluşan bir su deposu bulunuyor, bunun amacı da içme suyu ihtiyacını karşılamakmış o dönemlerde. Bu kale adanın savunması için iletişimde oldukça büyük rol oynamış. Diğer gözetleme kuleleri ile doğrudan göz teması halindeymiş ve düşman saldırısı olduğunda, gündüz saatlerinde dumanla, gece vakti ise ateşle kuleden kuleye ve oradan da kale içine uyarı mesajı gönderiliyormuş. Bu sayede de savunma hazırlıkları yapılıyormuş.
Dotion Kalesi
Dotion Kalesi, Pirgiköyünün yakınında, Vroulidia sahiline doğru giden yol üzerinde, damla sakızının üretildiği en önemli yerlerden birinde bulunuyor. 15. yüzyıl başlarında, adanın genel savunma planı çerçevesinde Cenevizliler tarafından inşa edilmiş bir kale ve ortaçağ dönemine ait bir yapı (1410-1415). Açık gri renkteki kireç taşından yapılmış, üç katlı ancak biraz harabe halinde diyebiliriz. Yarı yıkılmış halde olan bir duvarına rağmen günümüze kadar gelmeyi başarmış.
Lagada Köyü
Adanın merkezine 16 km mesafede bulunan Lagada köyü, sahilde bir gün batımı keyfi yapmak ve belki de akşam yemeğini yemek için en keyifli noktalardan biri. Lagada dar sokakları, alçak ve bakımlı bahçelere sahip evleriyle, görsel olarak da insanı doyuran bir köy.
Chios Kalesi
Chios (Sakız Adası) Kalesi Sakız Adası’nın şehir merkezinin kuzeyinde bulunan, Ceneviz egemenliğinden kalma bir savunma kalesi. Kaleye giriş, 1694 yılında Cenevizliler tarafından inşa edilen kalenin güney tarafındaki ana Porta Maggiore’den yani ana giriş kapısından ve tahrip olmuş olsa da kalenin kuzeybatı tarafındaki Portello’dan yani Yukarı Kapı’dan sağlanıyor.
Deniz ve kara duvarları olarak ikiye ayrılan kale duvarları düzensiz beşgen bir şekle sahip ve döneme göre oldukça iyi yapılmış savunma burçları ile çevriliymiş. Bu savunma burçlarından sekiz tanesi iyi durumda korunarak günümüze kadar gelmiş üstelik.
Kale içinde yerleşim yerlerinin varlığı eski Yunan dönemlerine kadar gidiyor. Yapılan kazı çalışmaları Romalılar ve Bizanslılar döneminde sürekli olarak kullanıldığını göstermiş. Kale 1329 yılında, Bizans İmparatoru tarafında ele geçirilmiş ve 1346 yılına kadar Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde kalmış. Bu tarihten sonra Ceneviz Şehir Devletinin egemenliğine girmiş ve Ortaçağ dönemleri boyunca şehir kalesi (Civitas Chii) , Sakız Adası’nın siyasi ve askeri yönetim merkezi olmuş. Tüm şehir kale duvarlarının dışında kurulmuş.
Kale 1566 yılında Kanuni Sultan Süleyman adına Piyale Paşa tarafından ele geçirilmiş. 1694 yılında, altı aylık bir dönem için kaleyi tekrar ele geçiren Cenevizliler, kısa dönemli egemenlikleri sırasında adanın savunmasını güçlendirmek için oldukça geniş kapsamlı çalışmalar yapmışlar. Sakız Kalesi o tarihten sonra 1912 yılına kadar kesintisiz olarak Osmanlı egemenliğinde kalmış ve bu tarihten sonra yeni kurulan Yunan devletine bağlanmış. Yunan devleti 1924 yılında bu tarihi eserin korunması için tedbirler almış ve yine 1924 yılının ekim ayında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kaleyi korunma altındaki, arkeolojik tarihi bir alan olarak ilan etmişler.
Geçen yıllar boyunca kale büyük tahribatlara (1828 yılında bombalanmış, 1881 yılında büyük bir deprem yaşamış) uğramış ancak en büyük tahribat, 20. yüzyılın başında tüm güney duvarının yıkılarak taşlarının sakız adası şehir merkezinin dalga kıranının yapımında kullanılması sonucu meydana gelmiş. Bu detayı öğrendiğimde çok üzülmüştüm.
Justiniani ( Giustiniani ) Sarayı
Kalenin içinde “Justiniani Sarayı” olarak tanınan iki katlı yapı bulunuyor. İdare merkezi olarak kullanılan bu eserin yapımı, Cenevizlilerin egemen oldukları döneme dayanıyormuş. Günümüzde ise restore edilmiş ve dönemsel olarak gerçekleştirilen sergiler için kullanılıyor. Saraya ismini veren kişi, Giovanni Giustiniani Longo (d. 1418 – ö. 1453) Konstantinopolis’in son savunucularından olan Cenevizli bir komutan. Ayrıca
burada göreceğiniz kalp acıtan bir yapı Skotini Fylaki yani Karanlık Hapishane. 15. yüzyıldan kalma bir bina burası. Anlatıldığına göre 1822’de Sakız Adası’nın 74 yerlisi burada hapsedilmiş ve ne yazık ki yargılanmadan asılmışlar. Osmanlı Mezarlığı, St. George Ortodoks Kilisesi (Agios Gheorgios), Bayraklı Cami ve Apollon, kale içerisinde göreceğiniz önemli tarihi yapılardan.
Osmanlı Mezarları
Kale meydanında dönemin elit Osmanlıları için bir mezarlık yapılmış ve mezarlar arasında, 1822 yılında Yunan kurtuluş mücadelesi sırasında, kaptan gemisi Kanari tarafından havaya uçurulan Kaptan Kara Ali Paşa’nın mezarı da bulunuyor. Agios Georgios caddesi üzerinde, köy meydanından başlayan ve kıvrıla kıvrıla denize bakan kale duvarlarına kadar ulaşan yerleşim yerinin, ana caddesinde müslümanlık dinine ait mabet de bulunuyor. Ayrıca 1892 yılından kalma Hamidiye Cami ve sonra da Agios Georgios adı verilerek kiliseye çevrilmiş olan Eski Camiyi göreceksiniz.
Kalenin içinde ayakta kalan önemli binalar arasında Bizanslılar dönemine ait Kria Vrusi ( yarısı zeminin altında olan bir su deposu ) ve Koulas adıyla tanınan yüksek kuleyi de göreceksiniz. Kale, zaman içerisinde toprakla kapanmış hendekle çevriliymiş ancak yakın zamanda bu hendeğin bir bölümüne asfalt yol dökülerek araçların geçisine kolaylık sağlanmış. Deniz tarafına bakan Kuzey Batı duvarlarında, Osmanlılara ait hamamlar günümüze kadar ayakta kalabilmiş ve 2012 yılında yaz mevsiminde oldukça başarılı bir restorasyon sürecinden geçmiş. Kale içi yerleşim bölgesi küçük ve çok sıcak bir ambiyansa sahip. Tam ortasından geçen Agios Georgios caddesi, 1881 yılındaki depremden sonra geleneksel mimariye uygun bir şekilde yeniden inşa edilmiş. Yerleri taş döşeli kale içi meydanında, uzo ya da kahve içebileceğiniz mekânlar mevcut. Meydandaki evler, köşeli, iki katlı, küçük ve avlulu şiri yapılar. Sakız Adası kalesinin içinde, bu yerleşim alanında günümüzde yaklaşık 650 kişi yaşıyormuş.
Daskalopetra
Sakız Adası sit alanları ve tarihi eserler açısından da oldukça zengin bir yer. Daskalopetra yani Öğretmen Taşı adanın en ünlü tarihi kalıntıları arasında bulunuyor. Vrontados Köyü’nün Daskalopetra sahilinde görebilirsiniz. Sakız Adası Homeros’un doğduğu yer olma iddiasını öne süren yedi şehirden(İzmir, Sakız Adası,, İthaki, Kolofon, Atina, Pyrgos, Argos,) biri. Daskalopetra da Homeros’un okulu olarak biliniyor. Daskalopetra bir başka grup tarafından putperestlik dönemine ait bir tanrının adak yeri olarak da isimlendirilmiş. Ciddi anlamda tahrip olmuş ancak arkeologlar uzun çalışmalar sonucunda, Antik çağda
Sakız Adası’nda tapınılan Yüce Ana Kibele’ye ait yekpare bir heykele ait özellikler taşıdığını söylemişler.
Arkeolojik Sit Alanı Emborios
Profitis İlias tepesinin sarp yamaçlarında bir takım arkeolojik kazı çalışmaları yapılmış. Bu çalışmalarda yazılı tarihin ilk dönemlerine ait ( M.Ö 8’inci yüzyıl ) bir yerleşim biriminin varlığı tespit edilmiş ve bu yerleşim yerinin konumu itibariyle deniz yollarını kontrol amacıyla Anadolu kıyılarını, Susam ve İkaria adalarını gören stratejik bir yere inşa edildiği söylenmiş. Bu alana çıkmak oldukça yorucu ancak karşılığında sizi muhteşem bir Ege manzarası ve sit alanı içerisinde göreceğiniz arkeolojik kalıntılar bekliyor. Tepeye tırmanırken, henüz zirveye varmadan bir yerleşim yeri ve içerisindeki adak yerleri ile
tanrıça Atina’ya adanmış bir tapınağı göreceksiniz. Tapınağın içinde korunaklı da bir Akropol mevcut.
Rimokastro
Vrontados yerleşim yerinin yukarısındaki Aipos yaylasında, klasik antik çağ ( M.Ö. 1. ve 5 yüzyılda) dönemine kadar uzandığı tahmin edilen, bir takım tarımsal üretim birimlerine ait kalıntılar bulunmuş. Burada dikkat çeken önemli şeylerden biri; bugün halâ kullanılan tarım alanlarının zeminlerinin antik çağdan kalma duvar ve tarla terasların üzerinden yükselmesi aslında. Burayı ziyaret ettiğinizde, oldukça geniş bir alana yayılmış arkeolojik sit alanının tümünü, sit alanı içerisindeki Rimokastro ve Astifidolakko
noktalarına inşa edilmiş ve enformasyon tablolarının da yer aldığı iki seyir terasını da görebileceksiniz. Yürüyüş yapmayı sevenlerdenseniz şayet, bu iki noktayı birbirine bağlayan ve üzerinde işaret tabloları bulunan yürüyüş parkurunda 4.5 kilometrelik bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Anavatos
Anavatos sarp bir uçurumun kenarına inşa edilmiş, şehir merkezinden 16 kilometre uzaklıkta bulunan bir kalıntı. Gözlerden uzak bir yerde, çıkılması oldukça zor bir noktada bulunuyor ve bir savunma kalesine benziyor. Oldukça etkileyici bir görüntüsü var. Bir kuşatma esnasında, Osmanlı askerlerinin eline düşmek istemeyen adalı kadınların buradan intihar ettikleri de söylentiler arasında. Burada, o yıllardan günümüze kadar gelmeyi başaran bir yapı var, büyük askeri tugay kışlası. Bu yapının doğu tarafındaki binaların arasında, kale duvarlarının üzerindeki tek giriş kapısından fazla uzakta olmayan gösterişli bir yapı daha göze çarpıyor. “Üç Katlı” olarak adlandırılan bu binada, zeytinyağı imalathanesi, okul binası, su deposu ve Aziz Meryem Ana Kilisesi bulunuyor.
Volissos Kalesi
Volissos köyünün güzel manzarasını izlemek için ideal noktalardan biri burası. Yüksek ve sarp bir tepenin üzerine inşa edilmiş bir ortaçağ kalesi Volissos. Bizanslılar döneminde inşa edilmiş. General Velissarios’un ( 6. yüzyıl ) eseri olduğu söyleniyor ancak kesin bir kanıt da yok aslında. 15. yüzyıl ortalarında da Cenevizliler tarafından ciddi bir tadilata sokulmuş. Kalenin içerisinde kiliseler, sarnıçlar ve bazı binalar bulunuyor. Volissos Köyü adanın merkezinden 40 km uzaklıkta bulunuyor. Köyün dar sokakları, Bizans kiliseleri, yel değirmenleri, taş konakları görülmeye değer. Kiliselerden biri Hz. İsa’ya biri de Hz.
Meryem’e adanmış. Köyde bunların yanı sıra konaklama seçenekleri ve tavernalar da bulunuyor.
Gria Kalesi
Bu kale Sakız Adası’nın kuzeydoğusundaki en büyük köy olan Kardamila’nın üzerinde, gözle dahi rahatça görülebilen bir yere inşa edilmiş. Eski bir patika yolu geçerek kaleye ulaşmak mümkün. Yolda işinizi kolaylaştıracak levhalar da bulunuyor. Kalenin bulunduğu tepeden görünen büyüleyici manzara, buraya tırmanma zahmetinize değiyor gerçekten de. Yineortaçağ döneminden kalma bir kale burası. İki kuleden oluşuyor. Kale adını bir rivayete göre, korsanlardan kaçmak için sarp kayalara tırmanarak Kardamila’ya ulaşan yaşlı bir kadından almış.
Sakız Adası Plajları
Sakız Adası, diğer Yunan adaları gibi plajları ile önde görünen bir ada olmasa da, inanılmaz güzellikle plajlara sahip. Şehir merkezine yakın bir yer arıyorsanız, Bella Vista sahilini tercih edebilirsiniz. Burası oldukça temiz ve güzel bakılan bir sahil bölgesi. Şezlong ve şemsiye hizmeti de bulunuyor. Şehir merkezinin birazcık dışına çıkarsanız eğer, Daskalopetra, Ormos Lo, Agia Paraskevi ve Αfanis Naftis sahillerini tercih edebilirsiniz.
Merkezden en fazla 10 dk içerisinde ulaşabilirsiniz buralara. Lezzetli mezeler yiyebilir, işletmelerden hizmet alabilir ve kendinizi Sakız’ın masmavi sularına bırakabilirsiniz. Adanın kuzey bölümünde Mirsinidios plajı güzeldir. Yakın zamana kadar çok bilinen bir yer değildi ancak malumunuz, artık gizli değil. Buraya giderken yiyecek ve içecek açısından tedarikli olmalısınız. Glaros (Martı) Sahili daha canlı ve hareketli plajları sevenler için ideal. Bembeyaz çakıl taşları ile kaplı bir sahilden sulara kavuşmak istiyorsanız şayet Kardamila’ya doğru giderken Gialiskari, Gyiossona ve Nagos plajlarını tercih edebilirsiniz. Sakız’ın plajları bu kadar da değil elbette, Ortaçağ döneminden kalma Mesta köyünden adanın kuzeyindeki en büyük köy olan Volissos’a giden yol boyunca; Lithi, Μetochi, Εlinda, Prastia, Τigani, Αgia Markella, Magemena, Μanagro gibi bir sürü plaj daha var. Adanın güney kısmında da çok fazla seçeneğiniz olacak. Turistik
yerleri ve işletmeleri seviyorsanız Κarfa sahilinin plajlarını tercih edebilirsiniz. Daha kosmopolit ve hareketli bir eğlence istiyorsanız Komi, balık tavernaları ile ünlü Agia Fota ya da Mega Limnioa’yı seçenebilirsiniz.
Bana en değişik geleni Emporios Limanı yakınlarındaki Mavra Volia Plajı. Volkanik patlamalar nedeniyle çakıl taşları siyah. Hemde çakıl taşları öyle ufak tefek değil. Büyük taşlar çok değişik gelmişti. Güneşlenmek zor ama denizi çok güzel ayrıca arkada ağac altında güneşlenme yerleride mevcut.
Sakız Adası’nda Ne Yenir?
Yunan adaları deyince elbette akla ilk gelen şey; meze, deniz ürünleri ve Uzo. Sakız Adası için de durum çok farklı değil. Burada inanılmaz lezzetli ve taze deniz ürünleri yiyebilirsiniz. Ayrıca Yunanistan’ın geleneksel lezzetlerinden moussakka ( evet bizim musakka esasında, küçük bir iki farkla ), souvlaki ( çöp şiş ) sevilen lezzetleri arasında. Bunlar dışında kabak çiçeği dolması, yalancı dolma ( Ampelofia ), soğan dolması ( Sougania ), soğanlı börek ( Kremmidofites ),gambulya ( sarı mercimek ya da yabani bezelyeden yapılan bir tür fava ) oldukça lezzetli ürünler. Benim favorim, Yunan salatası, taze doğranmış patates kızartması, çıtır kabak ve bir kaç mezeden oluşan bir Uzo sofrası olmuştur daima. Ayrıca saganaki ve çıtır kalamarı da unutmayalım.
Sakız Adasında Nerede Kalınmalı?
Sakız Adası Merkez (Chios Town)
Merkezde konaklamak, restoranlar, kafeler ve mağazalara yakın olma avantajı sunuyor.
- Chios Chandris Hotel: Sahil kenarında yer alan bu otel, deniz manzaralı odaları ve yüzme havuzuyla konforlu bir konaklama.
- Grecian Castle Hotel: Tarihî bir binada yer alan otel, modern olanaklarla donatılmıştır ve şehir merkezine yürüme mesafesinde.
- Amalia Rooms: Uygun fiyatlı ve temiz odalar sunan bu pansiyon, şehir merkezindeki gezilecek yerlere yakın konumda.
Karfas
Karfas, plajları ve tatil köyleri ile ünlü. Daha çok deniz ve güneş tatili arayanlar için ideal.
- Sea View Resorts & Spa: Lüks olanaklar ve muhteşem deniz manzarası sunan bu otel, plaja birkaç adım mesafede.
- Golden Sand Hotel: Geniş yüzme havuzu ve sahil kenarındaki konumuyla dikkat çeken bu otel, aileler için uygun.
- Erytha Hotel & Resort: Modern olanaklar ve konforlu odalar sunan bu otel, Karfas Plajı’na yakın bir konumda.
Mesta
Mesta, tarihî dokusuyla ünlü bir köy. Geleneksel Yunan köy yaşamını deneyimlemek isteyenler için ideal.
- Medieval Castle Suites: Tarihî bir binada yer alan bu otel, otantik bir atmosfer sunuyor ve köyün merkezinde.
- Lida Mary: Taş duvarlı odaları ve geleneksel dekorasyonu ile dikkat çeken bu butik otel, huzurlu bir konaklama alternatifi.
Pyrgi
Pyrgi, “çizik” adı verilen özel süslemeleri ile ünlü. Kültürel ve tarihî zenginlikleri keşfetmek isteyenler için uygun.
- Pyrgos of Chios: Geleneksel taş evlerde konaklama imkânı sunan bu tesis, köyün tarihî atmosferini yansıtıyor.
- Stoechas Studios: Modern olanaklarla donatılmış ve köyün merkezine yakın konumda olan bu otel, konforlu bir konaklama sunuyor.
Volissos
Volissos, adanın kuzeyinde yer alan sakin ve huzurlu bir bölge.
- Lithos Homes: Taş evlerde otantik bir konaklama sunan bu otel, doğayla iç içe bir tatil için ideal.
- Pyrgos: Geniş bahçeleri ve rahat odaları ile tanınan bu otel, köyün huzurlu atmosferini sunuyor.
Plaj ve Doğa Severler İçin
Adanın çeşitli plajları ve doğa ile iç içe konumlarda konaklama seçenekleride mevcut.
- Spilia Bay Villas: Özel plaj alanı ve geniş villaları ile lüks bir tatil deneyimi sunuyor.
- Emporios Bay Hotel: Emporios Plajı’na yakın konumda, modern ve konforlu odaları var.
Sakız Adası’nda konaklama seçiminizi yaparken, adanın farklı bölgelerinin sunduğu olanakları ve deneyimleri göz önünde bulundurarak karar verebilirsiniz. Her bölgenin kendine has özellikleri ve cazibesi var. Bu bilgiler değerlendirip ihtiyacınıza ve bütçenize göre booking yada Airbnb’den de bakabilirsiniz.