İçindekiler
Viyana klasik, eğlenceli Avrupa şehirlerinden çok daha farklı bir yer. Aslında, burayı kelimelerle tanımlamak çok da kolay değil. Viyana’ya geldiğinizde klasik bir Avrupa şehrine geldiğinizi düşünüyorsunuz, tarihi binalar, muntazam bir şekilde korunmuş, şehrin kalbindeki meydanlarda keyifli insanlar, heybetli dini merkezleri ihtişamlı bir opera binası, en yoğun olduğu saatlerde bile sakin kalabilen huzurlu sokakları ile tam bir düzen şehri.
Bu ilk karşılaşmadan sonra ısınma turları başlıyor, sokak aralarından gelen klasik müzik sesleri, bu naifliğin yanında asi geceleri, barlarda gülümseyen neşeli kalabalığı ve dahası. Viyana için verebileceğim en güzel tavsiyelerden biri, sokaklarda kendinizi müziğin ritmine bırakmanız olacaktır.Detaylara girmeden Viyana hakkında biraz bilgi vermek isterim.
Avusturya’nın başkenti olan bu şehir aynı zamanda ülkenin en büyük şehri olma özelliğine sahip.
Avusturya’nın dokuz eyaleti arasında yüzölçümü bakımından en küçüğü olsa da, nüfus miktarı ülke genelinin hemen hemen çeyreğine denk geliyor. Avrupa Birliği’ndeki şehirler arasında büyüklük açısından 10. sırada bulunuyor. Bir diğer önemli özelliği ise, Birleşmiş Milletler’in dört merkez temsilciliğinden birinin Viyana’da olması.
Osmanlı – Viyana İlişkisi
Mezuniyet durumu ne olursa olsun, Viyana kuşatmalarını herkes hatırlar sanırım. Osmanlı İmparatorluğu, Viyana’yı iki kere kuşatmış. Bu kuşatmalardan ilki 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından, ikincisi de 1683 yılında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından olmuş. Her ikisinde de, hem Osmanlı hem de Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun büyük kayıpları olmuş. Bilhassa İkinci Viyana Kuşatması’nda
Osmanlı Devleti çok daha fazla kayıp yaşamış ve geri çekilmiş.
Viyana’ya nasıl gidilir?
Hava yolu;
Viyana Uluslararası Havalimanı’na düzenli uçak seferleri mevcut. Yaklaşık 2.5 saatlik bir yolculuktan sonra iniş yapıyorsunuz. Havalimanından şehir merkezine tren, taksi ya da otobüs yolu ile ulaşabilirsiniz. S-Bahn treni banliyölere uğrarken Cat ( City Airport ) treni direkt şehir merkezine gider. Otobüs hattı Viyana’ya hava yolu ile gitmek için bir alternatifiniz daha var. Milan Rastislav Štefánik Havalimanı’na yani Slovakya’nın başkenti Bratislava’ya gelip buradan Viyana’ya geçiş yapabilirsiniz. Aradaki mesafe yaklaşık 55 km ve Bratislava uçakları zaman zaman çok daha uygun
fiyatlı olabiliyor.
Tren yolu;
Viyana tren yolu açısından oldukça gelişmiş bir şehir. Şehrin ana terminali Wien Hauptbahnhof Tren Garı, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Almanya ve Macaristan’dan bu gara düzenli tren seferleri yapılıyor. Ana terminal dışında Wien Westbahnhof ve Wien Meidling tren istasyonları bulunuyor bu bu istasyonlar ciddi bir aktarma merkezi görevi görüyorlar. Ülkenin güney doğusundaki ve batısındaki şehirlere bu istasyonlardan rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Tren istasyonlarının metro hatları ile entegre edilmiş olması da büyük kolaylık.
Otobüs ile;
Viyana konumu itibariyle Avrupa’nın merkez şehirlerinden biri. Çeşitli otobüs firmaları Avrupa’nın diğer kentlerinden Viyana’ya düzenli otobüs seferleri düzenleniyor. Avrupa şehirlerinden birine ucuz uçak bileti bulduktan sonra, otobüs yolu ile Viyana’ya ulaşabilirsiniz. Eurolines ve Flixblus firmaları bu seferleri en sık düzenleyen firmalardan.
Viyana’da şehir içi ulaşım nasıl sağlanır?
Yürüyerek, evet ilk sırada yürüyüş var. İkinci alternatif ise bisiklet. Bir bisiklet kiralayarak keyifle gezebilirsiniz bu şehri. Yürüyerek gezmeyi tercih etmiyorsanız veya kaldığınız yer şehir merkezine uzaksa o zaman otobüs, metro ve tramvay kullanabilirsiniz.
Vienna City Card – Viyana Şehir Kartı:
Bilhassa Avrupa şehirleri için, şehir kartları hem ücretsiz girişler hem de indirim imkânlarından ötürü avantajlı oluyor. Şehir kartlarının birden fazla versiyonu olabiliyor.
Viyana Şehir Kartı Avantajları:
Viyana’da toplu taşımada ücretsiz seyahat
Kaldığınız süre boyunca müzelerde ve turistik mekanlarda vb. indirimler (yayınlandığı tarihten itibaren geçerlidir, en fazla 7 gün)
Katılımcı otellerde günlük oda fiyatında %20 indirim
Restoranlarda %20 indirim
Viyana Şehir Kartı Tur, 24 saatlik bir Hop-On Hop-Off bileti içerir.
Viyana Şehir Kartı Transfer, havaalanı transferi ve şehir girişini içerir.
Vienna City Card; çeşitli indirimleri ve toplu ulaşımı kapsıyor.
24 saatlik: 17€ 48 saatlik: 25€ 72 saatlik: 29€
Vienna City Card Transfer; çeşitli indirimleri, hava alanı transferini ve toplu ulaşımı kapsıyor.
24 saatlik: 34€ 48 saatlik: 42€ 72 saatlik: 46€
Vienna City Card Tur; çeşitli indirimleri, toplu ulaşımı ve hop on-hop off turunu kapsıyor.
24 saatlik: 44€ 48 saatlik: 52€ 72 saatlik: 56€
Vienna City Card Transfer + Tur; anlayacağınız üzere hepsinin birleşmiş hali. Çeşitli indirimleri, havalanı transferini, toplu ulaşımı ve hop on-hop off turunu kapsıyor.
24 saatlik: 61€ 48 saatlik: 69€ 72 saatlik: 73€
Viyana şehir kartı hakkında daha fazla bilgi almak ve kartınızı online olarak satın
almak için, şu adresi ziyaret edebilirsiniz; https://www.viennacitycard.at/
Viyana’ya ne zaman gidilir?
Viyana dört mevsimin en belirgin yaşandığı şehirlerden biri. Yaz ayları sıcak ve genelde yağışsız geçerken, kış ayları oldukça sert geçiyor. Ilık zamanları ise ilkbahar ve sonbahar ayları.
Kış mevsiminde Viyana; eğer bu kış mevsiminde ilk Orta Avrupa ziyaretiniz ise tecrübesiz olabilirsiniz ancak daha önce kış aylarında bu bölgedeki şehirlere seyahat edenler buraların soğuğuna aşinadır. Tüm geziyi kat kat giysiler, eldiven, atkı, bere üçlüsü ve soğuktan donmuş, kırmızı bir burun ile geçirmek istiyorsanız elbette kış aylarını tercih edebilirsiniz. Şimdi ister istemez madem böyle, kış mevsiminde çok turist gitmiyordur, biz de ucuza gezeriz, soğuğu da idare ederiz diye düşünenler olacaktır, aman diyeyim. İşler öyle değil tam olarak. Avrupa şehirlerindeki Christmas dönemlerinin ahengini bilirsiniz. Viyana da bu dönemi en renkli ve en keyifli geçireceğiniz şehirlerden biri. İşte bu sebeple, Kasım ayından Ocak ayına kadar oldukça yoğun bir turist trafiği oluyor. Christmas marketler inanılmaz keyifli bu arada.
Dolayısıyla bu yoğun turist trafiğinden ötürü hem kalabalık hem de ucuzluğun aksinedaha pahalı olabiliyor. Eğer bir Christmas gezisi hayal etmiyorsanız, kış mevsiminde Viyana’dan uzak durmanızı öneririm.
Yaz mevsiminde Viyana; tahmin edeceğiniz üzere bu keyifli başkentin en kalabalık mevsimi. Açık alanların, parkların, bahçelerin keyfini çıkarmak için en güzel mevsim elbette yaz mevsimi. Bununla beraber kültürel etkinlikler, müze girişler gibi aktiviteler için bolca sıra bekleyeceğiniz, rezervasyon sorunları yaşayabileceğiniz mevsim de yaz mevsimi. O zaman, karar sizin.
İlkbahar ve Sonbahar’da Viyana; daha az kalabalık, daha tatlı bir hava, daha uygun fiyatlar, daha özgür gezme şansı istiyorsanız bahar mevsimleri ideal. Bilhassa, Eylül, Nisan ve Mayıs ayları Viyana için çiçek açtıran aylar.
Viyana’da nerede kalınır?
Konaklama için şehrin en ideal bölgeleri; The Innere Stadt, Neubau, Wieden veya Landstrasse. Bu bölgelerin ortak özelliği hem gezilecek yerlere hem de şehir merkezine yakın olmaları. Konaklama tercihiniz için önceliğinizin bu bölgeler olmasını öneririm. Böylece ulaşım masrafından ve zamandan tasarruf etmiş olursunuz. Bu bölgelerden biraz daha detaylı bahsetmem gerekirse;
The Innere Stadt için şehrin kalbi diyebiliriz. Dolayısıyla en popüler noktası da burası. Bu sebeple de otel fiyatları biraz yüksek elbette. Eğer önceliğiniz bir çok yere yürüme mesafesinde olmak, toplu ulaşım araçları ile zaman kaybetmemek ise, The Innere Stadt sizin için uygun bölge olacaktır.
Landstrasse konaklama için oldukça iyi bölgelerden biri, burası Viyana’nın üçüncü
bölgesi. The Innere Stadt’a göre daha sakin bir bölge burası. Şehir merkezine de oldukça yakın. Bütçe olarak daha uygun alternatifleri bulabilirsiniz.
Wieden, özellikle canlı gece hayatını sevenler için ideal bölge. Şehrin dördüncü bölgesi. Tarihi binalar ve çok kültürlü olması sebebiyle tercih edilen bölgelerden biri.
Neubau, sanat galerilerinin, 3. nesil kahve dükkanlarının, çeşitli tasarım mağazalarının olduğu bir bölge. Bilhassa gençler tarafından çok tercih ediliyor. Şehrin yedinci bölgesi aynı zamanda. Yerel halka da karışmak istiyorsanız, bu bölgeyi tercih edebilirsiniz. Konaklama seçenekleri de diğer bölgelere göre daha uygun elbette.
Viyana’da Gezilecek Yerler
Vienna State Opera – Viyana Devlet Operası
Wolfgang Amadeus Mozart’ın doğduğu topraklara hoşgeldiniz. İşte tam da bu sebepten, eğer Viyana’da tek bir aktivite fırsatınız olsa dahi bu kesinlikle opera izlemek olmalı. Viyana Devlet Opera binası, dünya çapında bir üne sahip. Burada hem oturarak hem de ayakta seyirci olabiliyorsunuz. 509 seyirciyi ayakta, 1709 seyirciyi oturarak ağırlayacak kapasiteye sahip. Bu binada operanın beraberinde, çeşitli müzik etkinlikleri ve bale gösterileri de düzenleniyor. Ayrıca, binaya turistik bir gezi de yapmanız mümkün ama buraya gelmişken, mutlaka bir opera gösterisi izlemelisiniz. Pazar günleri kapalı, kalan günlerde sabah 09:00 da açılıyor ve 17:00 a kadar turistik geziler için hizmet veriyor.
Opera binasının tarihi 19. yüzyılın ortalarına dayanıyor. Dünyaca ünlü Çek mimar Josef Hlavka tarafından tasarlanmış. Neo-Rönesans tarzı yansıtan yapının inşaatı 1861 yılında başlamış ve 8 yıl sürmüş. Açılış gecesi 25 Mayıs 1869, sergilenen ilk eser elbette Mozart’a ait, Don Giovanni.
Opera binası 76 yaşındayken, 1945 yılında II. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru gerçekleşen bir bombardımanda salon, sahne ve 120 farklı operaya ait dekor ile 150.000’den fazla kostüm yanmış ne yazık ki. Savaş bittikten sonra opera binasının tıpkı eskisi gibi inşa edilmesine karar verilmiş ve Ernst Kolb ile Udo Illig’in yönetimindeki restorasyon ekibi işi başarıyla tamamlamış. Yeniden inşa süresince, provalar ve performaslar geçici olarak Theater an der Wien’de devam etmiş.
Günümüze baktığımızda, Viyana Filarmoni Orkestrası üyeleri de Viyana Operası’nın orkestrasından seçiliyor. Her yıl ortalama 10 yeni bale, 60 civarında yeni opera ile toplamda 300 civarında performans sergileniyor. Viyana Devlet Operası’nın çalışan sayısı 1000’in üzerinde. Yıllık bütçesinin 100 milyon € civarında olduğu söyleniyor ve bu bütçenin yarısından fazlası devlet tarafından karşılanıyor.
Bu muhteşem binada, muhteşem bir gösteri izlemek için yapmanız gereken en önemli şey hızlı olmak. Bilet almak için Viyana’ya gitmeyi beklerseniz çok üzülürsünüz. Seyahat tarihiniz belli olduğunda biletinizi online olarak almalısınız. Ön sıralardaki biletler elbette yüksek fiyatlı, arka taraflardakiler çok daha uygun ancak sahneyi göremem diye üzülmeyin çünkü her noktadan rahatlıkla görülebilecek şekilde tasarlanmış bir yapı burası. Online bilet çıktınızı yanınıza almayı unutmayın, giriş esnasında ihtiyacınız olacak. Viyana Devlet Operası’nın web sitesi: https://www.wiener-staatsoper.at/
Mozart Kimdir?
Avusturya’nın Salzburg kentinde doğmuş Mozart. 6 yaşında halkın önünde çalmaya başlayan birden fazla enstrüman çalabilen bir müzisyenmiş. Babası başarılı bir besteci, kemancıymış. Mozart ailesinin hayatta kalan tek oğluymuş.35 yıllık kısa hayatına 600’den fazla eser sığdırmış.
Mozart’ın ünlü Türk marşı “Ronda alla Turca”yı mehter marjından etkilenerek bestelemiş. Malum Viyana kapılarına az gitmedik:) Hatta Saraydan kız kaçırma operasında da oryantalizm etkisini hissederiz.
Belveder Sarayı
Belvedere sadece muhteşem bir Barok saray değil, aynı zamanda Gustav Klimt, Egon Schiele ve Oskar Kokoschka’nın önemli eserleriyle Avusturya’nın en değerli sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan bir hazine. Viyana Kuşatması sırasında, oldukça başarılı bir savunma yapan Prens Eugen Savoy’a hediye edilmiş bir saray burası. Bu barok mimari mücevher, bugün Orta Çağ’dan günümüze Avusturya sanatını barındıran iki saraydan ( Yukarı Belvedere ve Aşağı Belvedere ) oluşuyor.
Yukarı Belvedere
Dünyanın en büyük Klimt koleksiyonunu görebilirsiniz burada. Belvedere koleksiyonunun kalbini, Gustav Klimt’in altın resimleri “Öpücük” ve “Judith” ile 24 resmi oluşturuyor. Özellikle Klimt’in “The Kiss”i dünyaca ünlü bir eser. 180 x 180 cm’lik tablo 1908 – 1909 yıllarında yapılmış. Klimt ve arkadaşı Emilie Flöge’yi aşık bir çift olarak gösterir. “Öpücük” muhtemelen Avusturya’nın en ünlü sanat eseri olabilir. Tabloyu gördüğünüzde onu tanıdığınızı anlayacaksınız aslında, mutlaka bir yerlerden bir göz aşinalığınız vardır. Yukarı Belvedere’ deki kalıcı sergi 2018’in başında tamamen yeniden tasarlanmış ve üç kata yayılmış yedi temalı odadan oluşuyor, toplam 420 eser sergileniyor. Tur, Belvedere ‘nin tarihi ile başlıyor. Diğer odalarda ise Orta Çağ, Barok, Klasisizm ve Biedermeier dönemlerine ait eserler sergileniyor.
Birinci katta ayrı, geniş bir alan doğal olarak Viyana Modernizmine ve Klimt’in “Öpücüğü”nün yeni yuvasını bulduğu 1900 sanatına adanmış durumda. Son olarak, savaşlar arası ve savaş sonrası
dönemlerin sanatını görebileceğiniz eserler, ikinci katta gösteriliyor.
Aşağı Belvedere ve Barok Bahçe
Yukarı Belvedere tamamen temsille ilgiliyken, Aşağı Belvedere Prens Eugene’nin konut sarayı olarak kullanılmış. Sahibinin ihtişam konusundaki cömertliğini anlamak için Groteskensaal (Grotesk Salonu), Mermer Galeri ve Altın Oda’yı görmek yeterli oluyor. Aşağı Belvedere ve Orangery’de özel sergiler de düzenleniyor. Günümüzde ortaçağ sanatı, bir zamanlar prensin atlarının durduğu alanlar hayranlık uyandırıyor gerçekten de. Belvedere bahçeleri ile de çok ünlü. Barok peyzaj mimarisinin en önemli
eserlerinden biri demek yanlış olmaz. Belvedere, haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Albertina Müzesi
Albertina, Dürer‘in “Tavşan”ı ve Klimt’in kadın çalışmaları gibi çalışmalarıyla dünyanın en büyük ve en değerli koleksiyonlarına sahip. Bunun dışında en son sergi koleksiyonu, Monet‘ten Picasso‘ya ve Baselitz’e uzanan başyapıtlarını sunuyor ziyaretçilerine. En büyük Habsburg konut sarayı olan Albertina, Viyana’da kalan son kale duvarlarından birinde İmparatorluk Sarayı’nın güney ucuna hakimdir. Konum ve yapı olarak da oldukça etkileyici bir yer.
1776 yılında İmparatoriçe Maria Theresia’nın damadı Saksonya-Teschen Dükü Albert tarafından kurulmuş kolleksiyon. Bir milyondan fazla baskı ve 60.000’in üzerinde çizimden oluşuyor. Sergiler arasında Dürer’in “Tavşan” ve “Elleri kavuşturulmuş dua” gibi ünlü eserleri, Rubens‘in çocuk çalışmaları ve Schiele, Cezanne, Klimt, Kokoschka, Picasso ve Rauschenberg’in başyapıtlar yer alıyor. Bizim dük oldukça hayırlı bir damatmış anlayacağınız, bir o kadar da sanat sever. Albetina’na son 130 yılın en heyecan verici sanat akımlarına dair eserler görmeniz mümkün. Fransız izlenimciliğinden tutun da Alman dışavurumculuğuna, Rus avangardına ve günümüze kadar muhteşem eserler yer alıyor cidden. Monet’nin “Nilüfer Göleti”, Degas’ın “Dansçılar” ve Renoir’in “Kız”ı, Beckmann, Macke, Chagall, Malevich, Rothko, Rainer ve
Katz’ın tabloları görülmeye değer eserler. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, özel gösterilerde sergilenen bir mimari ve fotoğraf koleksiyonuna (Helmut Newton, Lisette Modeli dahil) sahip bir müze Albertina.
Ressamlarla ve eserleri ile ilgili detaylı bilgileri diğer blog sayfamda bulabilirsiniz. sanatinoykusu.com
Devlet Odaları
Albertina Müzesi’nde göreceğiniz ilgi çekici bölümlerden biri de Devlet Odaları. Burada bir zamanlar İmparatoriçe Maria Theresia’nın en sevdiği kızı Arşidüşes Marie- Christine, daha sonra evlatlık oğlu, Napolyon’a karşı Aspern Savaşı’nın galibi Arşidük Karl yaşamış. Kısmen orijinal mobilyalarla döşenmiş, parlak sarı, yeşil ve turkuaz rengindeki Devlet Odaları’nı gezdiğinizde zamanda geriye doğru bir yolculuk
yapıyorsunuz. Hem özel alaşım “Albertina altını” ile oymaların tüm yaldızları hem de gül ve abanoz kakma sanatı ile hazırlanan parke zeminler görülmeye değer doğrusu. Albertina, haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Standart bilet fiyatı: 17,90 €, Viyana şehir kartı sahiplerine %16 indirim uygulanıyor.
Kunsthistorisches Museum Wien – Sanat Tarihi Müzesi
Kunsthistorisches Museum Wien yani Sanat Tarihi Müzesi , imparatorluk ailesinin geniş koleksiyonlarını barındırmak için 1891 yılında İmparatorluk Sarayı yakınında inşa edilmiş bir müze.. Sergilenen çeşitli özel eserler ve dünyanın en büyük Bruegel koleksiyonuyla, dünyanın en seçkin müzelerinden biri olarak kabul edilir. Buralara kadar gelmişken de burayı görmeden dönmek elbette olmaz. Resim galerisinde
Raphael’in “Çayırdaki Madonna”, Vermeer’in “Resim Alegorisi”, Velazquez’in İnfanta resimleri, Rubens, Rembrandt, Dürer, Titian ve Tintoretto’nun şaheserleri de dahil olmak üzere Avrupa sanat tarihine ait çok sayıda önemli eser göreceksiniz. Bununla beraber Mısır ve Yakın Doğu Koleksiyonu, uzun geçmişin gizemli kültürlerinden büyüleyici hazinelerini içeriyor. Kunsthistorisches’in binasını dışarıdan baktığınızda
dahi oldukça ilgi çekici bir yapı, bu bile oldukça davetkâr aslında.Kunsthistorisches Haziran’dan Ağustos’a kadar her gün açık.Her gün 10:00’da ziyarete açılıyor, perşembe günleri 21:00’da, diğer günler ise 18:00’da kapanıyor. Standart bilet fiyatı: 18 €, Viyana Şehir Kartı ile %6 indirim uygulanıyor.
Naturhistorisches Museum Vienna – Doğa Tarihi Müzesi
Dünyanın tarihi ve doğanın nefes kesen çeşitliliğini görebilmek için burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Kunsthistorisches Museum Wien’in karşısında yer alıyor. Kunsthistorisches ile hemen hemen aynı mimariye sahip, dolayısıyla en az onun kadar hayranlık uyandırıcı bir yapı. Müzede değerli taşlar, mineraller, fosiller, meteorlar, böcekler, nesli tükenmiş veya tükenmek üzere olan hayvanlarla ilgili yaklaşık 20 milyon nesne sergileniyor.
Koleksiyonun en önemli parçası, 1908’de Aşağı Avusturya’daki Wachau’da bulunan 29.500 yaşındaki ve sadece on bir santimetre boyundaki “Venus von Willendorf” kalıntısı. Rehberli tura katılırsanız, Naturhistorisches Museum Vienna’nın çatısında Viyana’nın Eski Kenti ve Ringstrasse’nin eşsiz manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Naturhistorisches Museum Vienna, haftanın her günü 09:00 – 18:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Standart bilet fiyatı: 14 € ; Çatı turu: 9 € 19 yaş altı ziyaretçiler: Ücretsiz giriş
Leopold Müzesi
Bu müzede tutkulu sanatsever olan Dr. Rudolf Leopold tarafından toplanan Avusturya modern sanatına dair yüzlerce şaheser sergileniyor. Leopold Müzesi, Viyana Art Nouveau, Viyana Atölyesi ve Ekspresyonist dönemin eşsiz bir hazinesi görevini görüyor. Şehrin en gözde kültürel mekanı Museums Quartier’de en çok ziyaret edilen müze olarak, dünyanın en önemli ve en büyük Egon Schiele koleksiyona ev sahipliği
yapıyor. Bunun yanı sıra Viyana Secession hareketinin kurucusu Gustav Klimt’in başyapıtlarını da ağırlıyor. Ayrıca, Josef Hoffmann’dan Koloman Moser’e kadar Wiener Werkstätte’nin seçkin eserleri de Leopold Müzesi’nde sergileniyor.
Egon Schiele tam adıyla Egon Leo Adolf Ludwig Schiele Avusturya’nın en önemli sanatçılarından biri, kendisi dışavurumcu tarzı ile tanınan bir ressam. Müzede sergilenen, Egon Schiele’ye ait 42 tablo, 187 orijinal grafik (çizimler ve renkli sayfalar) ve el yazmaları (mektuplar vb.) hayranlık uyandırıyor hakikaten. “Pysalisli Otoportre” ve “Wally Neuzil’in Portresi” gibi başlıca eserlerinin çoğu Leopold Müzesi’ne ait. 1950’lerde, kurucusu Rudolf Leopold, erken Ekspresyonist Egon Schiele’nin olağanüstü eserlerinden büyük miktarlarda toplamaya başlamış. Schiele’nin henüz 28 yaşındayken vefat etmesi de üzücü bir ayrıntı ne yazık ki. Geride, müzede sergilenen hatırı sayılır sayıda eser bırakmış. Leopold Müzesi, haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Standart bilet fiyatı: 15 € Vienna şehir kartı ile 12,50 € Ayrıca Vienna City kart sahipleri Leopold Müzesi’ndeki hızlı şeridi kullanma hakkına sahip, bu da uzun kuyrukları kısa sürede aşmak anlamına geliyor.
Kunst Haus Wien
Mimar Friedensreich Hundertwasser tarafından tasarlanan ilginç bir bina burası. Hem müze olarak kullanılıyor hem de bir kafeye sahip. Çağdaş sanat üzerine çeşitli sergilerin yanı sıra, Hundertwasser’in eserlerinin kalıcı bir sergisine de sahip. Usta mimar Hundertwasser, eski Thonet ahşap mobilya fabrikasını kendine özgü bir tarzda tamamen dönüştürerek yaratmış burayı.. Bugün, birçok renkteki cam, metal,
tuğla, ahşap ve seramik karoların düzensiz yerleşimi, daha önce göze çarpmayan binaya benzersiz bir karakter kazandırmış durumda. 1991 yılında açılan Kunst Haus Wien, iki katta kalıcı bir Hundertwasser sergisine ev sahipliği yapıyor ve iki ek kat değişen sergilere ayrılmış durumda. Zemin katta kafe-restoran ve hediyelik eşyalar alabileceğiniz bir dükkan bulunmaktadır. Ayrıca zemin katta, sanatçıların ve yaratıcı
tiplerin Hundertwasser’in sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, geri dönüşüm ve kentlilik konularında formüle ettiği tezleri eleştirel bir şekilde ele aldığı “Garaj” yer alıyor. Ve alt zemin katta, “Galerie” olarak adlandırılan, seçilmiş genç fotoğrafçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Kunst Haus Wien, haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Bank Austria Kunstforum Wien – Bank Avusturya Sanat Forumu
Şehir merkezindeki etkileyici binalardan biri de burası. Viyana’nın önde gelen sanat sergi mekanlarından biri. Bank Austria Kunstforum Wien, esas olarak Klasik Modernizm ve savaş sonrası avangard dönemlerden ulusal ve uluslararası sanat eserlerinin sergilendiği bir yer. 1914 ve 1921 yılları arasında mimarlar Ernst Gotthilf ve Alexander Neumann tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiş bir binada yer alıyor. Bu bina aynı zamanda Avusturya anayasa mahkemesine de ev sahipliği yapıyor. Bina uzun yıllar bir banka tarafından kullanılmış. O zamanlar boş olan banka salonlarının potansiyelini fark eden Viyanalı halk aktörü Heinz Conrad’ın önerisiyle, 1980’lerin başında burada ilk sergiler düzenlenmiş. Binanın modern bir müzeye dönüştürülmesi 1989’da başlamış.
Ünlü mimar Gustav Peichl tarafından yeniden tasarlanan binanın giriş kapısı başlı başına bir sanat eseri. Giriş alanını süsleyen altın top uzaktan bile görülebilir. 1.120 metrekarelik alanda düzenli olarak özel gösteriler de düzenleniyor. Ziyaretçiler sanat dünyasının Egon Schiele, Oskar Kokoschka, Paul Cézanne ve Vincent van Gogh gibi büyük isimlerin sansasyonel özel sergilerinin yanı sıra özenle seçilmiş tema bazlı gösterileri görmek için buraya adeta akın ediyorlarmış. Arnulf Rainer ve Christian Ludwig Attersee gibi savaş sonrası dönemin Avusturyalı avangardları, kişisel eşyaların yanı sıra, Frida Kahlo ve Rebecca Horn ile ilgili sergiler de büyük beğeni topluyor. Bank Austria Kunstforum Wien, haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.Standart bilet fiyatı: 12 €, Viyana şehir kartı sahiplerine %25 indirim uygulanıyor.
Museums Quartier
Viyana’nın İmparatorluk Sarayı yakınındaki sansasyonel sanat alanı Museums Quartier. Bu bölgede seçkin müzeleri gezmenin yanı sıra, keyifli restoranlarda Viyana lezzetlerinin tadına da bakabilirsiniz. Bilhassa turistler için çok ilgi çeken bir bölge, bir buluşma yeri de diyebiliriz. Biraz daha detay vermem gerekirse,
MuseumsQuartier (MQ), dünyanın en büyük kültürel bölgelerinden biri esasında. Eski imparatorluk ahırlarında eski şehrin sınırında bulunuyor ve 60.000 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Farklı sanat alanlarının, restoranların, kafelerin ve dükkanların bulunduğu bu alan post-modern bir ambiyansta, barok binalar ve modern mimarinin bir kombinasyonundan oluşuyor. Görsel olarak izlemesi dahi oldukça keyifli.
MAK – Museum for Applied Arts – Uygulamalı Sanatlar Müzesi
Bu müzenin temel noktası tasarım. Orta Çağ’dan günümüze mobilya, cam, çini, gümüş ve tekstil ürünleri sergiliyor burada. Wiener Werkstätte’den değerli el sanatları, Thonet’ten bükümlü ahşap mobilyalar ve Brüksel’deki Stoclet Palais’in duvar süsleri için Gustav Klimt’in yaldızlı tasarımı gibi art nouveau akımından örnekler de vurgulanıyor aynı zamanda.
Thonet’in Bentwood sandalyeleri Viyana kahvehanelerinde hala kullanılıyor ve Orta Çağ’dan günümüze kadar gelen bu koltuklar oldukça davetkar görünüyorlar. Biedermeier kanepeler pembe, yeşil, sarı veya kırmızı renkleri ile insanda hayranlık uyandırıyor ve aynı zamanda şaşırtıyor çünkü Biedermeier tarzı sade ve net şekilleriyle tasarımın beşiği olarak kabul ediliyor. Bunlar, Biedermeier tarzına göre biraz daha
cesur örnekler olarak gösteriliyor. Bilhassa dizayn ve mobilya konusunda ilgiliyseniz, burayı görmenizi öneririm. Değilseniz, sizin için olmazsa olmazlar arasında değildir.MAK, haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.Standart bilet fiyatı: 15 €, Viyana şehir kartı sahiplerine %20 indirim uygulanıyor.
Museum of Modern Art – MUMOK – Modern Sanat Müzesi
Museums Quartier’de bulunan MUMOK dışarıdan bakıldığında ilginç yapısı ile dikkat çekiyor. Hapishane mi müze mi anlamak biraz güç olabiliyor ilk bakışta. Müzenin konsepti daha çok 20. ve 21. yüzyıldaki modern sanatın eserleri. Andy Warhol, Claes Oldenburg, Pablo Picasso, Yoko Ono, Günter Brus ve Gerhard Richter’in eserleri en ilgi çekenler arasında. Pop Art ve Fotogerçekçilik, Fluxus ve Nouveau Reazlizminin yanı sıra Viyana Aksiyonizmine dayalı koleksiyonlara da sahip. Modern sanat alanında
önde gelen müzelerden biri burası. Koleksiyon yaklaşık 9.000 eserden oluşuyor: tablolar, heykeller, enstalasyonlar, çizimler, grafikler, fotoğraflar, videolar, filmler, mimari modeller ve mobilyalar olmak üzere görebileceğiniz eserler oldukça çeşitlendirilmiş durumda. Yorgunluk atmak için müzenin bahçesindeki mor koltuklarda dinlenebilirsiniz.
MUMOK,
Pazartesi, 14:00 – 19:00
Salı, 10:00 – 19:00
Çarşamba, 10:00 – 19:00
Perşembe, 10:00 – 21:00
Cuma, 10:00 – 19:00
Cumartesi, 10:00 – 19:00
Pazar, 10:00 – 19:00
Standart bilet fiyatı: 14 €, Viyana şehir kartı sahiplerine %20 indirim uygulanıyor.
Sigmund Freud Müzesi
Viyana’nın en ünlü adreslerinden biri Sigmund Freud Müzesi. 18 ay süren bir tadilat dönemi geçirdi ve 2020’de kapılarını tekrar açtı ziyaretçilere. Sigmund Freud’un yaşadığı ve çalıştığı odalar, yenilenen müzede sergilenen alanlara dönüştürülmüş Bu yeni yaklaşım, psikanalizin kurucu babasını yeniden keşfetmek için çok büyük avantaj açıkçası. Freud’un yaşıyor olsaydı, eminim o da bundan keyif alırdı.
Buraya geldiğinizde, 100 yılı aşkın bir süre önce hastalarının yaptığı gibi, siz de alt katta kapıda duracak ve dünyaca ünlü profesörün kapısındaki zili çalacaksınız düşünsenize. İçeri adım attığınız andan itibaren Sigmund Freud Müzesi’nin sıradan bir müze olmadığını anlayacaksınız. Freud’un ruhunu bugüne kadar korumayı başarmışlar, bu çok kıymetli.
Sigmund Freud, 1891’den 1938’e kadar neredeyse yarım yüzyıl boyunca Gründerzeit’in zirvesinde inşa edilen bu klasik Viyana apartmanında yaşmışı ve çalışmalarını sürdürmüş. Bu yıllarda aile sürekli olarak farklı katlar arasında taşınmış. Freud büyük eserlerini (“Düşlerin Yorumu”, “Psikanaliz Üzerine Beş Ders”, “Ego ve İd” ve diğerleri) burada yaratmış. Avusturya’nın Nazi Almanyası’na ilhak edilmesinden sonra Freud, Haziran 1938’de kaçmak zorunda kalmış ve hayatının son yılını Londra’da geçirmiş.
Ağır kanser hastası, arkadaş olduğu bir doktorun yardımıyla aşırı dozda morfin alarak kendi canına kıymış, 83 yaşındayken. Sigmund Freud Müzesi çarşamba, perşembe, cuma günleri 11:00 – 18:00, cumartesi ve
pazar günleri ise 10:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Standart bilet fiyatı: 14 €, Viyana şehir kartı sahiplerine %29 indirim uygulanıyor.
Museum of Technology – Teknoloji Müzesi
Viyana Teknoloji Müzesi, 22.000 metrekarelik bir alanda teknoloji dünyasına olağanüstü bakış açıları sunuyor. Yalnızca teknoloji meraklıları değil tüm ziyaretçiler için ilgi çekici bir müze burasu. Geçmişten geleceğe eşsiz sergiler, müzeyi heyecan verici teknolojik gelişmeler için bir gösteri yeri haline getirmiş. En çok ilgi çeken gösterimlerden biri de yüksek voltaj gösterimi; şarkı söyleyen bir Tesla bobini, şimşekler oluşturan son derece yüksek voltajlarla muhteşem bir şov haline getirilmiş. Neredeyse 100 yol önce yolcu taşıyan bir buharlı lokomotif de bulunuyor müzede. İç aksamına dair detaylı bilgiler çok ilgimi çekmişti. Birçok teknolojik etkinlik, gösteri ve düzenli özel sergiler ile müze hem genç hem de yaşlı ziyaretçiler için olağanüstü bir deneyim haline getirilmiş.
Teknoloji Müzesi, hafta için 09:00 – 18:00, hafta sonu ve tatillerde 10:00 – 18:00 saatleri
arasında ziyaret edilebilir.Standart bilet fiyatı: 14 €, Viyana şehir kartı sahiplerine %20 indirim uygulanıyor.
Foltermuseum – Torture Museum – İşkence Müzesi
İşkence Müzesi, insanlık tarihinin karanlık yüzü hakkında ki bilgileri ayyuka çıkarıyor. Üstelik güçlü ve etkileyici sergilerle. Antik çağlardan beri Avrupa hukukunun gelişimi yaklaşık 800 m²’lik sergi alanında ziyaretçilere sunuyor. Yaklaşık 100 sergi, işkence ve zulmün günümüze kadar nasıl bi yolculuk yaptığını gözler önüne seriyor.
The Third Man Museum – Üçüncü Adam Müzesi
Üçüncü Adam Müzesi, adından da anlaşılacağı üzere filmle ilgilenenler için bir buluşma yeri ve Viyana’nın savaş sonrası tarihine kapı aralıyor. Üçüncü Adam (The Third Man) 1949 yapımı, kara/gerilim türünde bir film. 1948’de Viyana’da çekilen bu klasik film üzerine kapsamlı orijinal sergi koleksiyonuna ek olarak, ayrıntılı belgelerle filmin tarihi arka planını ele alıyor. 2.500 orijinal sergiye sahip on üç oda ziyaretçilere
açık durumda. Ayrıca müzede orijinal senaryolar, sette kullanılan kameralar ve küçük Hansel’in şapkası bulunuyor. Öne çıkan özelliklerden biri, kısa film sekansını oynatan 1936’dan kalma, halen çalışır durumda olan bir sinema projektörü. “Üçüncü Adam” ilk kez 1950’de bu tür projektörlerde gösterilmiş.
Müzenin güncel giriş saatlerini http://thirdman.museum/ adresinden inceleyebilirsiniz.
Standart bilet fiyatı: 9,50 €, Viyana şehir kartına %27 indirim uygulanıyor.
Weltmuseum Wien – Etnografya Müzesi
Weltmuseum Wien, dünyanın en önemli etnografya müzelerinden biri. 250.000’den fazla etnografik nesne, 140.000 tarihi fotoğraf ve çoğunlukla Avrupalı olmayan halkların tarihi, kültürü, sanatı ve günlük yaşamları hakkında 146.000 basılı eser bulunuyor burada. Aynı zamanda İngiliz denizci James Cook (1728-1779) koleksiyonunun bir parçasını ve Meksika’dan dünyaca ünlü tüy başlığını (“Penacho” olarak adlandırılır) da görebiliyorsunuz burada. Müze, genel olarak insanlığın kültürel çeşitliliği ile ilgilenmiş
ve küresel koleksiyonu ile Avusturya’nın dünya ile zengin tarihi ilişkilerini belgelemiş durumda. Müze içerisindeki 14 odada dünyanın dört bir yanından gelen değerli hazineler sergiliyor.
Hofburg Sarayı
Hofburg Sarayı, kraliyet ailesinin kış aylarında yaşadıkları ikâmet adresleri oluyor. Sarayı ziyaretçiler için Sisi Museum, Imperial Silver Collection, ve Imperial Apartments şeklinde üç farklı bölüme ayrılmış durumda.
Imperial Silver Collection bölümünde, sarayın ne kadar çatal, bıçak, tabak, çanağı varsa, ki gerçekten çok var, hepsini inceleyebiliyorsunuz. Sisi Müzesi bölümünde, Elisabeth’in kişisel yaşantısına dair ayrıntıları görüyorsunuz. Kendisi halk tarafından çok sevilen ve güzelliği kadar kalbi ile de yer edinen bir imparatoriçe. Yüksek ihtimalle de anoreksiya olduğu düşünülüyor. Kıyafetlerini gördüğünüzde özellikle bel
bölümlerinden rahatlıkla anlaşılıyor bu. Imperial Apartments bölümünde ise soyluların yaşamına dair izleri görebilme şansı yakalıyorsunuz.
Yedi yüzyıldan fazla bir süre boyunca, Habsburg imparatorluğu Hofburg İmparatorluk Sarayı’ndan yönetildi. Bugün, Viyana Erkek Korosunun Pazar günü Yüksek Ayin sırasında performans gösterdiği Gotik İmparatorluk Şapeli, Orta Çağ boyunca İmparatorluk Sarayı’nın bir kalıntısı aslında. Şehir merkezinin ortasında, özel oda ve bölümleri ziyaret ederek eski imparatorluk ailesinin günlük yaşamını oluşturan
ihtişama hayran kalmamak elde değil.. Çok sayıda müze ve koleksiyon, imparatorluk
ailesinin sanat tutkusunu temsil ediyor aslında.
Schönbrunn Sarayı
Hanedanın yazlık sarayına hoşgeldiniz. Koskoca hanedandan yaz aylarında kışlık sarayda oturmasını bekleyemezdik değil mi? Habsburgların eski yazlık evi, imparatorluk tören salonları ve muhteşem bahçeleri ile etkileyicidir. Maria Theresa, İmparator Franz Joseph, İmparatoriçe Elisabeth ve diğerleri bir zamanlar Schönbrunn Sarayı’nda yaşıyormuş. Schönbrunn Sarayı, Avrupa’nın en güzel Barok mimarisi
örneklerinden biri olarak gösteriliyor ve 1569’dan beri Habsburgların mülkiyetinde İmparator II. Ferdinand’ın karısı Eleonore von Gonzaga, 1642’de bu alana bir zevk sarayı yaptırmış ve mülkü “Schönbrunn” olarak adlandırmış. Saray, tarihi önemi, eşsiz düzeni ve muhteşem mobilyaları ile birlikte bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Schönbrunn Sarayı’nın 45’i ziyaret edilebilen toplam 1.441 odası bulunuyor.
Evet, tam 1,441 oda. Mozart, altı yaşında bir dahi olarak Schönbrunn Sarayı’nın aynalı salonunda müzik yapmış, düşünsenize. Ne muhteşem bir gösteri olmuştur. Schönbrunn Sarayı her gün, 09:30 – 17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir, son giriş saat 16:15’te.
Viyana’da ne yenir?
Schnitzel
Evet, listenin ilk başında sizin de tahmin edeceğiniz gibi schnitzel var. Avusturya’nın ulusal yemeklerinden biri olan Wiener schnitzel , bir ülkenin dünyaya yayılan en başarılı lezzetlerinden. Panelenmiş ve ardından tereyağında veya yağda kızartılmış ince bir dana etinden yapılan şnitzel, başkentin çevresindeki restoran ve lokantalarda sık sık servis ediliyor. Ülkemizde daha çok tavuktan yapılsa da, aslı kırmızı et ile hazırlanır. Tipik olarak limon ve taze maydanoz ile süslenir, genellikle salata sosu, Avusturya patates salatası, buharda patates veya patates kızartması ile servis edilir. Soğuk bir Avusturya birası veya bir kadeh yerel Gruner Veltliner beyaz şarabı ile birlikte lezzetli bir akşam yemeği haline geliyor. Mutlaka denemelisiniz.
Wiener Wurstel (Viyana Sosisleri)
Viyana sosislerini ünü Viyana dışına da taşmış durumda biliyorsunuz. Geleneksel olarak hem sığır hem de domuz etinden yapılıyor ve koyun bağırsağına konuyor. Keskin bir hardalla ve Avusturya usulü patates salatası, turp, bahar kuşkonmazı ile diğer taze sebzelerle servis ediliyor.
Erdäpfelsalat ( Avusturya usulü patates salatası )
Viyanadaki en leziz yemeklerden biri gerçekten. Patates zaten muhteşem bir sebze. Türkiye ve Amerika’daki muadilinden oldukça farklı bir versiyon bu. İçeriğinde mayonez yok, bunun yerine biraz hardal, beyaz şarap sirkesi, frenk soğanı, kırmızı soğan, bir tutam tuz ve karabiber ile hazırlanır. Bazı reçetelerde ayrıca biraz tavuk veya et suyu da ekleniyor, bu nedenle vejetaryen veya vegansanız sipariş verirken salatada herhangi bir et ürünü olup olmadığını sorabilirsiniz.
Avusturya gulaşı
Viyana ve Avusturya çevresinde oldukça popüler yemeklerden biri gulaş. Domates,soğan ve kırmızı biber ile tatlandırılmış doyurucu bir sığır eti güveci. Viyana’da tadacağınız versiyon genellikle Semmelknödel’i (köfteli) olacaktır. Soğuk kış günleri için mükemmel bir yemek. Avusturya gulaşı.
Spargel ( Beyaz Kuşkonmaz )
Viyana’yı ilkbaharda ziyaret ediyorsanız denemenizi tavsiye edeceğim yöresel lezzetlerden biri kuşkonmaz. Nisan sonu veya Mayıs ayı başlarından itibaren, Viyana’daki birçok yerel restoranın menüleri, belirgin bir şekilde Spargel ile mevsimlik spesiyaller sunmaya başlıyor. Bazen biraz tereyağı ve limonla servis ediliyor ya da galeta ununa bulanırak kızartılıyor. Diğer zamanlarda lezzetli taze çorbalarda kullanılıyor ya da prosciutto’ya sarılarak hollandaise sosuyla servis ediliyor. Daha büyük ve daha kalın olan beyaz kuşkonmaz, özellikle ilkbahar mevsimin favori lezzetleri arasında.
Tafelspitz ( Sebzeli et suyunda haşlanmış sığır veya dana eti)
Et sevenler için bir başka yerel spesiyalite tafelspitz, et suyunda hafifçe kaynatılmış yumuşak sığır filetosu veya dana eti ile yapılan lokal bir lezzet. Tipik olarak mevsim sebzeleri veya elma püresi ve yaban turpu ile servis ediliyor. Özellikle sonbahar ve kış aylarında ülkenin her yerinde sıklıkla tüketiliyor. İyi kalite bir Avusturya beyaz şarabı veya baharatlı kırmızı şarabı eşliğinde servis ediliyor genellikle. Ülkenin ulusal
yemeklerinden birini tatmak isteyenler için ama daha sağlıklı bir seçenek arayanlar için harika bir alternatif.
The Sachertorte
Viyana’nın en bilinen sembol lezzetlerinden biri sachertorte. Yarı sert çikolatalı krema ile kaplanmış, katmanları arasında ince kayısı reçeli olan, yiyen herkesi çikolataya doyuran bir pasta bu.
Apfelstrudel ( Elmalı turta )
Ülkemizdeki pastane vitrinlerinden de aşina olduğumuz bir lezzet aslında. Viyana çevresindeki fırınlarda, kafelerde ve restoranlarda satılan bu turta, oldukça leziz. Genellikle elma, şeker, kuru üzüm, limon, rom, tarçın ve karanfil ile doldurulmuş hafif, gevrek bir hamur ile hazırlanır. Çoğu zaman, meyveli turta, fındıkla karıştırılmış ekmek kırıntıları ile süslenir ve pudra şekeri serpilerek servis edilir. Viyana kahvesi veya siyah
çay eşliğinde mükemmel bir lezzete dönüşüyor. Strudels, çilek ve kayısı da dahil olmak üzere diğer meyve çeşitleriyle de hazırlanabiliyor.
Melange ( Viyana Kahvesi )
Paris ve Roma gibi Viyana da bir Avrupa kahve başkenti.. 18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar şehrin dört bir yanında ortaya çıkan kafeler ve bilhassa 3. nesil kahve dükkanları, Avusturya başkentinde kültürel ve mutfak yaşamının demirbaşları haline geldi. Melange cappuccinoya benziyor ancak kakao tozu içermiyor. Yarı sıcak süt yarı süt köpüğü ile hazırlanıyor. Avusturya’daki cappuccinolarda genellikle süt yerine krem
şanti ile kullanılıyor. Bir Americano arıyorsanız, bir Verlängerter isteyin. Kremalı sade kahve istiyorsanız Brauner, ve bir espresso veya çift espresso istiyorsanız Schwarzer sipariş edebilirsiniz. Yerel spesyallerin değişik isimleri de dikkatini çekiyor insanın.Mesela Franziskaner (Franciscan Monk), melange’a benziyor ancak üzerinde köpüklü süt yerine kremşanti oluyor.